İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 123.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

UKBE BİN HACCAC'IN VEFATI VE BELC'İN ENDÜLÜS'E GİRMESİ

 

Bu yılda Endülüs Valisi Ukbe bin Haccac es-Sehlli öldü. Endülüs halkının Ukbe'ye karşı ayaklandıkları, O'nu öldürdükten sonra yerine Abdülmelik bin Katan'ı geçirdikleri hakkında da bir rivayet vardır. Bu O'nun ikinci valiliğidir. AbdÜımelik'in valiliğe gelmesi bu senenin safer ayında gerçekleşmiştir. Berberiler Afrika'da 117. yılda zikrettiklerimizi yapmışlardı. Bunlar Bele bin Bişr el-Absi'yi muhasara etmişlerdi. Bu yüzden Bele ve taraftarlarının durumu ağırlaştı ve giderek de bu muhasara şiddetlendi. Bu yıla kadar dayandılar. Bele, Abdülmelik bin Katan'dan kendisini ve taraftarlarını muhasaradan kurtararak Endülüs'e nakledecek gemiler istedi. Ayrıca kendilerine reva görülen şiddetten ve hayvanlarını Berberilerin talan ettiğinden bahsetti. Abdülmelik onların Endülüs'e gitme isteklerini kabul etmedi, ancak kendilerine yardım etmeyi vaat ettiyse de bunu yerine getirmedi.

 

Berberiler'in Endülüs'te güçlü olduğunda ittifak edilmiştir. Abdülmelik Bele ve taraftarlarını Endülüs'e sokmağa mecbur kaldı. Bir rivayete göre ise, AbdÜlmelik, Belc'in Endülüs'e alınması hususunda arkadaşları ile istişare etti. Arkadaşları bu hususta Abdülmelik'e olumsuz görüş beyan ettiler, ayrıca içine korku saldılar ve endişelerini belirttiler. Abdülmelik ise: "Ben Halife'nin, ‘‘Ordumu helak ettim.’‘ demesinden korkarım." diyerek arkadaşlarının fikirlerine karşı çıktı. Abdülmelik Bele ve taraftarlarını bir yıl kaldıktan sonra Afrika'ya tekrar dönmeleri şartıyla EndülÜs'e kabul edebileceklerini söyledi. Onların bu şartı kabul etmeleri üzerine kendilerinden rehine aldıktan sonra Endülüs'e girmelerine müsaade etti.

 

Bele ve taraftarları Endülüs'e gelince Abdülmelik ve buradaki Müslümanlar kuşatmadan dolayı onların uğramış oldukları kötü halleri, fakirlik ve çıplaklıklarını bizzat gördüler. Müslümanlar derhalonları giydirdiler ve ihsanda bulundular. Berberller birden ''Şedune'' denilen yerde bunlar üzerine yürüdüler ve burada Bele ve taraftarları ile savaştılar. Bele ve taraftarları onları mağlup ettiler ve çoğunu öldürerek mallarım, hayvanlarım, silahlarını ganimet olarak aldılar. Böylece durumları düzeldi ve binebilecek hayvanlara sahip oldular.

Abdülmelik bin Katan Kurtuba'ya dönerek Bele ve taraftarlarının Endülüs'ü terk etmelerini söyledi. Bu isteğine olumlu cevap verdiler, ancak kendilerini daha önce muhasara altına alan Berberiler ile karşılaşmamak için CezıretÜ'l-hadra (Yeşil Ada)'nın dışında başka bir yerden gidebilecekleri gemiler istediler. Abdülmelik oların bu isteklerini reddetti ve kendisinin sadece bu adada gemileri olduğunu söyledi. Bele ve taraftarları: "Biz Berberilere hedef olacak şekilde dönemeyiz ve onların bulundukları tarafa da gidemeyiz. Onların memleketlerinde bizi öldürmelerinden endişe ederiz," dediler, ancak Abdülmelik gitmelerinde ısrar edince Bele ve taraftarları ayaklanıp savaşa girişerek Abdülmelik'i yendiler, daha sonra da saraydan çıkardılar.

 

Bu olay Zilkade ayının ilk günlerinde vuku buldu.

 

Bele Abdülmelik'i yenince arkadaşlarından O'nu öldürmelerini istedi.

Abdülmelik'i evinden çıkardılar, yaşının ilerlemesinden dolayı bu esnada ÜZÜllililü gözükmüyordu. Bele, O'nu öldürüp astıktan sonra kendisi Endülüs'e vali oldu.

 

Abdülmelik öldürüldüğünde doksan yaşında idi. Oğulları Katan ve Ümeyye kaçtılar. Bunlardan birisi Maride'ye, diğeri de Sarakusta'ya sığındı. Bunların kaçmaları babalarının öldürülmesinden önce meydana gelmiştir.

Katan ile Ümeyye babaları öldürülünce ileride zikredeceğimiz şeyleri yaptılar.

