İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 22. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

TÜRK İLLERİNE YAPILAN GAZALAR

 

Hz. Ömer'in Abdurrahman bin Rabia'ya Türk illerine gaza yapmasını emretmesi üzerine Abdurrahman, Babu'l-Ebvab'dan çıkıp Türk illerine doğru yola koyulmuştu. O'nun sefere çıktığını gören Şehriyar, Abdurrahman'a: "Ne yapmak istiyorsun?" diye sorunca, Abdurrahman: "Belencer ve Türk illerinin fethini diliyorum" diye cevap vermişti. Şehriyar: "Onların Babu'l-Ebvab'ın dışında bizi karşılamalarına ve şehrin dışında bir yerde çarpışmamıza gönlümüz pek razı olmaz" deyince, Abdurrahman şöyle karşılık vermişti: "Bizim ise onlarla kendi illerinde, bulundukları yerlerde gaza etmeden ve onlarla orada çarpışmadan gönlümüz razı olmaz. Vallahi Emirü'l-mü'minin bize izin verdiği takdirde aramızda öyle insanlar vardır ki ta Rum illerine varabilirler." Şehriyar: "Kimdir onlar?" diye sorunca Abdurrahman: "Onlar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, kendisiyle sohbet etmiş yakın arkadaşlarıdır. İşte o insanlar cihad işine büyük bir niyet ve samimiyetle girmişlerdir. Onların bu halleri başarı elde ettikleri sürece devam edecek ve bu inançları devam ettikçe onları kimse yenemeyecek, onların bu hallerini değiştiremeyecektir" demişti. Müslümanlar Hz. Ömer zamanında Belencer üzerine bir gaza yapmış ve bu arada şöyle demişlerdi: "Biz, böyle bir fethe cesaret ederken önümüzde meleklerle birlikte Abdurrahman'ın düşman üzerine yürüyüp onları ölümle korkuttuklarını gördüğümüzden dolayı bu işe cesaret ettik. Gerçekten düşman sürekli olarak kaçıp kalesine sığınmıştı. Arkasından Abdurrahman'ın ganimetlerle ve zaferle geri döndüğünü ve O'nun beyaz atının ta Belencer'den yüz fersah öteye kadar vardığını, geri döndüklerinde onlardan bir tek kişinin bile şehit edilmediğini görmüştük.

 

Aynı şekilde Abdurrahman, Hz. Osman zamanında da daha önce olduğu gibi birçok zafer elde etmiş ve gazalar yapmıştı. O'nun bu başarıları, Hz. Osman'ın gerçekten ıslah üzere olan Küfe ehlinin, valilerinin değiştirilmesiyle bir sürü fitne ve fesada uğramalarına kadar sürmüştü. Abdurrahman bin Rabia, Türk illerine doğru akınlar yapmış bulunuyordu. Bu arada Türkler de büyük bir ordu hazırlayıp öfke ve gazapla intikam almak üzere Müslümanlar üzerine gelmiş ve onlardan bir atlı Müslümanlara doğru bir ok atıp bir askeri şehit etmişti. Onun emrinde bulunan arkadaşları da birden kaçmaya başlamış, bu arada son derece şiddetli çarpışmalar olmuştu. Müslümanlara gaipten bir ses:

 

"Ey Abdurrahman, sabret, senin ve arkadaşların için Cennet vardır" diye seslenmesi üzerine Abdurrahman şehit oluncaya kadar çarpışmış, şahadetinden sonra Selman bin Rabia sancağı alıp çarpışmaya devam etmişti. Ses: "Ey Selman, sabret" şeklinde nida edince Selman: "Beni sabırsız mı görüyorsun?" diye karşılık vermiş ve ondan sonra yanına aldığı Ebü Hüreyre ed-Devsi ile ve diğer Müslümanlarla Cilan'a doğru gitmiş ve Cürcan'a kadar ulaşmıştı. Onların ilerleyip düşmana karşı gaza yapmalarım, Abdurrahman'ın cesedinin kokuşması asla engellememiştir. O bölgede bulunanlar bugüne kadar Abdurrahman'ın mezarında yağmur duası sırasında dua ederler.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

FETHEDİLEN YERLERİN KUFE ve BASRA ARASINDA TAKSİMİNDE UYGULANAN ADALETLİ ÇÖZÜM