İBNÜ’L-ESİR

1. CİLT

 İSLAM ÖNCESİ      ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

MUSA’NIN (A.S.) VEFATI

 

Rivayet edildiğine göre, bir gün Hz. Musa ve yiğiti Yuşa bin Nun birlikte yaya yürürlerken kendilerine doğru bir kara yelin gelmekte olduğunu gördüler. Yuşa bin Nun kara yeli görünce kıyametin koptuğunu zannederek Hz. Musa'ya sarıldı ve: "Allah'ın elçisine sarılırsam kıyamet kopmaz." dedi. Bu sırada Hz. Musa göınleğinin altından sıyrılıp gitti ve gömleği Yuşa bin Nun'un elinde kaldı. Yuşa bin Nun elinde gömlekle geri geldiği zaman İsrailoğulları onu yakaladılar ve ona: "Sen Allah'ın peygamberini öldürdün." dediler. Bunun üzerine Yuşa bin Nun onlara: "Ben Musa'yı öldürmedim; fakat o benim elimden sıyrılıp gitti." dedi. İsrailoğulları onun bu sözüne inanmadılar. Bu defa Yuşa bin Nun onlara: "Madem ki bana inanmıyorsunuz, cezamı üç gün geciktirin." dedi. Bunun üzerine onlar Yuşa bin Nun'a üç gün mühlet tanıdılar ve onu göz altında tutmak için adamlar görevlendirdiler. Bu sırada Yuşa bin Nun Allah'a dua edip yalvardı ve kendisini göz altında tutan adamların rüyalarında onlara, Musa'nın Yuşa bin Nun tarafından öldürülmediği ve Allah tarafından onun göğe kaldırıldığı bildirildi. İşte bundan sonra İsrailoğulları onu serbest bıraktılar.

 

Anlatıldığına göre, Hz. Musa ölümden hoşlanmıyordu; Allah (C.C.) ona ölümü sevdirmek isteyince, Yuşa bin Nun'a peygamberlik verip ona vahiy gönderdi. Yuşa bin Nun ise sabah akşam Hz. Musa'nın yanına gidip gelirdi. Bu sırada Musa (A.S.) O'na: "Ey Allah'ın Peygamberi! Söyle bakalım Allah sana ne gibi tecellilerde bulundu?" diye sordu. Bunun üzerine Hz. Yuşa O'na: "Ey Allah'ın Peygamberi! Ben bu kadar yıl sana arkadaşlık ettim, hiç ben senden Allah'ın sana olan tecellilerinden sordum mu?" diye karşılık verdi ve ona hiçbir şey bahsetmedi. Hz. Musa, Yuşa bin Nun'un verdiği bu cevap karşısında hayattan nefret edip ölümü sevmeğe başladı.

 

Rivayet edildiğine göre, bir gün Hz. Musa tek başına giderken kabir kazmakta olan meleklerin yanına uğradı, onları tanıyınca yanlarında durdu. Hz. Musa o güne kadar güzellik ve zerafet bakımından bu kabirden daha güzelini görmemişti. Bunun üzerine o, meleklere: "Ey Allah'ın melekleri! Bu kabri kimin için kazıyorsunuz?" diye sordu. Onlar: "Allah katında üstünlük kazanan bir kul için kazıyoruz." diyerek cevap verdiler. Hz. Musa: "Her halde bu kulun Allah katında hususi bir yeri var, ben bunun gibi içine girilip yatılacak bir yer görmedim." dedi. Melekler ona: "Bu kabrin senin mezarın olmasını ister misin?" dediler. Hz. Musa: "Evet, hem de çok isterdim." diye karşılık verdi. Bunun üzerine melekler ona: "O halde mezara in ve yaslan, Rabb'ine yönel, son derece rahat bir şekilde nefes al." dediler. Meleklerin bu sözü üzerine Hz. Musa mezara indi, Rabb'ine yöneldi, sonra rahat bir nefes aldı. Bu nefesle Allah (C.C.) onun ruhunu kabzetti, sonra melekler, onun kabrinin üzerine toprak atıp kapattılar.

 

Hz. Musa (A.S.) Allah katında olanlara rağbet eder, dünyaya önem vermezdi. Allah'a karşı tevazuundan dolayı bir çardağın gölge-sinde barınır, taştan yapılmış içi oyuk bir kaptan yer ve içerdi.

 

Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Musa'nın ölümü hakkındaki bir hadislerinde şöyle buyurur: ''Allah (C.C.) Musa'nın ruhunu kabzetmek için ona Azrail (A.S.)'i gönderdi; fakat Musa onun yüzüne indirdiği bir tokatla onun gözünü çıkardı. Ölüm meleği Azrail geri dönüp Allah'a: "Ey Rabb'im! Beni ölümden hoşlanmayan bir kulunun ruhunu almağa gönderdin." diyerek şikayette bulundu. Bunun üzerine Allah (C.C.) ona: "Geri dön ve Musa'ya elini bir öküzün sırtına koymasını ve elinin altındaki her kıl sayısınca kendisine birer yıl ömür verileceğini söyle, böylesine uzun yaşamakla, şimdi ölmek arasında onu muhayyer kıL." dedi. Bunun üzerine ölüm meleği Musa'ya geldi ve onu şimdi ölmekle uzun müddet yaşamak arasında muhayyer kıldı. Musa, ölüm meleğine: "Pek iyi, uzun bir ömürden sonra ne olacak?" diye sordu. Ölüm meleği ona: "Yine onun sonu ölüm olacak." diye cevap verdi. Bunun üzerine Musa: "O halde şimdi ölmeyi tercih ediyorum." dedi ve melek onun ruhunu kabzetti.''

 

Hz. Peygamber (s.a.v.)'den rivayet edilen bu hadis sahih olduğu için, Hz. Musa'nın vefatı hakkındaki rivayetlerin en doğrusu budur. Hz. Musa Tih Çölü'nde vefat etmiştir.

Rivayet edildiğine göre, ilerde de bahsedeceğimiz üzere cebbarların şehrini fetheden kişi Hz. Musa'dır.

 

Hz. Musa (A.S.) yüz yirmi yıl yaşamış, bunun yirmi yılını hükümdar Efridun'un zamanında, geri kalan yüz yılını ise hükümdar Minuçihr'in döneminde geçirmiştir. Hz. Musa'nın peygamber olarak gönderilmesinden ruhunun kabzedilmesine kadar geçen süre ise Minuçihr'in dönemine rastlamaktadır.

 

Hz. Musa'dan sonra peygamber olarak Hz. Yuşa bin Nun gönderilmiş, onun peygamberliğinin yirmi yılı Minuçihr'in döneminde, yedi yılı ise Efrasiyab'ın hükümdarlığı zamanında geçmiştir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

YUŞA BİN NUN (A.S.) VE ONUN CEBBARLARIN ŞEHRİNİ FETHETMESİ