İBNÜ’L-ESİR |
2. CİLT |
KİNNESRİN'İN
FETHİ ve HERAKLİEOS'UN KOSTANTİNİYYE'YE VARMASI
Daha
sonra Ebu Ubeyde, Halid bin Velid'i Kınnesrin'e gönderdi. Halid şehrin yakınlarına
gelince Bizanslılar başlarında Minas olduğu halde onlara karşı koymak üzere
geldiler. Mınas, Heraklieos'tan sonra Bizanslıların en büyük şahsiyeti idi.
Aralarında çarpışma oldu ve Mınas beraberindekilerle birlikte öldürüldü.
BizanslIlar bundan önce benzeri bir şekilde öldürülmüş değillerdi. Sanki hepsi
de bir anda öldüıülmüş gibi oldular. Arkasından Halid, Kınnesrın üzerine
yürüdü. Kınnesrın halkı kalelerine çekildi ve kendilerini korumaya başladılar.
Fakat Müslümanlar onlara: "Sizler bulutların üzerinde bile olsanız, Allah
ya bizi sizlerin yanına çıkartır yahut sizleri bizlerin yanına indirir."
diye haber gönderince, durumlarını gözden geçirmeye başladılar. Sonunda Hıms
halkı ile yapılan şartlarla barış istedilerse de Halid şehri kesinlikle tahrip
etmek istediğinden bu istekleri kabul edilmedi ve şehrin tahribini
önleyemediler. Bu sırada Heraklieos, Kostantiniyye'ye varmış bulunuyordu.
Sebebi şudur: Halid ile İyad, Şam'dan, Amr bin Malik ise Küfe tarafından yola
koyularak Karkısıya tarafından çıkıp Heraklieos üzerine yürüdüler. Abdullah bin
el-Mu'temm ise ordusu ile Musul taraflarından yola koyulmuş, ancak daha sonra
da geri dönmüşlerdi. İşte bu sırada Heraklieos Kostantiniyye'ye girdi. Bu
Müslümanların cesaretle çeşitli kollardan ilk ilerleyişleri olup on beşinci
yılda gerçekleşmişti. On altıncı yılda olduğu da söylenmiştir.
Hz.
Ömer, Halid'in yaptıklarını haber alınca: "Halid, bu sefer kendi kendisini
komutan yaptı. Allah'ın rahmeti Ebü Bekir'in üzerine olsun, o yiğitleri benden
daha iyi tanırmış", demişti. Hz. Ömer daha önce hem Halid'i hem de Müsenna
bin Harise'yi görevlerinden almış ve bununla ilgili olarak şunları söylemişti:
"Ben, kendilerini, onlar hakkında herhangi bir şüphem olduğu için görevden
almadım. Fakat halk onları gözlerinde o derece büyüttü ki, bu zaferleri Allah'ı
unutarak onlara bağlamalarından korktum."
Hz.
Ömer Müsenna'yı görevden almak hususundaki görüşünden, Ebü Ubeyd' den sonra işi
ele almasından, Halid hakkındaki görüşünden de Kınnesrin'den sonra vazgeçmiş
idi.
Heraklieos'a
gelince: O, Ruha (Urfa)'dan ayrılmıştı. Buranın köpeklerini ilk havlatan ve
tavuklarını ilk ürküten Müslüman kişi sahabeden olan Ziyad bin Hanzala' dır.
Heraklieos,
Ruha'dan ayrılıp Şimşat'da konakladı. Oradan da Kostantiniyye'ye doğru yola
koyuldu. Ruha'dan ayrılmak istediğinde, tümsekçe bir yere çıkıp Şam taraflarına
döndü ve şunları söyledi:
"Selam
sana Suriye! Bir daha görüşmemek üzere selam! Bundan sonra sana hiç bir
Bizanslı, uğursuz çocuk dünyaya gelmedikçe korkusuzca giremeyecektir. Keşke bu
çocuk doğmasa!"
Heraklieos
'un bu davranışı ne kadar güzel, fakat BizanslIlar için de ne kadar büyük bir
musibet!
Heraklieos,
daha sonra yoluna devam ederek Kostantiniyye'ye vardı.
İskenderun
ile Tarsus arasında bulunan kalelerde bulunanları da yanına alrmştı. Bundan
maksadı ise, Antakya ile diğer Rum şehirleri arasında kalan bölgelerde
Müslümanların mamur bir yere rastlamamaları idi. Heraklieos kalelerdekileri de
dağıtmış olduğundan Müslümanlar kimse bulamıyorlardı. Bazen de kalelere yakın
yerlerde Rumlar tuzaklar kuruyor ve geride kalanları gafil avlayabiliyorlardı.
Daha sonra Müslümanlar bunun için de gerekli ihtiyat tedbirleri aldılar.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HALEP, ANTAKYA ve
DİĞER BÜYÜK ŞEHİRLERİN FETHİ