İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 13. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

KADİSİYE'Yİ HAZIRLAYAN OLAYLAR ve YEZDECİRD'İN KRAL OLMASI

 

Farslılar Müslümanların Sevad bölgesinde yaptıklarını görünce, o zaman başlarında bulunan Rüstem ile Firuzan'a şöyle dediler: "Sizin aranızdaki ayrılıklar, sonunda Farsları güçsüz düşürdü ve düşmanları onların her şeylerine göz dikmeye başladı. Artık bu görüşlerinizde devam etmenize ve Fars halkını helake götürmenize müsaade etmeyeceğiz. Bağdad, Sabat ve Tekrit'den sonra Medain'in dışında bir yer kalmıyor. Allah'a yemin ederiz ki, ya bir görüş etrafında birleşirsiniz, yahut da işe sizden başlarız, sonra da sizden yana rahatlamış olarak ölür gideriz." Bunun üzerine Firuzan ile Rüstem Kisra'nın kızı Buran'a: "Bize Kisra'nın ve Kisra soyundan olanların hanımlarının ve cariyelerinin isimlerini yaz." dediler. Buran onların istediklerini yaptı. Bu sefer bütün bu kadın ve cariyeleri huzura getirerek, Kisra'nın soyundan bir erkek evladı kendilerine göstermeleri için onlara işkenceye başladılar. Fakat hiç birisinin Kisra'dan çocuğu yoktu. Aralarından bir tanesi: "Kisra'nın oğlu Şehriyar'ın Yezdecird diye bilinen bir çocuğu dışında kimse kalmış değildir. O'nun annesi ise Baduriya halkındandır" dedi. Bunun üzerine bu kadına haber gönderip bu çocuğu kendisinden istediler. Annesi Şira 'nın döneminde bütün kadınları toplayıp erkek çocuklarını öldürdüğü sırada saklamış ve onu dayılarının yanına göndermişti. Bu kadına bu çocuğunun şimdi nerede olduğunu sorunca, onlara yerini de söyledi. çocuğu getirip, henüz yirmi bir yaşında iken krallığa geçirdiler ve etrafında toplandılar. Böylelikle Farslılar da rahatlamış ve bu konuda kendilerince işi sağlama bağlamış oldular. Merzubanlar ona itaat edip yardımcı oldular. Yezdicürd de her bir silahlı birliğe ve sınır bölgesine gerekli tayin ve tespitleri yaptı. Hire, Übülle, Bnbar ile başka yerlerin askerlerini belirleyip tayin etti.

 

Onların bu durumunu Müsenna ve Müslümanlar haber alınca, Hz. Ömer bin Hattab' a Sevad bölgesi halkından neler beklediklerini umduklarını yazdılar. Fakat bu mektupları Hz. Ömer'e vardığında, Sevad bölgesinin halkı ahdi olanlar ve olmayanlar dahil olmak üzere küfre girdiler. Bunun üzerine Müsenna Zu-Kar'a, diğer kimseler de ''et-Taff'' denilen yerde ve tek bir askeri karargah halinde konakladılar. Müsenna'nın mektubu Hz. Ömer'e vardığında: "Allah'a yemin ederim, Acem krallarını Arap krallarıyla vuracağım." diye söyledi. Daha sonra reis, görüş sahibi, soylu, cömert, hatip, şair bırakmaksızın hepsini bu iş için göreve çağırdı. Böylece Hz. Ömer (R.A.) onları ileri gelen ve başı çekenlerle karşı karşıya getirmiş ve onları vurmuş oldu.

 

Hz. Ömer Müsenna'ya ve onunla birlikte olanlara mektup yazarak Acemler arasından çıkıp onlara yakın suların bulunduğu bölgelere dağılmalarını, Rabia, Mudar ve onlarla antlaşmalı olan kimseler arasında yardımcı olabilecek, atlı hiçbir kimseyi bırakmaksızın, ister istemez yardıma getirmelerini emretti. Bunun üzerine, Müsenna ile birlikte bulunanlar Hail, Şirafve Basra'da bir dağ olan Gudda ve Selman'a kadar olan bütün bölgelere dağıldılar. Her biri diğerine bakarak biri ötekisine yardımcı olmaya başladı. Bu, olay, Hicretin ı 3. yılının Zilkade ayında (27 Aralık 634 - 25 Ocak 635) olmuştu.

 

Hz. Ömer (r.a.) aynı yılın Zilhicce (26 Ocak - 24 Şubat 635) ayında hacca gideceğini bütün bölgelerdeki valilerine bildirerek yardımcı kuvveti, atı, silahı, ya da görüşü olabilen hiçbir kimseyi bırakmaksızın hepsini yanına göndermelerini emretti. Medine ile Irak yolunun ortasına kadar olan kimseler hacdan döndükten sonra Medine'de O'nun huzuruna çıktılar. Fakat Irak'a daha yakın olan kimseler ise Müsenna bin Harise'ye katıldılar. Arapların bütün yardım ve destekleri Hz. Ömer (r.a.)'e gelmiş oldu.

 

Hz. Ömer bin Hattab (r.a.) bu sene ve halifeliğinin bütün senelerinde hep hac etti ve hac emirliğini bizzat kendisi yaptı.

 

Bu sene Hz. Ömer'in Mekke'deki valisi bazılarının söylediklerine göre Attab bin Esid, Taif'teki valisi Osman bin Ebi'l-As, Yemen'deki valisi Ya'la bin Münye,Umman ve Yemame Valisi Huzeyfe bin Mihsan, Bahreyn Valisi el-Ala' bin el-Hadrami, Şam bölgesi Valisi Ebu Ubeyde bin el-Cerrah, Ktife ve çevresinden fethedilen bölge üzerinde de Müsenna bin Harise idi. Kadılık görevi ise zikredildiğine göre Ali bin Ebi Talib'in uhdesinde bulunuyordu.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Mevlası Ebu Kebşe bu yıl vefat etti. Bundan sonra vefat ettiği de söylenmiştir. Hz. Ebu Bekir (R.A.)'in halifeliği döneminde ise Süheyl'in kardeşi Sehl bin Amr vefat etmişti. Sehl Fetih Günü İslam'a girenler arasında idi. Leys'li Sa'b bin Cessame de Hz. Ebu Bekir'in halifeliği döneminde vefat etmiştir. Onun halifeliğinin ilk dönemlerinde oğlu Abdullah da vefat etmiştir. Abdullah Taif muhasarası sırasında yara almış, daha sonra bu yarası yeniden azmış ve ölümüyle neticelenmişti.

 

Bu yıl Erkam bin Ebi'l-Erkam Hz. Ebu Bekir (R.A.)'in vefat ettiği günde vefat etmiştir. Erkam'ın evi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Mekke'de risaletinin ilk günlerinde gizli olarak davasını yaymak için toplandığı yerdir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİCRETİN ON DÖRDÜNCÜ YILI (25 Şubat 635- 13 Şubat 636) / KADİSİYE'NİN BAŞLANGIÇ DÖNEMLERİ