İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 132.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

MERVAN BİN MUHAMMED BİN MERVAN BİN HAKEM'İN ÖLDÜRÜLMESİ

 

Mervan bin Muhammed bu yılın (yani 132 yılı) zilhicce ayında Mısır'ın Bılsir şehrinde öldü.

Mervan Zab'da Abdullah bin Ali'ye yenilince Musul'a geldi. Orada Hişam bin Amr et- Tağlebi ve Bişr bin Huzeyme el-Es edi vardı. Köprüyü kestiler. Şamlılar: "Bu, Müminlerin emiri Mervan'dır." diye seslenince onlar:

 

"Yalan söylüyorsunuz, Müminlerin emiri kaçmaz." diyerek karşılık verdiler. Musullular Mervan'a küfredip şöyle dediler: "Ey Ca'd bin Dirhem'in mezhebinde olan aciz herif! Devletinizi yok edip otoritenizi gideren Allah'a hamdolsun. Başımıza Peygamberimiz (S.A.V.)'in ehl-i beytini geçiren Allah'a hamdolsun." Mervan bunları duyunca Dicle'yi geçti ve Harran'a gitti. Oranın valisi kardeşinin oğlu Eban bin Yezid bin Muhammed bin Mervan'dı. Yirmi küsur gün orada kaldı.

 

Abdullah bin Ali Musul'a geldi. Vali Hişam'ı azledip yerine Muhammed bin Sılı'ü tayin etti. Sonra Mervan bin Muhammed'in peşine düştü. Mervan, Abdullah'ın yaklaştığını işitince aile fertlerini hayvanlara bindirerek kaçtı, kardeşinin oğlu olan Eban bin Yezid'i ise Harran'da bıraktı. Mervan'ın kızı Ümmü Osman O'nunla evliydi.

 

.• Daha sonra Abdullah bin Ali Harran'a geldi. Eban O'nu siyahlar giymiş olarak karşıladı, bey'at etti ve emrine girdi. Abdullah Harran ve Cezire halkına eman verdi.

 

Mervan Hıms'a geçti, ahali O'nu itaatle karşıladı. İki veya üç gün kaldıktan sonra oradan da ayrıldı. Hımslılar yanındakilerin azlığını görünce Mervan'ı yenebilecekleri düşüncesine kapıldılar. Yenik ve korkuya düşmüş olmasını fırsat bilerek peşinden gittiler ve bir kaç mil sonra yetiştiler. Mervan arkasındaki toz bulutunu görünce pusuya yattı, savaş düzenine geçti. Savaş sırasında pusuya yatırdığı adamlarıyla arkadan çevirme harekatı uyguladı. Hımslılar yenildiler. Şehrin yakınlarına kadar takip edildiler ve ele geçirilenler öldürüldü.

Mervan Dimaşk'a geldi, orada Velid bin Muaviye bin Mervan valiydi.

 

O'nu orada bıraktı ve: "Şamlılar toplamncaya kadar onlarla savaş." dedi. Mervan yoluna devam etti. Filistin'e vardı ve Ebu Futrus Nehri kıyısında konakladı. Filistin'i Hakem bin Dab'an el-Cüzami işgal etmişti. Mervan, Abdullah bin Yezid bin Ravh bin Zenba' el-Cüzamı'ye haber gönderdi ve yardım istedi. Beytulmal Hakem'in elindeydi.

 

Seffah, Abdullah bin Ali'ye Mervan'ı takip etmesini emretti, O da yola çıktı. Siyah giyinmiş kişiler kendisini karşıladılar ve şehrin kapılarını açtılar. Oradan Harran'a geçti, daha önce belirttiğimiz gibi, Eban bin Yezid O'nu siyahlar giyinmiş olarak karşıladı. Abdullah Eban'a eman verdi ve İbrahim'in hapsedildiği binayı yıktı. Sonra Harran'dan Menbec'e geçti. Onlar da siyah giyinmişlerdi. Bir müddet orada kaldı. Kınnesrin ahalisi elçi göndererek bey'atlerini bildirdiler. Kardeşi Abdüssamed bin Ali de oraya geldi. Seffab O'nu dört bin kişiyle yardım için göndermişti. Abdüssamed'in gelmesinden iki gün sonra Kınnesrin'e gitti. Halk siyah giyinmişti. Orada da iki gün kaldıktan sonra Hıms'a geçti, ahaliden bey'at aldı. Bir kaç gün orada kalıp Baalbek'e geçti, orada da iki gün kalıp Dimaşk'ın Mizze Köyü'ne geldi. Burası Gavta'nın köyüydü. Kardeşi Salih bin Ali yardıma geldi ve sekiz bin kişiyle Mercu Azra'da konakladı. Abdullah ilerledi ve doğu kapısı önünde durdu. Salih ordusunu Cabiye Kapısı önüne yerleştirdi. Ebu Avn Keysan Kapısı önünde, Bessam bin İbrahim Küçük Kapı önünde, Humeyd bin Kahtabe Tuma Kapısı önünde, Abdüssamed, Yahya bin Safvan ve Abbas bin Yezid FerMis Kapısı önünde yerlerini aldılar. Dimaşk'ta Velid bin Muaviye valiydi. 132 yılı Ramazan ayının beşinci günü olan çarşamba günü şehri kılıç zoruyla fethettiler.

