İBNÜ’L-ESİR |
1. CİLT |
TİHFE
VAK'ASI
Bu
savaş, Yerbü'oğulları'nın Nu'man bin Münzir'in askerlerine karşı zafer elde
ettikleri bir savaştır.
Ebu
Ubeyde anlatıyor: "Bu savaşın asıl sebebi, Temim Kabilesi'nden
Yerbü'oğulları'nın büyükten küçüğe veraset yoluyla geçen ''rifade'' payesi
meselesi idi. Bu paye vezirlik derecesindeydi ve bu payeye sahip olan kişi
hükümdarın sağ tarafında otururdu. Nu'man'ın, bir rivayete göre oğlu Münzir'in
hükümdarlığı döneminde Temim Kabilesi'nden Hacib bin Zürare ed-Darimi,
Nu'man'dan bu rifade payesinin Temim Kabilesi'nden Haris bin Beybe bin Kurt bin
Süfyan bin Mücaşı' ed-Darimi'ye verilmesini istedi. Bunun üzerine Nu'man
Yerbu'oğulları ile bu konuyu görüşüp onlardan rifade payesini Haris bin
Beybe'ye teslim etmelerini talep etti; fakat Yerbü'oğulları Nu'man'ın bu
talebini kabul etmediler. Yerbü'oğulları Tihfe mevkiinin hemen alt kısmında
ikamet ediyorlardı. Nu'man, isteğinin Yerbü'oğulları tarafından reddedilmesi
üzerine oğlu Kaabüs ile kardeşi Hassan'ı onların üzerine gönderdi. Öncü
birliğin başında Hassan, savaşa katılacak olan diğer halkın başında ise Kaabüs
bulunuyordu. Ayrıca Nu'man, Temim ve diğer kabilelerden, savaş için hazırladığı
Arap ırkından özel bir grup ile sefere çıkmayan tekaüd sipahilerinden meydana
getirdiği kalabalık bir orduyu da onların emrine verdi. Nihayet onlar harekete
geçerek bu orduyla birlikte Tihfe'ye geldiler ve taraflar burada karşılaşıp
savaşa tutuştular. Yerbü' oğulları, bu savaşta sabır ve metanet gösterdiler;
Kaabus ve beraberindekiler ise hezimete uğradılar. Amira'nın babası Tarık,
savaş esnasında vurduğu bir darbe ile Kaabus'ın atını yaraladı ve onu esir
aldı. Hatta Tarik Kaabus'un alın saçını kesmek istediği zaman, Kaabus ona:
''Hükümdarların alın saçı kesilmez.'' diye çıkıştı; bunun üzerine Tarik saçını
kesmekten vazgeçti ve onu serbest bıraktı. Hassan ise, Bişr bin Amr bin Cüveyn
tarafından esir edildi; fakat Bişr O'na ikram ve ihsanda bulunduktan sonra
serbest bıraktı. Nihayet hezimete uğrayan bu ordu, Nu'man'ın yanına geri döndü.
Bu sırada Yerbu'oğullarından Şihab bin Kays bin Kiyas Nu'man'ın yanında
bulunuyordu. Nu'man, Şihab bin Kays'e dönüp: ''Ey Şihab! Oğlum ve kardeşime
hemen yetiş; eğer onları sağ vaziyette bulursan, YerbU'oğulları'na
istediklerini vereceğimi, rifade payesini kendilerine iade edeceğimi, bizden
öldürdükleri kimselerin kan ve intikamlarının peşine düşmeyeceğimi, aldıkları
ganimetIeri kendilerine bırakacağımı ve ayrıca kendilerine iki bin deve
vereceğimi, onlara ulaştırıp söyle.'' dedi. Bunun üzerine Şihab hemen harekete
geçip yola çıktı. Kabilesine geldiğinde Kaabus ile Hassan'ı sağ olarak buldu ve
onları serbest bıraktı. Bu durum karşısında Hükümdar Nu'man, Yerbu'oğulları'na
vermiş olduğu bu sözleri tuttu ve bir daha rifade konusunda onlara dokunmadı.
"
"Malik
bin Nüveyre, Tihfe savaşı hakkında şu mealdeki mısraları söylemiştir:
''Biz
Kaabus'un tayını, süvariler koştururken ve askerlerin onun öleceğini
zannetmelerinden sonra yaraladık. Bu sırada Kaabus'un üzerinde güzel dokunmuş
yumuşak ve parlak elbiseler vardı; elinde ise Hint yapısı, beyaz ve keskin bir
kılıç bulunuyordu. Biz bunlarla, ulaşılması zor olan gayelere, istenildiği
zaman ulaşılabileceğini göstermek istedik.'' "
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA