İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 129.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HORASANLILARIN EBU MÜSLİM ALEYHİNE ANLAŞMALARI

 

Bu yılda Horasan'daki bütün Arap kabileleri Ebu Müslim'le savaşmak üzere aralarında anlaşma yaptılar. Yine bu yılda Ebu Müslim karargahını Sefizenc'ten Mahuvan'a nakletti.

Bunun sebebi şuydu:

 

Ebu Müslim propagandasını açığa çıkarınca halk sür'atle O'na katıldılar. Mervliler de geliyor, Nasr onlara engelolmuyordu. Kermani ve Şeyban da Ebu Müslim'in faaliyetlerine karşı değillerdi, çünkü o Mervan'ın halifelik makamından uzaklaştırılması gerektiğini savunuyordu. Ebu Müslim kapıcıları ve bekçileri olmayan bir çadırda oturuyordu. Halkın gözünde büyümüştü, onun için: "Haşimilerden hilim, vakar ve sekinet sahibi bir adam ortaya çıktı." diyorlardı. Merv'in abid, zahid ve fıkıh tahsiliyle meşgulolan gençlerinden bir grup Ebu Müslim'e gelerek soyunu sordular. Ebu Müslim: "Benim faydam ve iyiliğim sizin için nesebimden daha hayırlıdır." diye cevap verdi. Fıkıhla ilgili bazı sorular sordular, "İyilikle emredip kötülükten sakındırmanız sizin için bunlardan daha iyidir. Biz sizin sorularınızdan ziyade yardımlarınıza muhtacız, bizi mazur görün." dedi. Gelenler: "Biz senin soyunu bilmiyoruz, ancak çok yakın bir zamanda öldürüleceğini tahmin ediyoruz. Ölümle senin arana ancak bu iki emir girebilir." dediler. Ebu Müslim: "İnşallah her ikisini de öldüreceğim." diye karşılık verdi. Nasr'a gidip bunları haber verdiler, "Allah sizin hayrınızı versin, nerede olduğunu bildiği şeyi arayan adam gibisiniz." dedi. Ayrıca Şeyban'a da gelip durumu anlattılar. Nasr Şeyban'a haber gönderdi ve:

 

"Biz birbirimizi üzüyoruz. Beni rahat bırak, O'nunla savaşayım. İstersen bana katıl, O'nunla harp edip öldürelim veya buradan uzaklaştıralım, sonra seninle aramızdaki meselemizi hallederiz." dedi. Şeyban bu teklifi kabul etmeğe niyetlenmişti. Ebu Müslim bunu haber aldı ve Ali bin el-Kermani'ye şöyle bir mektup yazdı: "Baban öldürüldü, intikamını alamadın. Biliyorum ki Şeyban'la aynı görüşte değilsin, intikam için savaşıyorsun. Şeyban'ın Nasr'la anlaşmasına engel ol." Bunun üzerine Ali Şeyban'ın yanına gitti ve Nasr'la <ınlaşma fikrinden vazgeçirdi. Bunun üzerine de: Nasr, Şeyban'a: "Sen aldanıyorsun. Bu dava büyüyüp genişleyecek, o kadar ki her büyük beni küçük görecek." diye haber gönderdi.

Bir şiir söyleyerek Rabialıları ve Yemenlileri Ebu Müslim'le savaşmak üzere birliğe çağırdı.

"Merv'deki Rabzalılara ve Yemenlilere bildirin, öfkelenmenin

fayda vermediği an gelmeden öfkelensinler.

 

Ne diye aranızda harbi sürdürüp duruyorsunuz; gözünüz sanki Hicazlıları görmÜyor.

Dinsiz ve soysuz kişilerin gelip bir araya toplanmasından meydana gelen bir düşman etrafınızı sarmıştır.

 

Sizin gibi Arap değillerdir onlar; neseplerine bakılırsa mevali de değillerdir.

"Onların dinlerinin aslı nedir?" diye sorulursa bunun cevabı şudur: "Onların dini Arab 'ı helake sürüklemektir. " Öyle bir topluluk ki söylediklerini ne Hz. Peygamber'den işittim, ne de Kur'an'da var.’‘

 

Bu esnada Ebu Müslim, Nadr bin Nuaym ed-Dabbi'yi Herat'a gönderdi.

Herat'ta İsa bin Akil bin Ma'kil el-Leysi vali idi, O'nu şehirden sürüp çıkardı. İbn Aklı hezimete uğramış olarak Nasr'ın yanına döndü, böylece Nadr Herat'ı ele geçirdi.

Yahya bin Nuaym bin Hübeyre eş-Şeybani, İbnü'l-Kermam'ye ve Şeyban'a şöyle dedi: "Ya siz Mudarlılardan önce helak olursunuz veya onlar sizden önce helak olurlar. Tercihinizi yapm." Bunlar: "Bu nasıl olacak?" diye sordular. Cevap olarak: "Bu adam ortaya çıkalı henüz iki ay oldu. Sizin ordunuz kadar ordu topladı." dedi. "Ne yapmamızı tavsiye ediyorsun?" diye sorduklarında ise: "Nasr ile sulh anlaşması yapm; bu durumda onlar Nasr ile savaşır ve sizi rahat bırakır, o zaman olanlar Mudarlılara olur. Eğer Nasr ile siz anlaşmazsanız, onlar anlaşırlar ve size harp açarlar. Bir saat de olsa Mudar'dan erken davranırsanız gözünüz aydın olacaktır." diye cevap verdi.