Doğu Kapısı'ndan Abdullah et-Tai, Küçük Kapı'dan Bessam bin İbrahim ilk defa şehrin surlarına çıktılar, üç saat boyunca savaştılar. Velid bin Muaviye bu savaş esnasında öldürüldü.

 

Abdullah Dimaşk'ta on beş gün kaldı, sonra Filistin'e doğru gitti. Ürdünlüler O'nu siyahlar giyerek karşıladılar. Ebu Futrus Nehri'ne geldiğinde Mervan oradan ayrılmıştı. AMullah Filistin'de konakladı, şehre Yahya bin Ca'fer el-Haşimi gitti. Seffab'tan Salih bin Ali'nin Mervan'ı takip etmesini emreden bir mektup geldi, bunun üzerine Salih Ebu Futrus Nehri'nden 132 yılı Zilkade ayında ayrıldı, yanında Ebu Fettan ve Amir bin İsmail de vardı. Salih, Ebu Avn ve Amir bin İsmail el-Harisi'yi öncü olarak gönderdi, bunlar Ariş'e kadar gittiler. Bu arada Mervan etrafındaki yem ve yiyecekleri yaktırdı.

 

Salih ilerledi ve Nil Nehri'ne geldi, oradan es-Said'e geçti. Mervan'ın süvarilerinin otları yaktığını haber alınca üzerlerine asker gönderdi. Süvariler yakalanıp Fustat'ta Salih'e teslim edildiler. Salih sonra ‘‘Zatü's-Selasil’‘ denilen yere kadar ilerledi. Ebu Avn, Amir bin İsmail el-Harisi'yi ve Şu'be bin Kesir elMazini'yi Musullu bir bölük süvariyle Mervan'ın üzerine gönderdi. Bu süvari birliği Mervan'ın adamlarından bir kısmını öldürüp bir kısmını esir aldılar. Esir ettiklerine Mervan' ın yerini sordular, onlar da kendilerine eman verilmesi karşılığında söylediler. Mervan'ı Busir'de bir kilisede buldular ve geceleyin baskın yaptılar. Ebu Avn'ın adamları azdı. Amir bin İsmail: "Sabah olursa az olduğumuzu fark ederler ve işimizi bitirirler, içimizden kimse kurtulamaz." dedi ve kılıcının kınını kırdı. Adamları da kılıçlarının kınlarını kırdılar ve Mervan'ın üzerine saldırdılar, fakat yenildiler. Sonra kendisini tammayan bir adam Mervan'a saldırdı ve bir darbe vurdu. "Emirü'l-Müıninin vuruldu." diye bağırıştılar. Bunun üzerine o tarafa doğru koşuşma oldu. Nar satıcısı olan Kufeli biri ileri atıldı ve Mervan'ın başını kesti. Amir kelleyi aldı ve Ebu Avn'a gönderdi. Mervan'ın kellesi Salih'e getirilince dilinin kesilmesini emretti ve kesildi. O sırada bir kedi gelip dili kaptı. Salih: "Bugün bize ne acayip ve ibretli şeyler gösteriyorsun Allah'ım! Şu Mervan'ın dilini bir kedi kapıyor." dedi. Bir şair de şu beyitleri söyledi: ‘‘Allah şehri size savaşla fethettirdi, Ca'd mezhebinde olan günahkarı da zulmünden dolayı helak etti. Bir kedi dilini kapmış sürüklüyor; Rabb'in kafirden intikam alıcıdır.’‘

 

Daha sonra Salih, Ebu'l-Abbas es-Seffflh'ın yanına döndü. Mervan öldürüldüğünde Zilhicce ayının bitmesine iki gün kalmıştı.

Salih Şam'a döndü ve Ebu Avn'ı Mısır'da bıraktı. Silahları, malları ve köleleri de O'nun yanına terk etti.

Mervan'ın kellesi Seffah'a Kufe'deyken ulaştı. O'nu görünce secdeye kapandı ve başını kaldırdıktan sonra şöyle dedi: "Beni sana üstün kılan Allah'a hamdolsun. Sende ve taraftarlarında alınacak öcüm kalmadı, ey din düşmanı!" Sonra şu beyti söyledi: ‘‘Kanımı içseler kanmazlar; onların kanı da benim hıncımı yatıştırmaz. ‘‘

 

Mervan öldürülünce oğulları Abdullah ve Ubeydullah Habeşistan'a kaçtılar, ancak Habeşiler onlara rahat vermediler, yaptıkları savaşta Ubeydullah öldürüldü. Abdullah yanındaki bir kaç kişiyle birlikte kurtuldu ve Mehdi'nin halifeliğine kadar orada kaldı. Mehdi döneminde Nasr bin Muhammed bin Eş'as O'nu yakalamış ve Mehdi'ye göndermiştir.

