İBNÜ’L-ESİR |
3. CİLT |
ZÜ
ES-SÜDEYYE'NİN ÖLDÜRÜLMESİ
Bir
cemaat Hz. Ali'den şunları rivayet etmiştir:
Haricilerle
yapılan çarpışmalar meydana gelmeden önce Hz. Ali'nin arkadaşlarına: "Bazı
kimseler zuhur edip okun yaydan fırlayıp gittiği gibi dinden çıkacaklardır. Bu
kavmin içinde doğuştan bir eli eksik bir adam bulunacaktır." deyip durduğu
birçok defa işitilmiş bulunuyordu. Nihayet Nehrevan'da toplananların isyanları
üzerine Hz. Ali, üzerlerine adamları ile birlikte varmış ve aralarında
anlatılan hadiseler meydana gelmişti. Nihayet olaylar sona erip de bu eli
olmayan adamı aramağa başladıklarında onlardan bazıları böyle bir kimseye
rastlamadıklarını söylemişlerdi. Hatta bazıları böyle bir adamın bunlar içinde
olmadığını ileri sürmüşlerdi. Ancak Hz. Ali şöyle demeğe devam ediyordu:
"Hayır, vallahi o bunların içinde olmalıdır. Ben yalan söylemedim ve
yalanlanmadım da. Sonra bir adam gelip Hz. Ali'ye: "Ey Mü'minlerin Emlri!
Onu ölüler arasında bulduk." diye müjde vermişti.
Başka
bir rivayete göre ise bu adamın gelip Zü es-Sudeyye'nin öldürülmesini müjde
vermesinden evvel Hz. Ali yanına Süleym bin Sulame el-Hanefi ve Reyyan bin
Sabra'yı alarak onu aramağa çıkmış, nehir kenarında Haricilerden öldürülen elli
kişilik bir grup arasında bir çukurda ölü olarak yattığını görmüş, bu çukurdan
çıkardığında koluna bakmış, kolunda aynen bir kadının memesine benzer bir et
parçasının sarkık olduğunu ve ayrıca meme ucu üzerinde bir kaç siyah kılın
bulunduğunu müşahede etmişti. Bu et parçası çekilip uzatıldığında diğer eli
hizasına varacak kadar uzuyor, kadın göğsüne benzeyen bu et parçası tekrar
bırakıldığında yine adamın omuzlarına doğru çekiliyordu. Hz. Ali onu gördüğünde
şöyle demişti: "Allah-u Ekber! Ben yalan söylemedim ve yalanlanmadım da.
Eğer korkmayacağınızı bilseydim size Yüce Allah'ın Resulullah (S.A.V.)'in
lisanı ile şu anda sahip bulunduğumuz hakkı bilerek, onlarla neden savaştığını
bilen kişiler için ne buyurduğunu aktarırdım. "
Hz.
Ali savaştan sonra Haricilerin yenilip de maktul olarak yerlere serildiklerini
gördüğünde onlara şöyle seslenmişti: " Yazıklar olsun size! Sizi
aldatanlar size bu zararı getirdi! " Yanında bulunanlar: "Ey
Müminlerin emiri, onları kim aldattı?" diye sorunca da Hz. Ali şöyle cevap
vermişti: "Onları aldatan şeytan ve kötülüğü emreden nefistir. Şeytan
onlara dünya hayatını tatlı gösterip, Allah'a karşı isyan etmelerini gayet
süslü göstermiş, nefisleri de hak üzere olduklarını söylemişti."
Anlatıldığına
göre, Hz. Ali, Haricileri bu şekilde mağlup ettikten sonra karargahlarında
bulduklarını ele geçirmiş, silah ve atlarını Müslümanlar arasında
paylaştırdıktan sonra geri kalan eşya ve kölelerini ise dönüşte sahiplerine
iade etmişti.
çarpışmalar
bittikten sonra Adiyy bin Hatem öldürülenler arasında dolaşıp oğlu Tarafa'yı
bulmuş ve defnetmiştİ. Müslümanlardan bazı kimseler de yakın akrabalarından
öldürülen kimseleri defnetmeye çalışmışlardı. Ancak bu durum Hz. Ali'ye haber
verilince: "Onları öldürüyor, sonra da defnetmeye mi kalkışıyorsunuz?
Kalkın, yürüyün bakayım!" diye söylenmiş ve Müslümanlar da kalkıp yola
koyulmuşlardı.
Anlatıldığına
göre. Hz. Ali'nin adamlarından yalnız yedi kişi öldürülmüştü. Başka bir
rivayette bu olayın Hicri 38. (M. 658-659) yılda meydana geldiği kaydedilir.
Hz. Ali'nin arkadaşlarından öldürülenler arasında Resülullah (S.A.V.)'ın
ashabından olup onun cennetle müjdelediği Yezid bin Nüveyre el-Ensari vardı. Bu
çarpışmalarda ilk öldürülenlerden biri idi.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA