|
İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
HACCAC'IN
ÖLÜMÜNDEN SONRA MUHAMMED BİN KASIM'IN YAPTIKLARI VE ÖLDÜRÜLMESİ
Haccac
bin Yusuf öldüğünde Muhammed bin Kasım Multan'da bulunuyordu. O'nun ölüm haberini
alınca Rur ve Bağrur'a geri döndü. Bu iki yeri daha önceden fethetmişti.
Askerlere atiyyelerini verdikten sonra Beyleman'a bir ordu gönderdi.
Beylemanlılar çarpışmağa girişmeden itaat altına girmeyi kabul ettiler.
Basralıların gaza yeri olan Sürişt halkı da ondan barış istediler. Süriştliler
denizcilik yaparlardı.
Daha
sonra Muhammed Kirec'e geldi. Devher, Muhammed'e karşı çıkarak onunla çarpıştı,
Sonunda Devher bozguna uğrayıp kaçtı. Öldürüldüğü de söylenmiştir. Kireçliler
de Muhammed'in haklarında vereceği hükmü kabul ettiler. Muhammed de onlardan
kimisini öldürdü, kimisini de esir aldı.
Şair
şöyle der:
‘‘Bizler
Zdher'i ve Devher'i öldürdük; Atlılar da adım adım öncüleri izliyor.’‘
Bu
sırada Velid bin Abdülmelik öldü, yerine kardeşi Süleyman bin
Abdülmelik
geçti. Süleyman Seksekli Yezid bin Ebi Kebse'yi Sind Valiliği'ne getirirken
Muhammed'i de yakalayıp zincire vurdurdu ve Irak'a gönderdi. Bunun üzerine
Muhammed şu beyti okudu:
‘‘Kaybettiler
beni, hem ne biçim bir yiğit kaybettiler ... Zorlu bir günde ve bir gediği
kapatmak için eşi bulunmaz bir yiğidi.’‘
Sindliler
Muhammed için ağlayıp gözyaşı döktü.
Muhammed
Irak'a varınca Salih bin Abdurahman O'nu Vasıt'ta hapsetti.
Bununla
ilgili olarak Muhammed şöyle dedi:
‘‘Ben
Vasıt 'ta demirlerin tutsağı, Zincirlere bağlı olsam da,
Nice
atlıyı titretmiş, Nicesini de ölü yıkmışım.’‘
Ayrıca
şunları da söylemiştir:
‘‘Ben
kaçmağa karar verecek olsam, Savaşa hazır erkek ve dişi atlar hazırlanırdı.
Sekseklilerin atlılan ginnedi toprağımıza, Başımda Ak'lı biri emir de olmadı.
Ben Müzeyneli Bud'a da tabi olmadım; Ey zaman, şereflileri nasıl da
tökezletirsin!’‘
Salih
Muhammed bin Kasım'a Ebu Aldı soyundan gelen bir takım kimseleri öldürmüş
olduğu için işkence yapmış, Haccac da Salih'in kardeşi Adem'i öldürmüştü, çünkü
Salih'in kardeşi Haricilerin görüşündeydi. Hamza bin Bayd el-Hanefı Muhammed
için yazmış olduğu mersiyesinde şöyle der:
‘‘Mertlik,
cömertlik, el açıklığı Muhammed bin Kasım bin Muhammed'indir. On yedi
yılordulan yönetli o, Bu ne büyük bir şereftir!’‘
Bir
başkası da şöyle demiştir:
‘‘On
yedi yıl yiğitleri yönetti, Yaşlılarıysa o sırada oynuyordu.’‘
Yezid
bin Ebi Kebse Sind'e vardıktan on sekiz gün sonra öldü. Bunun üzerine Süleyman
bin Abdülmelik Sind'e Habib bin Mühelleb'i tayin etti. Habib oraya vardığında
Sind hükümdarları kendi ülkelerine, Ceyşebe bin Zaher de Brahmanablı'a geri
dönmüştü. O bakımdan Habib Mehran kıyısına indi. Rur halkı itaat ettiklerini
belirtirken bazı topluluklarla da savaşmak durumunda kaldı ve onlara karşı
muzaffer oldu.
