İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 95. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HACCAC'IN ÖLÜMÜNDEN SONRA MUHAMMED BİN KASIM'IN YAPTIKLARI VE ÖLDÜRÜLMESİ

 

Haccac bin Yusuf öldüğünde Muhammed bin Kasım Multan'da bulunuyordu. O'nun ölüm haberini alınca Rur ve Bağrur'a geri döndü. Bu iki yeri daha önceden fethetmişti. Askerlere atiyyelerini verdikten sonra Beyleman'a bir ordu gönderdi. Beylemanlılar çarpışmağa girişmeden itaat altına girmeyi kabul ettiler. Basralıların gaza yeri olan Sürişt halkı da ondan barış istediler. Süriştliler denizcilik yaparlardı.

 

Daha sonra Muhammed Kirec'e geldi. Devher, Muhammed'e karşı çıkarak onunla çarpıştı, Sonunda Devher bozguna uğrayıp kaçtı. Öldürüldüğü de söylenmiştir. Kireçliler de Muhammed'in haklarında vereceği hükmü kabul ettiler. Muhammed de onlardan kimisini öldürdü, kimisini de esir aldı.

 

Şair şöyle der:

‘‘Bizler Zdher'i ve Devher'i öldürdük; Atlılar da adım adım öncüleri izliyor.’‘

Bu sırada Velid bin Abdülmelik öldü, yerine kardeşi Süleyman bin

Abdülmelik geçti. Süleyman Seksekli Yezid bin Ebi Kebse'yi Sind Valiliği'ne getirirken Muhammed'i de yakalayıp zincire vurdurdu ve Irak'a gönderdi. Bunun üzerine Muhammed şu beyti okudu:

 

‘‘Kaybettiler beni, hem ne biçim bir yiğit kaybettiler ... Zorlu bir günde ve bir gediği kapatmak için eşi bulunmaz bir yiğidi.’‘

 

Sindliler Muhammed için ağlayıp gözyaşı döktü.

Muhammed Irak'a varınca Salih bin Abdurahman O'nu Vasıt'ta hapsetti.

Bununla ilgili olarak Muhammed şöyle dedi:

 

‘‘Ben Vasıt 'ta demirlerin tutsağı, Zincirlere bağlı olsam da,

Nice atlıyı titretmiş, Nicesini de ölü yıkmışım.’‘

 

Ayrıca şunları da söylemiştir:

 

‘‘Ben kaçmağa karar verecek olsam, Savaşa hazır erkek ve dişi atlar hazırlanırdı. Sekseklilerin atlılan ginnedi toprağımıza, Başımda Ak'lı biri emir de olmadı. Ben Müzeyneli Bud'a da tabi olmadım; Ey zaman, şereflileri nasıl da tökezletirsin!’‘

 

Salih Muhammed bin Kasım'a Ebu Aldı soyundan gelen bir takım kimseleri öldürmüş olduğu için işkence yapmış, Haccac da Salih'in kardeşi Adem'i öldürmüştü, çünkü Salih'in kardeşi Haricilerin görüşündeydi. Hamza bin Bayd el-Hanefı Muhammed için yazmış olduğu mersiyesinde şöyle der:

 

‘‘Mertlik, cömertlik, el açıklığı Muhammed bin Kasım bin Muhammed'indir. On yedi yılordulan yönetli o, Bu ne büyük bir şereftir!’‘

 

Bir başkası da şöyle demiştir:

 

‘‘On yedi yıl yiğitleri yönetti, Yaşlılarıysa o sırada oynuyordu.’‘

Yezid bin Ebi Kebse Sind'e vardıktan on sekiz gün sonra öldü. Bunun üzerine Süleyman bin Abdülmelik Sind'e Habib bin Mühelleb'i tayin etti. Habib oraya vardığında Sind hükümdarları kendi ülkelerine, Ceyşebe bin Zaher de Brahmanablı'a geri dönmüştü. O bakımdan Habib Mehran kıyısına indi. Rur halkı itaat ettiklerini belirtirken bazı topluluklarla da savaşmak durumunda kaldı ve onlara karşı muzaffer oldu.

