İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 125.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HİŞAM'IN BAZI DAVRANIŞ VE NİTELİKLERİ

 

Akkal bin Şebbe anlatıyor:

 

Bir defasında Hişam'ın huzuruna girdim, üzerinde yeşil kürklü bir kaftan vardı. Horasan'a göndereceği için bana bazı şeyleri tavsiye ediyordu, ben ise o sırada kaftamın süzüyordum. Hişam bu durumu anlayıp sebebini sordu. Ben de: "Halife seçilmeden önce de sende böyle bir kaftan görmüştüm, şu anda sırtındaki kaftanın o olup olmadığını düşünüyorum." dedim. Hişam: "Vallahi bu kaftan odur, bende gördüğünüz malların hepsi ve onların korunması size aittir." dedi.

 

Akkal bin Şebbe Hişam'ın çok akıllı bir adam olduğunu söyler. Denildiğine göre, bir defasında Hıristiyan bir kişi Muhammed bin Hişam'ın bir çocuğunu döver ve başını yarar. Husayy da Muhammed adına giderek Hıristiyanı döver. Bu olayı Hişam duyunca Husayy'ı ister, Husayy ise Muhammed'e sığımr. Muhammed, Husayy'a: "Sana böyle yapmaman için emretmedim mi?" der, O da: "Evet, vallahi sen emrettin." diyerek karşılık verir. Bunun üzerine Hişam Husayy'ı döver, oğlunu da azarlar. Abdullah bin Ali bin Abdullah bin Abbas der ki:

"Emevllere ait birçok sicil defteri (devavın) topladım, bunlardan hiç birisi Hişam'ın defterleri kadar sağlam ve doğru değildi."

 

Rivayet edildiğine göre bir defasında Hişam beraberinde cariye, şarap ve barbat (gitara benzeyen bir çalgı) bulunan bir adamı yanına çağırtır ve:

 

"Tanburu bu adamın başında kırınız." der. Orada bulunan bir ihtiyar adamın bu halini görünce ağlar: "Sabret." der. Dayak yiyen adam ise: "Sen dayaktan dolayı ağladığımı zannediyorsun, halbuki ben Hişam'ın barbata ‘‘tanbur’‘ demesinden dolayı ağlıyorum." diye karşılık verir. Dövülen adam Hişam'a ağır hakarette bulununca da ihtiyar adam: "İmamına böyle kötü sözler söylemen yakışık almaz." diyerek adamı ikaz eder.

Anlatıldığına göre, Hişam'ın çocuklarından birisi bir defasında cumaya gelmez. Hişam sebebini sorunca: "Bindiğim hayvan öldü." diye cevap verir. Hişam: "Yürümekten de mi acizsin?" der ve O'nu bir yıl binek hayvamndan mahrum eder.

Yine anlatıldığına göre, valilerden birisi Hişam'a: "emirül-Müminin'e bir sepet şeftali gönderdim. " diye yazar. Hişam da cevaben: "Gönderdiğin şeftalileri aldım. Onlar çok hoşuma gitti, yine gönder, size dua edeceğimden emin ol." diye yazar.

 

Hişam kendisine mantar gönderen bir valisine de: "Kırk mantar geldi, fakat bazılarının içi bozulmuş. Bundan böyle bir şey gönderdiğinde ambalajını iyi yap ki zarar görmesinler ve birbirlerine temas ederek bozulmasınlar." diye yazar.

Bir defasında da: "Sen korkak ve cimri birisisin, hilafetten hoşlanıyor musun?" denildiğinde: "Niye hoşlanmayayım? Ben yumuşak ve hoşgörülü birisiyim." diye cevap vermiştir.

Anlatıldığına göre, Hişam RusMe (burası Kınnesrln'in bakımlı yerlerinden birisidir)'de konaklamıştır. Daha önceki halifeler ve çocukları ise, taun hastalığından kaçarak ‘‘Berriyye’‘ denilen yere giderlerdi.

 

Hişam Rusafe'ye konaklamak isteyince çevresinde bulunanlar: "Buradan çıkma, halifeler taun hastalığına yakalanmazlar, çünkü hiç bir halifenin bu hastalığa yakalandığı görülmemiştir." dediler. Bunun üzerine halife: "Siz bunu benim üzerimde mi tecrübe etmek istiyorsunuz?" dedi ve Rusafe'de konakladı. Burası Romalılara ait bir şehir idi.

 

Anlatıldığına göre, Ca'd bin Dirhem'in Hişam döneminde ‘‘halku'l-Kur'an’‘ hakkındaki görüşlerini açıklaması üzerine Hişam O'nu yakalayarak Irak valisi Halid Kasri'ye gönderip öldürülmesini istedi. Halid ise O'nu hapsetti, fakat öldürmedi. Bu haber Hişam'a ulaşınca, Halid'e kızdı ve tekrar Ca'd'ı öldürmesini istedi. Halid bu kez de O'nu hapisten çıkardı, Kurban bayramında namaz kıldırdıktan sonra, hutbesinin sonunda: "Evinize dönünüz ve kurbanlarınızı kesiniz. Allah keseceğiniz kurbanlarınızı kabul etsin! Ben ise bugün Ca'd bin Dirhem'i kurban etmek istiyorum, çünkü O: ‘‘Allah Musa ile konuşmadı ve İbrahim'i dost edinmedi.’‘ diyor. Halbuki Allah O'nun dediğinden beridir." dedi ve hutbeden indi, daha sonra da Ca'd'ı kesti.

 

Yine rivayet edildiğine göre, Gaylan bin Yunus, (bu şahsın İbn Müslim olduğu rivayeti de vardır) kader hakkındaki görüşlerini Ömer bin Abdülaziz zamanında açıkladı. Ömer bin Abdülaziz O'nu getirterek tövbe etmesini istedi. Gaylan da tövbe etti. Fakat bu şahıs Hişam zamanında yine bu konudaki eski görüşüne döndü. Bu defa Hişam O'nu Nasr vasıtasıyla çağırttı. Emir verdi, bu kişinin elleri ve ayaklan kesildikten sonra idam edildi.

Rivayet edildiğine göre, Muhammed bin Zeyd bin Abdullah bin Ömer bin

Hattab Hişam'a geldi. Hişam O'na: "Benim seninle bir akrabalığım ve yakınlığım yoktur." dedikten sonra: "Birisi ‘‘Emirü'l-Müminin seni tammıyor.'' diyerek seni aldatmaktadır; halbuki ben seni tanıyorum, sen Muhammed bin Zeyd'sin. Burada kalma ve yanında olanları infak et. Benim seninle yakınlığım yok, ailenin yanına dön." diye ilave etti.

 

Mücemma' bin Ya'kub el-Ensari anlatıyor:

 

Bir defasında Hişam eşraftan birisine sövdü. Adam da O'nu ikaz ederek:

"Sen yeryüzünde Allah'ın halifesisin, bana küfretmeye utanmıyor musun?'' dedi. Halife çok utandı ve: "Sen de bana küfrederek kısas yap." dedi. Adam ise cevaben: "O vakit ben de senin gibi alçalmış olurum." dedi. Halife: "Öyleyse onun karşılığında benden mal aL." deyince adam: "Ben öyle de yapamam." dedi. Halife: "Öyle ise alacağın malları Allah rızası için bağışla." deyince de: "Allah rızası için sana bağışladım." dedi. Hişam bunun üzerine utancından başım yere eğdi ve "Allah'a yemin olsun ki, bundan sonra bu türlü bir şeyi tekrar etmeyeceğim." dedi.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

VELİD BİN YEZİD BİN ABDÜLMELİK'E BEY'AT