İBNÜ’L-ESİR |
1. CİLT |
FEYFU'R-RİH
VAK'ASI
Bu
vak'a, Amir bin Sa'sa'a ile Haris bin Ka'ab arasında cereyan etmiştir.
Meydana
gelmesi ise şöyle olmuştu: Amiroğulları birikmiş intikamlarını almak için
Harisoğulları'nı arıyorlardı. Bu durum üzerine ''Zü'l-Gussa'' adıyla bilinen
Husayn bin Yezid bin Şeddad bin Kanan el-Harisi, Amiroğulları'na karşı
kabilesini topladı, Cu'fi ve Zübeyd kabileleriyle Şa'd Kabilesi'nin kolları
olan Aşire (Kuşeyriyye ?), Murad, Suda', Nehd, Has'am, Şehran ve Nahis
kabilelerinden yardım isteyerek hayvanlarını otlatmak üzere Feyfu'r-Rih'te
bulunan Amiroğulları'nın üzerine yürüdü. Mezhic Kabilesi ise, adamlarının
kaçmamalarım sağlamak için kendileriyle birlikte kadın ve çocuklarını da savaş
yerine getirmişlerdi. Nihayet bu durum karşısında Amiroğulları da toplanıp bir
araya geldiler. Amir bin Tufeyl onlara hitaben: "Ey Amiroğulları! Bizimle
birlikte onlara baskın yapın, zira ben onların mallarını ganimet olarak
alacağımızı ve kadınlarını esir edeceğimizi umuyorum. Böylece bir daha onların
üzerinize gelmelerine imkan vermemiş olacaksınız." dedi, bunun üzerine
Amiroğulları, Amir bin Tufeyl'in bu çağrısını kabul ettiler ve
Harisoğulları'nın üzerine yürüdüler. Amiroğulları, Harisoğulları ile Mezhic
Kabilesine ve diğer müttefıklerine yaklaşınca, Harisoğulları'nın gözcüleri
gelip durumu kendi kabilelerine haber verdiler. Bu arada Harisoğulları'nın
yaşlıları da kendilerine katıldılar; böylece onlar durumdan haberdar olup
uyandılar. Neticede taraflar karşılaştılar ve her kuşluk vakti savaşa
Feyfu'r-Rih'te başlamak üzere üç gün müddetle şiddetli bir şekilde savaştılar.
Bu arada Sumeyl bin A'ver el-Külabi ile Amr bin Subeyh en-Nehdi savaş alanında
karşı karşıya geldiler. Amr bin Subeyh mızrağını çekip Sumeyl'e dürttü ve
Sumeyl atımn boynuna sarılıp geri döndü, fakat yolda giderken Has'am
Kabilesi'nden birisi Sumeyl ile karşılaştı ve bu adam O'nu öldürüp zırh ve atım
elinden aldı.
O
gün bu savaşa Amir bin Tufeyl ile beraber Nümeyroğulları da katıldılar ve
güçlerini gösterip çok güzel savaştılar. İşte bu savaş günü Nümeyroğulları
mızraklarıyla bir araya gelip toplandıklarından sık bir ağaçlığa benzemeleri
sebebiyle kendilerine ''Hureycetü't-Ti'an'' adı verildi.
