İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 11. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

YEMENLİLERİN İRTİDADI

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde Mekke'nin ve çevresinin valisi Attab bin Esid, Akklıların ve Eş'arilerin valisi Tahir bin Ebi Hale, Taif valisi Osman bin Ebi'l-.As ile Malik bin Avf en-Nasri idi. Osman yerleşik bölgelerin, Malik ise göçebelerin valiliğini yapıyorlardı. Feyrüz ve Dazeveyh Kays bin Mekşuh'un da yardımcılığı ile San'a'mn, Ya'la bin Ümeyye, el-Cened'in, Ebil Musa da Me'rib'in valiliğini yapmakta idiler. Bu adı geçen vali ve komutanların yalancı Esved ile durumlarından daha önce söz 'etmiştik. Allah, Esvedu'l-Ansi'nin canını aldıktan sonra, onun taraftarlarından bir grup, hiçbir kimseye katılmaksızın San'a ile Necran arasında gidip geliyorlardı. Tam bu sırada Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etti. Çevredeki Arapların büyük bir kısmı da irtidat etti. Bunun üzerine Attab bin Esid, Hz. Ebu Bekir'e yazarak kendi bölgesinde irtidat edenleri bildirdi. Attab ayrıca kardeşi Halid'i Tihame halkına gönderdi. Orada da Müdlicliler'den Huzaalılar'dan ve Kinaneoğulları'ndan bir grup vardı.

 

Kinane'nin başında Cündüb bin Selma bulunmakta idi. Halid'in askerleri ile birlikte ''el-Ebarik'' denilen yerde karşılaştılar. Halid onları öldürdü, geri kalanlarını da dağıttı. Cündüb ise, kurtulup geri döndü. Osman bin Ebl'l-.As da, Şenile üzerine bir askeri birlik gönderdi. Şenile'de Ezd, Becile ve Has'amlılardan bir grup kişi vardı, başlarında Humayda bin Nu'man bulunmakta idi. Osman bin Ebl'l-.As gönderdiği bu askeri birliğin başına Osman bin Ebi Rebia'yı komutan olarak tayin etmişti. Her iki taraf Şenue'de karşılaştılar. Kafirler hezimete uğrayıp darmadağın oldular. Humayda da kaçıp yakasını kurtardı.

 

Akklıların değersizlerine gelince, bunlar Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefatından sonra Tihame'de ilk isyan edenler oldu, bunlarla Eş'ariler bir araya gelerek (sahil tarafındaki) el-A'lab'ı tuttular. Tahir bin Ebi Hale beraberinde Mesruk ve irtidat etmeyen Akklılar ile birlikte onların üzerine yürüdü. el-A'lab yollarında karşılaştılar. Akklılar ve onlarla birlikte bulunanlar bozguna uğradı ve onlardan pek çok kimse öldürüldü. Bu, Müslümanlar için çok büyük bir başarı olmuştu. Bu sırada Hz. Ebu Bekir'in yazılı emirleri Tahir'e onlarla savaşmak emriyle gelmiş ve onları: ''el-ehabis: Pis herifler'' diye adlandırmıştı. Onların izledikleri yola da ''ehabisin yolu'' adını vermişti. Böylece bu şu ana kadar onların adı olarak kalmış oldu.

 

Necranlılara gelince; onlar Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefatı haberini aldıklarında, Hz. Ebu Bekir ile antlaşmalarını yenilemek üzere bir heyet göndermişler, o da bu konuda onlara yazılı bir belge vermişti.

 

Becilelilere gelince; Hz. Ebu Bekir, Cerir bin Abdullah'ı onların yanına göndererek, kendi kavminden İslam üzere sebat edenleri savaşa çağırmasını ve onlarla birlikte İslam'dan dönenlerle savaşarak Has'amlılar üzerine yürüyüp Zü'l-Halasa'ya kızgınlıkları dolayısıyla isyan edenlerle savaşmasını emretmişti. Cerir bu şekilde yola çıkmış ve Hz. Ebu Bekir'in kendisine verdiği emirleri yerine getirmişti. Oldukça az bir grup dışında kimse ona karşı çıkmadı. Karşı çıkanları öldürdü, kaçanları da takip etti.

