İBNÜ’L-ESİR

1. CİLT

 İSLAM ÖNCESİ      ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

ZATU NEKİF VAK'ASI

 

Bekr bin Abd Menat bin Kinane oğulları, Kusayy'in Mekke'yi Kureyş Kabilesi arasında hane hane taksim edip parsellemesinden ve kendileriyle birlikte Huza'a Kabilesi'nden bir kısım kimseleri Mekke'den çıkarıp sürmesinden beri, Kureyş'e karşı buğz ediyor ve kin besliyorlardı. Nihayet Abdülmutalib'in döneminde Harem'i Kureyş'in elinden almağa, icabında Harem'i ele geçirinceye kadar onlarla savaşmağa karar verdiler. Bu arada Bekroğulları, Hun bin Huzeymeoğullarına ait develere el koymuşlar ve onları sürüp götürmüşlerdi. İşte bundan sonra Bekroğulları toplayabilecekleri bütün adam ve kabilelerini bir araya topladılar. Diğer taraftan Kureyşliler de kendi kabile ve adamlarını toplayıp hazırlandılar. Ayrıca Abdülmuttalib Kureyş Kabilesiyle Ahabiş arasında bir ittifak anlaşması yaptı. Ahabiş Topluluğu ise, Haris bin Abd Menat ve Hun bin Huzeyme bin Müdrikeoğulları ile Huza'a Kabilesi'nden Mustalakoğulları'nın bir araya gelmesinden meydana gelmişti. Nihayet başlarında Abdülmuttalib olduğu halde Kureyş Kabilesi ve müttefikleri, Bekroğulları ve müttefıkleriyle karşılaştılar ve ''Zatu Nekif'' denilen yerde savaşa tutuştular. Neticede Bekroğulları hezimete uğrayıp büyük zayiat verdiler ve bir daha Kureyş ile savaşmağa kendilerinde cesaret bulamadılar.

 

İbn Şu'le el-Fihri bu hususta şu mealdeki beyitleri söylemiştir:

 

"Zatu Nekif günü Bekroğulları 'nın taşkınlıklarına aynı şekilde mukabelede bulunan bir topluluğu gören kimsenin gözleri ne kadar mutludur. Onlar evlerimizin ve kadınlarımızın yanına gelip kondular, fakat bizim için çok kötü konuk oldular. "

 

Bu vak'a günü Kare Kabilesi'nden Abd bin Seffah el-Kari, Bel'a bin Kays'in kardeşi Katade bin Kays'i öldürdü. Bel'a'nın adı Müsahık idi. Yine bu vak'a günü: "Kare'ye atan insaflı davranmıştır." denildi. Kare Hun bin Huzeyme'nin çocuklarındandır. Hun bin Huzeyme de Adal bin Diş'in soyundandır.

 

Onlardan birisi şu mealdeki beyti söylemiştir:

 

"Biz Kare kabilesine: ''Üzerimize gelmeyin, yoksa erkek deve kuşu gibi süratle koşup kaçarız.'' diye çağrıda bulunup yalvardık. "

 

Denildiğine göre, bu beyit sebebiyle onlara Kare ismi verilmiştir. Önceleri Kare kabilesi ''Rumatü'l-hadak (nişancı okçular'') ismiyle anılıyordu.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

BİRİNCİ VE İKİNCİ FİCAR VAK'ALARI