M U V A T T A

 Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-MÜDEBBER

<< 1502 >>

3 - باب الْوَصِيَّةِ فِي التَّدْبِيرِ

3- ÖLÜME BAĞLI OLARAK AZAD ETMEYi VASiYET ETMEK

 

قَالَ مَالِكٌ : الأَمْرُ الْمُجْتَمَعُ عَلَيْهِ عِنْدَنَا : أَنَّ كُلَّ عَتَاقَةٍ أَعْتَقَهَا رَجُلٌ فِي وَصِيَّةٍ أَوْصَى بِهَا، فِي صِحَّةٍ أَوْ مَرَضٍ : أَنَّهُ يَرُدُّهَا مَتَى شَاءَ، وَيُغَيِّرُهَا مَتَى شَاءَ، مَا لَمْ يَكُنْ تَدْبِيراً، فَإِذَا دَبَّرَ فَلاَ سَبِيلَ لَهُ إِلَى رَدِّ مَا دَبَّرَ.

 

Malik (r.a) der ki: "Bizce ittifak edilen hüküm şöyledir: "Efendi hastalığında ve sağlığında vasiyette bulunur ve bu vasiyetinde köle azad ederse bu vasiyet ölüme bağlı bir azad olmadıkça vasiyetinden istediği zaman cayabilir veya onu değiştirebilir. Eğer ölümüne bağlı olarak azad etmeyi vasiyet etmişse bundan dönmenin imkanı yoktur."

 

(Sadece İmam-ı Malik'in Muvatla'ında geçmektedir.)

 

 

قَالَ مَالِكٌ : وَكُلُّ وَلَدٍ وَلَدَتْهُ أَمَةٌ، أَوْصَى بِعِتْقِهَا وَلَمْ تُدَبَّرْ، فَإِنَّ وَلَدَهَا لاَ يَعْتِقُونَ مَعَهَا إِذَا عَتَقَتْ، وَذَلِكَ أَنَّ سَيِّدَهَا يُغَيِّرُ وَصِيَّتَهُ إِنْ شَاءَ، وَيَرُدُّهَا مَتَى شَاءَ، وَلَمْ يَثْبُتْ لَهَا عَتَاقَةٌ، وَإِنَّمَا هِيَ بِمَنْزِلَةِ رَجُلٍ قَالَ لِجَارِيَتِهِ : إِنْ بَقِيَتْ عِنْدِي فُلاَنَةُ حَتَّى أَمُوتَ، فَهِيَ حُرَّةٌ.

قَالَ مَالِكٌ : فَإِنْ أَدْرَكَتْ ذَلِكَ كَانَ لَهَا ذَلِكَ، وَإِنْ شَاءَ قَبْلَ ذَلِكَ بَاعَهَا وَوَلَدَهَا,  لأَنَّهُ لَمْ يُدْخِلْ وَلَدَهَا فِي شَيْءٍ مِمَّا جَعَلَ لَهَا(

 

* Malik der ki: "Çocuklar doğuran cariyeyi efendisi azad etmeyi vasiyet etse de tedbir anlaşması yapmasa bu cariye hürriyetine kavuşunca onunla birlikte çocukları hürriyetlerine kavuşamazlar. Çünkü efendisi isterse vasiyetini değiştirir. İsterse ondan dönebilir. Böylece cariyede hürriyetine kavuşamaz. Bu şuna benzer: "Efendi cariyesine falan cariye ben ölünceye kadar yanımda kalırsa hür olsun derse cariye de efendisinin yanında efendisi ölünceye kadar kalırsa hür olur."

 

* Malik der ki: "Efendi isterse daha önce cariyeyi ve çocuklarını satabilir. Çünkü çocuklar anneleriyle birlikte hür olamazlar. Çünkü efendi anneleri hakkında söylemiş olduğu şartlara çocukları katmamıştır. Azad etmeyi vasiyet etmekle ölüme bağlı azad arasında fark vardır. Bunların arasını geçmiş uygulamalar ayırmıştır."

