İBNÜ’L-ESİR |
1. CİLT |
ENSAR (EVS
ve HAZREC) ARASINDA
MEYDANA
GELEN İKİNCİ FİCAR VAK'ASI
Evs
Kabilesi Hazreclilere karşı Nadr ve Kurayzaoğulları'na ittifak anlaşması teklifinde
bulunmuştu. Hazrecliler bu durumu öğrenince Nadr ve Kurayzaoğulları'na bir elçi
göndererek kendilerine savaş ilan ettiklerini bildirdiler; bunun üzerine Yahudi
asıllı olan Nadr ve Kurayzaoğulları: "Biz Evslilerle böyle bir ittifak
anlaşması yapmak niyetinde değiliz." diyerek Hazreclilere haber
gönderdiler, fakat Hazrecliler onların bu sözlerindeki sadakatlerini garanti
etmek için Nadr ve Kurayzaoğulları'ndan kırk genç rehin aldılar.
İbn
Füshum bir gün içki içip sarhoş olduktan sonra bu hususla ilgili olarak şu
mealdeki mısraları söyledi:
"Onlar
müttefik aramağa koyuldular; çünkü kemikleri yufkalaştığı için zayıfladılar ve
mallarını boş yere zayi ettiler. Onlardan birisi kabileye kötü davrandığı zaman
biz onların üzerine ir (?) oğulları 'ndan hasımlar göndeririz. Onlar, savaş
imdatçılarını sırtlanıp götürdüler; biz de Yahudileri alıp kendimize sermaye
yaptık. Biz, ahde vefasızlık gösterirler endişesiyle Yahudilerden bir grup
kimseyi rehin aldık ve onlar yanımızda emanet olarak bulunuyorlar. Onlar
emanımız altında ve yanımızda bulunan bu rehinlerden dolayı siyaseten bize
boyun eğip zelil oldular; öyle ki tarafımızdan başlarına gelebilecek
musibetlerden dolayı bizlerden korkuyorlardı; çünkü biz düşmanımızIa
karşılaştığımız zaman öyle bir darbe ile saldırırız ki; şerefli ve ulu
kimseleri perişan edip kendimize boyun eğdiririz. "
Nadr
ve Kurayzaoğulları İbn Füshum'un bu sözlerine fena halde öfkelendiler. Ka'ab
bin Esed: "Eğer biz onlara baskın yapmazsak İbn Füshum'un dediği gibi
oluruz." dedi; bunun üzerine onlar Evs Kabilesi'yle ittifak yapıp Hazrec
Kabilesi'ne karşı koydular. Hazrecliler, Ka'ab bin Esed'in bu sözünü duyunca,
yanlarında rehin bulunan Nadr ve Kurayzaoğulları'nın genç uşaklarım öldürdüler,
fakat bu arada birkaçım serbest bıraktılar. Serbest bırakılanlardan birisi de
Kurayzaoğulları'ndan Muhammed bin Ka'ab'ın dedesi Süleym bin Esed idi. Nihayet
Evs Kabilesi'yle Nadr ve Kurayzaoğulları Hazreclilere karşı savaş açmak üzere
bir araya geldiler ve neticede şiddetli bir şekilde savaştılar. Yahudi
gençlerin öldürülmesinden dolayı bu vak'aya ''İkinci Ficar' Vak'ası'' adı
verildi.
Bu
Yahudi gençlerin öldürülmeleri hakkında başka bir rivayet daha
zikredilmektedir. Şöyle ki: Beyadaoğulları'ndan Hazrecli Amr bin Nu'man kendi
kabilesi mensuplarına: "Atanız sizi kötü bir yere yerleştirdi. Allah'a and
olsun ki, sizi Nadr ve Kurayzaoğulları'nın bulundukları yerlere getirip yerle
ştirmedikçe veya onlardan rehin alınan gençleri öldürmedikçe başıma su
dokundurmayacağım." dedi. Nadr ve Kurayzaoğulları'nın yerleşmiş olduğu
yerler ise en güzel ve en uygun yerleşme yerleriydi. Bunun üzerine Amr bin
Nu'man Nadr ve Kurayzaoğulları'na bir elçi gönderip onlara: "Ya
bulunduğunuz yerleri tahliye edip yurdunuzu bize bırakırsınız, ya da rehin
alınan gençleri öldürürüz." dedi. Bu durum karşısında Nadr ve
Kurayzaoğulları yurtlarını terk etmeğe niyetlendiler; fakat
Kurayzaoğulları'ndan Ka'ab bin Esed ortaya atılarak: "Ey kabilemin
insanları! Yurdunuzu koruyun ve buradan ayrılmayın. Bırakın Amr bin Nu'man genç
uşaklarınızı öldürsün. Bir genç uşak kazanmak bir gecelik meseledir. Sizlerden
birisi bir gece herhangi bir kadın ile yattığı zaman, bu öldürülecek olan
gençler gibi birisine sahip olabilir," dedi. Bunun üzerine onlar
Beyadaoğullarına bir elçi gönderdiler ve onlara: "Biz yurdumuzu terk
etmeyeceğiz, size rehin bırakılan gençlerin durumu hakkında düşünün ve onları
koruyun." diye karşılık verdiler, fakat Amr bin Nu'man rehin bırakılan bu
genç uşakları öldürdü. Abdullah bin Übeyy bin Selul ise Amr bin Nu'man'ın bu
hareketine karşı çıktı ve ona bu hareketinin günah ve zulüm olduğunu söyledi.
Abdullah bin Übeyy, rehineleri öldürmekten ve Evslilere karşı savaşmaktan Amr
bin Nu'man'ı caydırmağa çalışarak ona: "Bir gün naaşımn bir aba içerisine
sarılmış olarak dört kişi tarafından getirileceğini şimdiden görmüş gibi
oluyorum. " demişti. Bu arada ne Abdullah bin Übey ve ne de O'na tabi
olanlar rehinlerden hiçbir genci öldürmediler ve onları serbest bıraktılar.
Serbest bırakılanlardan birisi de Muhammed bin Ka'ab'ın dedesi Süleym bin Esed
idi. İşte bu vakit Nadr ve Kurayzaoğulları Hazreclilere karşı Evslilerle
ittifak anlaşması yaptılar ve aralarında ''İkinci Ficar Vak'ası'' denilen savaş
meydana geldi. Bu rivayet, İkinci Ficar Vak'asına bu ismin verilmesinin
uygunluğunu göstermektedir.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA