İBNÜ’L-ESİR

1. CİLT

 İSLAM ÖNCESİ      ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

NÜBAT (NÜTE'E?) VAK'ASI

 

Ebu Ubeyde anlatıyor: "Amiroğulları Rakam ve Sahük savaşlarının intikamını almak için Gatafan Kabilesi'nin üzerine yürüdüler, fakat tesadüfen Absoğullarıyla karşılaştılar. Bu sırada Absoğulları'nın yanında Gatafan Kabilesi'nden hiç kimse yoktu. Aslında Absoğulları Gatafan Kabilesiyle beraber Rakam ve SahUk savaşlarına katılmamışlardı. Bir rivayette, ilerde de zikredeceğimiz üzere, bu savaşlara Eşca' ve Fezare kabilelerinden bir topluluk ile Gatafanoğulları katılmıştı. Nihayet Amiroğulları baskını yaparak Absoğulları ile Zübyan ve Eşca' topluluklarının develerini alıp götürdüler, fakat yurtlarına dönerken yollarını şaşırıp Nübat Vadisi'ne girdiler ve bu vadinin derinliklerine kadar indiler. Hatta vadinin sonuna yaklaşmalarına rağmen kendilerine bir yol ve çıkış yeri bulamadılar. Bu vadiyi meydana getiren iki dağın birbirlerine iyice yaklaştıkları bir yere geldiklerinde dağın tepesinde Absoğulları'ndan ağaç silkeleyen bir kadın gördüler ve ona vadinin çıkış yerini sordular. Kadın onlara: ''Bu vadinin çıkış yeri süvarilerin yanından geçmektedir.'' diye cevap verdi. Dağın tepesinde bulunan bu kadın süvarilerin geldiklerini görmüş, fakat Amiroğulları vadinin derinliklerinde olmaları hasebiyle gelen bu süvarileri görememişlerdi. Bunun üzerine sağı solu gözetlemesi için kendilerinden birisini dağın tepesine gönderdiler. Nihayet dağın tepesine çıkan bu adam vadide bulunanlara: ''Süngülerinin demirleri atlarının kulakları hizasında bulunan ve atların sırtlarında çocuklara benzeyen insanlar görüyorum.'' dedi, onlar: ''Bunlar Fezare Kabilesi'nin insanlarıdır.'' diye karşılık verdiler. Bu defa adam: ''Üzerlerinde kırmızı elbiseler varmış gibi görünen, kıvırcık saçlı, beyaz tenli insanlar görüyorum.'' dedi, onlar: ''Bunlar, Eşca' Kabilesi'nin insanlarıdır.'' diye cevap verdiler. Yine bu adam: ''Uyluklarının hizasına kadar atlarına savaş aletleri yüklemiş görünen, süngülerinin kovuklarından tutarak atlarını çeken, kartal kuşları gibi insanlar görüyorum.'' dedi. Bu defa: ''Bunlar da Absoğulları'nın insanlarıdır; fakat ne yazık ki, erken ölüm bizi yakaladı.'' dediler ve vadide yakalandılar. Amir bin Tufeyl herkesten önce Verd (Gül) adındaki atına binip onlardan uzaklaştı. Ne var ki, Verd adındaki atının yorulması üzerine, Fezareoğulları atı aygır olarak kullanıp dölünden faydalanmasınlar diye atını boğazladı. Bundan sonra taraflar arasında savaş başladı ve bir hayli devam etti. Neticede Amiroğulları hezimete uğradı ve kendilerinden pek çok kişi öldürüldü. Bu arada Amiroğulları'nın ileri gelen kişilerinden Bed' bin Amir bin Malik de öldürüldü. Babası Amir bin Malik öldürülen oğlu Bed' ile künyelendiğinden kendisi ''Ebu Bed'' künyesiyle anılırdı. Ayrıca Mürre bin Enes bin Halid bin Ca'feroğulları'ndan Nehşel, Enes ve Hezar da öldürüldüler. Amir bin Tufeyl'in kardeşi Abdullah bin Tufeyl ise, Rabi' bin Ziyad el-Absi tarafından öldürüldü. Daha bunlardan başka pek çok kimse öldürüldü. Neticede hezimet, Amiroğulları'nın aleyhine neticelendi."

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

FIRAT VAK'ASI