İBNÜ’L-ESİR |
1. CİLT |
CEVDERZ
(GÜDERZ)'İN HÜKÜMDARLIĞI
SabUr'dan
sonra, İsrailoğulları'nın üzerine yürüyüp ikinci defa savaş açan Cevderz bin
Eşkan hükümdar oldu. Allah (C.C.)'ın O'nu, İsrailoğulları'nın üzerine musallat
etmesinin sebebi, onların Hz. Zekeriyya'nın oğlu Yahya (A.S.)'yı öldürmüş
olmalarıydı. Cevderz, İsrailoğulları'ndan pek çok kimseyi öldürüp imha etti.
Onlar, bundan sonra bir daha eskisi gibi bir araya gelerek birlik kurmak imkanı
bulamadılar. Ayrıca Allah, onların elinden peygamberliği aldı ve onları zelil
ve hakir eyledi.
Rivayet
edildiğine göre, İsrailoğulları'nın üzerine yürüyüp onların başına musallat
olan kişinin Rum (Roma) hükümdarı Titus bin İsfiyanus olduğu söyleniyor. Titus,
İsrailoğulları'nın bir kısmını öldürüp bir kısmını esir aldı ve
Beytü'l-Makdis'i de tahrip etti. Romalılar ise, Antikos'un intikamını almak
maksadıyla Fars ülkesi üzerine yürümüştü. Bu sırada Babil hükümdarlığında Babek
bin Erdeşir tarafından öldürülen Erduvan'ın babası Belaş (Pelaş) bulunuyordu.
Bunun üzerine Belaş bölge hükümdarlarına (Mülükü't-Tuavaif'e) mektuplar yazarak
onlara, Romalıların ülkelerine hücum etmek üzere toplanıp hazırlandıklarını, kendisinin
onlara karşı koyup aciz kaldığı takdirde kendilerini toptan ele geçireceklerini
bildirdi.
Bunun
üzerine bölge hükümdarlarının her birisi Belaş' a gücü nispetinde asker, silah
ve mal gönderdi. Böylece Belaş'ın yanında dört yüz bin asker toplandı. Neticede
Belaş bu askerlerin başına Sevad ve el-Cezire arasındaki elHazr bölgesinin
hakimi olan kişiyi kumandan tayin etti. Romalılarla karşılaşan bu ordu onların
hükümdarını öldürdü ve askerlerini imha etti. İşte bu mağlubiyet Romalıları
İstanbul şehrini kurarak saltanat merkezlerini Roma' dan bu yeni yere
nakletmelerine teşvik eden bir sebep oldu. İstanbul şehrini inşa eden kişi ise
hükümdar Kostantin idi. Aynı zamanda O, Roma hükümdarları arasında ilk
Hıristiyanlığı kabul eden hükümdar oldu ve Hz. İsa'nın Yahudiler tarafından
öldürüldüğü iddiasına dayanarak vatanlarında kalan İsrailoğullarını Filistin ve
Şam bölgesinden sürüp çıkardı. Ayrıca Hz. Mesih (İsa)'in çarmıha gerildiği
ağacı ele geçirip aldı. Bizans Rumları bu ağaca tazim gösterip onu hazinelerine
koydular. Bu ağaç parçası bugün de onların elleri altında bulunmaktadır. Fars
hükümdarlığı, Erdeşir bin Babek hükümdar oluncaya kadar dağınıklığını korudu.
Hişam bin Kelbi ise onların hükümdarlık müddetlerini açıklamamıştır.
Farsların
haberleri hakkında ilim sahibi olan diğer alimler ise şunları söylüyorlar:
İskender'den sonra Fars ülkesine Fars olmayan, ''el-Cebel'' bölgesine hakim
olan her hükümdara itaat eden ve kendilerine Mülükü't-tavaif denilen Eşganiler
hükümdar oldular. Bunların hükümdarlığı iki yüz yıl, bir rivayette ise üç yüz
kırk yıl sürdü. Bu süre içerisinde Eşk bin Eşgan yirmi yıl, yerine geçen oğlu
Sabur altmış yıl hükümdarlık yaptılar. Sabur'un hükümdarlığının kırk birinci
yılında Meryem oğlu Hz. Mesih (İsa) zuhur etti. Roma hükümdarı Titus bin
İsfiyanus ise, yaklaşık olarak Hz. İsa'nın göklere kaldırılmasından kırk yıl
sonra Beytü'l-Makdis üzerine yürüyüp şehri eline geçirdi, halkının bir kısmını
öldürüp bir kısmını da esir aldı ve şehri tahrip edip yıktı. Bundan sonra büyük
Eşkan'ın oğlu Cevderz hükümdar oldu ve hükümdarlığı on yıl sürdü. Ondan sonra
Biren (Bizen ?) el-Eşgani hükümdar oldu ve yirmi bir yıl hükümdarlık etti.
