İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 95. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HACCAC'IN NESEBİ VE SİRETİNDEN BİR NEBZE

 

Babasının adı Yusuf olan Haccac'ın dedesinden geriye doğru nesebi sırayla şöyledir: Hakem, Ebu Aldı, .Amir, Mes'ud, Muattib, Malik, Ka'ab. Amr, Sa’ad, Avf ve Sakif. Künyesi Ebu Muhammed olup Sakif Kabilesi'ne mensuptur.

 

Kuteybe bin Müslim der ki:

 

Haccac bir gün bize bir hutbe okuyarak kabirden söz etti ve: "O yalnızlık evidir, o gariplik evidir; o şu evidir, o bu evidir." deyip durdu. SonundE. hem kendisi ağladı, hem de etrafındakileri ağlattı. Daha sonra da şöyle dedi:

 

"Müminlerin emiri AbdÜımelik'in şöyle dediğini işittim: ‘‘Okuduğu bir hutbede Mervan'ın şöyle dediğini işittim: Osman bize bir hutbe okudu ve şöyle dedi Resulullah (S.A.V.) her hangi bir kabre baktığında, ya da kabri hatırladığındE. mutlaka ağlardı.’‘"

 

Haccac bunun dışında İbn Abbas ve Enes 'ten de bazı hadisler rivayet etmiştir.

İbn Avf der ki:

 

"Haccac'ı Kur'an okurken işittiğim zaman O'nun uzun süreden beri Kur'an'ı etüt ettiğini anladım."

 

Ebu Amr bin Ala da şöyle der:

 

"Ben Haccac'dan ve Hasan'dan daha fasih bir kimse görmedim, ancak Hasan ondan daha fasihti."

 

Abdülmelik bin Umeyr anlatıyor:

 

"Haccac bir gün şöyle dedi: ‘‘Kimin bir başarısı, bir imtihanı olmuşsa kalksın, biz de onun bu imtihamna karşılık kendisine bir şeyler verelim.’‘ Adamın biri ayağa kalkarak: ‘‘O halde bana imtihanım dolayısıyla bir şeyler ver.’‘ deyince Haccac: <<Senin yaptığın nedir?’‘ diye sordu, adam da şöyle dedi: ‘‘Ben Hüseyin'i öldürdüm.’‘ Haccac: ‘‘Peki, O'nu nasıl öldürdün?’‘ diye sorduğunda adamın: ‘‘Mızrağımla O'nu bir dürttüm, sonra da kılıcımla paramparça ettim. O'nu öldürmekte hiç kimseyi de kendime ortak etmedim.’‘ diye cevap vermesi üzerine de: ‘‘Sen ve o aynı yerde bir araya getirilemeyeceksiniz. Haydi, defoll’‘ dedi ve bu adama hiç bir şey vermedi."

 

Denildiğine göre, Abdülmelik Haccac'a mektup yazarak kulağına gelen bir şey dolayısıyla Bekrli Eşlem bin Abd'ı öldürmesini emretmiş, bunun üzerine Haccac Eşlem'i huzuıuna getirtmişti. Eşlem Haccac'a şöyle dedi: "Şu anda Müminlerin emiri burada değil, burada sen varsın. Yüce Allah da şöyle buyuıuyor: ‘‘Ey iman edenler! Eğer size fasıkın biri bir haber getirecek olursa onu iyiden iyiye araştırınız.’‘ (Hucurat suresi, 6). O'nun benden duyduğunu söylediği şey doğru değildir. Sen Müminlerin emirine mektup yazarak şu anda kapıda beklemekte olan yirmi dört kadına bakmakta olduğumu söyle." Sonra kapıda bulunan kadınları getirdi; onlardan kimisi annesi, kimisi halası, kimisi hamrm, kimisi kızıydı. En sonunda on yaşlarında küçük bir kız vardı, Haccac ona: "Sen nesi oluyorsun?" diye sorunca kız: "Ben O'nun kızıyım, Allah emirin iyiliğini versin!" dedikten sonra şu beyitleri okumağa başladı:

 

‘‘Ey Haccac! Sen gece boyu O 'nun Yasını tutan kızlarını, balalarını duymadın mı? Ey Haccac! O'nu öldürürsen eğer, Sekiz kadın, on kadın, iki ve dört kadın bunu kabul etmez. Ey Haccac! Söyle, bunun yerini kim tutacak? Yavaş ol ve bizi daha fazla sarsma, Ey Haccac! Ya cömertlik edip bir nimet bağışla bize Ya da hepimizi toptan öldürüver.’‘

 

Haccac ağlayarak: "Allah'a yemin ederim, sİzin devranınızı döndürmeyeceğim ve sizin sarsıntınızı da artırmayacağım." dedi.

 

Daha sonra Haccac Abdülmelik'e mektup yazarak adamın ve bu kızcağızın durumunu bildirdi. Abdülmelik O'na mektup yazıp şöyle dedi: "Durum senin dediğin gibiyse O'na iyilikte bulun ve bu kızcağıza da iyi göz kulak ol." Haccac da AbdÜımelik'in dediklerini yaptı.

