İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 126.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

VELİD BİN YEZİD BİN ABDÜLMELİK'İN ÖLDÜRÜLMESİ

 

Bu yılın Cemaziyülahir ayında Velld bin Yezid bin Abdülmelik -buna ‘‘en-Nakıs’‘ denilir- öldürüldü.

 

Öldürülme sebebi şudur: Velld halife olduktan sonra da oyun oynamayı, zevk ve sefa peşinde koşmayı, içki içmeyi, ava gitmeyi, fasıklarla arkadaşlığı giderek artırdı. Bu durumu halkın ve askerlerin ağırına gitti, halk yaptıklarını yadırgadı. Bunlardan daha büyüğü ise amcasının oğulları Hişam ve Velid'e takındığı tavır olmuştur. Velid, Süleyman bin Hişam'ı yakalatıp yüz sopa vurduttu, saç ve sakalını da kestirdi. Daha sonra da Şam diyarındaki Amman'a sürdü ve Velid öldürülünceye kadar hapiste kaldı. Hişam'ın oğlu Velid ailesinden bir cariyeyi yakalatıp getirtti. Osman bin Velid bu cariyeyi geri vermesini istedi, fakat bunu reddetti. "Cariyeyi vermediğin takdirde askerlerinin etrafında süvariler çoğalır," diye O'nu tehdit etti. Bu arada Efkam, Yezid bin Hişam'ı hapsetti, Ravh bin Velid ile de karısını ayırttı. Ayrıca Velid'in çocuklarından birçoğunu da hapsetti. Hişam ve Velid'in çocukları O'nu küfürle ve babasının çocuklarının annelerini aldatmakla suçladılar. Yine bunlar: "O Emeviler için yüz çeşit grup edindi." dediler.

 

Bunlar içinde en şiddetlisi de Yezid bin Velid idi. Yezid ibadetlerini açıktan yaptığı ve mütevazı olduğu için halk sözlerine itimat ediyordu. Said bin Beyhes bin Suhayb, yaşları küçük olduğu için Yezid'in çocuklarından Hakem ile Osman'a bey'at hususunda Yezid'e engelolmağa çalışmıştı. Bunun üzerine Yezid O'nu hapsettirdi ve ölünceye kadar hapiste kaldı.

 

Daha sonra da Halid bin Abdullah el-Kasri'den çocukları için bey'at istedi. Halid buna çok kızdı. Kendisine: "Emirü'l-Müminin'e muhalefet etme." denilince; "Arkasında namaz kılamayacağım ve şahadetini kabul edemeyeceğim kişilere nasıl bey'at edeyim." dedi. Oradakiler: "Pekiyi, fasık olan Velid'in şahadetini nasıl kabul ediyorsun?" diye sordular. "Halife yanımda yok, bu söylenilenler bazı kişilerin uydurma haberleri." şeklinde karşılık verdi. Yemenliler ve Kudaa Kabilesi Halid'e kızdılar. Kudaalılar ve Yemenliler Şam ordusunun çoğunluğunu teşkil ediyorlardı. Hureys, Şebib bin Ebi Malik elGassani, Mansur bin Cumhur el-Kelbi, amcasının oğlu Hibal bin Amr, Ya'kub bin Abdurrahman, Humeyd bin Mansur el-Lahmi, Asbag bin Züale, Tufeyl bin Harise es-Sirrı ve Ziyad, Halid bin Abdullah el-Kasri'ye gelip bey'ate davet ettiler, fakat Halid onların bu isteğini kabul etmedi.

