İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
HACCAC'IN
NESEBİ VE SİRETİNDEN BİR NEBZE
Babasının
adı Yusuf olan Haccac'ın dedesinden geriye doğru nesebi sırayla şöyledir: Hakem,
Ebu Aldı, .Amir, Mes'ud, Muattib, Malik, Ka'ab. Amr, Sa’ad, Avf ve Sakif.
Künyesi Ebu Muhammed olup Sakif Kabilesi'ne mensuptur.
Kuteybe
bin Müslim der ki:
Haccac
bir gün bize bir hutbe okuyarak kabirden söz etti ve: "O yalnızlık evidir,
o gariplik evidir; o şu evidir, o bu evidir." deyip durdu. SonundE. hem
kendisi ağladı, hem de etrafındakileri ağlattı. Daha sonra da şöyle dedi:
"Müminlerin
emiri AbdÜımelik'in şöyle dediğini işittim: ‘‘Okuduğu bir hutbede Mervan'ın
şöyle dediğini işittim: Osman bize bir hutbe okudu ve şöyle dedi Resulullah
(S.A.V.) her hangi bir kabre baktığında, ya da kabri hatırladığındE. mutlaka
ağlardı.’‘"
Haccac
bunun dışında İbn Abbas ve Enes 'ten de bazı hadisler rivayet etmiştir.
İbn
Avf der ki:
"Haccac'ı
Kur'an okurken işittiğim zaman O'nun uzun süreden beri Kur'an'ı etüt ettiğini
anladım."
Ebu
Amr bin Ala da şöyle der:
"Ben
Haccac'dan ve Hasan'dan daha fasih bir kimse görmedim, ancak Hasan ondan daha
fasihti."
Abdülmelik
bin Umeyr anlatıyor:
"Haccac
bir gün şöyle dedi: ‘‘Kimin bir başarısı, bir imtihanı olmuşsa kalksın, biz de
onun bu imtihamna karşılık kendisine bir şeyler verelim.’‘ Adamın biri ayağa
kalkarak: ‘‘O halde bana imtihanım dolayısıyla bir şeyler ver.’‘ deyince
Haccac: <<Senin yaptığın nedir?’‘ diye sordu, adam da şöyle dedi: ‘‘Ben
Hüseyin'i öldürdüm.’‘ Haccac: ‘‘Peki, O'nu nasıl öldürdün?’‘ diye sorduğunda
adamın: ‘‘Mızrağımla O'nu bir dürttüm, sonra da kılıcımla paramparça ettim.
O'nu öldürmekte hiç kimseyi de kendime ortak etmedim.’‘ diye cevap vermesi
üzerine de: ‘‘Sen ve o aynı yerde bir araya getirilemeyeceksiniz. Haydi,
defoll’‘ dedi ve bu adama hiç bir şey vermedi."
Denildiğine
göre, Abdülmelik Haccac'a mektup yazarak kulağına gelen bir şey dolayısıyla
Bekrli Eşlem bin Abd'ı öldürmesini emretmiş, bunun üzerine Haccac Eşlem'i
huzuıuna getirtmişti. Eşlem Haccac'a şöyle dedi: "Şu anda Müminlerin emiri
burada değil, burada sen varsın. Yüce Allah da şöyle buyuıuyor: ‘‘Ey iman
edenler! Eğer size fasıkın biri bir haber getirecek olursa onu iyiden iyiye
araştırınız.’‘ (Hucurat suresi, 6). O'nun benden duyduğunu söylediği şey doğru
değildir. Sen Müminlerin emirine mektup yazarak şu anda kapıda beklemekte olan
yirmi dört kadına bakmakta olduğumu söyle." Sonra kapıda bulunan kadınları
getirdi; onlardan kimisi annesi, kimisi halası, kimisi hamrm, kimisi kızıydı.
En sonunda on yaşlarında küçük bir kız vardı, Haccac ona: "Sen nesi
oluyorsun?" diye sorunca kız: "Ben O'nun kızıyım, Allah emirin
iyiliğini versin!" dedikten sonra şu beyitleri okumağa başladı:
‘‘Ey
Haccac! Sen gece boyu O 'nun Yasını tutan kızlarını, balalarını duymadın mı? Ey
Haccac! O'nu öldürürsen eğer, Sekiz kadın, on kadın, iki ve dört kadın bunu
kabul etmez. Ey Haccac! Söyle, bunun yerini kim tutacak? Yavaş ol ve bizi daha
fazla sarsma, Ey Haccac! Ya cömertlik edip bir nimet bağışla bize Ya da
hepimizi toptan öldürüver.’‘
Haccac
ağlayarak: "Allah'a yemin ederim, sİzin devranınızı döndürmeyeceğim ve
sizin sarsıntınızı da artırmayacağım." dedi.
Daha
sonra Haccac Abdülmelik'e mektup yazarak adamın ve bu kızcağızın durumunu
bildirdi. Abdülmelik O'na mektup yazıp şöyle dedi: "Durum senin dediğin
gibiyse O'na iyilikte bulun ve bu kızcağıza da iyi göz kulak ol." Haccac
da AbdÜımelik'in dediklerini yaptı.
