İBNÜ’L-ESİR

1. CİLT

 İSLAM ÖNCESİ      ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

SABUR BİN ERDEŞİR BİN BABEK'İN HÜKÜMDARLIĞI

 

Erdeşir bin Babek öldükten sonra yerine oğlu Sabur geçti. Babası Erdeşir hükümdar olunca, dedesi Sasan bin Erdeşir bin Behrnen'in yapmış olduğu bir yemin yüzünden Eşganileri öldürmek hususunda çok ileri gitti, çünkü dedesi Sasan bin Erdeşir, bir gün hükümdar olduğu takdirde Eşk bin Cezze (Hurre ?)'nin neslinden hiç bir kimseyi sağ bırakmayacağına dair yemin etmiş, ayrıca kendi neslinden hükümdar olacaklara bunu bir görevolarak yükleyip tavsiyede bulunmuştu. Nihayet Sasan bin Erdeşir'in neslinden ilk defa Erdeşir bin Babek hükümdar oldu ve Eşganilerin bütün erkek ve kadınlarını öldürdü, ancak devlet konağında bulduğu ve güzelliğine hayran kaldığı bir kızı öldürmeyip sağ bıraktı. Bu kız ise öldürülen hükümdarın kızıydı. Erdeşir bu kıza nesebini sorduğunda, hükümdarın hanımlarından birisinin hizmetçisi olduğunu söylemişti. Ayrıca Erdeşir ona bakire olup olmadığını sorduğu zaman bakire olduğunu haber vermişti; bunun üzerine Erdeşir onu kendisi için seçip beğendi ve onunla evlendi. Bir müddet sonra Erdeşir' den hamile kalınca, hamileliğine güvenerek ona kendisinin Eşk'in evladından olduğunu itiraf edip haber verdi, bunun üzerine Erdeşır ondan nefret etti ve yaşlı bir zat olan Herced bin Esam (Hercend bin Sam)'ı yanına çağırıp, ona durumu anlattı. Erdeşır, dedesi Sasan bin Erdeşir'in yemininin yerine gelmesi için Herced bin Esam'a onu öldürmesini emretti. Herced, öldürmek üzere onu alıp götürdüğü zaman kendisinin hamile olduğunu söyledi, bunun üzerine Herced ebe kadınlar çağırıp hamile olup olmadığını araştırdı. Ebe kadınlar onun hamile olduğunu söylediler. Bu durum karşısında Herced onu yeraltında izbe bir yere bıraktı; sonra kendi tenasül uzvunu kesti ve bu hususta bir yazı hazırlayıp bunları bir kutunun içerisine yerleştirdi. Kutuyu kendi mührüyle mühürledikten sonra hükümdarın huzuruna geldi. Hükümdar Erdeşir ona: "Ne yaptın?" diye sorduğunda, Herced: "Onu yeraltında izbe bir yere bıraktım." dedikten sonra kutuyu ona teslim etti ve bunu kendi mühürledikten sonra hazinelerinden birisine bırakıp saklamasını istedi. Hükümdar Erdeşir, Herced'in dediğini tutup isteğini yerine getirdi.

 

Doğum zamanına kadar Herced'in yanında kalan bu kızcağız bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Yaşlı Herced hükümdar Erdeşir'in müsaadesini almadan çocuğa ad koymayı pek uygun bulmadı ve küçük yaştaki bu çocuğu ona bildirmekten de korktu. Bunun üzerine Herced, çocuğun doğduğu Saati tespit edip yıldızına baktırdı ve onun ileride hükümdar olacağı görüldü. İşte bu sebeple Herced bu çocuğa, hem unvan ve hem de şahıs adı olabilecek bir isim seçti ve "hükümdar oğlu'' manasına gelen Şahpur (Şapur, Sabur) adını verdi. Böylece tarihte ilk defa bu ismi bu çocuk almış oldu.

