İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 3. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

YAHUDİ KA'B BİN EL-EŞREF'İN ÖLDÜRÜLMESİ

 

Ka'ab bin el-Eşref bu yılda öldürüldü. Ka'ab, Tayy Kabilesi'nin Nebhanoğulları kolundandır. Annesi Nadiroğulları'ndandı. Bedir Savaşı'nda öldürülen müşriklerin ölümü O'na çok ağır geldiğinden Mekke'ye gitmiş ve ResUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e karşı Mekke'lileri kışkırtmış, Bedir'de ağlayanlar için gözyaşı dökmüştü. Müslüman hanımlardan, Müslümanları rahatsız edecek şekilde sözler de söylemişti. Medine'ye döndüğünde ResUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "İbnu'l-Eşref'in hakkından benim için kim gelir?" diye sorunca Muhammed bin Mesleme el-Ensari: "Ben, ya Resulallah, ben öldürürüm" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yapabilirsen yap" dedi. Bu sefer Muhammed: "Ey Allah'ın Resulü yalan söylememiz kaçınılmaz olabilir?" deyince, Nebi: "Uygun göreceğiniz şeyleri söyleyebilirsiniz, bu konuda (yalan söylemek) sizin için helaldir." cevabını verdi.

 

Muhammed bin Mesleme, Silkan bin Selame bin Vakş -ki Ebu Naile diye bilinir-, el-Haris bin Evs bin Muaz -bu son iki kişi Ka'ab'in süt kardeşi idilerayrıca Abbas bin Bişr ile Ebu Abs bin Cebr bir araya gelerek, İbnu'l-Eşrefle konuşmak üzere Ebu Naile'yi önceden gönderdiler. İbn Eşrefle bir süre konuştuktan sonra Ebu Naile şöyle dedi: "Ya İbne'l Eşref, ben sana bir ihtiyacım dolayısıyla geldim onu benim için gizli tut." İbnu'l-Eşref: "Söyle" deyince; "Bu adamın, (Nebii kastediyor) buraya gelmesi Araplara uğursuzluk getirdi, bizim yollarımızı kesti, sonunda çoluk çocuğumuz yok olup gidecek, hayvanlarımız telef olacak" dedi. Ka'ab'ın: "Sana önceden haber vermiştim," demesi üzerine Ebu Naile: "Bize yiyecek maddesi satmanı istiyorum, bunun karşılığında sana bazı şeyleri rehin bırakacak ve bu konuda teminat vereceğiz, sen de iyi davranacaksın," dedi. Bu sefer Ka'ab: "O zaman çocuklarınızı yanımda rehin olarak bırakacaksınız" der. Ebu Naile: "Sen bizim durumumuzu herkesin öğrenmesini istiyorsun. Arkadaşlarım da bu konuda aynı görüşteler. Onlara da yiyecek satarsın, iyilikte bulunursun, buna karşılık sana satacağımız şeylerin değerinde silahlarımızı bırakacağız" der. Ebu Naile'nin silahlardan söz etmekten kastı, arkadaşıyla birlikte Ka'ab'ın yanına silahlı olarak geldikleri takdirde, bundan şüphelenilmemesi idi.

 

Ebu Naile arkadaşlarının yanına varır ve onlara durumu haber verince bu sefer hep birlikte silahlarını alıp yanına giderler.

 

Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları Baki' el-Garkad diye bilinen yere kadar uğurladı ve onlara duada bulundu. Müslümanlar, Ka'ab'ın kalesinin yanına yaklaştıklarında Ebu Naile O'na seslendi. O sırada Ka'ab evlenmek üzere bulunuyordu. Ebu Naile'nin yanına indi ve bir süre hep birlikte konuştular. Ka'ab, Şi'b el-Acuz'a kadar onlarla yürüdü. Arkasından Ebu Naile, Ka'ab'ın kafasını yakalayıp elini kokladı ve: "Şimdiye kadar bundan daha güzel bir koku koklamamıştım." deyip yine bir süre daha yollarına devam ettiler. Ebu Naile aynı hareketi bir daha tekrarladı ve böylece Ka'ab'a güvenlik verdi. Bir süre daha yollarına devam ettikten sonra, Ebu Naile, O'nu şakaklarından yakalayarak: "Allah'ın düşmanını vurunuz" diye bağırdı. Böylece beraberindeki Müslümanların kılıçları onun üzerine inip kalkmaya başladıysa da fayda vermedi. Muhammed bin Mesleme der ki: "Kılıcımın yanında bir hançer bulunduğunu hatırladım. Ve onu aldım. Bu sefer Allah'ın düşmanı öyle bir bağırdı ki çevredeki burçların hepsine birer ateş yakıldı." Muhammed devam ediyor: "Aldığım bu hançeri göğsüne sapladım, ondan sonra yanyana hamlelerime devam ettim. Sonunda apış aralarına kadar ulaştım, böylece Allah'ın düşmanı yere serildi. "