 

Süleyman kendisinden sonra Ömer bin Abdülazİz'in halifeliğe getirilmesi için vasiyet etti. Ömer bin Abdülaziz hükümdarlara mektuplar yazarak onları İslam'a ve itaata davet edip bunun karşılığında kendilerini hükümdarlıklarında bırakacağım, Müslümanların lehine olanın onların da lehine, aleyhine olanın da onların aleyhine olacağını bildirince Ceyşebe ve diğer hükümdarlar İslam'a girdi ve kendilerine Arapça isimler verdiler.

 

O sırada Amr bin Müslim el-Bahili Ömer'in o serhaddeki amili bulunuyordu. Amr Hint'in bazı bölgelerine gazalar yaptı ve zafer kazandı. Ondan sonra Hişam bin Abdülmelik döneminde Cüneyd bin Abdurrahman Sind Valiliği yaptı. Cüneyd Mehran Irmağı'na geldi, ancak Ceyşebe bin Zaher kendisini ırmağı aşıp karşı tarafa geçmekten alıkoyarak şu haberi gönderdi: "Ben İslam'a girmiş bulunuyorum. Salih kimse de beni ülkemin hükümdarı yapmıştır, o bakımdan ben sana güvenemiyorum." Bunun üzerine Cüneyd, Ceyşebe ile ülkesinin haracını vermek üzere anlaştı ve karşılıklı olarak rehineler verip aldılar; fakat daha sonra her ikisi de rehinelerini geri verdi, Ceyşebe ise irtidat etti. Daha sonra da O'nunla savaşıldı; fakat savaşılmadığı, Cüneyd'in O'nun cinayet işlediği şeklinde bir yalan uydurduğu, bu bakımdan Ceyşebe'nin Hindistan'a giderek asker toplayıp gemiler yaptırıp savaş hazırlıklarına. giriştiği böylelikle Cüneyd'in de gemilerle üzerine yürüdüğü, bir akarsuda karşılaşarak Ceyşebe'nin esir alındığı da söylenmiştir. Ceyşebe'nin esir alınması sırasında gemisi yan yatmış bulunuyordu. Daha sonra Cüneyd O'nu öldürdü. Diğer taraftan Zaher'in diğer oğlu Sassa Cüneyd'in ihanetini şikayet etmek üzere kaçarak Irak'a gitti, ancak Cüneyd sürekli olarak O'nu kendisine ısındırmağa çalıştı ve sonunda kendisine gelmesini sağlayıp ele geçirince de öldürdü.

 

Cüneyd antlaşmalarını bozmuş olan Keyrediler üzerine gaza yaptı. Burada bir koç arabası yaparak şehrin surunu onunla dövdürdü. Böylece bu suru yardılar. Cüneyd şehre girip savaşçıları öldürdü, çoluk çocukları da esir aldı. Mermez, Mendel, Dehnec ve Burunec'e amiller gönderdi.

 

Cüneyd; "Korkutmak açısından önüne geleni öldürmek, düşmana karşı direnmekten daha etkileyicidir." derdi.

 

Cüneyd ayrıca Uzeyn üzerine bir ordu gönderdi. Bu ordu buraya baskın yaptı ve şehrin yakın çevresindeki evleri yaktılar. Ayrıca bu ordu Beyleman'ı fethetti. Yanında götürdüklerinin dışında kırk milyon toplandı ki, bir o kadarını da merkeze göndermişti. Cüneyd Kaynlı Temim bin Zeyd'i valilikle görevlendirmiş, ancak Temim, idaresi zayıf ve gevşek birisi olarak kendisini göstermişti. Temim Deybul yakınlarında öldü.