 

Velid hacca gitmek istedi. Halid O'nun yolda öldürülmesinden korktu ve bu yüzden gitmesine engeloldu. Velid sebebini sorunca da Halid bildiklerini kendisine anlattı. Bunun üzerine Velid, Halid'i hapsetti ve Irak'a ait malları kendisinden istedi. Daha sonra da Yusuf bin Ömer'in Irak'tan gelmesini ve beraberinde de mallarını getirmesi isteğinde bulundu. Ayrıca Yusuf'un azledilerek yerine Abdülmelik bin Muhammed bin Haccac bin Yusuf'un vali olmasını diledi. Yusuf Irak'tan o güne kadar benzeri görülmemiş mal getirdi. Hassan en-Nebti ile karşılaştığında, Hassan O'na Velid'in Abdülmelik bin Muhammedi Irak'a vali tayin etmek istediğini söyledi ve Velid'in vezirlerine rüşvet vermesini işaret etti. Yusuf rüşvet için beş yüz bin ayırdı, ayrıca Hassan: "Abdülmelik'in ağzından bir köşkün dışında başka bir şey istemediğini ihtiva eden bir mektup yaz. Velid'in huzuruna bu mektup mühürlü olarak gir ve Halid'i satın al." dedi. Yusufbunların aynısını yaptı. Velid kendisine tekrar Irak'a dönmesini emretti ve Yusuf Velid'den Halid'i elli milyona satın aldı. Halid'i Velid'den alan Yusuf O'nu şiltesiz tahtırevan üzerinde Irak'a götürdü.

 

Yemenli bir şair Velid' in ağzından Yemenlileri kınayan bir şiir yazdı.

Bir rivayete göre de bu şiir Velid'e ait olup Halid'e yardımı terk ettikleri için bu şiirde Yemenlileri kınamıştı.

 

‘‘Sen birleşmeyi düşünerek isyan etmedin mi? İrtibatı sağlayan ip kopmadı mı?

Evet, artık gözyaşların yağmur gibi insicamlı akacak.

Sen Su 'di ehlini başından at; biz mal ve sayı bakımından onlardan daha üstünüz.

Biz halka zorla hakim oluruz; onlar için zillet ve azabı reva görürüz. Biz Eş 'arileri Kays 'ın gücüyle ezdik; senin bu affedilmeyecek adımına da ne oluyor?

Halid içimizde esirdir; eğer erkekseler ona mani olsalardı.

Bu önceleri onların seyyid ve ileri gelenleri idi; biz küçük düşürücü şeyleri onlara reva gördük.

 

Eğer onlar izzet sahibi kabilelerden olsalardı, yaptıkları işler boşuna gitmezdi.

Ayrıca onu, soyulmuş ve bizim ağır kelepçelerimizden kurtulmaya çalışan bir esir olarak bırakmazlardı.

Kindeliler ve Sekunlular af dilemediler; onların süvarileri sürekli hareket halinde olup savaştan geri kalmayacaklardır.

Biz onlara zilleti reva gördük, dağları ve ovaları da mahvettik. Fakat bazı olaylar onları sarstı ve hareketsiz hale getirdi.

 

Onlar ebediyyen bizim kölelerimiz olarak kalacaklar ve biz onlara zillet ve aşağılığı reva göreceğiz.

 

İnsanlara hükmetme bir taç gibi benim başıma kondu, ben böyle sabahladım. ‘‘

 

Bu durum onların zoruna gitti, Velid'i öldürmeğe çalıştılar ve kinleri de arttı. Hamza bin Bid, Velid hakkında manzum olarak şunları söyledi:

‘‘Sen kötülük bulutlarının üzerimizden sökülüp atılacağını zannederek zarara zararla karşılık verdin.

 

Keşke Hişam hayatta olsÇlYdı da istediğini yapsaydın, biz de umduğumuz ve arzu ettiğimiz gibi olsaydık.

 

Yine aynı şair şunları söyledi: ‘‘Ey kötü kadının çocuğu! Sen apaçık yolu bırakıp dar ve derin yola girdin.

 

Bu yolda devam edip düşmanlık yaptın, kötülüğü teşvik edip dirilttin. Yap yap, sen devam et bunlara; bir gün yere düşeceksin.

