İBNÜ’L-ESİR

1. CİLT

 İSLAM ÖNCESİ      ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

RAKAM VAK'ASI

 

Ebu Ubeyde anlatıyor: "Amiroğulları Gatafan Kabilesi'ne savaş açmışlardI. Bu sırada Amiroğulları'nın beraberinde bulunan Amir bin Tufeyl genç yaşta bir delikanlı idi ve henüz kabilesinin reisi değildi. Nihayet Amiroğulları harekete geçip Rakam Vadisi'ne geldiler. Bu sırada Rakam Vadisi'nde, Mürre bin Avf bin Sa'ad oğulları ve onlarla birlikte Eşca' bin Zi'b bin Gatafan Kabilesi'nden bir kavim ile Fezare bin Zübyanoğulları'ndan bir topluluk bulunuyordu. Onlar, Amiroğulları'nın gelişinden haberdar oldular ve uyandılar, fakat Amiroğulları Tedru' yakınında bulunan Rakam Vadisi'nde üzerlerine saldırıp hücuma geçti. Taraflar karşı karşıya geldiler ve çok şiddetli bir şekilde savaştılar. Bir ara Amir bin Tufeyl yüzünü çevirdiğinde Fezareoğulları'ndan bir kadın gördü ve kim olduğunu sordu. Kadın: ''Ben, Fezareoğulları'ndan Nevfel'in kızı Esma'yım.'' diye cevap verdi. Bir rivayete göre bu kadının, Hısn bin Huzeyfe'nin kızı Esma olduğu söylenir. Amir bin Tufeyl'in bu kadına ismini sorduğu bir sırada peşlerinde Mürreoğulları olduğu halde kendi kavminden hezimete uğrayan kimseler, üzerine çıkageldiler. Amir bu durumu görünce zırhıru Esma'ya atıp hezimete uğramış olarak geri döndü, fakat daha sonra Esma bu zırhı kendisine iade etti, ancak Mürreoğulları, başlarında Sinan bin Harise el-Mürri olduğu halde onların peşlerine düştüler. Eşca' bin Zi'b Kabilesi'nden olanlar ise, Amiroğulları'nın daha önce kendilerine yapmış oldukları bir sindirme ve öldürme hareketinden dolayı onlardan yakalayıp esir aldıkları kimseleri boğazlayıp kestiler. Eşca' bin Zi'boğulları'ndan olan bu topluluğa, Mezhicoğulları deniyordu. Nihayet bu Mezhicoğulları, Amiroğulları'ndan yetmiş kişiyi boğazlayarak öldürdüler."

 

"Amir bin Tufeyl, Gatafan Kabilesi'nden bahsedip Esma'ya tarizde bulunarak şu mealdeki mısraları söylemiştir:

 

''Esma gizlice beni kuşluk yemeğine istedi; acaba ben kovuldum mu, yoksa kovulmadım mı? Başınıza doğan burunlu kimseleri, kahraman ve cesur kişileri musallat edeceğim ve süvarileri 'dargad' denilen kara taşlığın tepesine doğru yöneiteceğim. Malik, yine Malik ve dayanacak hiçbir şeyi bulunmayan ıssız çöllerin kardeşiyle birlikte bir gün ortaya çıkacağım.''"

 

Bu mısraların gerisi beyitler halinde uzayıp gitmektedir.

 

Amir bin Tufeyl'in söylediği bu şiir, Gatafan Kabilesi'ne ulaşınca onlardan bir grup kimse hicviyeler söyleyip O'nu kötülediler. Bu sırada Zübyanoğulları'ndan şair Nabiğa, Nu'man bin Münzir'in yanından kaçtığından Gassan hükümdarlarımn yanında bulunuyordu. Daha sonra Nu'man'ın Nabiga'ya eman vermesi üzerine, Nabiğa kavminin yanına geri döndü ve kavminden Amir bin Tufeyl hakkında söylemiş oldukları hicviyeleri sordu; bunun üzerine Amir'in kendileri hakkında söylediği hicviye ile kendilerinin Amir hakkında söylemiş oldukları hicviyeleri baştan sona kadar ona inşad edip okudular. Şair Nabiğa: "Hiciv hususunda çok taşkın hareket etmişsiniz; Amir gibi birisi bu tür hicivlerle yerilmemeliydi." dedi, sonra Gatafan Kabilesi'nin seçkin hanımlarından birisi olan Esma'yı hicviyesinde konu edinip ondan bahsettiği için Amir'i hata yapmakla suçladı ve hakkında şu mealde mısralarla başlayan bir şiir söyledi:

 

"Eğer Amir cahillikle böyle bir şey söylediyse, bu genç oluşundan ileri gelmiştir; zira cehaletin bineği gençliktir. Yaşlanıp saçın başın ağardığında veya kara karga beyazlaştığında, sen de akıllanıp olgunlaşacaksın veya iftihar edip övüneceksin. Sen, baban gibi veya Ebu Bera gibi ol ki, hüküm vermek ve hükümde isabet edip doğruyu bulmak sana uygun düşsün. Gidecek bir ka-pıları bulunmayan ve kendilerini beğenip kocalarına isyan eden kadınlar da senin yumuşaklığından yüz bulup gitmesinler .. "

 

Amir bin Tufeyl bu şiiri duyunca: "Demek ben, bundan önceki şiirlerle hicvedilmemişim." diyerek bu hicviyenin ağırlığını dile getirdi.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

SAHUK VAK'ASI