 

O'nun döneminde Müslümanlar Hindistan'dan çıktılar ve yerlerini bırakıp terk ettiler. Daha sonra Kelbli Hakem bin Avvam buranın valiliğine getirildiğinde Hindistanlılar Kassa halkı hariç hep kafır olmuşlardı. Hakem bir şehir inşa ettirerek ‘‘Mahfuza’‘ adını verdi ve burasını Müslümanların sığınağı yaptı. Hakem ile birlikte Amr bin Muhammed bin Kasım da vardı. Hakem büyük işleri Amr'a havale ederdi. Mahfuza'dan onu gaza yapmak üzere göndermişti. Geri döndüğünde zafer kazanmış bulunuyordu. Bu sefer bir şehir daha yaptırarak buraya da ‘‘Mansura’‘ adını verdi. İşte emirlerin kaldıkları yer b' şehirdir. Daha sonra düşmanların elinde bulunan yerleri kurtardı ve onlara üstünlük sağladı. Halk da onun valiliğinden hoşnut ve memnun kaldı.

 

Halid el-Kasri şöyle der: "Hayret edilecek bir şeydir. Ben Arapların en delikanlısını (Temim'i kastediyor) vali tayin ettim, ancak o reddedildi ve terk edildi. Diğer taraftan Arapların en cimrisini vali tayin ettim, bundan hoşnut olundu."

 

Daha sonra Hakem öldürüldü. O sıralarda amiller (zekat ve haraç tahsildarları) düşman ile çarpışıyor ve savaşıyorlardı. Bir yeri fethediyor, orada alabildiklerini alıyorlardı, çünkü bundan sonra Emevi Devleti zayıflamış bulunuyordu. Bu durum mübarek Abbasi Devleti'nin gelişine kadar devam etti.

 

Sind'le ilgili diğer haberleri -Allah'ın izniyle- Me'mun döneminde anlatacağız.

 

 

 

ÇEŞİTLİ OLAYLAR

 

Bu yıl Abbas bin Velid Bizanslılara gaza yaparak Heraclea ve diğer bazı yerleri fethetti.

Kirec ile Mendel dışında kalan Hint'in uzak bölgeleri de bu yıl fethedildi. Abbas bin Velid bu yıl Kınnesrin'i fethetti. Vudahi beraberinde yaklaşık bin kişiyle birlikte Bizans topraklarında öldürüldü.

 

Mansur Abdullah bin Muhammed bin Ali bin Abdullah bin Abbas bu yıl dünyaya geldi.

Bu yıl hac emirliğini Velid bin AbdÜımelik'in oğlu Bişr yapmıştır. Bölge valileri ise kendilerinden daha önce söz ettiğimiz kimselerdi.

 

Nehdli Ebu Osman bu yıl vefat etmiştir. Asıl adı Abdurrahman bin Mell olup vefat ettiğinde yüz otuz yaşındaydı. Ölümüyle ilgili olarak başka şeyler de söylenmiştir.

 

Şeybanlı Sa’ad bin İyas Ebu Amr da bu yıl yüz yirmi yaşında vefat etmiştir. Haccac'ın emirliği sırasında Resulullah (S.A.V.)'ın azatlısı olan Sufeyne vefat etmiştir. Salim bin Ebi'l-Ca'd da bu yıl vefat etmiştir.

 

Damrah Ca'fer bin Amr bin Ümeyye de bu yıl vefat edenler arasındadır. Ca'fer Abdullah bin Meryan'ın sütkardeşidir.

 

Haccac'ın emirliği sırasında Cuşemli ve Küfeli Ebu'l-Ahvas Avf bin Malik bin Nadla Hariciler tarafından öldürüldü.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİCRETİN DOKSAN ALTINCI YILI OLAYLARI (M. 714-715)

KUTEYBE'NİN KAŞĞAR ŞEHRİ'Nİ FETHETMESİ