 

Sen hiç ayılmayacak bir sarhoşsun; durumu düzelttin, fakat sonradan tekrar bozdun.’‘

Yemenliler Yezid bin Velid bin AbdÜımelik'e gelerek O'na bey'at etmek istediler. Yezid, Amr bin Yezid el-Hakemi ile istişare etti. Amr O'na: "Halk sana bu şekilde bey'at etmez. Kardeşin Abbas ile müşavere et, eğer sana bey'at ederse, hiç bir kimse muhalefet etmez; fakat sana bey'atı kabul etmezse, halk O'na itaat eder. Eğer sen görüşünde ısrar ediyorsan, kardeşin Abbas'ın sana bey'at ettiğini halka duyur." dedi. Bu sırada Şam'da veba hastalığı vardı. Bu yüzden halk çöllere (badiyelere) dağılmışlardı. Abbas Kastal'da, Yezid ise çölde idi. Bunların ikisinin arasında pek az bir mesafe vardı. Yezid kardeşi Abbas'a gidip istişare etti. Abbas Yezid'in istediği bey'atı reddetti. Yezid geri döndü ve halktan gizli olarak bey' at istedi. Bu hususu temin için de çevreye adamlarını gönderdi. Bunlar halkı bey' at etmeye çağırdılar. Yezid sonra tekrar kardeşi Abbas'la istişare için gitti ve bey'at istedi, fakat Abbas Yezid'i kovdu ve: "Eğer sen böyle düşmanlık yapmağa devam edersen seni bağlar, Emirü'lMümİnin'e gönderirim." dedi. Bunun üzerine Yezid Abbas'ın yanından çıkıp gitti. Abbas ise: "Ben Yezid'in Mervanoğulları içerisinde en uğursuzu olduğunu zannediyorum." dedi.

 

Bu haber Mervan bin Muhammed'e Armenia'da ulaştı. Mervan, Said bin Abdülmelik bin Mervan'a halkı Yezid'e bey'atten men etmesini ve fitneden sakındırıp korumasını emretti. Said bu işi ele alıp Abbas bin Velid'e mektup yazdı. Abbas Yezid'i istedi ve O'nu tehdit etti, fakat Yezid yaptıklarını gizledi, Abbas da bunu kabul etti. Abbas, Bişr bin Velid'e: "Ey Mervanoğulları! Allah sizin helakinize izin verdi." dedi ve manzum olarak şunları söyledi:

 

‘‘Dağlar gibi yükselip sonra patlayan sizin fitnenizden Allah'a sığınırım. Bir grup insan sizin politikanızı ateşe verdi. Sizler dinin emirlerini yapıp nehyettiklerinden sakınınız.

Kurt insanlara kendinizi parçalatmayınız, çünkü kurtlar yemeğe başladıklarında doymak bilmezler.

Ellerinizle karınlarınızı yarmayınız; eğer çare aramazsanız üzülmek ve ah etmek fayda vermez.’‘

 

Yezid'in işleri yoluna girdiğinde hala çölde yaşıyordu. Şam'a doğru yola çıktı. Burası ile Şam arasında dört gecelik bir mesafe vardı. Yezid yedi kişinin arasında kılık değiştirerek yoluna devam etti, Şam'a bir konak uzaklıktaki ‘‘Cenld’‘ denilen yerde konakladı. Biraz burada kaldıktan sonra Şam'a hareket etti. Şam'a vardıktan sonra da halkın çoğu kendisine bey'at etti. Mizzeliler de O'na bey'at ettiler. Şam'da Abdülmelik bin Muhammed bin Haccac vardı. Yezid vebadan korktu, bu yüzden hemen Şam'dan ayrıldı ve ‘‘Katana’‘ denilen yerde konakladı. Şam'da kendi yerine oğlunu bıraktı. Güvenlik teşkilatının başına da Ebu'I-Ac Kesir bin Abdullah es-Sülemi'yi bıraktı, Yezid dışarı çıkmağa niyetlendi. Amile: "Yezid vergi vermeden dışarı çıktı." denildi.