Süleyman
kendisinden sonra Ömer bin Abdülazİz'in halifeliğe getirilmesi için vasiyet
etti. Ömer bin Abdülaziz hükümdarlara mektuplar yazarak onları İslam'a ve
itaata davet edip bunun karşılığında kendilerini hükümdarlıklarında
bırakacağım, Müslümanların lehine olanın onların da lehine, aleyhine olanın da
onların aleyhine olacağını bildirince Ceyşebe ve diğer hükümdarlar İslam'a
girdi ve kendilerine Arapça isimler verdiler.
O
sırada Amr bin Müslim el-Bahili Ömer'in o serhaddeki amili bulunuyordu. Amr
Hint'in bazı bölgelerine gazalar yaptı ve zafer kazandı. Ondan sonra Hişam bin
Abdülmelik döneminde Cüneyd bin Abdurrahman Sind Valiliği yaptı. Cüneyd Mehran
Irmağı'na geldi, ancak Ceyşebe bin Zaher kendisini ırmağı aşıp karşı tarafa
geçmekten alıkoyarak şu haberi gönderdi: "Ben İslam'a girmiş bulunuyorum.
Salih kimse de beni ülkemin hükümdarı yapmıştır, o bakımdan ben sana
güvenemiyorum." Bunun üzerine Cüneyd, Ceyşebe ile ülkesinin haracını vermek
üzere anlaştı ve karşılıklı olarak rehineler verip aldılar; fakat daha sonra
her ikisi de rehinelerini geri verdi, Ceyşebe ise irtidat etti. Daha sonra da
O'nunla savaşıldı; fakat savaşılmadığı, Cüneyd'in O'nun cinayet işlediği
şeklinde bir yalan uydurduğu, bu bakımdan Ceyşebe'nin Hindistan'a giderek asker
toplayıp gemiler yaptırıp savaş hazırlıklarına. giriştiği böylelikle Cüneyd'in
de gemilerle üzerine yürüdüğü, bir akarsuda karşılaşarak Ceyşebe'nin esir
alındığı da söylenmiştir. Ceyşebe'nin esir alınması sırasında gemisi yan yatmış
bulunuyordu. Daha sonra Cüneyd O'nu öldürdü. Diğer taraftan Zaher'in diğer oğlu
Sassa Cüneyd'in ihanetini şikayet etmek üzere kaçarak Irak'a gitti, ancak
Cüneyd sürekli olarak O'nu kendisine ısındırmağa çalıştı ve sonunda kendisine
gelmesini sağlayıp ele geçirince de öldürdü.
Cüneyd
antlaşmalarını bozmuş olan Keyrediler üzerine gaza yaptı. Burada bir koç
arabası yaparak şehrin surunu onunla dövdürdü. Böylece bu suru yardılar. Cüneyd
şehre girip savaşçıları öldürdü, çoluk çocukları da esir aldı. Mermez, Mendel,
Dehnec ve Burunec'e amiller gönderdi.
Cüneyd;
"Korkutmak açısından önüne geleni öldürmek, düşmana karşı direnmekten daha
etkileyicidir." derdi.
Cüneyd
ayrıca Uzeyn üzerine bir ordu gönderdi. Bu ordu buraya baskın yaptı ve şehrin
yakın çevresindeki evleri yaktılar. Ayrıca bu ordu Beyleman'ı fethetti. Yanında
götürdüklerinin dışında kırk milyon toplandı ki, bir o kadarını da merkeze
göndermişti. Cüneyd Kaynlı Temim bin Zeyd'i valilikle görevlendirmiş, ancak
Temim, idaresi zayıf ve gevşek birisi olarak kendisini göstermişti. Temim
Deybul yakınlarında öldü.
