İBNÜ’L-ESİR |
2. CİLT İSLAM’IN DOĞUŞU MEKKE... ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi |
ZAYIF
MÜSLÜMANLARA YAPILAN İŞKENCELER
Bunlar,
kendilerini koruyacak aşiretleri ve düşmanlara karşı savunacak güçleri olmayan
ilk Müslümanlardır. Kendilerini koruyacak aşiretleri olanlara gelince, kafirler
bunlara ilişemiyordu. Müşrikler aşiretleri olanların kendilerini
koruyabildiklerini görünce her kabile kendi bünyesinde bulunan zayıf
Müslümanlara saldırarak onları hapsetmeye, dövüp, aç susuz bırakarak, Mekke'nin
kızgın sıcaklarında tutarak, ateşle dağlayarak işkence yapmaya başladılar.
Bundan amaçları, onları dinlerinden çevirmekti. Aralarından başlarına gelen
belaların fazlalığından kalbIeri imanla dopdolu olduğu halde (istedikleri
sözleri söylemek suretiyle) fitneye düşenler olduğu gibi dininde hiçbir taviz
vermeksizin sapasağlam duranlar ve Allah tarafından müşriklere karşı korunan
kimseler de vardı.
Bu
işkenceye uğrayanlar arasında Hz. Ebü Bekir'in azatlısı Habeşistan'lı Bilal bin
Rebah vardı. O'nun babası Habeşistan'dan esir olarak getirilmişti. Annesi
Hemame de yine esirdi. Bilal'in künyesi Ebü Abdullah'tır. Daha sonra köle
olarak Ümeyye bin Halef el-Cumahi'nin mülkiyetine geçmişti. Ümeyye bin Halef
öğle zamanları güneşin kızgın olduğu sıralarda O'nu alır, kuma yatırır, sonra
büyük bir kaya parçasının getirilerek göğsünün üzerine bırakılmasını emreder
ve: "Ölünceye, ya da Muhammed'i inkar edip Lat ve Uzza'ya ibadet edinceye
kadar bu kaya bu şekilde kalacaktır" derdi. Varaka bin Nevfel, Bilal'e
işkence edildiği sıralarda yanından geçerken O'nun: "Ehad, Ehad" yani
"Allah birdir, Allah birdir" dediğini işitir: "Allah'a yemin
ederim ya Bilal, gerçekten O birdir, O birdir" diye karşılık verir,
arkasından Ümeyye'ye dönerek: "Allah'a yemin ederim eğer O'nu bundan
dolayı öldürecek olursanız yine de şefkatle, muhabbetle alır bağrıma
basarım" derdi.
Hz.
Ebü Bekir, Bilal'e işkence yapıldığını görünce Ümeyye bin Halef elCumahi'ye:
"Bu zavallıya bu şekilde işkence yapmaktan dolayı Allah'tan korkmuyor
musun?" diye çıkışırdı. Ümeyye: "O'nu sen bozdun sen
uzaklaştırdın" diye karşılık verirdi. Hazreti Ebü Bekir: "Benim
yanımda bundan daha güçlü siyah bir köle var, bunun karşılığında onu sana
vereyim" teklifini yapınca, Umeyye: "Kabul ettim" der ve bunun
üzerine Hz. Ebü Bekir kendi kölesini ona verir, buna karşılık Bilal'i alır ve
azat eder. Bilal Mekke'den Medine'ye hicret etmiş Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ile birlikte bütün savaşlara katılmıştır.
Ammar
bin Yasir, Ebu'I-Yekzan el-Ansi de bu zayıf Müslümanlardandır.
Ans,
Murad kabilesinin bir koludur. Amr, babası ve annesiyle birlikte Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e iman etmiş onunla beraber el-Erkam bin
Ebi'l-Erkam'ın evinde 30 küsur kişiden sonra İslam dinine girmiştir. O ve Şuayb
aynı günde Müslüman olmuşlardır. Yasir, Mahzumoğulları'nın anlaşmalısı idi.
Bunlar Ammar'ı, babasını ve annesini el-Abtah diye bilinen yere güneşin en
kızgın olduğu zamanlarda çıkartır, onlara işkence ederlerdi. Birgün Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların yanından geçerken "Ey Yasir ailesi,
sabırlı olun, sizin vaat olunduğunuz yer Cennet'tir" diye müjdeledi.
