İBNÜ’L-ESİR |
1. CİLT |
BARİK
VAK'ASI
el-Mufaddal
ed-Dabbi anlatıyor: "Tağlib ve Nemir bin Kasıtoğulları ile Temim
Kabilesi'nden bir grup kendi aralarında savaşa tutuştular; (Kufe ile Basra
arasındaki) Sevad topraklarında bulunan Barık'a kadar geldiler ve kendi
aralarından seçtikleri bir elçiler heyetini sulh talebiyle Bekr bin
Vailoğulları'na gönderdiler; bunun üzerine Şeybanoğulları ve onlarla beraber
bulunanlar bir araya toplanıp Tağlib Kabilesi'yle onların yanında bulunanların
üzerine yürümek istediler. İşte bu sırada Şeybanoğulları'ndan Zeyd bin Şerik
söz alarak: ''Ben dayılarım Nemir bin Kasıtoğulları'na eman hakkı tanıdım ve
onları himayeme aldım.'' dedi. Bu durum karşısında onlar Zeyd bin Şerik'in,
dayıları Nemr bin Kasıtoğulları hakkında vermiş olduğu eman ve himaye hakkını
onaylayıp kabul ettiler. Bundan sonra sadece Tağliboğulları ile Temim
Kabilesi'nin üzerine yürüdüler ve Tağliboğulları'ndan pek çok sayıda adam
öldürdüler. Öyle ki, Tağliboğulları tarih boyunca böyle bir felakete hiç maruz
kalmamıştı. Bundan sonra Tağliboğulları'ndan almış oldukları malları ve
esirleri kendi aralarında taksim edip paylaştılar. Bu gün Tağliboğulları için
çok ağır ve felaketli bir gün oldu; çünkü adamları öldürülmüş, malları
yağmalanınış, kadın ve çocukları ise esir edilmişti. "
"Şeybanoğulları'ndan
Ebü Kelbe bu gün hakkında şu mealdeki mısraları söylemiştir:
''Su'ada
mevkiindeki bir gece, Tağlib oğulları için ne bir dayanak, ne bir namus ve
gayret, ne de bir şeref ve asalet bırakmıştır. Nemiroğulları 'na gelince, eğer
Mürre Ailesi 'nden doğanların fazilet ve asaleti olmasaydı, yağmacılık hareketi
onların da üzerine yayılacaktı.''
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA