7 - باب
عِتْقِ
الْمُكَاتَبِ
إِذَ أَدَّى
مَا عَلَيْهِ
قَبْلَ
مَحِلِّهُ
7- GÜNÜ GELMEDEN BORCUNU
ÖDEMESİ HALİNDE MUKATEB KÖLENİN HÜRRİYETİNE KAVUŞMASI
حَدَّثَنِي
مَالِكٌ،
أَنَّهُ
سَمِعَ رَبِيعَةَ
بْنَ أبِي
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
وَغَيْرَهُ
يَذْكُرُونَ:
أَنَّ
مَكَاتَباً كَانَ
لِلْفُرَافِصَةِ
بْنِ
عُمَيْرٍ
الْحَنَفِي،
وَأَنَّهُ
عَرَضَ
عَلَيْهِ
أَنْ يَدْفَعَ
إِلَيْهِ
جَمِيعَ مَا
عَلَيْهِ مِنْ
كِتَابَتِهِ،
فَأَبَى
الْفُرَافِصَةُ،
فَأَتَى
الْمُكَاتَبُ
مَرْوَانَ
بْنَ الْحَكَمِ،
وَهُوَ أَمِيرُ
الْمَدِينَةِ،
فَذَكَرَ
ذَلِكَ لَهُ،
فَدَعَا
مَرْوَانُ
الْفُرَافِصَةَ
فَقَالَ لَهُ
ذَلِكَ
فَأَبَى،
فَأَمَرَ
مَرْوَانُ
بِذَلِكَ
الْمَالِ
أَنْ
يُقْبَضَ
مِنَ الْمُكَاتَبِ،
فَيُوضَعَ
فِي بَيْتِ
الْمَالِ،
وَقَالَ
لِلْمُكَاتَبِ
: اذْهَبْ فَقَدْ
عَتَقْتَ. فَلَمَّا
رَأَى ذَلِكَ
الْفُرَافِصَةُ
قَبَضَ
الْمَالَ.
Malik (r.a)'in
işittiğine göre, Rabia b. ebi Abdirrahman ve başkaları şöyle anlattılar:
"El-Fürafisa
b. Umeyr el Hanefi'nin Mukateb bir kölesi vardı. Bu köle kitabet borcunun
hepsini efendisine ödeyeceğini bildirdi. El-Furafisa bu teklifi kabul etmeyince
köle o gün Medine valisi olan Mervan b. Hakem'e başvurarak durumu anlattı.
Mervan el Fürafisayı yanına çağırarak ona bu teklifi kabul etmesini söyledi:
"O da yine
kabul etmeyince Mervan Mukateb köleden malın teslim alınıp hazineye konulmasını
emretti ve Mukatebe de şöyle dedi: "Git hür oldun el Fürafisa bu durumu
görünce malı teslim ald!."
(Sadece İmam-ı
Malik'in Muvatta'ında geçmektedir.)
قَالَ
مَالِكٌ :
فَالأَمْرُ
عِنْدَنَا
أَنَّ
الْمُكَاتَبَ
إِذَا أَدَّى
جَمِيعَ مَا عَلَيْهِ
مِنْ
نُجُومِهِ
قَبْلَ
مَحِلِّهَا،
جَازَ ذَلِكَ
لَهُ، وَلَمْ
يَكُنْ لِسَيِّدِهِ
أَنْ يَأْبَى
ذَلِكَ
عَلَيْهِ،
وَذَلِكَ
أَنَّهُ
يَضَعُ عَنِ
الْمُكَاتَبِ
بِذَلِكَ
كُلَّ شَرْطٍ
أَوْ
خِدْمَةٍ أَوْ
سَفَرٍ،
لأَنَّهُ لاَ
تَتِمُّ
عَتَاقَةُ
رَجُلٍ،
وَعَلَيْهِ
بَقِيَّةٌ
مِنْ رِقٍّ،
وَلاَ
تَتِمُّ
حُرْمَتُهُ،
وَلاَ تَجُوزُ
شَهَادَتُهُ،
وَلاَ يَجِبُ
مِيرَاثُهُ،
وَلاَ
أَشْبَاهُ
هَذَا مِنْ
أَمْرِهِ،
وَلاَ
يَنْبَغِي لِسَيِّدِهِ
أَنْ
يَشْتَرِطَ
عَلَيْهِ خِدْمَةً
بَعْدَ
عَتَاقَتِهِ.
* Malik dedi ki:
"Bizce Mukateb bütün taksitlerini daha zamanı gelmeden öderse bu caizdir.
Efendisi bunu kabul etmemezlik yapamaz. Çünkü kölenin borcunu ödemesi ondan
bütün şartları ve hizmet etmeyi veya yolculuk etme şartlarını kaldırmıştır.
Kölelik sebebIerinden bazısı kalmış olsaydı köle tamamen hürriyetine kavuşamaz,
dokunulmazlığı tamamlanmaz. Şahitliği kabul edilmez. Mirası sabit olmaz ve buna
benzer işleri yapamazdı. Köle hürriyetine kavuştuktan sonra efendisinin ona
herhangi bir hizmet yapmayı şart koşması caiz değildir.
قَالَ
مَالِكٌ فِي
مُكَاتَبٍ
مَرِضَ مَرَضاً
شَدِيداً،
فَأَرَادَ
أَنْ
يَدْفَعَ نُجُومَهُ
كُلَّهَا
إِلَى
سَيِّدِهِ،
لأَنْ يَرِثَهُ
وَرَثَةٌ
لَهُ أَحْرَارٌ،
وَلَيْسَ
مَعَهُ فِي
كِتَابَتِهِ
وَلَدٌ لَهُ.
قَالَ
مَالِكٌ :
ذَلِكَ
جَائِزٌ
لَهُ، لأَنَّهُ
تَتِمُّ
بِذَلِكَ
حُرْمَتُهُ،
وَتَجُوزُ
شَهَادَتُهُ،
وَيَجُوزُ
اعْتِرَافُهُ
بِمَا
عَلَيْهِ
مِنْ دُيُونِ
النَّاسِ، وَتَجُوزُ
وَصِيَّتُهُ،
وَلَيْسَ
لِسَيِّدِهِ
أَنْ يَأْبَى
ذَلِكَ
عَلَيْهِ,
بِأَنْ يَقُولَ
فَرَّ مِنِّي
بِمَالِهِ.
* Malik dedi ki:
"MükMeb köle şiddetli bir şekilde hastalansa beraberinde ki tab et
anlaşmasına iştirak eden oğlu yoksa hür varislerinin kendisine varis
olabilmelerini temin için bütün taksitlerini efendisine ödemek isterse
ödeyebilir."
* Malik der ki:
"Bu caizdir, bu şekilde kölenin dokunulmazlığı tamamlanmış olur ve
böylelikle şahitliği de kabul edilir. Diğer kişilere olan borcunu itiraf etmesi
caiz olur ve vasiyet etmeside geçerlidir. Efendisi benden malını kaçırdı
diyerek mükMebin bütün taksitlerini tek seferde ödeme teklifini kabul
etmemezlik yapamaz."