Yasir
işkence esnasında şehit oldu. Onun hanımı olan Sümeyye de Ebu Cehil'e ağır
sözler söyleyince Ebu Cehil elindeki harbeyi karnına saplar ve bunun sonucunda
şehit olur. Böylelikle o İslam tarihinde ilk kadın şehit olur. Ammar'ın
üzerinde de işkenceyi gittikçe artırdılar. Bazen göğsüne kayalar koyar, bazen
de bayıltırlar ve O'na şöyle derlerdi: "Biz seni bu halinle Muhammed'e
küfredene ve Lat ile Uzza hakkında güzel şeyler söyleyinceye kadar bırakmaya
devam edeceğiz." Ammar bunu yapınca onlar da onu bıraktılar. Ağlayarak
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına vardı. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ona: "Hayrola ne var?" diye sorunca, Ammar:
"Çok kötü ya ResUlallah" diyerek iş şundan şundan ibaret deyip durumu
anlattı. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Peki kalbini nasıl
buluyorsun?" diye sorunca Ammar: "İman ile dopdolu görüyorum"
diye cevap verir. Bunun üzerine Hz. Peygamber ona şöyle der: "Ya Ammar,
eğer onlar tekrar aynı şeyi yapacak olurlarsa sen de aynı şeyi bir daha
söyleyebilirsin. "
Bunun
üzerine Yüce Allah: ''Ancak ikrah edilip kalbi iman ile mutmain ve dopdolu olan
kimseler müstesnadır.'' (Nahl suresi, 16/106) buyruğunu inzal etti.
Ammar,
ResUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bütün gazalara katılmış
Sıffın'de Hz. Ali saflarında çarpışırken şehit edilmiştir. O sırada yaşı
kimisine göre 92, kimisine göre 93, kimisine göre 94 idi.
Işkence
gören zayıf Müslümanlardan birisi de Habbab bin el-Eret'tir.
Babası
Keskereden Sevadi idi. Rabia Kabilesi'nden bir grup O'nu esir alarak
Zühreoğullarının antlaşmalısı Huza'a kabilesinden Siba' bin Abduluzza'ya
satarlar. Siba' Uhud gününde Hamza'ya karşı savaş başlamadan önce teke tek
dövüşen kimsedir. Habbab Ten'im'e mensuptur. Oldukça erken dönemlerde Müslüman
olmuştur. Kimisine göre Habbab, ResUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
el-Erkam'ın evine girmeden önce altıncı müslümandır.
Kafirler,
O'nu yakalamış ve çok şiddetli bir şekilde işkence yapmışlardır. Elbiselerini
çıkartır, çıplak sırtını kızgın kuma yatırır, sonra da güneşte kızdırılmış
taşları üstüne bırakırlar, başını kızgın kuma batırırlardı. Buna rağmen onların
istedikleri hiçbir şeyi söylemedi. Medine'ye hicret etmiş, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte bütün savaşlara katılmış, Kufe'de
yerleşmiş ve Hicri 36 yılında vefat etmiştir.
Bu
zayıf Müslümanlardan bir tanesi de Süheyb bin Sinan er-Rumi'dir.
Aslında
Bizanslı değildir. Onlara nispet edilmesinin sebebi, O'nu esir alıp
satmalarıdır. Rengi kırmızıya yakın olduğu için O'na Rumi denmiştir diye
söyleyenler de vardır. Aslında O, en-Nemr bin Kasib'tendir. Resuıullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) O'na: "Ebu Yahya" künyesini çocuğu
olmadan önce vermiştir. Allah yolunda azat edilenlerden ve çok şiddetli işkence
görenlerden birisi idi. Hicret etmek isteyince Kureyş engelolmak istemiş, buna
karşılık bütün malını vererek kendisini kurtarabilmiştir. Hz. Ömer bin Hattab
vefat ettiği zaman kendisinden, sonraki halifeyi belirlemek üzere seçtiği altı
kişilik şura, birilerini halife seçinceye kadar Süheyb'ın Müslümanlara namaz
kıldırmasını emretmişti. Süheyb, 38 yılının Şevval ayında yetmiş beş yaşında olduğu
halde Medine'de vefat etmiştir.
Amir
bin Fuheyre'ye gelince; Amir, Ezd'li Tufayl bin Abdullah'ın azatlısıdır.
Tufayl'ın annesi Um Ruman'dır. Buna göre O, Hz. Aişe ile anne bir kardeştir.
Amir, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Daru'l'erkam' a girmeden önce
eskiden beri Müslüman olmuş bir kimsedir. Mustaz'aflardandır. Allah yolunda
işkence edildiği halde dininden dönmemiştir. Hz. Ebu Bekir onu satın alarak
hürriyetine kavuşturdu. Hz. Ebu Bekir'in koyunlarını otlatır, çobanlık yapardı.
Hz. Ebu Bekir, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte hicret
ettikleri sırada mağarada oldukları vakit Amir koyunları alıp, onların yanına
giderdi. Onlarla birlikte kendilerine hizmet etmek amacıyla Medine'ye hicret
etmiştir. Bedir ve Uhud savaşlarında hazır bulunmuştur. Birr Maune gününde kırk
yaşında iken şehit olmuştur. Öldürücü darbeyi aldığında: "Kabe'nin Rabbine
yemin olsun kurtuldum" diye söylemiştir. Şehitlerle birlikte defnedilmek
üzere cesedi arandığı halde bulunamamıştır. Denildiğine göre melekler onu
defnetmiştir.
Ebu
Fuheyhe de işkence gören zayıf Müslümanlardandır. Onun asıl adı Eflah'tır.