 

Aradan uzun zaman geçmesine rağmen Erdeşir'in başka çocuğu olmamıştı. Bir gün çocuğu yanında tutup büyüten yaşlı Herced hükümdar Erdeşir'in huzuruna girdiğinde onu son derece mahzun gördü ve: "Hükümdarımızı üzen nedir?" diye sordu. Bunun üzerine hükümdar Erdeşir: "Nasıl üzülmeyeyim ki, kılıç sallayarak doğu ile batı arasındaki ülkeleri fethedip elime geçirdim ve atalarımın mülk ve saltanatı bende toplandı. Hal böyle iken yerime neslimden birini bırakınadan ölüp gideceğim." diye cevap verdi. Yaşlı Herced ona: "Allah sana neşe ve uzun ömür versin! Benim yammda senin çok hoş ve zarif bir oğlun vardır. Sana daha önce teslim edip bıraktığını kutuyu getirt, sana bunun doğruluğunu ispatlayacağım." dedi. Bunun üzerine Erdeşir ağzı mühürlü kutuyu getirtti, kutuyu açtığı zaman içerisinde Herced'in kesilmiş tenasül uzvu ile bir yazı buldu. Bu yazıda: "Hükümdarların hükümdarı Erdeşir'den hamile kalan Eşk'in kızı, kendisinin adı geçen hükümdar tarafından öldürülmesi emredildiği zaman bana hamile olduğunu haber verdiğinde, ben bu güzel ve hoş hükümdarın ektiği ekini (zürriyetini) telef etmek istemedim ve o kızcağlZı hükümdarın emri üzerine yerin altında izbe bir yere koydum. Böylece bir iftiracının iftirasına kurban gitmeyeyim diye kendimi hükümdara karşı temize çıkarmak istedim." yazılıydı.

 

Bunun üzerine Erdeşir yaşlı Herced'e Sabur ile beraber aynı boy ve kıyafette, birbirine benzeyen yüz, bir rivayette bin çocuk hazırlamasını ve hiç bir işaret koymadan onları kendi huzuruna getirmesini emretti. Herced, hükümdar Erdeşir'in emrine uyarak dediğini yaptı ve çocukları huzuruna getirdi. Erdeşir onların arasında göz gezdirip baktı, kendi çocuğuna işaret edilmediği ve kendisine her hangi bir şey söylenmediği halde onların arasından kendi oğluna karşı gönlünde bir meyil meydana geldi ve oğlunu buldu. Sonra bu çocuklara bir top ve birer çevgan verilerek eyvanda tahtı üzerinde oturan Erdeşir'in önüne çıkarıldılar ve burada topla oynamağa başladılar. Bir ara topun yuvarlanıp sarayın eyvamna girmesi üzerine bütün çocuklar eyvana girip topu almağa cesaret edemediler, ancak içlerinden Sabur cesaret ederek eyvana girdi. Erdeşir, onun bu cesaretini daha önce kendi oğlu olduğuna dair gönlünde meydana gelen meyil ile birleştirip bunları kendi oğlu olduğuna bir delil saydı, sonra ona: "Adın nedir?" diye sordu, o da: "Şahpur" diye cevap verdi.

 

Böylece Erdeşir'in katında Sabur'un kendi oğlu olduğu sabit olunca, onun durumunu etrafa duyurdu ve kendisinden sonra yerine taç giyip hükümdar olması için onu veliaht tayin etti. Sabur akıllı, güzel konuşan ve birçok meziyeti olan bir kişiydi. Hükümdar olup başına tacını giyince, yakın uzak demeden herkese mallar dağıtıp onlara ihsanlarda bulunmuştu. Böylece tutum ve hareketlerindeki meziyetleri ortaya çıkmış ve bütün hükümdarlara karşı bir üstünlük kazanmıştı. Fars ülkesindeki Sabur şehriyle Nisabur, Firuz-Sabur (Enhar) ve Cündeysabur şehirlerini de Sabur inşa ettirip kurmuştu.

 

Rivayet edildiğine göre, Sabur Rum askerlerinin bulunduğu Nusaybin üzerine yürüyüp burasını bir müddet muhasara altında tutmuş, fakat bu sırada Horasan tarafında bizzat kendisinin hazır bulunmasını gerektiren bir hadise çıktığından kuşatmayı bırakıp oraya gitmişti. Horasan tarafındaki işleri sağlama bağlayıp hallettikten sonra tekrar Nuseybin'e dönmüştü. İleri sürülen bir iddiaya göre, kendiliğinden yıkılan Nusaybin şehrinin surlarından açılan bir gedikten içeri girmiş, Rum askerlerini öldürüp bir takım esir ve ganimetler alarak Suriye üzerine yürümüş ve burada Fallikıya (Kalukia ?), Kadlikıya gibi şehirlerin de dahil bulunduğu bir çok şehri fethedip eline geçirmişti. Ayrıca Antakya'da bulunan bir Rum hükümdarım (Valerianus) muhasara edip esir almış, hükümdarla birlikte şehir halkından pek çok kimseyi götürüp Cündeysabur şehrine iskan edip yerleştirmişti.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HADR ŞEHRİ