 

Yezid bir cuma gecesi akşamdan sonra adamlarını gönderdi. Bunlar bahçe kapılarının yanına gizlendiler, yatsı ezanı okununca camiye girdiler ve namaz kıldılar. Camide bekçiler vardı, bunlar halkı dışarı çıkarmakla görevlendirilmişlerdi. Namazdan sonra bekçiler halkı dışarı çıkardılar, fakat Yezid' in adamları ağırdan aldılar, içeride sadece Yezid' in adamları ile bekçileri kalmışlardı. Bunlar bekçileri kıskıvrak yakaladılar. Yezid bin Anbese, Yezid bin Velid'e gelerek durumu bildirdi ve elinden tutarak: "Ey Emirü'l-Müminin ayağa kalk! Allah'ın yardımı ve inayeti ile tebşir et." dedi. Yezid ayağa kalktı ve on iki kişinin arasında yola çıktı. Bunlar yolda kendi taraftarlarından kırk kişi ile karşılaştılar. Bunlara yollarına devam ederken takriben iki yüz kişi daha iltihak etti. Bunlar mescide girdiler. Caminin dış kapısına vurdular ve kendilerinin Velid'in elçileri olduklarını söylediler. Bunlara bir hizmetçi kapıyı açtı, onu yakaladılar ve içeri girdiler. İlkin Ebu'ı-Ac'ı sarhoş olarak ele geçirdiler, daha sonra Beytülmalin muhafızlarını yakaladılar. Bu arada kendisinden korkulan herkesin üzerine adam gönderilip yakalatıldı. Muhammed bin Ubeyde Baalbek'te ele geçirildi. Beni Uzre Muhammed bin Abdülmelik bin Muhammed Haccac'ın üzerine gönderildi. Bunlar O'nu da ele geçirdiler.

Camide çok silah vardı, bunları da ele geçirdiler. Sabah olunca Mizzeliler geldiler ve topluluğa katıldılar. Daha sonra Sekasik geldi. Arkasından Dariyyeliler ile Ya'kılb bin Muhammed bin Hani el-Absi geldi. Dume ve Haresta'dan İsa bin Şebib et-Tağlebi geldi. Mürran, Erze ve Satra'dan Humeyd bin Habib en-Nahai geldi. Curşlular, Hadiseliler ve Deyr-i Zekkalılar da geldiler. Beni Uzre ve Selaman'dan bir cemaatla Rib'i bin Haşim el-Harsi geldi. Cuhey ne de taraftarlarıyla birlikte gelenler arasındaydı. Bundan sonra Yezid bin Velid bin Abdülmelik, Abdurrahman bin Masad'ı iki yüz atlıyla Abdülmelik bin Muhammed bin Haccac bin Yusuf'u sarayından yakalayıp getirmesi için gönderdi. Bunlar AbdÜımelik'e eman vererek yakaladılar. Abdurrahman'a her biri otuz bin dinar olan iki çeşit haraç geliri teklif edildi. Kendisine: "Bunlardan birisini aL." denildi. Abdurrahman: "Araplar benden ‘‘Hilafet işine ilk ihanet edendir.’‘ şeklinde bahsetmesinler." dedi ve bu teklifi reddetti. Yezid daha sonra Velid bin Yezid bin AbdÜımelik'in üzerine Abdülaziz bin Haccac bin Abdülmelik komutasında bir ordu hazırlayıp gönderdi.

 

Yezid Şam'da ortaya çıkınca Velid'in azatlısı kendisine giderek Amman'a bağlı Ağdef'te durumu haber verdi. Velid bunu iyice döverek hapsetti, Ebu Muhammed Abdullah bin Yezid bin Muaviye'yi Şam'a gönderdi. Ebu Muhammed bir süre gittikten sonra durdu. Yezid bin Velid O'na Abdurrahman bin Musad'ı gönderdi. Ebu Muhammed, Abdurrahman'dan gerekli bilgiyi aldıktan sonra Yezid'e bey'at etti.

 

Ebu Muhammed'in Yezid'e bey'at ettiği haberi Velid'e ulaşınca Yezid bin Halid bin Yezid bin Muaviye, Velid'e: "Hıms'a kadar git ve orada kal; çünkü orası sarp ve muhkem yerdir. Yezid'in üzerine de süvariler gönder. Bunlar ya ölürler veya esir edilirler. Abdullah bin Anbese bin Said bin As ise: "Bir halifeye savaşmadan askerlerini ve kadınlarını terk etmek yakışmaz. Allah Müminlerin emirini güçlendirir ve O'na yardım eder." dedi. Yezid bin Halid: "Biz hanımlarından endişe etmeyiz, çünkü gelen Abdülaziz hanımların amcasıdır." dedi.