Asım bin Behdele der ki:

 

Haccac'ın şöyle dediğini işittim: "Gücünüz yettiğince Allah'tan korkunuz. And olsun, bunda bir eğrilik, büğrülük görüyorum. Dinleyip itaat ediniz ve kendiniz için hayır infak ediniz. Bunda ise eğrilik büğrülük kabul etmem. Allah'a yemin ederim, sizlere şu kapıdan çıkmanızı emredecek olursam ve sizler de ondan değil de bu kapıdan çıkacak olursanız kanınızı akıtmak benim için, helal olur. Kim Ümmü Abd'ın oğlunun (İbn Mes'ud'u kastediyor.) kıraati ile önümde Kur'an'dan bir şeyokursa boynunu vurdururum. Ben O'nun kıraatini Mushaftan domuzun eğe kemiği ile bile olsa mutlaka kazıyacağım. "

 

Bu olaydan A'meş'e de söz edilmiş, O da: "O'nun bu sözlerini ben de dinlemiştim. O zaman kendi kendime: ‘‘Burnun yere sürtülse bile öyle okuyacağım.’‘ diye söylendim." demişti.

Evzai der ki:

 

Ömer bin Abdülaziz şöyle dedi: "Eğer her millet kendilerinin en habis kişisini getirse, biz de onlara karşı Haccac'ı ortaya koysak, onları geride bırakırız. "

Manslir der ki:

 

İbrahim eş-Şücai'ye Haccac hakkında sorduk. Şöyle dedi: "Yüce Allah kitabında: ‘‘Haberiniz olsun, Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir.’‘ (Hlid suresi, 18) demiyor mu?"

Şafii der ki: Abdülmelik bin Mervan ile Haccac arasında şöyle bir konuşma geçtiğini haber aldım: Abdülmelik: - Kendisinin kusurlarını bilmeyen hiç bir kimse yoktur. Haydi, sen de kendi kusurlarını söyle ve hiç bir şey gizleme.

 

Haccac: - Ey MÜIDinlerin emiri! Ben aşırı şekilde düşmanlık besleyen ve kin

tutan birisiyim.

 

Abdülmelik: - O halde seninle İblis arasında bir akrabalık vardır. Haccac: - Şeytan beni gördüğünde benimle barış yapar ve benden kurtulmak ister.

 

Hasan der ki: - Ben Ali'nin minberde şöyle dediğini işittim: "Allah'ım! Ben onlara güvendim, onlar bana hainlik ettiler. Ben onlara samimi davrandım, onlar beni aldattılar. Allah'ım! Sen bunlara Sakif'in gencini musallat kıL. Onların kanları ve malları hakkında İslam dışı olan Cahiliyye hükmüyle hüküm versin." Daha sonra onu vasfederek şöyle dedi: "O haktan uzaktır. O nehirler fışkırtacak, onların yeşilliğinden yiyecek, kürklerinden giyinecektir. "

Hasan: " Allah'a yemin ederim, işte bunlar Haccac' ın nitelikleridir." diye ekler.

Habib bin Ebi Sabit anlatıyor:

 

Ali adamın birisine: "Sen Sakif'in gencine yetişmedikçe ölmeyeceksin." demişti. Etrafındakiler: "Ey Müminlerin emiri! Sakif'in genci de ne oluyor?" diye sorunca onlara şöyle karşılık verdi: "Kıyamet günü ona: "Sen cehennemin bir köşesinin hakkından bizim için geliver." denilecektir. Bu kişi yirmi ya da yirmi küsur yıl yönetici olacak, Allah'a karşı irtikap etmedik hiç bir masiyet bırakmayacaktır. Yapmadığı tek bir masiyet olsa ve onunla kendisi arasında kapalı bir kapı bulunsa bile o kapıyı kıracak ve o masiyeti irtikap edecektir. Kendisine itaat edecekler vasıtasıyla, isyan edenleri öldürecektir."

Denildiğine göre, Haccac'ın eli kolu bağlı olarak öldürmüş olduğu kimselerin sayısı tespit edilmiş ve yüz yirmi bin kişi olduğu ortaya çıkmıştır.

 

Yine denildiğine göre, Haccac bir gün Halid bin Yezid bin Muaviye'nin yanından böbürlene böbürlene, çalım satarak yürüyormuş. Adamın birisi Halid'e: "Bu kim?" diye sorunca Halid şöyle cevap vermişi "Pöh, pöh! Amr bin As sanki." Haccac bunu işitince geri dönmüş ve: "Allah'a yemin ederim As'ın oğlu olmak beni sevindirmez. Ben Sakiflilerin ileri gelenlerinin ve Kureyş'in efendilerinin çocuğuyum. Ben şu kılıcımla yüz bin kişinin kafasıili uçurdum. Bunların hepsi de şahitlik eder ki, senin baban içki içer ve küfrü gizlerdi." dedikten sonra geçip gitmiş. Giderken de kendi kendisine şöyle söyleniyormuş: "Pöh, pöh! Amr bin As'mış."

 

Böylelikle bizzat kendisi sadece günahlarından birisi olan yüz bin kişi öldürdüğünü itiraf etmiş oluyor.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HACCAC'IN ÖLÜMÜNDEN SONRA MUHAMMED BİN KASIM'IN YAPTIKLARI VE ÖLDÜRÜLMESİ