DEVAM:
5. İffete İftiranın Cezası
حَدَّثَنِي
مَالِكٌ،
عَنْ
رُزَيْقِ(322)
بْنِ حَكِيمٍ
الأَيْلِيِّ :
أَنَّ
رَجُلاً
يُقَالُ لَهُ
مِصْبَاحٌ
اسْتَعَانَ
ابْناً لَهُ،
فَكَأَنَّهُ
اسْتَبْطَأَهُ،
فَلَمَّا
جَاءَهُ
قَالَ لَهُ :
يَا زَانٍ.
قَالَ
رُزَيْقٌ :
فَاسْتَعْدَانِي
عَلَيْهِ،
فَلَمَّا
أَرَدْتُ
أَنْ
أَجْلِدَهُ
قَالَ
ابْنُهُ :
وَاللَّهِ
لَئِنْ
جَلَدْتَهُ
لأَبُوأَنَّ
عَلَى
نَفْسِي
بِالزِّنَا.
فَلَمَّا
قَالَ ذَلِكَ
أَشْكَلَ
عَلَيَّ
أَمْرُهُ،
فَكَتَبْتُ
فِيهِ إِلَى
عُمَرَ بْنِ
عَبْدِ
الْعَزِيزِ،
وَهُوَ
الْوَالِي
يَوْمَئِذٍ،
أَذْكُرُ
لَهُ ذَلِكَ،
فَكَتَبَ إِلَيَّ
عُمَرُ : أَنْ
أَجِزْ
عَفْوَهُ.
قَالَ
رُزَيْقٌ : وَكَتَبْتُ
إِلَى عُمَرَ
بْنِ عَبْدِ
الْعَزِيزِ
أَيْضاً :
أَرَأَيْتَ
رَجُلاً
افْتُرِيَ
عَلَيْهِ،
أَوْ عَلَى
أَبَوَيْهِ،
وَقَدْ
هَلَكَا أَوْ
أَحَدُهُمَا.
قَالَ: فَكَتَبَ
إِلَيَّ
عُمَرُ : إِنْ
عَفَا فَأَجِزْ
عَفْوَهُ فِي
نَفْسِهِ،
وَإِنِ
افْتُرِيَ
عَلَى أَبَوَيْهِ،
وَقَدْ
هَلَكَا أَوْ
أَحَدُهُمَا،
فَخُذْ لَهُ
بِكِتَابِ
اللَّهِ،
إِلاَّ أَنْ
يُرِيدَ
سِتْراً(
Züreyk b. Hakim
el-Eylî'den: Mısbah isminde bir adam oğlundan yardım diledi. Oğlu biraz
gecikti. Sonra gelince babası:
«— Ey zinakar»
dedi. Züreyk der ki: Bunun üzerine oğlu (iffetine iftira suçundan dolayı)
babasını bana şikayet etti: Ben de babasını kırbaçlamak isteyince oğlu:
«— Vallahi babamı
kırbaçlarsan, ben de zina yaptığımı ikrar ederim» dedi. Oğîu böyle deyince iş
büsbütün karıştı, içerisinden çıkamadım. Durumu o zaman vali bulunan Ömer b.
Abduîaziz'e yazdım. O da bana:
«— Oğlunun affını
kabul et» diye cevap verdi.
Züreyk der ki:
Ömer b. Abdulaziz'e yine:
«Kendisine ya da
ana ve babasına zina suçu isnad edilip de ana ve babasından biri ya da her
ikisi ölen kimse hakkmda ne buyurursun?» diye yazdığında şöyle cevap verdi:
«Adam kendisiyle
ilgili iftirayı affederse affını kabul et. Her ikisi veya biri ölü olan ana ve
babasına iftira edilmişse o zaman Allah'ın kitabıyla hükmet (seksen kırbaç
vur). Ancak iftira edilen meseleyi gizlemek isterse cezalandırma.»
قَالَ
يَحْيَى :
سَمِعْتُ
مَالِكاً
يَقُولُ : وَذَلِكَ
أَنْ يَكُونَ
الرَّجُلُ
الْمُفْتَرَى
عَلَيْهِ
يَخَافُ إِنْ
كُشِفَ ذَلِكَ
مِنْهُ أَنْ
تَقُومَ
عَلَيْهِ
بَيِّنَةٌ،
فَإِذَا
كَانَ عَلَى مَا
وَصَفْتُ
فَعَفَا،
جَازَ
عَفْوُهُ(
Yahya der ki:
Malik'in şöyle dediğini işittim: Kendisine iftira edilen kimse mesele ortaya
çıktığında aleyhinde suç işlediğine dair delili bulunmasından korkar da
affederse bu caizdir.