 

 

YEMENLİLERİN İKİNCİ DEFA İRTİDAT ETMELERİ

 

Kays bin Abd Yegus bin Mekşuh Yemen'de ikinci defa irtidat edenler arasında idi. Durum şöyle olmuştu: Kays, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefatı haberini alınca, Feyrllz ile Cişnes'i öldürmek için bir takım çalışmalara girdi. Hz. Ebu Bekir de Ömer Zü Murran, Said Zü Zud, Zü'l-Kela', Havşeb Zıl Zuleym, Şehr Zü Niyaf'a mektuplar yazarak onlara dinlerine bağlı kalmalarını, Allah'ın emirlerini yerine getirmelerini ve Ebna'ya karşı çıkanlara karşı yardımcı olmalarım ve Feyrllz'un emirlerini dinlemelerini emretti. Feyrllz, Dazeveyh ve Kays bundan önce birbirleriyle dayanışma halinde idiler. Kays, bunu haber alınca Zu'l-Kela' ve arkadaşlarına mektup yazarak onlara Ebna'yı öldürmek ve onların yakınlarım Yemen'den sürmek çağrısında bulundular. Fakat Zu'l-Kela' ve taraftarları onun bu çağrısım kabul etmemekle birlikte Ebna'ya da yardımcı olmadılar. Bu sefer Kays, tek başına onlara karşı hazırlıklarını sürdürürken diğer taraftan gizlice Esved'İn sağda solda bulunan taraftarlarına mektuplar yazarak etrafında toplanmaları çağrısında bulundu. Esved'in taraftarları gelip yanında toplandılar. San'alılar bu durumlarını haber aldı. Kays da Feyruz ile Dazeveyh'in yanına giderek onları şaşırtmak amacıyla ve kendisi hakkında aldatmak düşüncesiyle onlarla istişarede bulundu. Feyruz da, Dazeveyh de ondan kuşkulanmadılar. Ertesi günü Kays bir ziyafet hazırlayıp Dazeveyh, Feyruz ve Cişnes'i davet etti. Dazeveyh, Kays'ın yanına gidince O'nu öldürdü. Feyruz da Kays'ın yanına gitmek üzere yaklaşmış iken konuşmakta olan iki kadından birisinin: "Bu da Dazeveyh'in öldürüldüğü gibi öldürülecek" şeklindeki sözlerini işitince oradan çıkıp gitti. Kays'ın arkadaşları peşine takıldı, O da koşarak yanından ayrıldı. Yolda O'nu gören Cişnes de geri döndü ve ikisi beraberce Havlan Dağı'na yöneldiler. Bunlar Feyruz'un dayıları oluyordu. Her ikisi de dağa çıktılar. Kays'ın atlıları geri dönüp O'nu haberdar ettiler. Sonunda San'a ve çevresindekiler de isyan etti ve Esved'in atlıları gelip O'nun etrafına toplandı.

 

Feyruz'un etrafında da bir grup toplanınca, bir mektup yazarak Hz. Ebu Bekir'i bundan haberdar etti. Hz. Ebu Bekir'in başkanlarına mektup gönderdiği kabilelerin büyük çoğunluğu Kays'ın etrafında toplanırken, başkanlar Kays'a taraftar olmadı. Kays, el-Ebna'yı üç gruba ayırdı. Feyruz'la birlikte olmayıp, yerlerinde kalanların ailelerini yerlerinde bıraktı. Feyruz ile birlikte gidenlerin ailelerini ise iki gruba ayırarak gemilere bindirilmek üzere bir gruplarını Aden'e gönderirken diğer gruplarını da karadan göndererek onların tümüne: "Kendi ülkenize gidiniz!" talimatım verdi.

