İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

İSLAM’IN DOĞUŞU MEKKE...       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

RESULULLAH (S.A.V.)'İN RESÜL OLARAK GÖNDERİLDİĞİ ZAMAN

 

Allah, Peygamberi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i. Kisra Perviz bin Hürmüz bin Enuşirvan'ın hükümdarlığının yirminci yılında peygamber olarak görevlendirdiği sırada, Farslar'ın Araplar valisi olan iyas bin Kabisa et-Tai de Hire Valisi idi.

 

Enes bin Malik ile Urve bin ez-Zübeyr ve Hamza ile İkrime'nin rivayetlerine göre de İbn Abbas şöyle demişlerdir: "Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kırk yaşında iken peygamberlikle görevlendirildi ve ona vahiy indirildi." Yine ikrime'nin ve Said bin el-Müseyyeb'in rivayetiyle İbn Abbas şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e vahiy kırk üç yaşında iken nazil oldu." İlk vahyin geldiği gün, ihtilafsız olarak pazartesi günü olmakla birlikte, hangi pazartesi günü olduğu konusunda farklı görüşler vardır. Ebu Kılabe el-Cermi, şöyle demiştir: "Purkan, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Ramazanın on sekizinci günü nazil oldu." Başkaları da: "Ramazanın on dokuzuncu günü olmuştur." demiştir.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Cebrail'i görmeden önce, Allah'ın fazl-u keremiyle şereflendirmek istediği kimselerin gördükleri bazı şeyleri görüyor ve müşahede ediyordu. iki meleğin karnını yarıp kalbindeki hile ve kirleri çıkartmaları, yanından geçtiği her bir taşın ve ağacın ona selam vermesine rağmen sağına soluna bakıp kimseyi görememesi gibi durumlar sözünü ettiğim bu müşahedeler arasındadır. Ayrıca bütün ümmetler, onun peygamber olarak gönderileceğinden söz ediyor ve her bir ümmet, kendi kavmini bundan haberdar ediyordu.

 

Amir bin Rabia şöyle söyler: "Zeyd bin Amr bin Nüfeyl'in şöyle dediğini işittim: ''Bizler, İsmail'in torunlarından ve Abdülmuttaliboğullarından bir peygamber beklemekteyiz. Kendimin O'na yetişeceğini sanmıyorum. Ben şimdiden O'na iman ediyor, O'nu tasdik ediyor ve peygamber olduğuna şahitlik ediyorum, ömrün vefa edecek olur ve görüşürsen, O'na selamımı bildir. Şimdi sana onun niteliklerini bildireyim ki O'nun hali sana gizli kalmasın.'' Amir: ''Haydi söyle'' deyince şöyle devam etti: ''O, uzun boylu da değildir, kısa da değildir. Saçları ne çoktur ne de az. iki gözünden gitmeyen bir kırmızılık vardır. İki omuzu arasında Peygamberlik mührü vardır. Adı, Ahmed'dir. Peygamber olarak gönderileceği yer bu şehirdir. Daha sonra kavmi, O'nu buradan çıkartacak ve getirdiklerinden hoşlanmayacaklardır. Bunun üzerine Yesrib (Medine)'e hicret edecek ve dini orada güçlenecektir. Sakın O'nu bilmemezlik etmeyesin. Ben her tarafı dolaşıp İbrahim'in dinini sorup durdum. Yahudi, Hıristiyan ya da Mecusi olsun kime sordumsa bana şöyle diyordu: 'Bu dini(n çıkacağı yeri) sen geride bıraktın.' Arkasından, O'nu benim sana söylediğim şekilde niteliyorlar ve: 'Zaten ondan başka bir peygamber de kalmadı,' diye ekliyorlardı.''"

 

Amir der ki: "Müslüman olup Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'a Zeyd'in söylediklerini aktarıp selamım da bildirdikten sonra, ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), selamını aldı ve rahmet okuduktan sonra şöyle dedi: ''Ben O'nun cennette eteklerini sürükleye sürükleye (yürüdüğünü) gördüm.''"

 

Cubeyr bin -Mut'im der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) peygamber olarak gönderilmeden önce, Buvane adlı putun yakınlarında oturmakta idik. Bir deve kesmiştik. Ansızın putun içerisinden birisinin şöyle bağırdığını işittik: ''Şu hayret veren işe bakınız. Biz artık gökten haber çalamayacağız. Yıldızlarla taşlanıyoruz. Bunun nedeni ise, adı Ahmed olan, Mekke'de peygamberlikle görevlendirilip Yesrib'e hicret edecek birisidir.''"

 

Cubeyr der ki: "Sesimizi çıkarmayıp sustuk ve dehşete kapıldık. Sonra da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ortaya çıktı."

 

O'nun Peygamberliğinin delilleri pek çoktur. İlim adamları bu konuda pek çok kitap tasnif etmiş ve bunlarda insanı hayrete düşürecek çok şeylerden söz etmişlerdir. Ancak burası onlardan söz edecek yer değildir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

PEYGAMBER (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'E VAHYİN GELMEYE BAŞLAMASI