Nümeyroğulları'nın
bir araya gelip toplanmalarının sebebi şu idi: Amiroğulları tekrar saldırmak
üzere ''Urkub'' denilen yere ric'at ettiklerinde, Amir bin Tufeyl,
Nümeyroğulları'nı sordu ve onların savaş meydanından çekilmiş olduklarını
gördü. Bunun üzerine Amir bin Tufeyl geri döndü ve yüksek sesle bağırarak:
"Ey Nümeyroğulları! Uyanın, yardıma gelin; zira bu günden sonra benim
Nümeyroğulları'na ihtiyacım kalmaz." dedi ve bindiği atla onların arasına
daldı. İşte böylece onların maneviyatları tekrar düzeldi. Bundan sonra Amiroğulları
savaşa devam etmek üzere tekrar avdet ettiler. Bu sırada Amir bin Tufeyl'in
gÖğÜS çukuru ile göbeğinin arasındaki kısımda yirmi tane mızrak yarası
bulunuyordu. Amir bin Tufeyl, o gün savaşan insanların arasına girip durumları
m araştırıyor ve: "Ey falan! Senin bir şey yaptığını görmüyorum; yararlı
iş yapan kim varsa gelsin, bana kılıcını veya mızrağını göstersin. Yararlı bir
şey yapmadıysa, öne atılsın ve yararlı bir şey yapsın." diyordu. Bunun
üzerine var gücüyle savaşıp yararlı iş yapan herkes Amir bin Tufeyl'e geliyor,
süngüsünün veya kılıcının üzerindeki kanı ona gösteriyordu. Tam bu sırada
Harisoğulları'ndan ''Müshir'' adında birisi Amir bin Tufeyl'e gelip: "Ey
Ebu Ali! Bak onlara ne yaptım, mızrağıma bir bak!" dedi. Amir bin Tufeyl
mızrağına bakınak için ona doğru yöneldiğinde, Müshir ansızın mızrağını Amir'in
gözünün altına sapladı ve burasını yarıp gözünü çıkardı, sonra mızrağını olduğu
gibi bırakıp kavminin yanına döndü. Müshir'in bu harekete tevessül etmesinin
sebebi ise, Amir'in kavmine karşı yaptıklarını görmüş olmasıydı. Müshir Amir
için: "Allah'a and olsun ki, kavmimi helak edecek kişi budur."
demişti.
Bunun
üzerine Amir bin Tufeyl de şu mealdeki mısraları söyledi:
"Biz
yeni silahlarla donatılmış olarak, geniş Şehran Kabilesi 'nin ve bütün Kelboğulları
'nın üzerine geldik. Ömrüm hakkı için söylüyorum -ki ömrüm ve hayatım bana pek
kolay olmayacak-, Müshir'in mızrak darbesi yüzümün görünen kısmını ayıp lı hale
getirdi. Artık ben tek gözlü, korkak, bir yere gidemeyen ve her bulunulması
gereken yerde bir şey yapamayan yetersiz bir kişi oldum. Böyle bir gencin
durumu ne kadar kötüdür?"
Amiroğulları
o gün, Murad Kabilesi'nin reisini yaralı olarak esir aldılar; fakat yarası
iyileştikten sonra onu serbest bıraktılar.
O
gün, Erbed bin Kays bin Hürr bin Ca'fer ile Ubeyd bin Şurayh bin el-Ahvas üstün
gayret göstererek başarılı savaşanların arasında yer aldılar.
Lebid
bin Rabi'a aşağıda meali verilen mısraları söylemiştir. Bu mısraların Amir bin
Tufeyl'e ait olduğu da söylenmektedir.
"Bekr
bin Vailoğulları gibisiyle bütün geniş Şehran Kabilesi'ne ve Kelb kabilelerine
gelip, geceledik. Kim bizim misafirliğimiz gibi konaklarsa misafirlerine
vereceği ziyafetten gafil olmayarak uyur. Ey kınayıcı! Eğer karşılığını vermek
(veya saymak) mümkün olsaydı, onlara karşılıkları verilirdi; fakat bütün cin ve
peri hepsi bize geldi. Has 'am, Mezhic Kabilesi'ne denk bir kabiledir. Biz
ancak kabilelerden bir kabileyiz. "
Çok
geçmeden taraflar arasında öldürme hareketi hızlandı ve her iki taraftan öldürülenler
oldu. Sonra taraflar savaşı bırakıp ayrıldılar ve birbirlerine karşı ganimet
almak çabasına düşmediler. Neticede bu savaşın şeref ve üstünlüğünü, göstermiş
oldukları sabır ve metanetten dolayı Amiroğulları kazandı.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
YEHAMİM VEYA
DİGER ADIYLA KAARATU HUK VAK'ASI