İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
VELİD BİN
YEZİD BİN ABDÜLMELİK'E BEY'AT
Bir
rivayete göre Velid'e bu yılın Rebiyülahir ayında bey'at yapılmıştır.
Babası,
Velid'i kardeşi Hişam'dan sonra veliahtlığa uygun bulmuştu. Velid o vakit on
bir yaşındaydı. Babası Yezid bundan sonra hayatını sürdürdü. Velid on beş
yaşına geldiğinde Yezid: "Allah benimle, beni Hişam ile senin arana koyan
arasındadır." der.
Hişam
halife olunca Velid'in hafifmeşrepliği ve şarap içtiği açığa çıkıncaya kadar
O'na iyi davrandı, sonra Abdüssamed bin Abdüla'la'yı Velid'i tedip etmesi için
gönderdi.
Velid
kendisine içki arkadaşları edinmişti. Hişam halkı Velid'den kurtarmak için O'nu
116 (M. 734)'da hac işlerinin başına getirdi. Velid sandıklara köpekler koydu
ve Kabe'nin üzerine dikmek için o büyüklükte bir de kubbe yaptırdı, ayrıca
yanına şarap da aldı. Yaptırdığı kubbeyi Kabe'nin üzerine dikmek, içinde de
şarap içmek istiyordu. Beraberindekiler Velid'i: "Böyle yaparsan biz seni
ve kendimizi halkın elinden kurtaramayız." diyerek korkuttular. Velid
bunun üzerine tasarladığı işlerden vazgeçti.
Velid
halkın inançlarını küçümsedi ve hafife aldı. Bunun üzerine Hişam Velid'i
uzaklaştırmak ve oğlu Mesleme için bey'at almak istedi, Velid'e de bu
düşüncesini bildirdi. Velid Hişam'ın bu isteğini reddetti. Bunun üzerine Hişam,
Velid için kötü düşünmeğe başladı ve zarar vermeyi kafasına koydu. Hişam bu ara
oğlu Mesleme için gizliden gizliye bey'at almağa başlamıştı. Halk Hişam'ın bu
düşüncesini olumlu buldu. Bu düşünceyi benimseyenler arasında amcaları Hişam
bin İsmail'in oğulları Muhammed ile İbrahim de vardı. Ayrıca Benü'l-Ka'ka' bin
Huleyd el-Absi ile diğer seçkin kişiler de aynı görüşü benimsemişlerdi.
Bundan
sonra Velid içki ve sefahette daha da ifrata gitti. Hişam Velid'e:
"Yazıklar olsun sana! Senin İslam'ın daha üstünde olup olmadığını
bilemiyorum. Eğer kötülükleri terk edersen sana sert davranmayacağım."
dedi. Velid Hişam'a şu beyitlerle cevap verdi:
‘‘Ey
dinimiz hakkında soru soran kişi! Biz Ebu Şakir'in dini üzereyiz.
Biz
içkiyi bazen halis içeriz,
Bazen
de sıcak veya soğuk su karıştırarak.’‘
Bunun
üzerine Hişam oğlu Mesleme'ye çok kızdı, çünkü Ebu Şakir O'nun künyesiydi.
Hişam Mesleme'ye: "Beni Velid senin yüzünden ayıpladı. Ben ise seni
halifeliğe hazırlıyorum." dedi ve O'nu yola getirmeyi lüzumlu gördü. Bunu
temin için Mesleme'yi H. 119 (M. 737)'da hac emirliği ile görevlendirdi.
Mesleme
yöneticiliği sırasında ibadetlerini ve yumuşaklığını halka izhar etti. Yine
Mesleme bu sırada Mekke ve Medine'de halka çeşitli mallar dağıttı.
Medinelilerden
bir azatlı şu mısraları okudu: ‘‘Ey bizim dinimizden soran kişi! Evet, biz Ebu
Şakir'in dini üzereyiz. O, koşu atlarını yularlarıyla bağışladı; O, aynı
zamanda ne zındık ne de kafirdir.’‘
Şair
bu mısralarıyla Velid'e tariz etmişti.
Hişam
Velid'i ayıpladı, kınadı ve ondan tamamen ümidini kesti. Velid yanında seçkin
kişileri ve yakınları olduğu halde yola çıkarak Ürdün'de bir subaşında
konakladı. Katibi İyaz bin Müslim'i olup bitenleri yazması için Hişam'ın
yanında bıraktı. Hişam da Velid'in aleyhinde gelişen olayların kendisine
ulaşmasını engelledi. Bu meyanda Velid Hişam'a mektup yazdıysa da cevabını
alamadı. Daha sonra Abdüssamed'i yanından uzaklaştırmasını istedi, o da
Abdüssamed'i uzaklaştırdı. Ayrıca İbn Süheyl'in de yanına gelmesine izin
vermesini istedi, fakat Hişam Süheyl'i dövdü ve sürgüne gönderdi.
Hişam,
Velid'in katibi Iyaz'ı yakalattı, dövdü ve hapsetti.
Velid
insanlara: "Kim güven duyar ve iyilik yapmak ister? Bu uğursuz, hilekar
adamı babam ailemizin başına geçirdi ve veliaht yaptı; sonra da bunun bana
yaptıklarını gördünüz. Benim bir adama kötülük yapmadıkça şerrimin
dokunmayacağını o bilmiyor." dedi ve bu hususta Hişam'a kendisini kınayan
bir mektup yazıp hapsettiği katibini vermesini de istedi, ancak Hişam katibi
vermedi. Bunun üzerine Velid Hişam'a şu mısraları yazdı:
‘‘Senin
arazimde bina yaptığını görüyorum; Eğer akıllı bir adam olsan yaptıklarını
yıkarsın. Geride kalanlara kin tohumlarını saçıyorsun.
Eğer
meyve aldıklarının şerrinden ölürsen onlara yazıklar olsun! Sana ihsanda
bulunana nankörlük yapıyorsun;
Şayet
ona teşekkür edersen fazZ ve ihsan sahibi Allah sana merhamet etsin.’‘
V
elid gittiği yerde fazla kalmamıştı ki Hişam öldü. Hilafetin kendisine geldiği
günün sabahında künyesi Ebu Zübeyr olan Münzir bin Ebu Amr'a:
"Aklım
ereliden beri bu gece kadar bana hiç bir gece uzun gelmedi. Ben gece boyunca
kendi kendime (Hişam'ı kastederek) bu adamın yaptıklarını düşündüm. Bu herif
beni hırslandırdı, gel beraber hava alalım." dedi. Her ikisi hayvanlara
binerek iki mil kadar gittiler. Velid burada bir kum yığını üzerine
,
çıkarak
bir karaltı gördü ve: "Bu gelenler Hişam'ın elçileri. Allah'tan onların
hayır haber getirmelerini isteriz." dedi. Karaltı yaklaşınca bunların
posta beygiri üzerinde iki adam oldukları anlaşıldı. Bunlardan birisi Ebu
Muhammed es-Süfyani'nin azatlısı, diğeri de Cerdebe idi. Yaklaştıklarında koşarak
Velid'e geldiler ve halifeye verilen selamla selamladılar. Velid heyecanlanıp
bir süre konuşmadı, daha sonra: "Hişam öldü mü?" dedi. Onlar da:
"Evet." dediler ve:
"Bu
husustaki Divan-ı Resail başkanı Salim bin Abdurrahman'ın mektubu da
yanımızda." diye ilave ettiler. Velid mektubu okudu ve Ebu Muhammed
esSüfyani'nin azatlısına eski katibi İyaz'ı sordu. O da: "Hişam ölünceye
kadar İyaz hapishanedeydi." diye cevap verdi. Velid hapishane
muhafızlarına haber göndererek ellerinde olan mahpusları muhafaza etmelerini
emretti. Hişam ölüm döşeğinde iken bir ara ayılarak yanında olanlardan bazı
şeyler istedi, ancak oradakiler buna engeloldular. Muhafızlar da: "Biz
Velid'in bekçileriyiz. " dediler. Hişam biraz sonra öldü, İyaz da
hapishaneden çıktı ve hemen hazinelerin kapılarını mühürledi. Hişam yatağından
yere indirildi. Yıkanması için içinde su ısıtılacak bir kap bulunamadı, nihayet
ödünç bir kap buldular. Hazineden bir kefen de bulamadılar, O'nu azatlısı Galib
kefenledi.