 

 

(h. 123.yıldaki) ÇEŞİTLİ OLAYLAR

 

Bu yılda Yusuf bin Ömer, Hakem bin Sait'i Hişam'a göndererek kendisini Horasan'a vali tayin etmesini istedi. Kendisinin Horasan hakkında uzman olduğunu, orada daha önce bir çok iş yaptığını ve ayrıca Nasr bin Seyyar'a küfrettiğini de aynı elçiye söyledi. Hişam bu konu üzerine eğildi. Mukatil bin Ali es-Sa’adi'yi huzuruna getirdiler. Mukatil, yüz elli Türkle Horasan'dan gelmişti. Hişam, Mukatil'den Hakem'in şahsı ve Horasan'da yaptıkları hakkında bilgi istedi. Mukatil de cevaben: "Vergisi yetmiş bin olan Faryab adlı köyü istila ettiği için Haris bin Süreye kendisini yakalayıp kulağını kestikten sonra: ‘‘Sen öldürmeye değmeyecek kadar alçak bir adamsın.’‘ deyip serbest bıraktı." dedi. Hişam bunun üzerine Nasr bin Seyyar'ı Horasan Valiliği'nden azletmedi.

 

Bu yılda Nasr bin Seyyar Fergana'da ikinci gazvesini yaptı. Nasr Irak'ın yöneticisi Ma'n bin Ahmer en-Nümeyri'ye, daha sonra da Hişam'a bir elçi gönderdi. Elçi Yusuf bin Ömer'i geçerek Ma'n bin Ahmer'e gelip: "Ey İbn Ahmer! Sakat olan bu kişi (Yusuf bin Ömer) sizin yöneticilerinizden daha mı üstün ki sizi idare ediyor?" diye sordu. O da: "Evet, öyledir." dedi. Elçi Ma'n'a Yusuf bin Ömer'i Hişam'ın yanında kötülemesini emretti. Ma'n bin Ahmer: "Kötülükleri ile beraber benim ve kavmimin nezdinde çok güzel eserleri var, ben O'nu Hişam'a nasıl kötülerim" diye cevap verdi. Fakat Elçi Hişam'a kötülemesi için ısrar etti. Ma'n: "Pekiyi, ben O'nu nasıl kötüleyim? Tecrübesini mi, itaatini mi, karakter ve siyasetini mi?" deyince Elçi: "Yusufun yaşlı olduğunu söyle." dedi.

 

Ma'n, Hişam'ın huzuruna girince Horasan Ordusu'nun cesaret ve itaatından bahsettikten sonra: "Ancak onların komutanları yok." dedi. Hişam: "Yazıklar olsun. (Nasr'ı kastederek) Pekiyi Kinani ne yapıyor?" diye sordu. Ma'n: "O güçlü ve sözü dinlenen bir adam; ancak Yusuf kendisine yaklaşılınadıkça hiç bir kişiyi tanımıyor ve sesini duymuyor. Yaşlılığından dolayı neredeyse kendisinden de hiç bir şey anlaşılamaz oldu." dedi, Şubeyi bin Abdurrahman el-Mazini: "Vallahi yalan söylüyor; Yusuf bunaklığında korkulacak bir ihtiyar olmadığı gibi, sefahatinden endişe edilecek bir genç de değildir. O tecrübeli bir kişidir, vali olmadan önce Horasan'ın sınır ve savaş alanlarını idare etti.", deyince Hişam, Ma'n'ın Yusuf'u kötülemek niyetinde olduğunu anladı ve sözüne ilgi göstermedi.

 

Ma'n Yusuf'a gelerek oğlunu Horasan'dan almasını söyledi. O da bunu kabul ederek haber gönderip ailesini hazırlattı. Nasr Horasan'a geldiğinde Ma'n'a ikram edip makamını yükseltti ve ihtiyaçlarını giderdi. Nasr bunu yapınca Kayslılara ağır geldi, kendisine gelerek özür dilediler.

 

Bu yıl haccı halka Yezid bin Hişam bin Abdülmelik yaptlrdı. Şehirlerdeki valiler önceki yıldaki valilerin aynısı idi.

 

Muhammed bin Vasi' el-Ezdi el-Basri bu yıl içinde öldü. (127. yılda öldüğü rivayeti de vardır.) Yine bu yılda Sabit el-Bunani seksen altı yaşındayken öldü. (127. yılda öldüğü de söylenir.) Said bin Said el-Makberi de bu yıl ölenler arasındadır. (Adı Keysan idi. Ölümünün 125 ve 126. yılda olduğu da söylenir.) Bu yılda ölenlerden biri de Malik bin Dinar ez-Zahid'dir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİCRETİN YÜZ YİRMİ DÖRDÜNCÜ YILI OLAYLARI (M. 741-742)

EBU MÜSLİM EL-HORASANİ'NİN ORTAYA ÇIKIŞI