İBNÜ’L-ESİR |
1. CİLT |
SOFRANIN
İNMESİ
Hz.
İsa'nın büyük mucizelerinden birisi de sofranın inmesi idi. Sofranın inmesinin sebebi
şu idi: Havariler, Hz. İsa'ya: ''Ey Meryem oğlu İsa! Rabb'in bize gökten bir
sofra indirebilir mi?'' dediler. Hz. İsa da: ''Allah'ım! Rabb'imiz! Bizim
üzerimize gökten bir sofra indir ki bizim için, önce ve sonra gelenler için (o
gün) bir bayram olsun ve (bu hadise), senden bir mucize olsun .. '' (Maide
suresi, ayet 114) diyerek dua etti. Bunun üzerine Allah (C.C.), üzerinde et ve
ekmek bulunan bir sofra indirdi ve onlar bunu yiyip bitiremediler. Hz. İsa
onlara: "Bu sofradan saklamak ve biriktirmek maksadıyla bir şeyler
almadığınız müddetçe, böyle devam edecektir." dedi. Fakat ne yazık ki, bir
gün bile geçmeden onlar sofradan bir şeyler alıp biriktirme hareketine
giriştiler. Rivayet edildiğine göre, meleklerin taşıyarak getirdikleri sofranın
üzerinde yedi yufka ekmek ve yedi balık vardı. Melekler, sofrayı getirip
Havarilerin önlerine koydular ve baştan sona kadar hepsi yiyip karınlarını
doyurdular. Bir rivayette sofranın üzerinde cennet meyveleri olduğu, diğer
rivayette et hariç her türlü yiyeceğin bulunduğu, bir başka rivayette ise her
türlü yiyeceğin tadını taşıyan bir balık bulunduğu söylenir. Yemek yiyenlerin
sayısı ise beş bin kişi idi. Onlar yedikçe yemekler artıp diz boyuna ulaşmıştı.
Bunun üzerine Hz. İsa'ya: "Biz, senin gerçekten Allah'ın elçisi olduğuna
şehadet ederiz." dediler. Buradan ayrılıp gittikten sonra hep sofra
konusunu konuştular. Sofranın yanında hazır bulunmayanlar ise onlara:
"İsa, gözlerinizi büyüledi." dediler. Böylece onların bir kısmı
fitneye tutulup inkara saptılar. Neticede küfür ve inkara sapan bu kişiler,
domuz şekline sokuldular. Hilkati değişen bu kimselerin arasında kadın ve çocuk
bulunmuyordu. Onlar, bu halleri üzerinde üç gün kaldıktan sonra helak oldular
ve üreyip çoğalamadılar.
Bir
rivayete göre, bu sofra, kırmızı bir sofra olup altında ve üstünde birer bulut
olduğu halde onların gözlerinin önünde önlerine inmişti. Bu durum karşısında
Hz. İsa ağlayarak: "Allah'ım! Beni şükredenlerden kıl! Allah'ım! Bu
sofrayı bir azap ve ukubet vesilesi değil, onu bir rahmet kıl!" demişti.
Bu sırada Yahudiler de hayatları boyunca bir benzerini görmedikleri ve
kokusundan daha hoş bir koku koklamadıkları bu sofranın inişini
seyrediyorlardı. Şem'ün, Hz. İsa'ya: "Ey Allah'ın Ruhu! Bu sofradakiler,
dünya yiyeceklerinden mi, yoksa ahiret yiyeceklerinden mi?" diye sordu.
Hz. Mesih: "Bu sofradakiler, ne dünya yiyeceklerinden, ne de ahiret
yiyeceklerindendir. Bu, Allah'ın kudretiyle yarattığı bir sofradır." diye
cevap verdi. Sonra onlara: "Buyurun, istediğinizden yiyin!" dedi.
Onlar da Hz. İsa'ya: "Ey Allah'ın Ruhu! Önce siz buyurun, yiyin"
dediler. İsa'nın (A.S.): "Bu sofradan, yemek yemekten Allah'a
sığınırım" demesi üzerine ne Hz. İsa ve ne de onlar bu sofradan yemek
yediler. Sonra Hz. İsa, sayıları bin üç yüz olan hastaları, kötürümler ve fakirleri
sofraya çağırdı. Bu sofradan yiyip karınlarını doyurdular; fakat buna rağmen
sofradan hiçbir şey eksilmemişti. Hulasa bu sofradan yiyen hastalar ve
kötürümler sağlıklarına kavuştular, fakirler de zengin oldular. Bundan sonra
sofra, onların gözlerinin önünde yükselip kayboldu. Havariler ise, sofradan
yemediklerine pişman oldular.
Diğer
bir rivayete göre, sofra birer gün aralıkla kırk gün inmişti. Allah (C.C.), Hz.
İsa'ya, sofraya fakirleri çağırmasını, zenginleri çağırmamasını emretti, O da
Allah'ın bu emrine uydu. Fakat bu durum zenginlerin ağırına gitti. Bu yüzden
sofranın indiğini inkar ettiler ve şüpheye düştüler; bu arada başkalarını da
şüpheye düşürdüler. Bunun üzerine Allah (C.C.) Hz. İsa'ya: ''Ben sofrayı
yalanlayanları, dünyada hiçbir kimseye yapmayacağım azapla azaplandırmaya
ahdettim.'' diye vahyetti. Bu sebeple Allah, onlardan üç yüz otuz üç kişinin
hilkatini değiştirip domuz şekline soktu. Halk bu manzarayı görünce feryat
ederek Hz. İsa'ya koştular ve ağlamağa başladılar. Hz. İsa da hilkati
değiştirilen bu kişilerin hallerine bakıp ağladı. Domuz şekline dönen bu
kimseler Hz. İsa'yı görünce, etrafında dönüp ağladılar. Hz. İsa ise onları
teker teker isimleriyle çağırıyor, fakat onlar konuşamadıkları için başlarını
sallayarak işaret ediyorlardı. Böylece onlar, bu halleri üzerine üç gün
yaşadılar, sonra helak olup gittiler.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
İSA'NIN GÖĞE
ÇIKMASI, ANNESİNİ GÖRMEK ÜZERE İNMESİ ve TEKRAR ÇIKMASI