 

"el-Haris bin Evs bin Muaz bazı yaralar almıştı. Çünkü O'na kılıçlarımız değmişti." Muhammed anlatmaya devam ediyor: "Ondan sonra Buas diye bilinen yere kadar gittik. Kanama olduğu için arkadaşımız bizden geç kalmış ve beklemiştik. Ondan sonra yanımıza kadar gelebildi, biz de onu taşıyarak Peygambere götürdük, Allah'ın düşmanının ölümünden O'nu haberdar ettik. Nebi, yaralı arkadaşımızın yarasına tükürdü. Herkes evine geri döndü. Sabah olduğunda bütün Yahudiler korkuya kapılmıştı. Öyle ki, öldürülmekten korkmayan tek Yahudi kalmamıştı."

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yahudilerin ileri gelenlerinden elinize kimi geçirirseniz öldürün." Muhayyisa bin Mes'ud, Yahudi İbn Süneyne üzerine hücum etti ve öldürdü. Bu Yahudilerin ileri gelen tüccarlarındandı. Onlarla alışveriş yapardı. Henüz müşrik olan Muhayyisa'nın kardeşi Huvayyisa O'na şöyle dedi: "Ey Allah'ın düşmanı, sen O'nu öldürdün, Allah'a yemin ederim ki karnındaki bazı yağlar bile O'nun malından oluşmuştur." diyerek kardeşine vurdu. Muhayyisa kardeşine: "Bana, O'nu öldürmemi emreden, seni öldürmemi emrederse yemin ederim seni de öldürürüm." diye cevap verdi. "Allah'a yemin ederim bu sözlerim Muhayyisa'nın Müslümanlığının başlangıcı olmuştu. Bana: "Seni bu noktaya getiren bir din şaşılacak bir şeyolmalı." dedi ve ondan sonra Müslüman oldu.

 

Hicri 3. yılının Rebiyülevvel (22 Ağustos - 20 Eylül) ayında Hz. Osman bin Affan Peygamber'in kızı Um Külsum ile evlendi ve CumMelahire'de (19 Kasım - 18 Aralık) gerdeğe girdi. Numeyr'in kız kardeşinin oğulu olan es-Saib bin Zeyd bu yıl dünyaya geldi. Vakidi der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu yıl Enmar Gazvesi'ne çıktı. Bu gazaya Devam Gazvesi de denir. Bundan daha önce İbn İshak'ın bu konudaki görüşünü aktarmıştık.

el-Ferde Gazvesi de bu yılolmuştu. Bu gazvenin komutanı Zeyd bin Harise idi. Zeyd'in komutan olarak ilk çıktığı Seriyye budur.

 

Bu gazvenin sonuçları arasında şu görülmüştür: Kureyş, Bedir'den sonra Şam'a gitmek için izlemiş olduğu yolunu değiştirmiş ve Irak yolunu izlemek zorunda kalmıştı. Aralarında Safvan bin Umeyye ile Ebu Süfyan'ın bulunduğu topluluk bir kervanla birlikte çıkmıştı. Onların ticaretIerinin büyük bir kısmını gümüş teşkil ediyordu. Bekr bin Vail Kabilesi'nden Furat bin Hayyan onlara kılavuzluk ediyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zeyd'i onların üzerine gönderdi. Zeyd, onları ''el-Ferde'' diye bilinen bir su kenarında yakaladı. Kervanı ve kervanda bulunan malları eline geçirdi, buna karşılık Kureyşliler O'na karşı gelemedi. ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına bu kervanın mallarıyla vardı. Öyle ki bu ganimetlerden devletin payı olan beşte biri yirmi beş bin idi. GanimetIerin geriye kalan 5/4'ü de eşit olarak paylaştırdı. Furat bin Hayyan esir alındı ve Müslüman olunca Peygamber O'nu serbest bıraktı.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

EBU RAFİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