Ondan sonra hükümdarlığa Cevderz el-Eşkan geldi ve seksen dokuz yıl hükümdarlık
yaptı. Ondan sonra hükümdarlığa gelen Nersi elEşgani ise kırk yıl hükümdarlık
etti. Bundan sonra Hürmüz el-Eşgani hükümdar oldu ve hükümdarlığı on yedi yıl
sürdü. Ondan sonra hükümdarlığa Erduvan el-Eşgani geldi ve yirmi iki yıl
hükümdarlık yaptı. Sonra Kisra el-Eşgani hükümdar oldu ve hükümdarlığı kırk yıl
sürdü. Ondan sonra Belaş elEşgani hükümdar oldu ve yirmi dört yıl hükümdarlık
etti. Sonra küçük Erduvan hükümdar oldu ve hükümdarlığı on üç yıl sürdü. Daha
sonra Erdeşir bin Babek hükümdar oldu.
Bazı
alimler de şunları söylüyorlar: İskender'den sonra Fars ülkesine, İskender
tarafından aralarında ülkenin payedildiği ''Mülükü't-tavaif'' hakim oldu ve
Sevad Bölgesi hariç herkes nereye hükümdar tayin edildiyse yalnız oraya sahip
oldu. Sevad bölgesi ise İskender'in ölümünden sonra elli dört yıl daha Rumların
elinde kaldı. Mülükü't-Tavaif döneminde ve onların arasında hükümdarlar
neslinden gelen birisi el-CibaI ve İsfahan bölgelerinde hükümdar olmuştu. Ondan
sonra yerine geçen oğulları ise, Sevad bölgesini ellerine geç irmişler ve
bundan böyle onlar bu bölge ile birlikte İsfahan, Mahat ve el-Cibal
bölgelerinin de hükümdarı olmuşlardı. İşte bu bölgelere hakim olup hükümdarlığı
elinde bulunduran kişi, diğer Mülükü't - Tavaif' in başkanları gibi hüküm
sürerdi; çünkü onun ve yerine geçen oğularının öne geçirilip sayılmaları bir
adet haline gelmişti. Bundan dolayı, hükümdarların hayatından bahseden tarih
kitaplarında yalnız onların durumundan bahsedile gelmiştir. Bu bakımdan biz de
yalnız onlardan söz ettik, başkalarını anlatmadık. Mülükü't-tavaif denilen
bölge hükümdarlarının hükümdarlık süreleri toplam olarak iki yüz altmış, bir
rivayette üç yüz kırk dört, diğer bir rivayette ise beş yüz yirmi üç yıl
sürmüştür. Doğrusunu Allah bilir.
el-CibaI
bölgesine sahip olup, sonra oğulları Sevad bölgesine hakim olan hükümdarlardan
birisi de Eşk bin Cezeh (Cuzeh ?)'tir. Bir rivayette onun İsfendiyar bin
Büştasb'ın soyundan olduğu söylenir. Bazı Farslar da onun Eşk bin Dara olduğunu
iddia ederler. Diğer bir kısım Farslar ise onun Keykavüs'un soyundan olup büyük
Eşgan'ın oğlu Eşk olduğunu söylerler. Eşk'in hükümdarlığı yirmi yıl sürmüştür.
Ondan sonra yerine oğlu Eşk hükümdar olmuş ve yirmi bir yıl hükümdarlık
etmiştir. Bundan sonra yerine oğlu SabUr hükümdarlığa geçmiş ve otuz yıl
hükümdarlık yapmıştır. Ondan sonra yerine oğlu Cevderz geçmiş ve on dokuz yıl
hükümdarlık etmiştir, Sonra onun yerine oğlu Nersi hükümdar olmuş ve kırk yıl
hükümdarlık yapmıştır. Ondan sonra Hürmüz b, Belaş bin Eşkan hükümdarlığa
gelmiş ve on yedi yıl hükümdarlık etmiştir. Bundan sonra Eşgan'ın oğlu büyük
Erduvan hükümdar olmuş ve on iki yıl hükümdarlık yapmıştır. Sonra Kisra bin
Eşgan hükümdarlığa geçmiş ve kırk yıl hükümdarlık etmiştir. Ondan sonra
Belaş'ın oğlu küçük Erduvan hükümdar olmuş ve on üç yıl hükümdarlık yapmıştır.
O, Eşkani hükümdarlarının en büyüğü, en ulusu ve hükümdarları mağlup eden en
kudretlisi idi. Ondan sonra Erdeşir bin Babek hükümdarlığa gelmiş, ileride de
bahsedeceğimiz üzere, Fars ülkesini bir araya toplayıp birliği sağlamıştır.
Bazıları,
hükümdarların isimleri hakkında bizim burada bahsetmediğimiz bir kısım isimler
zikretmişlerdir. Bu isimleri sayıp dökerek sözü uzatmağa gerek yoktur. Biz bu
konuda söylenenlerin bir kısmını Erdeşir bin Babek'in hükümdarlığından
bahsederken zikrettik.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
MÜLUKÜ'T-TAVAiF
DÖNEMİNDE MEYDANA GELEN HADİSELER ve Hz. İSA BİN MERYEM İLE Hz. YAHYA BİN
ZEKERİYYA