|
İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
UKBE BİN
HACCAC'IN VEFATI VE BELC'İN ENDÜLÜS'E GİRMESİ
Bu
yılda Endülüs Valisi Ukbe bin Haccac es-Sehlli öldü. Endülüs halkının Ukbe'ye karşı
ayaklandıkları, O'nu öldürdükten sonra yerine Abdülmelik bin Katan'ı
geçirdikleri hakkında da bir rivayet vardır. Bu O'nun ikinci valiliğidir.
AbdÜımelik'in valiliğe gelmesi bu senenin safer ayında gerçekleşmiştir.
Berberiler Afrika'da 117. yılda zikrettiklerimizi yapmışlardı. Bunlar Bele bin
Bişr el-Absi'yi muhasara etmişlerdi. Bu yüzden Bele ve taraftarlarının durumu
ağırlaştı ve giderek de bu muhasara şiddetlendi. Bu yıla kadar dayandılar.
Bele, Abdülmelik bin Katan'dan kendisini ve taraftarlarını muhasaradan
kurtararak Endülüs'e nakledecek gemiler istedi. Ayrıca kendilerine reva görülen
şiddetten ve hayvanlarını Berberilerin talan ettiğinden bahsetti. Abdülmelik
onların Endülüs'e gitme isteklerini kabul etmedi, ancak kendilerine yardım
etmeyi vaat ettiyse de bunu yerine getirmedi.
Berberiler'in
Endülüs'te güçlü olduğunda ittifak edilmiştir. Abdülmelik Bele ve
taraftarlarını Endülüs'e sokmağa mecbur kaldı. Bir rivayete göre ise,
AbdÜlmelik, Belc'in Endülüs'e alınması hususunda arkadaşları ile istişare etti.
Arkadaşları bu hususta Abdülmelik'e olumsuz görüş beyan ettiler, ayrıca içine
korku saldılar ve endişelerini belirttiler. Abdülmelik ise: "Ben
Halife'nin, ‘‘Ordumu helak ettim.’‘ demesinden korkarım." diyerek
arkadaşlarının fikirlerine karşı çıktı. Abdülmelik Bele ve taraftarlarını bir
yıl kaldıktan sonra Afrika'ya tekrar dönmeleri şartıyla EndülÜs'e kabul
edebileceklerini söyledi. Onların bu şartı kabul etmeleri üzerine kendilerinden
rehine aldıktan sonra Endülüs'e girmelerine müsaade etti.
Bele
ve taraftarları Endülüs'e gelince Abdülmelik ve buradaki Müslümanlar kuşatmadan
dolayı onların uğramış oldukları kötü halleri, fakirlik ve çıplaklıklarını
bizzat gördüler. Müslümanlar derhalonları giydirdiler ve ihsanda bulundular.
Berberller birden ''Şedune'' denilen yerde bunlar üzerine yürüdüler ve burada
Bele ve taraftarları ile savaştılar. Bele ve taraftarları onları mağlup ettiler
ve çoğunu öldürerek mallarım, hayvanlarım, silahlarını ganimet olarak aldılar.
Böylece durumları düzeldi ve binebilecek hayvanlara sahip oldular.
Abdülmelik
bin Katan Kurtuba'ya dönerek Bele ve taraftarlarının Endülüs'ü terk etmelerini
söyledi. Bu isteğine olumlu cevap verdiler, ancak kendilerini daha önce
muhasara altına alan Berberiler ile karşılaşmamak için CezıretÜ'l-hadra (Yeşil
Ada)'nın dışında başka bir yerden gidebilecekleri gemiler istediler. Abdülmelik
oların bu isteklerini reddetti ve kendisinin sadece bu adada gemileri olduğunu
söyledi. Bele ve taraftarları: "Biz Berberilere hedef olacak şekilde
dönemeyiz ve onların bulundukları tarafa da gidemeyiz. Onların memleketlerinde
bizi öldürmelerinden endişe ederiz," dediler, ancak Abdülmelik
gitmelerinde ısrar edince Bele ve taraftarları ayaklanıp savaşa girişerek
Abdülmelik'i yendiler, daha sonra da saraydan çıkardılar.
Bu
olay Zilkade ayının ilk günlerinde vuku buldu.
Bele
Abdülmelik'i yenince arkadaşlarından O'nu öldürmelerini istedi.
Abdülmelik'i
evinden çıkardılar, yaşının ilerlemesinden dolayı bu esnada ÜZÜllililü
gözükmüyordu. Bele, O'nu öldürüp astıktan sonra kendisi Endülüs'e vali oldu.
Abdülmelik
öldürüldüğünde doksan yaşında idi. Oğulları Katan ve Ümeyye kaçtılar. Bunlardan
birisi Maride'ye, diğeri de Sarakusta'ya sığındı. Bunların kaçmaları
babalarının öldürülmesinden önce meydana gelmiştir.
Katan
ile Ümeyye babaları öldürülünce ileride zikredeceğimiz şeyleri yaptılar.
