İBNÜ’L-ESİR |
1. CİLT |
KİSRA
ENÜŞİRVAN'IN RUM ÜLKESİNİ ELE GEÇİRMESİ
Kisra
Enuşirvan ile Rum hükümdarı Gatyanus (Yahtiyanus, Yustinianus) arasında bir barış
anlaşması mevcuttu. Gatyanus tarafından Suriye Araplarının başına vali tayin
edilen Halid bin Cebele ile Kisra Enuşirvan tarafından Umman, Bahreyn ve
Yemame'den Taif ve diğer Hicaz bölgelerine kadar olan yerlerin valiliğine tayin
edilen Lahm Kabilesi'nden Münzir bin Nu'man arasında bir fitne baş göstermişti.
Bunun üzerine Halid bin Cebele Münzir bin Nu'man'ın üzerine saldırıp
adamlarından pek çok kimseyi öldürmüş, mallarını ganimet olarak almıştı. Bu
durum karşısında Enuşirvan Gatyanus'a bir mektup yazarak aralarındaki sulh
anlaşmasını hatırlattı ve Halid'in Münzir'e karşı yaptıklarını bildirdi; ayrıca
ondan Münzir'in elinden almış olduğu malları iade etmesi için Halid'e emir
vermesini, Münzir'in adamlarından öldürmüş olduğu kimselerin diyetlerini ödemesini
ve Münzir'in hakkını alıvermesini isteyip; bunları yapmadığı takdirde
aralarındaki sulh anlaşmasının bozulmuş olacağını bildirdi. Bu arada Münzir bin
Nu'man'ın haklarının alınması hususunda Kisra Enuşirvan peşpeşe Gatyanus'a
mektuplar gönderdi, fakat Gatyanus onun gönderdiği bu mektuplara pek aldırış
etmedi.
Kisra
Enuşirvan, arka arkaya yazmış olduğu mektuplardan cevap alamayınca, hazırlığını
yapıp yetmiş bin küsur askerle birlikte Gatyanus 'un ülkesine savaşa çıktı.
Yolu el-Cezire'den geçen Enuşirvan Dara ve Ruha (Urfa) şehirlerini aldıktan
sonra Suriye bölgesine geçerek Menbic, Halep, Antakya, Famiye, Hıms (Humus) ve
bu şehirlere bitişik olan pek çok şehri zorla alıp buralarda bulunan mal ve
ticaret eşyası ne varsa hepsini eline geçirdi. Bu arada Suriye şehirlerinin en
üstünü olan Antakya şehrinin ahalisini esir alıp, onları Sevad bölgesine sürdü.
Sonra Kisra Emlşirvan'ın emriyle Tlsfon (TaysefUn) şehrinin civarında
Antakya'ya benzetilerek onun modelinde Rumiyye adıyla bir şehir kuruldu ve
Antakya ahalisi Enuşirvan tarafından buraya yerleştirildi. Ayrıca bu Rumiyye
şehri için beş mahalle (ilçe) kurdurdu. Bunlar: Yukarı Nehrevan, Orta Nehrevan,
Aşağı Nehrevan, Baderaya ve Baküsaya mahalleleri idi. Bundan sonra En-uşvirvan
Antakya'dan buraya esir olarak getirilip yerleştirilen halka erzak göndermeye
devam etti ve başlarına da aynı dinden olmaları hasebiyle yakınlık duyup
anlaşabilmelerini sağlamak için Ahvaz Hıristiyanlarından birisini tayin etti.
Diğer Suriye ve Mudar (Mısır ?) şehirlerini ise Gatyanus Kisra En-uşirvan'a pek
çok para ödeyerek tekrar satın aldı; ayrıca ülkesine savaş açmaması için
Kisra'ya her yıl fidye ödemeyi taahhüt etti. Nihayet Rumlar her yıl bu fidyeyi
getirip Kisra'ya ödediler.
Bundan
sonra Enuşirvan Rum (Bizans) ülkesinden Hazarların üzerine yürüdü ve onlardan
pek çok kimseyi öldürüp ganimetler almak suretiyle tebaasının intikamını aldı.
Sonra Yemen'e geçti, burada da birçok insan öldürüp ganimet aldıktan sonra
Medain'e döndü. Böylece Enuşirvan Hırakle (Ereğli)'nin aşağısından itibaren
Bahreyn ile Umman arasındaki yerleri ele geçirmiş oldu. Bu arada Enuşirvan
Nu'man bin Münzir'i Hire'ye vali tayin edip onu taltif ettikten sonra, dedesi
Firuz'un intikamını almak üzere Akhunların üzerine yürüdü. Bundan önce
En-uşirvan Hakan ile sıhri akrabalık kurmuştu. Akhunların (Heyatıle) ülkesine
giren Kisra En-uşirvan, hükümdarlarını öldürdü ve hanedamndan hiç kimseyi sağ
bırakmadı. Bundan sonra Belh ve Maveraünnehr'e geçip askerlerini Fergane'ye
indirdi, sonra da Medain'e döndü. Bu arada Kisra Bürcan'a savaşa çıktı, sonra
geri dönüp ordusunu Yemen'e gönderdi. Nihayet Yemen'e gelen bu ordu, Yemen
hakimiyetini ellerinde bulunduran Habeşlileri öldürüp ülkeyi ele geçirdi.