 

 

قَالَ : وَالْوَصِيَّةُ فِي الْعَتَاقَةِ مُخَالِفَةٌ لِلتَّدْبِيرِ، فَرَقَ بَيْنَ ذَلِكَ مَا مَضَى مِنَ السُّنَّةِ. قَالَ : وَلَوْ كَانَتِ الْوَصِيَّةُ بِمَنْزِلَةِ التَّدْبِيرِ، كَانَ كُلُّ مُوصٍ لاَ يَقْدِرُ عَلَى تَغْيِيرِ وَصِيَّتِهِ، وَمَا ذُكِرَ فِيهَا مِنَ الْعَتَاقَةِ، وَكَانَ قَدْ حَبَسَ عَلَيْهِ مِنْ مَالِهِ مَا لاَ يَسْتَطِيعُ أَنْ يَنْتَفِعَ بِهِ.

 

* Malik der ki: "Eğer her vasiyet ölüme bağlı azad etmeye benzeseydi bütün vasiyet eden kişiler yapmış oldukları vasiyetlerini ve bu arada köle azad etmeyi ihtiva eden diğer vasiyetlerini değiştirme imkanı olmazdı. Aynı zamanda malını faydalanamayacağı bir yere hapsetmiş olurdu."

 

 

قَالَ مَالِكٌ فِي رَجُلٍ دَبَّرَ رَقِيقاً لَهُ جَمِيعاً فِي صِحَّتِهِ، وَلَيْسَ لَهُ مَالٌ غَيْرُهُمْ. قَالَ :  إِنْ كَانَ دَبَّرَ بَعْضَهُمْ قَبْلَ بَعْضٍ، بُدِئَ بِالأَوَّلِ فَالأَوَّلِ، حَتَّى يَبْلُغَ الثُّلُثَ، وَإِنْ كَانَ دَبَّرَهُمْ جَمِيعاً فِي مَرَضِهِ، فَقَالَ فُلاَنٌ حُرٌّ، وَفُلاَنٌ حُرٌّ، وَفُلاَنٌ حُرٌّ، فِي كَلاَمٍ وَاحِدٍ، إِنْ حَدَثَ بِى فِي مَرَضِى هَذَا حَدَثُ مَوْتٍ، أَوْ دَبَّرَهُمْ جَمِيعاً فِي كَلِمَةٍ وَاحِدَةٍ، تَحَاصَّوْا فِي الثُّلُثِ، وَلَمْ يُبَدَّأْ أَحَدٌ مِنْهُمْ قَبْلَ صَاحِبِهِ، وَإِنَّمَا هِيَ وَصِيَّةٌ، وَإِنَّمَا لَهُمُ الثُّلُثُ، يُقْسَمُ بَيْنَهُمْ بِالْحِصَصِ، ثُمَّ يَعْتِقُ مِنْهُمُ الثُّلُثُ بَالِغاً مَا بَلَغَ. قَالَ : وَلاَ يُبَدَّأُ أَحَدٌ مِنْهُمْ إِذَا كَانَ ذَلِكَ كُلُّهُ فِي مَرَضِهِ(

 

* Malik der ki: "Bir kimse kölelerinin hepsini sağlığında ölümüne bağlı olarak azad etmiş olsa azad ettiği kölelerden başka malı da yoksa eğer bu kişi hepsini bir anda değil de bir kısmını diğer bir kısmından önce azad etmişse efendi öldükten sonra azad olmaya ilk önce tedbir akdi yapılanlardan başlanır. Sonra onlardan sonrakilere sıra gelir. Azad edilenlerin bedeli malın üçte birine ulaşıncaya kadar böyle devam edilir. Eğer efendi hastalığında ben bu hastalıktan ölürsem falan kölem hürdür diyerek bir cümlede bir kölesini veya tüm kölelerini ölümüne bağlı olarak azad ederse veya hepsini bir cümlede değil de bir sözde azad etmişse efendinin üçte bir malını bu köleler taksim ederler. Bunlardan hiçbirinin öncelik hakkı yoktur. Efendinin bu sözü vasiyet olduğu için malın üçte biri kölelere aid olur ve aralarında hisselerine göre taksim edilir. Sonra bu malın üçte biri her kölenin ne kadarına isabet ediyorsa o kadar hürriyetine kavuşur. Bunların hepsi efendinin hastalığı anında olursa kölelerin hiçbirinin öncelik hakkı yoktur."