(h.
123.yıldaki) ÇEŞİTLİ OLAYLAR
Bu
yılda Yusuf bin Ömer, Hakem bin Sait'i Hişam'a göndererek kendisini Horasan'a vali
tayin etmesini istedi. Kendisinin Horasan hakkında uzman olduğunu, orada daha
önce bir çok iş yaptığını ve ayrıca Nasr bin Seyyar'a küfrettiğini de aynı
elçiye söyledi. Hişam bu konu üzerine eğildi. Mukatil bin Ali es-Sa’adi'yi
huzuruna getirdiler. Mukatil, yüz elli Türkle Horasan'dan gelmişti. Hişam,
Mukatil'den Hakem'in şahsı ve Horasan'da yaptıkları hakkında bilgi istedi.
Mukatil de cevaben: "Vergisi yetmiş bin olan Faryab adlı köyü istila
ettiği için Haris bin Süreye kendisini yakalayıp kulağını kestikten sonra:
‘‘Sen öldürmeye değmeyecek kadar alçak bir adamsın.’‘ deyip serbest
bıraktı." dedi. Hişam bunun üzerine Nasr bin Seyyar'ı Horasan
Valiliği'nden azletmedi.
Bu
yılda Nasr bin Seyyar Fergana'da ikinci gazvesini yaptı. Nasr Irak'ın
yöneticisi Ma'n bin Ahmer en-Nümeyri'ye, daha sonra da Hişam'a bir elçi
gönderdi. Elçi Yusuf bin Ömer'i geçerek Ma'n bin Ahmer'e gelip: "Ey İbn
Ahmer! Sakat olan bu kişi (Yusuf bin Ömer) sizin yöneticilerinizden daha mı
üstün ki sizi idare ediyor?" diye sordu. O da: "Evet, öyledir."
dedi. Elçi Ma'n'a Yusuf bin Ömer'i Hişam'ın yanında kötülemesini emretti. Ma'n
bin Ahmer: "Kötülükleri ile beraber benim ve kavmimin nezdinde çok güzel
eserleri var, ben O'nu Hişam'a nasıl kötülerim" diye cevap verdi. Fakat
Elçi Hişam'a kötülemesi için ısrar etti. Ma'n: "Pekiyi, ben O'nu nasıl
kötüleyim? Tecrübesini mi, itaatini mi, karakter ve siyasetini mi?"
deyince Elçi: "Yusufun yaşlı olduğunu söyle." dedi.
Ma'n,
Hişam'ın huzuruna girince Horasan Ordusu'nun cesaret ve itaatından bahsettikten
sonra: "Ancak onların komutanları yok." dedi. Hişam: "Yazıklar
olsun. (Nasr'ı kastederek) Pekiyi Kinani ne yapıyor?" diye sordu. Ma'n:
"O güçlü ve sözü dinlenen bir adam; ancak Yusuf kendisine yaklaşılınadıkça
hiç bir kişiyi tanımıyor ve sesini duymuyor. Yaşlılığından dolayı neredeyse
kendisinden de hiç bir şey anlaşılamaz oldu." dedi, Şubeyi bin Abdurrahman
el-Mazini: "Vallahi yalan söylüyor; Yusuf bunaklığında korkulacak bir
ihtiyar olmadığı gibi, sefahatinden endişe edilecek bir genç de değildir. O
tecrübeli bir kişidir, vali olmadan önce Horasan'ın sınır ve savaş alanlarını
idare etti.", deyince Hişam, Ma'n'ın Yusuf'u kötülemek niyetinde olduğunu
anladı ve sözüne ilgi göstermedi.
Ma'n
Yusuf'a gelerek oğlunu Horasan'dan almasını söyledi. O da bunu kabul ederek
haber gönderip ailesini hazırlattı. Nasr Horasan'a geldiğinde Ma'n'a ikram edip
makamını yükseltti ve ihtiyaçlarını giderdi. Nasr bunu yapınca Kayslılara ağır
geldi, kendisine gelerek özür dilediler.
Bu
yıl haccı halka Yezid bin Hişam bin Abdülmelik yaptlrdı. Şehirlerdeki valiler
önceki yıldaki valilerin aynısı idi.
Muhammed
bin Vasi' el-Ezdi el-Basri bu yıl içinde öldü. (127. yılda öldüğü rivayeti de
vardır.) Yine bu yılda Sabit el-Bunani seksen altı yaşındayken öldü. (127.
yılda öldüğü de söylenir.) Said bin Said el-Makberi de bu yıl ölenler
arasındadır. (Adı Keysan idi. Ölümünün 125 ve 126. yılda olduğu da söylenir.)
Bu yılda ölenlerden biri de Malik bin Dinar ez-Zahid'dir.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HİCRETİN YÜZ YİRMİ
DÖRDÜNCÜ YILI OLAYLARI (M. 741-742)
EBU MÜSLİM EL-HORASANİ'NİN ORTAYA ÇIKIŞI