Velid Anbese'nin görüşünü benimsedi ve Bahd'deki Nu'man bin Beşir'in sarayına kadar geldi. Velid ile birlikte Dahhak bin Kays'ın çocuklarından kırk kişi de buraya geldi. Bunlar Velid'e: "Bizim silahımız yok; eğer sen silah kullanınamızı emredersen, bize silah ver." dediler. Ancak Velid onlara hiç bir şey vermedi.

 

Abdülaziz Velid ile karşı karşıya geldi. Bu arada Abbas bin Velid bin Abdülmelik Velid'e mektup yazarak: "Sana yardıma geliyorum." dedi. Velid, yanındakilere: "Bir koltuk çıkarınız." dedi. Çıkardılar, üzerinde oturarak Abbas'ı bekledi. Abdülaziz ile Mansur bin Cumhur Velid ile savaştılar. Abdülaziz, Ziyad bin Husayn el-Kelbi'yi Velid'e göndererek O'nu Allah'ın Kitabı'na ve Resulullah'ın Sünneti'ne davet etti. Velid'in adamları bu haberi getiren elçiyi öldürdüler. Aralarında çok şiddetli savaş oldu. Velid Cabiye'de ele geçirdiği Mervan bin Hakem'in sancağını çıkardı.

 

Abbas'ın Velid'e yardıma geldiği haberi Abdülaziz'e ulaşınca Mansur bin Cumhur'u O'nun geldiği güzergaha gönderdi. Mansur Abbas'ı zorla yakalayarak Abdülaziz'e getirdi. Abdülaziz Abbas'a: "Kardeşin Yezid'e bey'at et." dedi. Abbas bey'at etti ve orada kaldı. Bayrak dikerek: "Bu, Abbas'ın, bayrağıdır, Yezid'e bey'at etti." dediler. Abbas ise: "Biz Allah'a döneceğiz. Olanlar şeytanın hilelerinden bir hiledir, Mervanoğulları mahvoldu." dedi. Halk Velid tarafını bırakarak Abdülaziz ve Abbas tarafına geçtiler. Velid Abdülaziz'e bir haber göndererek, harpten vazgeçmesi şartıyla kendisine elli bin dinarla Hıms'ı vereceğini ve ayrıca kendisine yönelecek her türlü şeylere karşı göğüs gereceğini söyledi. Abdülaziz bunu kabul etmedi. Velld iki zırh giydi, kendisine iki atını (es-Sindi ve er-Raye) getirdiler. Çok şiddetli savaş oldu. Bu arada biri "Allah'ın düşmanını (Velld'i) Lut Kavmi'nin öldürülüşü gibi katI ediniz; onu taşla öldürünüz." diye bağırdı. Velld bu sözleri duyunca saraya girip kapısını kapattı ve şunları söyledi: ‘‘Bana Selma 'yı, şarabı, cariyeyi ve bir de bardağı bırakınız; bunlar bana malolarak yeter.

 

Hayatım kumların arasından seçilip çıkınca Selma 'nın boynuna sarıldım, bunun yerine de başka bir şey istemiyorum.

 

Mülkünüzü alınız, eğer benim bağlı yaşamama sebep alacaksa Allah mülkünüzü daim etmesin.

Benim dizginlerimi kafile gitmeden serbest bırakınız. Benim zayıf düşerek ölmemi istemeyiniz.’‘

 