 

 

قَالَ مَالِكٌ فِي رَجُلٍ دَبَّرَ غُلاَماً لَهُ، فَهَلَكَ السَّيِّدُ، وَلاَ مَالَ لَهُ إِلاَّ الْعَبْدُ الْمُدَبَّرُ، وَلِلْعَبْدِ مَالٌ. قَالَ : يُعْتَقُ ثُلُثُ الْمُدَبَّرِ وَيُوقَفُ مَالُهُ بِيَدَيْهِ.

 

* Malik der ki: "Bir kimse malı olan bir kölesini ölümüne bağlı olarak azad etse ve bu müdebber köleden başka mal bırakmadan ölse müdebberin üçte biri hürriyetine kavuşur ve kölenin malı da kendisine kalır."

 

 

قَالَ مَالِكٌ فِي مُدَبَّرٍ كَاتَبَهُ سَيِّدُهُ فَمَاتَ السَّيِّدُ وَلَمْ يَتْرُكْ مَالاً غَيْرَهُ. قَالَ مَالِكٌ : يُعْتَقُ مِنْهُ ثُلُثُهُ، وَيُوضَعُ عَنْهُ ثُلُثُ كِتَابَتِهِ، وَيَكُونُ عَلَيْهِ ثُلُثَاهَا.

 

* Malik der ki: "Efendisi müdebber kölesi ile mükatebe anlaşması yapsa ölümünden sonra da bu köleden başka bir mal bırakmasa kölenin üçte biri hürriyetine kavuşur ve mükatebe borcundan üçte biri düşülür. Üçte ikisi de borç olarak kalır."

 

 

قَالَ مَالِكٌ فِي رَجُلٍ أَعْتَقَ نِصْفَ عَبْدٍ لَهُ وَهُوَ مَرِيضٌ، فَبَتَّ عِتْقَ نِصْفِهِ، أَوْ بَتَّ عِتْقَهُ كُلَّهُ، وَقَدْ كَانَ دَبَّرَ عَبْداً لَهُ آخَرَ قَبْلَ ذَلِكَ. قَالَ : يُبَدَّأُ بِالْمُدَبَّرِ قَبْلَ الَّذِي أَعْتَقَهُ وَهُوَ مَرِيضٌ، وَذَلِكَ أَنَّهُ لَيْسَ لِلرَّجُلِ أَنْ يَرُدَّ مَا دَبَّرَ، وَلاَ أَنْ يَتَعَقَّبَهُ بِأَمْرٍ يَرُدُّهُ بِهِ، فَإِذَا عَتَقَ الْمُدَبَّرُ فَلْيَكُنْ مَا بَقِيَ مِنَ الثُّلُثِ فِي الَّذِي أَعْتَقَ شَطْرَهُ، حَتَّى يَسْتَتِمَّ بِهِ عِتْقُهُ كُلُّهُ فِي ثُلُثِ مَالِ الْمَيِّتِ، فَإِنْ لَمْ يَبْلُغْ ذَلِكَ فَضْلَ الثُّلُثِ، عَتَقَ مِنْهُ مَا بَلَغَ فَضْلَ الثُّلُثِ بَعْدَ عِتْقِ الْمُدَبَّرِ الأَوَّلِ.

 

* Malik der ki: "Bir kimse hasta iken kölesinin yarısını veya tamamını kesin olarak azad etse ve bundan önce de başka bir kölesini ölümüne bağlı azad etmiş olsa müdebber efendi hasta iken azad ettiği köleden önce azad edilir. Efendinin bu tasarrufu reddedilmez. Efendi de bunu reddedecek bir iş yapamaz. Müdebber hürriyetine kavuştuktan sonra efendinin malının üçte birinden arta kalan kölenin yarısını azad etmeye kafi gelmiyorsa köle artan para oranında hür olur."