Yesar'dır diyenler de vardır. Cumah Kabilesi'nden Safvan bin Ümeyye bin
Halef'in kölesi idi. Bilal ile birlikte Müslüman olmuştur. Umeyye bin Halef, onu
yakalayıp ayağına bir urgan bağlamış daha sonra emir vererek kızgın kumlar
üzerinde çekilmesini istemiş, bu şekilde çekilirken Umeyye O'na şöyle
sormuştur: "Bu senin Rabbin değil midir?" Ebu Fuheyhe: "Benim
de, bunun da, senin de Rabbimiz Allah'tır" diye cevap vermişti. Bunun
üzerine Umeyye çok şiddetli bir şekilde boğazını sıkmıştır. Ümeyye'nin yanında
kardeşi Ubeyy bin Halef de vardı. Ubey: "Onun azabını artırabildiğin kadar
artır, Muhammed gelsin, büyüsüyle onu kurtarsın bakalım" derdi. Bu şekilde
işkencelere devam ettiler ve sonunda öldü sanıp bıraktılar. Daha sonra
kendisine gelince, Ebu Bekir rast geldi ve satın alıp azat etti.
Ebu
Fuheyhe'ye işkence edenler, Abduddaroğulları'dır da denilmiştir. Bunlara göre
Ebu Fuheyre Abduddaroğulları'nın kölesi idi. Bunlar onun göğsünün üzerine büyük
kaya parçalarını koyar, bundan dolayı dili dışarıya sarkar, fakat yine de
dininden dönmezdi. Medine'ye hicret etmiş ve Bedir Gazvesi'nden önce vefat
etmiştir.
İşkence
gören zayıf Müslümanlardan biri de Müemmil bin Hubeyb bin Adiyy bin Ka'ab
oğulları'nın cariyesi Lebibe idi. Hz. Ömer bin Hattab'ın Müslüman olmasından
önce İslam'a girmişti. Ömer, dininden dönsün diye ona işkence eder, sonra da
bırakır ve: "Seni ancak usandığım için bırakıyorum" der, buna
karşılık Lebibe O'na: "İslam'a girmeyecek olursan Allah da sana böyle
yapacaktır" diye cevap verirdi. Hz. Ebu Bekir onu satın almış ve
hürriyetini vermiştir.
İşkence
gören bu zayıf Müslümanlardan birisi de Zinnire'dir. Beni Adiyy'in cariyesi
idi. Ömer O'na işkence yapardı. Mahzumoğulları'nın cariyesi idi ve gözlerini
kaybedinceye kadar Ebu Cehil O'na işkence yapardı, diyenler de vardır.
Gözlerini kaybettikten sonra Ebu Cehil: "Bunu sana Lat ve Uzza yaptı"
deyince, Zinnire: "Lat ve Uzza kendilerine kimin ibadet ettiğinin farkında
mıdırlar ki? Hayır. Bu iş Semadan, Allah'tan gelen bir şeydir ve benim Rabbim
gözlerimi bana geri vermeye kadirdir" diye cevap vermişti. Ertesi gün Yüce
Allah Zinnire'ye tekrar gözlerini geri vermiş; bunun üzerine Kureyş "İşte
bu da Muhammed'in bir büyüsüdür" diye söylemişti. Hz. Ebu Bekir onu satın
alarak azat etmiştir.
İşkence
gören zayıf Müslümanlardan bir tanesi de Nehdoğulları'nın cariyesi
en-Nehdiyye'dir. Sonunda Abduddaroğulları'ndan bir kadının mülkiyetine geçmiş
ve Müslüman olmuştur. Bu kadın, en-Nehdiyye'ye azap ederek şöyle derdi:
"Allah'a yemin ederim sana işkence etmekten vazgeçmeyeceğim veyahut da
Muhammed'in arkadaşlarından birisi gelir, seni satın alır öyle
kurtulursun." Hz. Ebu Bekir O'nu satın alarak azat etmiştir.
Azab
görenlerden bir başkası da Um Ubeys'tir. Um Uneys diyenler de vardır.
Zuhreoğulları'nın cariyesidir. Esved bin Abd Yeğus O'na işkence yapardı. Hz.
Ebu Bekir bunu satın alarak azat etmiştir.
Ebu
Cehil soylu olan kimselerin yanına gittiğinde onlara şöyle derdi: "Sen
kendinin ve senden daha hayırlı olan babanın dinini mi terk ediyorsun?"
Arkasından onun görüşünün çirkin olduğunu davranışının güzelolmadığını,
akılsızca bir iş yaptığını söyler ve şerefini küçük düşürmeye çalışırdı.
Müslüman olmuş bir kimse eğer bir tüccar ise ona da: "Senin ticaretin
kesada uğrayacak, malın telef olacak" derdi. Müslüman olmuş kişi zayıf bir
kimse ise, işkence görmesi için ne gerekirse yapardı.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HZ. PEYGAMBERLE
ALAY EDENLER ve ONA EN ÇOK EZİYET VERENLER