Asım
bin Behdele der ki:
Haccac'ın
şöyle dediğini işittim: "Gücünüz yettiğince Allah'tan korkunuz. And olsun,
bunda bir eğrilik, büğrülük görüyorum. Dinleyip itaat ediniz ve kendiniz için
hayır infak ediniz. Bunda ise eğrilik büğrülük kabul etmem. Allah'a yemin
ederim, sizlere şu kapıdan çıkmanızı emredecek olursam ve sizler de ondan değil
de bu kapıdan çıkacak olursanız kanınızı akıtmak benim için, helal olur. Kim
Ümmü Abd'ın oğlunun (İbn Mes'ud'u kastediyor.) kıraati ile önümde Kur'an'dan
bir şeyokursa boynunu vurdururum. Ben O'nun kıraatini Mushaftan domuzun eğe
kemiği ile bile olsa mutlaka kazıyacağım. "
Bu
olaydan A'meş'e de söz edilmiş, O da: "O'nun bu sözlerini ben de
dinlemiştim. O zaman kendi kendime: ‘‘Burnun yere sürtülse bile öyle
okuyacağım.’‘ diye söylendim." demişti.
Evzai
der ki:
Ömer
bin Abdülaziz şöyle dedi: "Eğer her millet kendilerinin en habis kişisini
getirse, biz de onlara karşı Haccac'ı ortaya koysak, onları geride bırakırız.
"
Manslir
der ki:
İbrahim
eş-Şücai'ye Haccac hakkında sorduk. Şöyle dedi: "Yüce Allah kitabında:
‘‘Haberiniz olsun, Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir.’‘ (Hlid suresi, 18)
demiyor mu?"
Şafii
der ki: Abdülmelik bin Mervan ile Haccac arasında şöyle bir konuşma geçtiğini
haber aldım: Abdülmelik: - Kendisinin kusurlarını bilmeyen hiç bir kimse
yoktur. Haydi, sen de kendi kusurlarını söyle ve hiç bir şey gizleme.
Haccac:
- Ey MÜIDinlerin emiri! Ben aşırı şekilde düşmanlık besleyen ve kin
tutan
birisiyim.
Abdülmelik:
- O halde seninle İblis arasında bir akrabalık vardır. Haccac: - Şeytan beni
gördüğünde benimle barış yapar ve benden kurtulmak ister.
Hasan
der ki: - Ben Ali'nin minberde şöyle dediğini işittim: "Allah'ım! Ben
onlara güvendim, onlar bana hainlik ettiler. Ben onlara samimi davrandım, onlar
beni aldattılar. Allah'ım! Sen bunlara Sakif'in gencini musallat kıL. Onların
kanları ve malları hakkında İslam dışı olan Cahiliyye hükmüyle hüküm
versin." Daha sonra onu vasfederek şöyle dedi: "O haktan uzaktır. O
nehirler fışkırtacak, onların yeşilliğinden yiyecek, kürklerinden giyinecektir.
"
Hasan:
" Allah'a yemin ederim, işte bunlar Haccac' ın nitelikleridir." diye
ekler.
Habib
bin Ebi Sabit anlatıyor:
Ali
adamın birisine: "Sen Sakif'in gencine yetişmedikçe ölmeyeceksin."
demişti. Etrafındakiler: "Ey Müminlerin emiri! Sakif'in genci de ne
oluyor?" diye sorunca onlara şöyle karşılık verdi: "Kıyamet günü ona:
"Sen cehennemin bir köşesinin hakkından bizim için geliver."
denilecektir. Bu kişi yirmi ya da yirmi küsur yıl yönetici olacak, Allah'a
karşı irtikap etmedik hiç bir masiyet bırakmayacaktır. Yapmadığı tek bir
masiyet olsa ve onunla kendisi arasında kapalı bir kapı bulunsa bile o kapıyı
kıracak ve o masiyeti irtikap edecektir. Kendisine itaat edecekler vasıtasıyla,
isyan edenleri öldürecektir."
Denildiğine
göre, Haccac'ın eli kolu bağlı olarak öldürmüş olduğu kimselerin sayısı tespit
edilmiş ve yüz yirmi bin kişi olduğu ortaya çıkmıştır.
Yine
denildiğine göre, Haccac bir gün Halid bin Yezid bin Muaviye'nin yanından
böbürlene böbürlene, çalım satarak yürüyormuş. Adamın birisi Halid'e: "Bu
kim?" diye sorunca Halid şöyle cevap vermişi "Pöh, pöh! Amr bin As
sanki." Haccac bunu işitince geri dönmüş ve: "Allah'a yemin ederim
As'ın oğlu olmak beni sevindirmez. Ben Sakiflilerin ileri gelenlerinin ve
Kureyş'in efendilerinin çocuğuyum. Ben şu kılıcımla yüz bin kişinin kafasıili
uçurdum. Bunların hepsi de şahitlik eder ki, senin baban içki içer ve küfrü
gizlerdi." dedikten sonra geçip gitmiş. Giderken de kendi kendisine şöyle
söyleniyormuş: "Pöh, pöh! Amr bin As'mış."
Böylelikle
bizzat kendisi sadece günahlarından birisi olan yüz bin kişi öldürdüğünü itiraf
etmiş oluyor.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HACCAC'IN ÖLÜMÜNDEN
SONRA MUHAMMED BİN KASIM'IN YAPTIKLARI VE ÖLDÜRÜLMESİ