Mervan öldürüldükten sonra Amir Mervan'ın hareminin bulunduğu kiliseye gitti. Mervan başlarına bir hizmetçi görevlendirmiş, ölürse onları öldürmesini emretmişti. Amir bu hizmetçiyle birlikte Mervan'ın hanımlarını ve kızlarını esir aldı, Salih bin Ali bin Abdullah bin Abbas'a gönderdi. O'nun huzuruna vardıklarında Mervan'ın büyük kızı şöyle dedi: "Ey Müminlerin emirinin amcası! Allah senin korumak istediğin şeyleri korusun. Biz senin kardeşinin ve amcaoğlunun kızlarıyız, dolayısıyla senin de kızların sayılırız. Zulmetmek yerine bizi bağışla." Buna karşılık Salih: "Vallahi hayır, hiç birinizi yaşatmayacağım. Babanız benim kardeşim İmam İbrahim'i öldürmedi mi? Hişam bin Abdülmelik, Zeyd bin Ali bin Hüseyin'i ve O'nun soyundan gelenleri Kufe'de öldürmedi mi? Velid bin Yezid, Yahya bin Zeyd'i ve sülalesini Horasan'da öldürmedi mi? İbn Ziyad ed-Daiyy, Müslim bin Akil'i öldürmedi mi? Yezid bin Muaviye, Hüseyin bin Ali'yi ve ailesini öldürmedi mi, Resulullah (S.A.V.)'ın haremlerini esir etmedi mi? Hüseyin'in başını alıp beynini boşaltmadı mı? Sizi hangi sebepten hayatta bırakacağım?" dedi. Mervan'ın kızı yine affetmesini rica etti. Bu sefer Salih: "Affederim, fakat oğlum Fadl'ın hanımı olmayı kabul edersen." dedi. Kızın: "Bundan daha büyük şeref olur mu? Fakat bizi Harran'a kadar götürmeni rica ediyoruz." demesi üzerine de onları oraya götürdü. Harran'a girip Mervan'ın evlerini görünce çoluk çocuğu yüksek sesle ağlaştılar.

 

Bir rivayete göre, bir gün Bükeyr bin Muhammed Mervan'la konuşuyordu. Bu sırada Amir bin İsmail oradan geçti. O'nu tanımıyordu, Dicle'ye gitti, su içti ve döndü. Bükeyr O'nu çağırdı ve isminin ne olduğunu sordu. İsminin Amir bin İsmail bin Haris olduğunu söyleyince: "Müsliyeoğulları'ndan olmalısın." dedi. "Evet, onlardanım." diye cevap verdi. Bükeyr bunun üzerine: "Vallahi, sen Mervan'ı öldüreceksin." dedi. Amir'in Mervan'ı öldürmeyi ideal haline getirmesinde bu sözün büyük tesiri oldu.

 

Mervan öldürüldüğünde altmış iki yaşındaydı. Altmış dokuz yaşında olduğu da söylenir. Bey'at almasından ölümüne kadar süren halifelik müddeti beş yıl on ay on altı gündür. Künyesi Ebu Abdülmelik idi. Annesi Kürt bir ümmü veled idi. Sahibi İbrahim bin Eşter'di. İbrahim'in öldüğü gün Muhammed bin Mervan adı geçen cariyeyi kendisine alıkoydu ve Mervan ondan doğdu.

 

Bu yüzden Seffah'ın müsrifi Abdullah bin İyaş: "Arap Yarımadası'nın eşekleri ve sümüklü cariyenin 'Oğlundan bizi kurtarıp Resulullah (S.A.V.)'ın amcasının oğullarını başımıza geçiren Allah'a hamdolsun." demişti.

 

Mervan'ın lakabı ‘‘Himar (eşek)'' idi. Ca'di denmesiyse şu yüzdendi:

 

Kur'an'ın mahluk olduğuna ve kaderin insanların elinde olduğuna inanan Ca'd bin Dirhem mezhebini benimsemişti. Ca'd zındıktı. Meymun bin Mihran Mervan'a nasihat ederek: "Kubaz şahını senin inandığın mezhebe tercih ederim." demiş, Mervan da: "Allah belanı versin, zaten verecek de." demişti. Bunun üzerine Meymun Mervan'ın aleyhinde bulundu, Hişam da O'nu aratıp yakalatarak Halid el-Kasri'ye gönderdi, O da O'nu öldürdü. Halk bu mezhebe mensubiyetinden dolayı Mervan'ı kınadı.

 

Mervan beyaz tenli, ela gözlü, iri yapılı, sık ve beyaz sakallı, orta boyluydu. Cesur ve dirayetliydi, ancak dirayeti ve cesareti devrinin sona ermesine engelolamadı.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

ÖLDÜRÜLEN EMEVİLER