O'nun
döneminde Müslümanlar Hindistan'dan çıktılar ve yerlerini bırakıp terk ettiler.
Daha sonra Kelbli Hakem bin Avvam buranın valiliğine getirildiğinde
Hindistanlılar Kassa halkı hariç hep kafır olmuşlardı. Hakem bir şehir inşa
ettirerek ‘‘Mahfuza’‘ adını verdi ve burasını Müslümanların sığınağı yaptı.
Hakem ile birlikte Amr bin Muhammed bin Kasım da vardı. Hakem büyük işleri
Amr'a havale ederdi. Mahfuza'dan onu gaza yapmak üzere göndermişti. Geri
döndüğünde zafer kazanmış bulunuyordu. Bu sefer bir şehir daha yaptırarak
buraya da ‘‘Mansura’‘ adını verdi. İşte emirlerin kaldıkları yer b' şehirdir.
Daha sonra düşmanların elinde bulunan yerleri kurtardı ve onlara üstünlük
sağladı. Halk da onun valiliğinden hoşnut ve memnun kaldı.
Halid
el-Kasri şöyle der: "Hayret edilecek bir şeydir. Ben Arapların en
delikanlısını (Temim'i kastediyor) vali tayin ettim, ancak o reddedildi ve terk
edildi. Diğer taraftan Arapların en cimrisini vali tayin ettim, bundan hoşnut
olundu."
Daha
sonra Hakem öldürüldü. O sıralarda amiller (zekat ve haraç tahsildarları)
düşman ile çarpışıyor ve savaşıyorlardı. Bir yeri fethediyor, orada
alabildiklerini alıyorlardı, çünkü bundan sonra Emevi Devleti zayıflamış
bulunuyordu. Bu durum mübarek Abbasi Devleti'nin gelişine kadar devam etti.
Sind'le
ilgili diğer haberleri -Allah'ın izniyle- Me'mun döneminde anlatacağız.
ÇEŞİTLİ
OLAYLAR
Bu
yıl Abbas bin Velid Bizanslılara gaza yaparak Heraclea ve diğer bazı yerleri
fethetti.
Kirec
ile Mendel dışında kalan Hint'in uzak bölgeleri de bu yıl fethedildi. Abbas bin
Velid bu yıl Kınnesrin'i fethetti. Vudahi beraberinde yaklaşık bin kişiyle birlikte
Bizans topraklarında öldürüldü.
Mansur
Abdullah bin Muhammed bin Ali bin Abdullah bin Abbas bu yıl dünyaya geldi.
Bu
yıl hac emirliğini Velid bin AbdÜımelik'in oğlu Bişr yapmıştır. Bölge valileri
ise kendilerinden daha önce söz ettiğimiz kimselerdi.
Nehdli
Ebu Osman bu yıl vefat etmiştir. Asıl adı Abdurrahman bin Mell olup vefat
ettiğinde yüz otuz yaşındaydı. Ölümüyle ilgili olarak başka şeyler de
söylenmiştir.
Şeybanlı
Sa’ad bin İyas Ebu Amr da bu yıl yüz yirmi yaşında vefat etmiştir. Haccac'ın
emirliği sırasında Resulullah (S.A.V.)'ın azatlısı olan Sufeyne vefat etmiştir.
Salim bin Ebi'l-Ca'd da bu yıl vefat etmiştir.
Damrah
Ca'fer bin Amr bin Ümeyye de bu yıl vefat edenler arasındadır. Ca'fer Abdullah
bin Meryan'ın sütkardeşidir.
Haccac'ın
emirliği sırasında Cuşemli ve Küfeli Ebu'l-Ahvas Avf bin Malik bin Nadla
Hariciler tarafından öldürüldü.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HİCRETİN DOKSAN
ALTINCI YILI OLAYLARI (M. 714-715)
KUTEYBE'NİN KAŞĞAR ŞEHRİ'Nİ FETHETMESİ