İBNÜ’L-ESİR

3. CİLT

HİCRİ 37. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

ZÜ ES-SÜDEYYE'NİN ÖLDÜRÜLMESİ

 

Bir cemaat Hz. Ali'den şunları rivayet etmiştir:

 

Haricilerle yapılan çarpışmalar meydana gelmeden önce Hz. Ali'nin arkadaşlarına: "Bazı kimseler zuhur edip okun yaydan fırlayıp gittiği gibi dinden çıkacaklardır. Bu kavmin içinde doğuştan bir eli eksik bir adam bulunacaktır." deyip durduğu birçok defa işitilmiş bulunuyordu. Nihayet Nehrevan'da toplananların isyanları üzerine Hz. Ali, üzerlerine adamları ile birlikte varmış ve aralarında anlatılan hadiseler meydana gelmişti. Nihayet olaylar sona erip de bu eli olmayan adamı aramağa başladıklarında onlardan bazıları böyle bir kimseye rastlamadıklarını söylemişlerdi. Hatta bazıları böyle bir adamın bunlar içinde olmadığını ileri sürmüşlerdi. Ancak Hz. Ali şöyle demeğe devam ediyordu: "Hayır, vallahi o bunların içinde olmalıdır. Ben yalan söylemedim ve yalanlanmadım da. Sonra bir adam gelip Hz. Ali'ye: "Ey Mü'minlerin Emlri! Onu ölüler arasında bulduk." diye müjde vermişti.

 

Başka bir rivayete göre ise bu adamın gelip Zü es-Sudeyye'nin öldürülmesini müjde vermesinden evvel Hz. Ali yanına Süleym bin Sulame el-Hanefi ve Reyyan bin Sabra'yı alarak onu aramağa çıkmış, nehir kenarında Haricilerden öldürülen elli kişilik bir grup arasında bir çukurda ölü olarak yattığını görmüş, bu çukurdan çıkardığında koluna bakmış, kolunda aynen bir kadının memesine benzer bir et parçasının sarkık olduğunu ve ayrıca meme ucu üzerinde bir kaç siyah kılın bulunduğunu müşahede etmişti. Bu et parçası çekilip uzatıldığında diğer eli hizasına varacak kadar uzuyor, kadın göğsüne benzeyen bu et parçası tekrar bırakıldığında yine adamın omuzlarına doğru çekiliyordu. Hz. Ali onu gördüğünde şöyle demişti: "Allah-u Ekber! Ben yalan söylemedim ve yalanlanmadım da. Eğer korkmayacağınızı bilseydim size Yüce Allah'ın Resulullah (S.A.V.)'in lisanı ile şu anda sahip bulunduğumuz hakkı bilerek, onlarla neden savaştığını bilen kişiler için ne buyurduğunu aktarırdım. "

 

Hz. Ali savaştan sonra Haricilerin yenilip de maktul olarak yerlere serildiklerini gördüğünde onlara şöyle seslenmişti: " Yazıklar olsun size! Sizi aldatanlar size bu zararı getirdi! " Yanında bulunanlar: "Ey Müminlerin emiri, onları kim aldattı?" diye sorunca da Hz. Ali şöyle cevap vermişti: "Onları aldatan şeytan ve kötülüğü emreden nefistir. Şeytan onlara dünya hayatını tatlı gösterip, Allah'a karşı isyan etmelerini gayet süslü göstermiş, nefisleri de hak üzere olduklarını söylemişti."

 

Anlatıldığına göre, Hz. Ali, Haricileri bu şekilde mağlup ettikten sonra karargahlarında bulduklarını ele geçirmiş, silah ve atlarını Müslümanlar arasında paylaştırdıktan sonra geri kalan eşya ve kölelerini ise dönüşte sahiplerine iade etmişti.

 

çarpışmalar bittikten sonra Adiyy bin Hatem öldürülenler arasında dolaşıp oğlu Tarafa'yı bulmuş ve defnetmiştİ. Müslümanlardan bazı kimseler de yakın akrabalarından öldürülen kimseleri defnetmeye çalışmışlardı. Ancak bu durum Hz. Ali'ye haber verilince: "Onları öldürüyor, sonra da defnetmeye mi kalkışıyorsunuz? Kalkın, yürüyün bakayım!" diye söylenmiş ve Müslümanlar da kalkıp yola koyulmuşlardı.

 

Anlatıldığına göre. Hz. Ali'nin adamlarından yalnız yedi kişi öldürülmüştü. Başka bir rivayette bu olayın Hicri 38. (M. 658-659) yılda meydana geldiği kaydedilir. Hz. Ali'nin arkadaşlarından öldürülenler arasında Resülullah (S.A.V.)'ın ashabından olup onun cennetle müjdelediği Yezid bin Nüveyre el-Ensari vardı. Bu çarpışmalarda ilk öldürülenlerden biri idi.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

Hz. ALİ'NİN KÜFE'YE DÖNÜŞÜ