Abdülaziz sarayı kuşattı. Velld kapıya yaklaşarak: "İçinizde haya ve şeref sahibi birisi yok mu onunla konuşacağım." dedi. Yezid bin Anbese esSekseki: "Benimle konuş." dedi. Velld: "Ey Sekseklerin kardeşi! Ben sizin hediyelerinizi vermedim mi, sizden sıkıntılarınızı gidermedim mi, sizin fakirlerinize infakta bulunmadım mı, kötürümlerinize hizmet etmedim mi?" dedi. Yezid bin Anbese: "Biz seninle kendimiz için savaşmıyoruz. Seninle Allah'ın haramlarını çiğnediğin, şarap içtiğin, üvey kardeşlerinin anneleri ile evlenerek Allah'ın emirlerini hafife aldığın için savaşıyoruz." dedi. Velld: "Yeter Seksek'in kardeşi, ömrüme yemin olsun ki çok konuştun ve aşırı gittin, Allah'ın helal kıldığı şeylerde senin zikrettiklerinin çoğu vardır." dedi. Velld daha sonra da odaya döndü ve eline Kur'an-ı Kerim alıp okudu. Arkasından da:

"Bugün Hz. Osman'ın şehit edildiği gündür." dedi.

 

Orada bulunanlar bunun üzerine duvara tırmandılar. Bunlar içerisinde duvarın üzerine ilk çıkan Yezid bin Anbese idi. İbn Anbese atlayarak Velld'in yanına indi. Niyeti Velld'i hapsedip hakkında ne yapılacağı hususunda arkadaşlarıyla müşavere yapmaktı. Ancak İbn Anbese'nin arkasından on kişi daha duvardan atlayarak Velld'in yanına geldiler. Bunlar içinde Mansur bin Cumhur ve Abdüsselam el-Lahmi de vardı. Abdüsselam Velld'in başına, Sindi bin Ziyad bin Ebi Kebşe de yüzüne vurdu. Bunlar Velld'in başını kesip Yezid'e getirdiler.

Velld'in başı geldiğinde Yezid yemek yiyordu. Hemen secdeye kapandı.

 

Yezid bin Anbese kendisine Velld'in söylediklerini anlattı. Velld'in son sözleri şöyle idi: "Allah sizin bozuk işlerinizi düzeltmesin, dağınık işlerinizi bir araya getirmesin, bir araya gelemeyesiniz."

 

"Yezid, Velid'in başının dikilmesini emretti. Beni Mürre'nin azatlılarından Yezid bin Ferre: "Haricilerin başı dikilir, Velid ise senin amcanın oğlu ve halifedir. Eğer sen O'nun başını dikersen halkın Velid'e acıması ve ailesinin de sana kızmasından endişe ederim." dedi. Yezid O'nu dinlemedi, Velid'in başını bir mızrağa takarak Şam sokaklarında dolaştırdı, bilahare de kardeşi Süleyman bin Yezid'e bu başın verilmesini emretti. Süleyman baş ın şekline bakınca: "Onu uzaklaştırın. Şahadet ederim ki, Velid alkolik, deli ve fasıktı; Yezid benim fasıktan yana olmamı istiyor." dedi. Süleyman daha önceleri Velid için çalışanlardandı.

Malik bin Ebu's-Semh el-Muganni ile Amr el-Vadi el-Muganni de Velid ile birlikte hareket ediyordu. Velid taraftarları kendisini terk edip muhasara altına alınınca Malik Amr'a: "Bizi götür." dedi. Amr: "Bu vefalılık olmaz, biz savaşmadığımız için başımıza bir şey gelmez." dedi. Malik de cevaben: "Allah'a and olsun ki, eğer onlar beni ve seni ellerine geçirirlerse, bizden önce hiç bir kimseyi öldürmezler, ikimizi öldürdükten sonra da Velid'in başını ikimizin başının arasına koyarak halka: <<Velid ile birlikte olanların haline bakın.’‘ derler. Velid'i bundan daha ağır bir şeyle kötüleyemezler." dedi. Daha sonra Malik ile Amr kaçtılar.

Velid'in öldürülmesi, 126 yılının cemaziyülevvel ayının son ikinci gecesinde idi. Velid'in halifelik süresi bir yıl üç ay olmuştur. Bir yıl iki ay yirmi gün şeklinde de rivayet vardır. Velid öldürüldüğünde kırk iki yaşındaydı. Otuz sekiz, kırk bir, kırk altı yaşında olduğu şeklinde de rivayetler vardır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

VELİD'İN NESEBİ VE BAZI HUSUSİYETLERİ