 

Feyruz bunu haber alınca, Kays'a karşı savaşı ciddiyetle ele aldı ve Ukayl bin Rabia bin Amiroğulları'na ve Akklılar'a yardım talep etmek üzere elçiler gönderdi. Ukayllılar atlarına binip O'na yardıma koştular. Kays bin Amir'in atlılarını beraberlerinde yurtlarına gönderdiği Ebnahlar'ın aileleri olduğu halde karşılaştılar. Ukayllılar onları kurtarıp Kays'ın atlılarını öldürdüler. Akklılardan bir grup Ebnahlar'ın bir başka aile grubunu kurtarırken onlarla beraber bulunan Kays'ın taraftarlarım da öldürdüler. Ayrıca Ukayl ve Akklılar Feyruz'a asker yardımı da gönderdiler. Bu yardımcı kuvvetler Feyruz'a ulaşınca, bunlarla ve etrafında toplanmış olanlarla yola çıktılar ve San'a yakınlarında Kays ile karşılaştılar. Oldukça çetin bir çarpışmaya tutuştular. Kays ve arkadaşları yenilgiye uğrarken Esvedu'l-Ansi'nin taraftarları beraberlerinde Kays da olduğu halde San'a ile Necran bölgeleri arasında dağıldılar.

 

Denildiğine göre, Ferve bin Müseyk, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna gidip Müslüman olmuştu. Bunun üzerine de Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O'nu Murad ve onların yurdunda bulunan diğer kabileierin zekatlarını toplamakla görevlendirmişti.

 

Zübeydili Amr bin Ma'di Kerib Kavmi'nden ayrılıp Sa'adu'l-Aşire ile birlikte Müslüman olmuştu. el-Ansi, Mezhiclilerle birlikte irtidat edince, Amr da irtidat edenler arasında idi. Amr, Halid bin Said bin el-As ile birlikte bulunuyordu. İrtidat edince, Halid O'nun üzerine gitmiş, karşılaşınca, Halid omuzuna bir darbe indirmiş ve Amr, Halid'den kaçmış idi. Halid O'nun ''Samsame'' diye bilinen kılıcını ve atını ganimet olarak almıştı. Amr, irtidat edince, O'nu Ferve'ye karşı koymuştu. Fakat her ikisi düzlükte karşı karşıya geldiklerinde birbirleriyle karşılaşmayı kabul etmediler. Onlar bu durumda iken, Ebu Cehil'in oğlu İkrime, Mehre'nin bir bölgesi olan Ebyen üzerine yürüdü. Mehreliler ile yapılan çarpışmalardan daha önce söz etmiştik. İkrime ile beraber Mehrelilerden ve onlardan olmayan kimselerden pek çok kişi bulunuyordu. Neha' ve Himyerlileri saf dışı bırakmıştı. Yine Muhacir bin Ebi Vmeyye, Mekke ve Taif ile Becilelilerden bir topluluk ile ve Cerir ile beraber olmak üzere Necran'a vardı. Ona Muradlı Ferve bin Müseyk de katıldı. Amr bin Ma'di Kerib çağrıyı kabul ederek, emansız bir şekilde Muhacir'in yanına varınca Muhacir O'nu bağladı. Aynı zamanda Kays'ı da esir alıp onları Hz. Ebu Bekir (r.a.)'in yanına gönderdi. Hz. Ebu Bekir, Kays'a: "Ey Kays! Sen Allah'ın kullarını öldürdün, mü'minleri bırakıp mürtetlerle bağlantıya girdin." diye çıkıştı. Kays ise, Dazeveyh'in anlatılan durumundan hiçbir konuda bir dahlinin bulunmadığını söyledi. Fakat Kays, O'nu gizlice öldürmüştü.

 

Bu sebeple O'nun kanının hakkını talep etmedi. Amr'a da: "Sen her gün yenilgiye uğramaktan ya da esir alınmaktan utanmıyor musun? Eğer bu dine yardımcı olsaydın, hiç şüphe yok Allah seni yüceltirdi" deyince, Amr: "Artık dönmemek üzere geliyorum" dedi. Her ikisi de kendi aşiretlerinin yanına döndüler. Muhacir, Necran'dan yoluna devam etti ve bu şekilde bütün süvariler el-Ansi'nin taraftarları ile karşılaştılar. Ansi'nin taraftarları eman diledilerse de Muhacir eman vermeyip her yerde onları öldürdü. Daha sonra San'a'ya doğru yol alıp San'a'ya girdi ve bunu da Hz. Ebu Bekir'e bildirdi.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HADRAMUT VE KİNDE HALKININ İRTİDAT ETMESİ