Velid
Hişam için şöyle dedi: ‘‘Hilekar ve uğursuz adam öldü; nihayet bize yağmur
gönderildi. Ağaçlar da bu adam öldükten sonra yapraklanıp meyve verdi. Allah'a
şükrediniz, çünkü o her şükredene fazlasıyla verir.’‘
Bu
şiirin Velid'e ait olmadığı da söylenir.
Velid
Hişam'ın ölümünü duyunca RusMe'ye giderek Abbasb. Velid bin
Abdülmelik
bin Mervan'a Hişam ve çocuklarının mallarının sayımını yapmasını, Mesleme bin
Hişam hariç, akrabaları ve amillerinin mallarına el koymasını yazdı. Mesleme,
babasından yumuşak davranmasını istediği için Velid O'nu istisna etmişti. Abbas
RusMe'ye geldi, Velid'in kendisine yazıyla emrettiklerini yaptı ve neticeyi de
duyurdu. Velid şu beyti söyledi:
‘‘Hişam
keşke yaşasaydı da şu süt kaplarının doldurulduğunu görseydi.’‘
Bir
başka rivayete göre de şu beyideri söylemiştir: ‘‘Keşke Hişam yaşasaydı da
kirletilmiş ölçeğini görseydi.
Biz
de şimdi O 'nun tarttığı ölçek ile tartıyoruz, ancak biz ölçeği parmakla
dokunarak bozmuyoruz.
Biz
buna bir bid'at getirmedik, bunların hepsini bana Furkan (Kur 'an) çözdü.’‘
VelId
Hişam'ın ailesine ve taraftarlarına baskı yaptı. Hişam'ın bir hizmetçisi
kabrinin başına gelerek ağladı ve: "Ey Müminlerin emiri! Eğer sen VelId'
in bize yaptığını görseydin." diye yakındı. Orada bulunan bir diğeri ise:
"Eğer
sen Hişam tarafından yapılanları bilseydin, şükrünü eda edemeyeceğin bir
nimetin içinde olduğunu anlardın; çünkü Hişam sadece sizinle meşgul olmuştur,
başkaları ile ilgilenmemiştir." dedi.
Velid
çeşitli yerlere amiller (yöneticiler) tayin etti. Her tarafa kendisi için
bey'at alınmasını yazdı. Halk kendisine bey'at etti.
VelId
halife olunca Şamlı kötürüm ve amalara daima yardım etti ve onları giydirdi.
Bunlardan her biri için hizmetçi tutulmasını emretti. Fakir kimselere mal ve
elbise çıkartarak bunlara ve diğer insanlara bolca ihsanda bulundu. Şam ehline
ise daha çok ilisanda bulundu. Kendisinden bir şey istendiğinde: ‘‘Bana bir
takım şeyler engelolmazsa zararlı kişilerin sizden çekip aldıklarını sizin için
ben yükleniyorum.
Yakın
bir zaman içinde size ek gelir ve hediyeler verilecektir. Sizden bunları daha
önce divanınız mahrum bırakmıştı; şimdi ise katipler bir aydır size bunları
yazıp hazırlıyor.’‘
Hilmü'l-
Vadi el-Muğanni şöyle diyor: Biz VelId ile beraber idik, o anda Hişam'ın ölüm
haberi geldi, Velid' in hilafeti kutlandı ve haberci kendisine kılıç ve mührü
verdi. Biz VelId'e halife gözüyle bakıyorduk. Bu şırada Velid; "Bana şarkı
söyleyiniz." dedi ve kendisi manzum olarak şunları söyledi: ‘‘Bugün hoş
bir gün, saf içki içmek de hoştur; Rusafe 'de bulunanın (Hişam'ın) ölüm haberi
geldi bize.
Postacı
bize Hişam'ın ölüm haberini getirdi Ve hilafet mührünü ... Biz saf içkiler
içerek sabahladık Ve sihirli cariyelerle eğlendik.’‘
VelId,
bu şiir şarkı olarak söylenip içilmedikçe yerinden ayrılmayacağına yemin etti.
Biz de bunu yaptık, geceye kadar şarkı söylemeğe devam ettik.
Velid,
bu yılda oğulları Hakem ve Osman'ı, öncelik Hakem'in olmak üzere, veliaht tayin
etti. Bu durumu Irak ve Horasan şehirlerine mektup yazarak duyurdu.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
NASR BİN SEYYAR'IN
VELİD TARAFINDAN HORASAN'A VALİ TAYİN EDİLMESİ