İBNÜ’L-ESİR

1. CİLT

 İSLAM ÖNCESİ      ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

DAVUD'UN OĞLU SÜLEYMAN’IN (A.S.) HÜKÜMDARLIĞI

 

Hz. Davud vefat edince, oğlu Süleyman (A.S.) İsrailoğulları'nın başına hükümdar oldu. Bu sırada Hz. Süleyman on üç yaşında bulunuyordu. Allah ona hükümdarlıkla birlikte peygamberlik de vermişti. Ayrıca Hz. Süleyman, Allah'tan kendisinden sonra hiçbir kimseye verilmeyecek derecede büyük bir mülk (saltanat) vermesini istemişti. Allah (C.C.) da O'nun duasını kabul edip insanları, cinleri, şeytanları, kuşları ve rüzgarı onun emrine verdi. Hz. Süleyman evinden çıktıktan: sonra tahtına varıp oturuncaya kadar kuşlar saygı duyarak başının üzerinde halka teşkil eder, insanlar ve cinler saygılarından ayakta dururlardı.

 

Rivayet edildiğine göre Allah, rüzgarı, cinleri, şeytanları, kuşları ve başka şeyleri onun emrine, ilerde de bahsedeceğimiz üzere mülkünü (saltanatını) elinden alıp tekrar verdikten sonra vermiştir.

 

Hz. Süleyman beyaz tenli, iri cüsseli bir kişiydi ve beyaz renkli elbiseler giyerdi. Babası Davud (A.S.) hayatta iken oğlu Süleyman ile istişarede bulunur ve onun söylediklerini kabul ederdi. Allah'ın Kur'an'da ve şu ayette: ''Davud ve Süleyman ekin konusunda hüküm verdiklerinde .. '' (Enbiya suresi, ayet 78) diyerek anlattığı husus bunlardan bir tanesidir.

 

Bu hadise ile ilgili haber şöyledir: Birisinin koyunları bir başkasının bağına girip üzüm salkımlarını yemiş ve bağı tahrip etmişti. Hz. Davud, koyunların bağ sahibine verilmesine hükmetti. Bunun üzerine Süleyman (A.S.) babasına: "Başka bir çözüm şekli daha vardır: Bağ, eski haline gelinceye kadar onu koyunların sahibine, koyunları da bağın sahibine verirsin. Bağ, eski haline gelinceye kadar o koyunlardan istifade eder. Sonra sahibi bağını alır, koyunları ise sahibine iade eder.'' dedi. Hz. Davud, oğlu Süleyman'ın bu çözüm yolunu beğendi ve bunu uyguladı. Bu husus bir ayette: ''Biz onun hükmünü Süleyman'a kavrattık. Onların hepsine de hükümdarlık ve bilgi verdik ... '' (Enbiya suresi, ayet 79) tarzında açıklanmaktadır.

 

Bazı alimler bu hadisenin, şer-i hükümlerde her müçtehidin isabet ettiğine bir delil teşkil ettiğini ileri sürüyorlar. Çünkü Hz. Davud Allah katındaki doğru hükmü isabet ettiremedi, Hz. Süleyman ise isabet ettirdi. Bununla beraber Allah (C.C.) her ikisi hakkında: ''Hepsine de bir hüküm (hükümdarlık) ve ilim verdik.'' buyurdu.

 

Hz. Süleyman kendi elinin emeğinden yer ve sık sık gazaya çıkardı. O gazaya (savaşa) çıkmak istediği zaman, bütün askerlerini, bineklerini ve ihtiyaç duydukları her şeylerini alacak kadar tahtadan geniş bir araç yapılmasını emreder, sonra da rüzgara bir emir verir ve rüzgar onları gidiş ve dönüşleri birer aylık mesafe olan yerlere götürür getirirdi. Hz. Süleyman'ın üç yüz hanımı ve yedi yüz cariyesi vardı. Allah (C.C.) öyle bir mükafat ve imkan vermişti ki, kim ne konuşursa, rüzgar konuşulanları O'na getirir, O da kimin ne söylediğini bilirdi.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

SÜLEYMAN İLE BELKIS ARASINDA GEÇENLER