Hükümdar
En-uşirvan'ın saltanatı kırk sekiz yıl, bir rivayette ise kırk yedi yıl sürdü.
Hz.
Peygamber (s.a.v.), Enuşirvan'ın hükümdarlığının sonlarına doğru dünyaya
gelmiştir. Bir rivayette ise, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in babası Abdullah bin
Muttalib, En-uşirvan'ın hükümdarlığının üzerinden yirmi dört yıl geçtikten
sonra dünyaya gelmiş, Hz. Peygamber de onun hükümdarlığının kırk ikinci yılında
dünyaya teşrif etmiştir.
Hişam
bin el-Kelbi şöyle diyor: "Fars hükümdarları tarafından Arapların başına
vali tayin edilen Esved bin Münzir'den sonra kardeşi Münzir bin Münzir bin
Nu'man vali tayin edilmiş ve yedi yıl bu görevde kalmıştır. Ondan sonra yerine
Nu'man bin Esved tayin edilmiş ve dört yıl bu görevi sürdürmüştür. Sonra yerine
Ebu Ya'fer bin Alkama bin Malik bin Adiyy el-Lahmi halef olarak geçmiş ve bu
görevde üç yıl kalmıştır. Bundan sonra Münzir bin İmruü'l-Kays el-Bed' tayin
edilmiş ve kırk dokuz yıl bu görevini devam ettirmiştir. Münzir bin
İmruü'l-Kays, saçlarım örüp örgü şeklinde iki tarafına sarkıttığı için
kendisine "Zü'l-karney'' lakabı verilmişti. Onun ''Maüssema'' adıyla bilinen
annesi ise, Amr bin Cüceşm bin Nemir bin Kasıt'ın kızı Maviye idi. Ondan sonra
yerine oğlu Amr bin Münzir tayin edildi ve bu görevi on altı yıl sürdü. İşte
onun idaresinin üzerinden sekiz yıl sekiz ay geçtikten sonra Hz. Muhammed
(s.a.v.) dünyaya geldi. Hz. Peygamber (s.a.v.), Enüşirvan'ın hükümdarlığı
döneminde meydana gelen ''Fil Yılı''nda doğmuştu. "
"Yemen
ülkesi Kisra Enüşirvan'a boyun eğip itaatine girince, kumandanlarından birisini
büyük bir orduyla mücevherler ülkesi olan Hind memleketlerinden Serendib'e
gönderdi ve bu kumandan buranın hükümdarıyla savaşa tutuştu. Neticede
hükümdarını öldürüp ülkesini istila etti ve buradan Kisra Enüşirvan'a pek çok
mal ve mücevher gönderdi."
"Fars
ülkesinde ''çakah denilen hayvan bulunmuyordu. Enüşirvan'ın hükümdarlığı
döneminde Türk illerinden Fars ülkesine bir çakal akını başlamıştı. Buna üzülen
ve zor duruma düşen Enüşirvan Mübezan Mübez (rUhani reis)'i huzuruna çağırıp
ona: ''Bu yırtıcı hayvanların ülkemize geldiklerini öğrendik, bu hadiseyi
gözümüzde büyütüyoruz. Bu husustaki görüşünü bize bildir.'' dedi. Bunun üzerine
Mübezan mübez: ''Ben alimlerimizin: 'Bir ülkede adalet zulme galip gelmez, ülke
halkı birbirlerine zulmetmeğe kalkışırsa düşmanları kendileriyle harp eder ve
istemedikleri şeyler başlarına gelir.' dediklerini duydum.'' diye karşılık
verdi. Artık çok geçmeden Kisra Enüşirvan'a ülkesinin uç kısımlarında bir grup
Türk yiğidinin savaşa giriştikleri haberi geldi. Bunun üzerine Kisra Enüşirvan
vezirlerine ve valilerine emir vererek, uhdelerine tevdi edilen görevleri icra
ederken adalet sınırını aşmamalarını ve yaptıkları her şeyde adaletli hareket
etmelerini istedi. Enüşirvan'ın bu emrini tuttular; böylece Allah (C.C.),
düşmanlarını harbe gerek kalmadan başlarından savdı. "
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
ENUŞİRVAN'IN
ERMENİYE VE AZERBAYCAN'DA YAPTIKLARI