İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
SÜLEYMAN
BİN HİŞAM BİN ABDÜLMELİK'İN MERVAN BİN MUHAMMED'E KARŞI ÇIKMASI
Bu
yıl Süleyman bin Hişam bin Abdülmelik Mervan'ın halifeliğini tammadı ve O'nunla
savaştı.
Bunun
sebebi daha önce anlattığımız gibi idi. Şam askerleri daha önce O'nun yanına
gelip Mervan'ı makamından düşürmeyi telkin ettiler ve şöyle dediler: "Sen
insanların en çok razı olduğu kimsesin ve hilafete Mervan'dan daha çok
layıksın." Süleyman onların bu isteğini kabul edip kardeşleri ve köleleri
ile yürüdü ve geldi, Kınmsrin'de ordugahını kurdu. Şam halkına mektup yazdı,
her taraftan yanına geldiler. Mervan'ın bundan haberi olunca Kırkisiya'dan
buraya döndü, İbn Hübeyre'ye de durmasını söyledi. Mervan dönerken
Hısnu'l-Kamil'den geçti. Burada Süleyman'ın kölelerinden ve Hişam'ın
evlatlarından bir grup vardı. Bunlar da Mervan'a karşı kaleye çekildiler.
Mervan bunlara şöyle haber gönderdi: "Askerim olmak isteyen bir kimseye
eziyet vermenizden sizi sakındırırım. Eğer böyle bir şey yaparsanız, size hiç
bir emniyet hakkı tanımam." O'na: "Biz böyle bir şey yapmak
istemiyoruz." diye haber gönderdiler. Mervan gidince diğer insanlardan
Mervan'a bağlı olanlar üzerine baskın yapmağa başladılar. Mervan bunu duyunca
çok kızdı.
Süleyman'a
Şamlılar, Zekvanlılar ve diğerlerinden yetmiş bin asker toplanıp geldi.
Süleyman Kınmsrin toprağından Husaf karyesinde ordugahını kurdu. Mervan
geldiğinde derhalO'nunla savaşa tutuştu. Aralarındaki çarpışma şiddetli oldu.
Süleyman ve beraberinde olanlar yenildiler. Mervan'ın süvarileri öldürerek ve
esir ederek onları kovalamağa başladı. Süleyman'ın ordugahını yağmaladılar.
Mervan bir yerde, iki oğlu da iki ayrı yerde durdu. Emniyetle görevli Kevser de
ayrı bir yeri tuttu. Mensan onlara köleler haricinde yakaladıklarını esir
etmemelerini, öldürmelerini emretti. O gün öldürülenler sayıldı, bunların
sayısı otuz bini geçiyordu. Süleyman'ın büyük oğlu İbrahim Hişam bin
AbdÜımelik'in dayısı Halid bin Hişam el-Mahzumi de katledilmişti. Esir ettikleri
askerlerin çoğu köle olduklarını iddia etmiş, Mervan da öldürülmelerine engel
olarak bunların yaralı askerler ile birlikte satılınalarını emretmişti.
Süleyman
gidip Hıms'a vardı. Kendisi ile birlikte bulunanlardan kurtulanlar gelip başına
toplandılar, ordugahını burada kurdu. Mervan'ın emriyle Hıms'ın surlarından
yıkılanları yaptırdı. Mervan içinde oturanlara kızmış olduğu için Hısn-ı
Kamil'e yürüdü, halkını sıkıştırıp itaati altına aldı ve ibret alacakları
cezalar verdi. Merhamet sahipleri bunları alarak yaralarını sardılar; bir kısmı
öldü, diğerleri ise yaşadı. Burada cezalandırılanların sayısı üç yüz kadardı.
Sonra Süleyman ve yanındakilerin üzerine yürüdü. Süleyman'la birlikte
olanlardan bir kısmı diğerlerine: "Mervan tarafından ne zamana kadar kırılacağız?"
dediler ve yedi yüz süvari ölüm üzerine birbirlerine söz verip yeminleştiler.
Bir tuzağa düşürebilirlerse, hepsi toplu olarak bir gece baskını yapmak için
yürüdüler. Bunların gelmekte oldukları haberi Mervan'a ulaşınca onlara karşı
korunma tedbirini aldı. Harp nizamı içinde sakınarak siperlerden onlara doğru
yürüdü, böylece baskın yapmaları mümkün olmadı. Yolu üzerinde zeytin
ağaçlarında gizlendiler, o harp nizamında yürürken üzerine saldırdılar ve
kılıçtan geçirmeğe başladılar. Mervan onlardan uzaklaştı ve süvarilerini
çağırdı, geldiler. Günün yükselmesinden ikindiden sonraya kadar savaştılar.
Süleyman'ın askerleri yenildiler ve içlerinden de altı bine yakını öldürüldü.
Süleyman
adamlarının yenilgisi haberini alınca kardeşi Said'i Hıms'ta yerine bırakarak
kendisi Tedmür'e gitti ve orada ikamet etti. Mervan Hıms üzerine indi ve
halkını on ay kuşatarak sıkıştırdı. Gece ve gündüz onlara taş atacağı seksen
küsur mancınık kurdu. Hımslılar da her gün Mervan'a karşı çıkıp savaşıyorlardı,
bazen de ordugahının bazı bölümlerine gece baskını yapıyorlardı. Hıms halkı
arkası arkasına musibete uğrayınca Mervan'dan, Said bin Hişam ve bunun iki oğlu
Osman ve Mervan ve Mervan'ın askerine baskın yapan Sekseki denilen bir adam ve
Mervan'a söven bir Habeşiyi hariç tutmaları şartıyla, eman talep ettiler. Bu
Habeşi zekerine eşek zekeri bağlar, sonra: "Ey Süleymoğulları; ey şöyle,
şöyle oğulları! işte sizin sancağınız şudur." derdi. Mervan onların bu
isteğini kabul etti, Said ve iki oğlundan sağlam söz aldı, Sekseki'yi öldürdü,
Habeşli adamı da Süleymoğullarına teslim etti. Onlar da O'nun zekerini, burnunu
ve diğer bazı organlarını kestiler. Mervan Hınıs işini bitirince Harici
Dahhak'a doğru yürüdü.
Denildiğine
göre Süleyman bin Hişam Husaf'da yenilince kaçarak gitti, Irak'da bulunan
Abdullah bin Ömer bin Abdülaziz'e geldi ve O'nunla birlikte Dahhak'ın yanına
çıkıp bey'at etti ve O'nu Mervan'ın üzerine yürümeğe teşvik etti. Onların
şairlerinden birisi şöyle söyledi:
‘‘Görmedin
mi, Allah dinini galip getirdi; Kureyş Bekr bin Viii!'in arkasında namaz
kıldı.’‘
inşaallah,
ileride anlatacağımız üzere, Irak Valisi olan Nadr bin Said elHareşi bu durumu
görünce, Abdullah bin Ömer'e gücünün yetmeyeceğini anladı ve Mervan'a gitti.
Kadisiyye'ye gelince Küfe'deki Dahhak'ın vekili ibn Milcan O'nun yoluna çıktı,
savaştılar, Nadr da O'nu öldürdü. Dahhak bunun üzerine Müsenna bin imran
el-Aizi'yi Küfe'ye vali yaptı.
Sonra
Zilkade ayında Dahhak Musul üzerine yürüdü. İbn Hübeyre de gelip Aynü't-Temr'e
kondu. Müsenna bin İınran O'nun üzerine yürüdü ve günlerce savaştılar. Müsenna
ve Dahhak'ın komutanlarından bir kaçı öldürüldü. Hariciler ve bunlarla birlikte
bulunan Mansur bin Cumhur yenilip Küfe'ye geldiler. Burada kendilerinden
olanları topladılar, tekrar İbn Hübeyre üzerine yürüdüler. İbn Hübeyre günlerce
bunlarla savaştı, sonunda Hariciler yenildiler. İbn Hübeyre Küfe'ye geldi ve
buradan da Vasıt'a yürüdü. Dahhak adamlarının başına gelenleri haber alınca İbn
Hübeyre ve askerleri üzerine Abide bin Sevvar et- Tağlebi'yi gönderdi, bu da gelip
Sarat (Fırat'a dökülen bir ırmak) kıyısına indi. İbn Hübeyre onlara doğru dönüp
geldi, Sarat'ta karşılaştılar. (Bundan sonra Dahhak'ın isyanına ait haber
inşaallah gelecektir.)
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
DAHHAK'IN HÜKÜMETİ
ELE GEÇİRMEK İÇİN İSYANI