İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 8. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

TAİF MUHASARASI

 

Sakiflilerden yenilgi ve bozguna uğrayanlar ve Sakifli olmayıp onlara katılanlar Taif'e varınca kentlerinin surlarını üzerlerine kapattılar ve muhasara altına alınmayı bekleyerek gerek duyacakları her şeyi topladılar.

 

Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların üzerine yürüdü. Taif'e varmadan ''Buhratu'r-Ruğa'' diye bilinen yerde Leysoğulları'ndan birisini kısasen öldürdü. Çünkü bu adam Hüzeyl'den birisini öldürmüş, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onun öldürülmesini emretmişti. İşte İslam Tarihi'nde ilk olarak kısası yapılan kan budur.

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sakifliler üzerine yürüdü ve onları Taif'te yirmi günden fazla bir süre muhasara altında tuttu. Onlara karşı mancınık kullandı. Mancınık kullanma görüşünü Selman-ı Farisi ortaya atmıştı. Onlarla çok çetin bir takım çarpışmalar oldu. Taif'in surlarına yakından hücum tertipleme günü geldiğinde Müslümanlar yapmış oldukları bir koç arabasının arkasına girerek Taifin surlarının duvarına doğru ilerlemeye başladılar. Sakifliler onların üzerine kızdırılmış demir parçaları atınca arabanın altından kaçmak zorunda kaldılar. Bunun üzerine Taif'te bulunanlar onlara ok atmaya başladılar ve bazı kimselerin ölümüne neden oldular.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sakiflilerin üzüm bağlarının koparılmasını emretmesi üzerine bağlar koparıldı. Bu sırada Resulullah'ın yanına Taiflilere ait bazı köleler çıkageldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) da onları azad etti. Ebu Bekre Baki' bin Haris bin Kelede bunlardan birisidir. Ona Ebu Bekre denilmesinin sebebi, aşağı inmek için makara kullanmış olmasıydı. O'nunla birlikte kaçan başka diğer bazı köleler daha vardı. Taifliler İslam'a girdikten sonra bu kölelerin efendileri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den tekrar onları köleliğe iade etmesini istedilerse de O: "Hayır öyle bir şey yapmam, çünkü onlar Allah'ın azad ettiği kimselerdir" cevabını verdi.

 

Osman bin Maz'un'un hanımı ve Hakim es-Sülemi'nin kızı Hüveyle şöyle söyledi: "Ey Allah'ın ResuIü, Allah sana Taif'in fethedilmesini kısmet ederse bana Gaylan kızı Badiye'nin ya da Akil'in kızı el-Faria'nın süs ve mücevherlerini ver." Sözü edilen bu iki kadın en çok süs eşyası ve mücevheri olan kadınlardı. Fakat Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ya Hüveyle, şayet Sakif'in fethedilmesi imkanı bana verilmeyecek olursa o zaman ne olur?" diye cevap verdi. Hüveyle oradan çıkıp durumu Ömer bin el-Hattab'a anlattı. Bu sefer Hz. Ömer huzura girerek: "Ey Allah'ın Resulü, Hüveyle bana bir şeyler söyledi. Sen gerçekten bunları söyledin mi?" deyince, Nebi: "Evet söyledim" dedi. Bu sefer Hz. Ömer: "Ey Allah'ın Resulü o zaman buradan ayrılmak için sesleneyim mi?" deyince, Resulullah: "Evet, gitmek için gerekli ilanı yap" dedi.

 

Denildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Taiflileri muhasaraya devam etme konusunda Nevfel bin Muaviye ed-Düeli ile danışmış, Nevfel şöyle demişti: "Ey Allah'ın Resulü, ininde bulunan bir tilkiyi başında bekleyecek olursan yakalarsın, terk edersen de sana zarar vermez. Bunun için buradan ayrılmayı ilan et" dedi. Oradan geri dönülünce adamın birisi şöyle söyledi: "Ey Allah'ın Resulü, sen Sakiflilere beddua et." Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ım, sen Sakiflilere hidayet ver ve onların bize gelmesini sağla" diye dua buyurdu. Sakifliler muhasara edenlerin çekip gittiklerini görünce, Sakifli Said bin Ubeyd: "Haberiniz olsun, bunlar hala yerlerindedir" deyince, Müslümanlardan birisi de Uyeyne'ye şunları söyledi: "Hay Allah canını alsın ya Uyeyne sen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e karşı kendilerini savundular diye mi methediyorsun?" dedi. Bu sefer Uyeyne: "Allah'a yemin ederim, ben sizinle birlikte Sakiflilerle çarpışayım diye gelmedim. Bilakis ben belki bana bir erkek çocuk doğurur ümidiyle Sakifli bir cariye bana düşer diye geldim, çünkü Sakifliler görülmemiş bir kavimdir."

 

Taif'te on iki kişi şehit düştü. Mahzum'lu Abdullah bin Ebi Umeyye, annesi ve Abdülmuttalib'in kızı Atike, Ebu Bekir es-Sıddik'in oğlu Abdullah bunların arasındaydı. Abdullah'a bir ok isabet etmiş ve bu okun yarası dolayısı ile Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefatından sonra Medine'de ölmüştü. Bu muhasara esnasında ölenler arasında Saib bin Haris bin Adiyy ve başkaları da vardı.

 

Sözü edilen Gaylan'ın kızı Badiye hakkında Heyt el-Muhannes (yani Hunsa Heyt) Abdullah bin Ebi Umeyye'ye şunları söyler: "Allah bize Taif'i fethetmeyi müyesser edince sen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sana Gaylan'ın kızı Badiye'yi vermesini iste, çünkü o sıcakkanlı, bal renkli, tatlı söz söyleyen iri gözlü birisidir. Konuştuğunda şarkı söyler gibi konuşur, ayağa kalktığında sağa-sola eğilip bükülür, yürüdüğünde sarsıla sarsıla yürür. Oturunca kurulur, gelince dört ayakla yaklaşır, gidince şişman olduğu için sekiz ayaklı gibi gider. Ayaklarının topukları iri iridir." Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen nitelikleri biliyorsun" diyerek onu hanımlarının bulunduğu yere girmekten menetti.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HUNEYN GANİMETLERİNİN PAYLAŞTIRILMASI