 

Bunun üzerine Şeyban Nasr'a anlaşma teklifinde bulundu, O da buna olumlu cevap verdi ve Salim bin Ahvez'le bir andlaşma metni gönderdi. Salim Şeyban'ın yanına vardığında orada İbnü'I-Kermani ve Yahya bin Nuaym vardı. İbnü'I-Kirmani'ye: "Ey şaşi! Mudar Kabilesi'nin helakinin senin elinde olması ne kadar da münasip." dedi ve bir sene müddetle bir anlaşma metni İmzaladılar.

 

Ebu Müslim bunu haber alınca Şeyban'a şöyle yazdı: "Biz aylardır sizinle savaşmıyoruz; sen de bizimle üç ay savaşma, anlaşma yap." İbnü'l-Kermani şöyle cevap verdi: "Ben Nasr'la anlaşma yapmadım, Şeyban yaptı. Babamı öldürdüğü için benim O'ndan alınacak intikamım vardır, bu yüzden O'nunla savaşmaktan vazgeçmem." Daha sonra da savaşı başlattı. Şeyban ise, "Verilen sözden dönmek helal değildir." diyerek yardım etmedi.

 

İbnü'l-Kermani Ebu Müslim'e haber göndererek yardım istedi. Bu arada Ebu Müslim Mahuvan'a gitti. Sefızec'te kırk iki gün kalmıştı. Mahuvan'a gelince orada da bir hendek kazdırdı. Hendeğin iki girişi vardı. Karargahını oraya kurdu. Güvenlik teşkilatının başına Ebu Nasr Malik bin el-Heysem'i, muhafız birliğinin başına Ebu İshak Halid bin Osman'ı, ordu divamna Ebu Salih Kamil bin Muzaffer'i, yazışmalar görevine Elsem bin Sübeyh'i, kadılığa Kasım bin Müşaci' en-Nakib'i tayin etti. Kasım namazı kıldınyar, ikindi namazlarından sonra kısas cezalarını uyguluyor, Haşimilerin faziletlerini, Emevilerin kusurlarını dile getiren konuşmalar yapıyordu.

 

Ebu Müslim Mahuvan'a yerleşince İbnü'l-Kermani'ye: "Nasr'a karşı seninle beraberim." diye haber gönderdi. İbnü'l-Kermani, Ebu Müslim'le görüşmek istediğini bildirdi. Bunun üzerine Ebu Müslim yanına gitti ve orada iki gün kaldıktan sonra Mahuvan'a döndü. Bu esnada 130 yılı Muharrem ayının beşinci günüydü.

 

Ebu Müslim'in ilk görev verdiği amil Davud bin Kerrar'dı. Köleleri geri gönderdi, Şeval denilen köyde de bir hendek kazdırdı, hendeğin sorumluluğunu Davud bin Kerrar'a verdi. Kölelerden büyük bir grup toplamnca onları Ebiverd'deki Musa bin Ka'ab'a gönderdi. Kamil bin Muzaffer'e ordudaki şahısların isimlerini, babalarının adlarını ve hangi şehirden olduklarını bir deftere kaydetmesini emretti. Bu işlem tamamlandığında askerlerin sayısının yedi bin olduğu görüldü.

 

Mudar, Rabia ve Yemen kabileleri Ebu Müslim'e karşı birlikte savaşmak üzere anlaştılar.

 

Ebu Müslim meseleyi haber alınca ne yapacağı konusunda istişare yaptı, çünkü Mahuvan suyun alt tarafındaydı. Nasr'ın suyu kesip kendilerini susuz bırakmasından korkuyordu. Bu yüzden Alin'e taşındı. Mahuvan'daki ikameti dört ay sürmüştü. Alin'de de bir hendek kazdırdı.

Nasr bin Seyyar ordusunu İyaz Nehri kıyısında yerleştirdi. Asım bin Amr'ı Belaşcird' e, Ebu' z- Zeyyal'i de Tüsan'a gönderdi. Ebü' z- Zeyyal' in ordusu Tüsan halkına eziyet ve işkence yaptı. Halkın çoğunluğu Ebü Müslim'le beraber hendekteydi. Ebü Müslim oraya bir askeri kuvvet gönderdi. Bu birlik Ebü'z-Zeyyal'i yendi ve adamlarından otuz kişiyi esir aldı. Ebü Müslim onlara yeni elbiseler giydirdi, yaralarını tedavi ettirdi ve serbest bıraktı.

Ebü Müslim Alin'e yerleşince Muhriz bin İbrahim başkanlığında bir birliği Cirenc'de bir hendek kazmak, taraftarları bir araya toplayarak Nasr'ın Merv-i Rüz, Belh ve Horasan'la irtibatını kesmek için gönderdi. Muhriz bin adam topladı ve Nasr'ın adı geçen şehirlerden ikmal yapmasına engeloldu.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

ABDULLAH BİN MUAVİYE'NİN FARİS'İ ELE GEÇİRMESİ VE ÖLDÜRÜLMESİ