İBNÜ’L-ESİR |
1. CİLT |
ZAHRU'D-DEHNA
VAK'ASI
Bu
vak'a, Tay Kabilesiyle Esed bin Huzeymeoğulları arasında cereyan etmiştir.
Sebebi
şudur: Evs bin Harise bin Le'm et-Tai kendi kavmi arasında itaat edilen bir
reis ve efendi, aynı zamanda cömert ve atılgan bir kişiydi. Bir gün Evs bin
Harise ile Hatim et-Tai elçi olarak Amr bin Hind'in yanına gitmişlerdi. Amr bin
Hind, Evs'i yanına çağırıp ona: "Sen mi daha üstünsün, yoksa Hatim mi daha
üstün?" diye sordu. Evs: "Ey Amr! Allah seni lanetten uzak tutsun!
Hatim, kabilenin emsalsiz, tek ve yegane kişisidir, ben bu kabilenin bir
ferdiyim. Eğer bir an için benim, çocuklarımın ve hısımlarımın sahip olduğu
şeylere Hatim'in malik olduğunu farz edelim, bunları bir kuşlukta bağışlayıp
hibe eder." diye cevap verdi. Sonra Amr bin Hind, Hatim'i yanına çağırdı
ve ona: "Sen mi üstünsün, yoksa Evs mi üstün?" diye sordu. Hatim:
"Ey Amr! Allah seni lanetten uzak etsin! Sen Evs'ten söz ediyorsun; onun
çocuklarından her hangi birisi bile benden daha üstündür." diye karşılık
verdi. Amr her ikisinin de verdikleri cevabı beğendi ve kendilerine ikram edip
ihsanda bulundu.
Daha
sonra bütün Arap kabilelerinden gelen elçiler Nu'man bin Münzir'in huzurunda
toplanmışlardı; bu elçilerin arasında Evs bin Harise de bulunuyordu. Nu'man bin
Münzir hükümdar hüllelerinden yanına bir hülle getirttikten sonra elçilere
dönerek: "Yarın tekrar huzuruma gelin, bu hülleyi içinizden en üstün ve
değerli olanınıza giydireceğim." dedi. Ertesi gün olunca, Evs hariç bütün
elçiler Nu'man'ın huzuruna geldiler. Bu sırada Evs'e: "Niçin diğer
elçilerle birlikte Nu'man'ın huzuruna gitmedin?" diye sorulduğunda o:
"Eğer hükümdar Nu'man'ın murad ettiği kişi ben değilsem, benim için en
uygun olan durum orada hazır bulunmamamdır; şayet onun murad ettiği kişi ben
olursam, mutlaka aranırım." diye karşılık verdi. Nihayet Nu'man tahtına
oturup Evs'in orada olmadığını görünce: "Evs'e gidin ve ona korktuğu şeyden
emin olmasını ve huzuruma gelmesini söyleyin." dedi. Bunun üzerine Evs
Nu'man'ın huzuruna geldi ve hülle ona giydirildi, fakat aile yakınlarından bir
grup kimse onu kıskandıklarından şair Hutay'e'ye gelerek: "Evs'i hicvet,
sana yüz dişi deve vereceğiz." dediler; bunun üzerine Hutay'e:
"Evimin içerisinde gördüğüm ne kadar mal ve eşya varsa, hepsi onun lütuf
ve ihsanının eseridir. Böylesine bana yardımı dokunan bir zatı ben nasıl
hicvederim?" dedi, sonra şu mealdeki mısraları söyledi: "Le'm (yani
Evs) ailesinin, devamlı surette iyilik ve ihsanları bana gelirken ben nasılolur
da onu hicvetmeğe cür'et edebilirim. "
Fakat
şairlerden Bişr bin Ebu Hazim onlara gelip: "Ben sizin için onu
hicvedebilirim." dedi; bunun üzerine onlar bu develeri Bişr'e verdiler.
Bişr ise Evs'i hicvetti, üstelik hiciv hususunda çok taşkın hareket etti ve
Evs'in annesini de diline doladı. Evs onun kendisini hicvettiğini öğrenince
hiciv karşılığında almış olduğu develerin üzerine baskın yaparak hepsini ele
geçirdi ve kendisinin peşine düştü; fakat Bişr kaçmayı başardı ve aşireti olan
Esedoğulları'na gelip onlardan sığınma hakkı istedi. Esedoğulları ise, onu
Evs'e teslim etmeyi kendileri için ar ve namus meselesi yaptıklarından, iltica
hakkı tanıdılar ve Evs'e karşı onu korudular. Bu durum karşısında Evs, Tay
Kabilesi'nden Cedlle boyunu toplayıp onlarla Esedoğulları üzerine yürüdü.
Taraflar Teyma'nın karşısında bulunan Zahru'd-Dehna'da karşılaştılar ve çok
şiddetli bir şekilde savaştılar. Neticede Esedoğulları hezimete uğratıldılar ve
katliamdan geçirildiler. Ancak Bişr yine kurtulup kaçtı; fakat hangi kabileye
gelip iltica hakkı istediyse, Evs 'ten korktuklarından ona sığınma hakkı
tanıyamadılar. Bunun üzerine Bişr es-Samman'ın üst kısmında yerleşmiş olan
Cündeb bin Hısn elKülabi'nin yanına geldi, fakat Evs birisini gönderip ondan
Bişr'i kendisine teslim etmesini istedi. Bu durum karşısında Cündeb O'nu teslim
etmek üzere Evs'e gönderdi. Nihayet Bişr Evs'in yanına getirildiğinde Evs'in
kavmi ona Bişr'i öldürmesini tavsiye etti; bunun üzerine Evs annesinin yanında
Bişr'in öldürülmesi hususunda onunla istişarede bulundu, fakat annesi Evs'e
Bişr'in mallarını geri vermesini, onu bağışlamasını ve ihsanda bulunmasını
tavsiye edip hicvi ancak medhin temizleyeceğini söyledi. Bu durum karşısında Evs
annesinin tavsiyesini kabul etti ve dışarı çıkıp Bişr'e "Ey Bişr! Şimdi
sana ne yapacağımı sanıyorsun?" dedi. Bişr ise şu mealdeki mısralarla
düşündüklerini dile getirdi:
"Ey
Evs! Bir taraftan senin nimet ve lütuflarını umuyorum; diğer taraftan senden
korkuyorum. Şimdi ben söylediğim doğrularla, daha önce söylemiş olduğum bütün
yalanları siliyorum. Eğer bana ihsanda bulunursan sana teşekkür edeceğim; zaten
nimetin karşılığında şükür vaciptir. Acaba bu teşekkürümün bu gün için bana
faydası olur mu? Bu gün Su'da'nın oğlu Evs'e, Esedoğulları 'ndan uzak yakın
bütün aşiretim feda olsun! Lütuf ve nimetleriyle Su'da'nın oğlu Evs bana
yetişti; halbuki hicvim dolayısıyla benden ona kötülükler ulaşmıştı. "
Sonra
Evs, Bişr'e ihsanda bulunup onu güzel yürüyen bir ata bindirdi ve daha önce
elinden almış olduğu develerini kendisine geri verdi; ayrıca ona kendi malından
yüz deve verdi. Bunun üzerine Bişr: "Artık ölünceye kadar bir daha senden
başkasını methetmeyeceğim." dedi ve söylediği meşhur bir kaside ile onu övdü.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA