İBNÜ’L-ESİR

1. CİLT

 İSLAM ÖNCESİ      ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

MERRÜT VAK'ASI

 

Bu vak'a, Temim Kabilesiyle Amir bin Sa'sa'a'oğulları arasında cereyan etmiştir.

Sebebi şu idi: Ka'neb bin Attar er-Riyahi ile Bahir bin Abdullah bin Seleme el-Amiri Ukaz Panayırı'nda karşılaşmışlardı. Bahir Ka'neb'e: "Beyaz atını ne yaptın?" diye sordu, Ka'neb de: "Beyaz atım yanımda bulunmaktadır, neden bu atı soruyorsunuz?" dedi. Bahir: "Falan ve falan savaşlarda seni benim elimden o at kurtarmıştı, işte bunun için soruyorum." diye karşılık verdi. Ka'neb'in, Bahir'İn bu iddiasını inkar edip reddetmesi üzerine her ikisi de karşılıklı olarak birbirlerine lanet okudular ve yalancı olanın doğru olan tarafın elinde öldürülmesi için Allah'a dua ettiler. Sonra Allah'ın dilediği kadar bir müddet beklediler, daha sonra Bahir Amiroğulları'nı toplayıp yola çıktı ve İremü'l-Kelbe'de dağınık ve gafıl halde bulunan Anber bin Amr bin Temimoğulları'na baskın yaparak onların develerini, kadın ve çocuklarını alıp götürdü. Bu esnada şiddetli bir karşılık da görmedi, fakat imdat çağrısında bulunan kişinin gelip Anber bin Amr bin Temim, Malik bin Hanzala bin Malik bin Zeyd Menat bin Temim ve Yerbu' bin Hanzalaoğulları'ndan yardım istemesi üzerine onlar Bahir'in peşine düştüler. Hatta Amr bin Temimoğulları ataklık yaparak önden gittiler. Bahir ''Merrut'' denilen yere ulaşınca Amiroğulları'na hitaben:

 

"Ey AmirOğulları! Etrafa bakın bakalım, bir şey görebiliyor musunuz?" dedi.

 

Onlar: "Okları atların omuzlarında çapraz duran bir süvari birliği görüyoruz." dediler; bunun üzerine Bahir: "Bu, Amr bin Temimoğulları'dır, kaygılanmağa değmez." dedi, fakat Amr oğulları Bahir ile beraber bulunan Amiroğullarına yetiştiler ve çok az bir miktar savaştıktan sonra geri çekildiler. Bahir ise yoluna devam etti. Sonra Bahir: "Ey Amiroğulları! Etrafınıza bir daha bakın, bir şey görebiliyor musunuz?" dedi, onlar: "Okları dik duran bir süvari birliği görüyoruz." dediler. Bahir: "Bu, Malik bin Hanzalaoğullarıdır, kaygılanmağa değmez." dedi, fakat bu Malik bin Hanzalaoğulları da onlara yetiştiler ve bir miktar savaştıktan sonra geri çekildiler. Bahir ise yine yoluna devam etti. Sonra tekrar Bahir: "Ey Amiroğulları! Bir kez daha bakın bakalım, bir şey görüyor musunuz?" dedi, onlar: "Yanlarında okları bulunmayan, sanki üzerinde çocuklar olan bir süvari birliği görüyoruz." dediler. Bahir: "Bunlar, Yerbü'oğullarıdır; okları ise atlarının kulakları arasındadır. Erken gelen ölümden sakının ve onlara karşı direnip sabır gösterin, fakat kurtulacağınızı sanmıyorum." dedi.

 

Yerbü'oğulları'ndan kendilerine ilk yetişen kişi, ''Vakı'a'' adıyla bilinen Nuaym bin Attab oldu. Hadiselerin arasında iyice piştiği için kendisine ''Vakı'a'' adı verilmişti. Nihayet Nu'aym bin Attab, Müsellem el-Kuşeyri'ye saldırıp onu esir aldı. Bu arada Kuşeyri kabilesi Devkes bin Vakıd bin Havd'ın üzerine hücum edip onu öldürdü. Yine Nu'aym bin Attab, el-Musaffa el-Kuşeyri'yi esir aldı ve öldürdü. Kidam bin Becile el-Mazini ise Bahir'in üzerine saldırdı ve onunla kucak kucağa geldi. Ka'neb bin Attar'ın tek gayesi ise Bahir'i ele geçirmekti. Kidam ile Bahir'in kucak kucağa geldiklerini görünce onlara doğru yöneldi.

 

Bu sırada Kidam: "Ey Ka'nebi Bahir'i ben esir aldım." dedi, bunun üzerine Ka'neb: "Ey Kidam el-Mazini! Ya Bahir'den vazgeçersin, ya da kılıçla başını vururum." dedi. Bu tehdit karşısında Kidam Bahir'i bıraktı ve hemen Ka'neb Bahir'in üzerine atılıp onu öldürdü. Bundan sonra Ka'neb Suhban'ın üzerine saldırdı ve esir aldı. Suhban'ın annesi ise Mazini Kabilesi'ndendi. Bu sebeple Mazinoğulları ona: "Ey Ka'nebi Esir ettiğimiz Bahir'i elimizden alıp öldürdün, O'nun yerine kardeşimizin oğlunu (Suhban'ı) bize ver." dediler. Ka'neb onların isteğini kabul etti ve Bahir'e karşılık olarak Suhban'ı geri verdi. Buna razı olup memnun kaldılar. Bundan sonra Yerbu'oğulları, Amiroğulları'nın Anberoğulları'ndan almış oldukları malları, esir ettikleri kadın ve çocukları kurtarıp geri aldılar, daha sonra yurtlarına döndüler.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

FEYFU'R-RİH VAK'ASI