2 - باب
الْحَمَالَةِ
فِي
الْكِتَابَةِ
2- KİTABET BORCUNU
YÜKLENMEK
قَالَ
مَالِكٌ :
الأَمْرُ
الْمُجْتَمَعُ
عَلَيْهِ
عِنْدَنَا :
أَنَّ
الْعَبِيدَ
إِذَا كُوتِبُوا
جَمِيعاً
كِتَابَةً
وَاحِدَةً،
فَإِنَّ
بَعْضَهُمْ
حُمَلاَءُ
عَنْ بَعْضٍ،
وَإِنَّهُ
لاَ يُوضَعُ
عَنْهُمْ
لِمَوْتِ
أَحَدِهِمْ
شَيْءٌ،
وَإِنْ قَالَ
أَحَدُهُمْ :
قَدْ
عَجَزْتُ.
وَأَلْقَى
بِيَدَيْهِ،
فَإِنَّ
لأَصْحَابِهِ
أَنْ
يَسْتَعْمِلُوهُ
فِيمَا
يُطِيقُ مِنَ
الْعَمَلِ،
وَيَتَعَاوَنُونَ
بِذَلِكَ فِي
كِتَابَتِهِمْ
حَتَّى
يَعْتِقَ
بِعِتْقِهِمْ
إِنْ
عَتَقُوا، وَيَرِقَّ
بِرِقِّهِمْ
إِنْ رَقُّوا(
Malik (r.a) der
ki: "Bizce ittifakla kabul edilen görüş şudur ki:
"Birden
fazla köle tek anlaşmada hepsi birden Mukatebe anlaşmasına tabi olurlarsa birbirlerine
kefil olurlar. Birinin ölmesiyle diğerlerinden hiçbir şey kaldırılmaz.
Müka,teblerden biri: "Ben aciz kaldım" deyip işten el çekse diğer
ortakları onu gücü yettiği işlerde çalıştırabilirler. Bu şekilde borçlarını
ödemekte yardımlaşırlar. Böylece bütün kölelerin borçlarını ödeyip azad
olmalarıyla o kölede azad olur. Borç ödenmeyip köle olarak kalırlarsa hepside
köle olarak kalır."
(Sadece İmam-ı
Malik'in Muvatta'ında geçmektedir.)
قَالَ
مَالِكٌ :
الأَمْرُ
الْمُجْتَمَعُ
عَلَيْهِ
عِنْدَنَا :
أَنَّ
الْعَبْدَ
إِذَا كَاتَبَهُ
سَيِّدُهُ،
لَمْ
يَنْبَغِ
لِسَيِّدِهِ
أَنْ
يَتَحَمَّلَ
لَهُ
بِكِتَابَةِ
عَبْدِهِ
أَحَدٌ، إِنْ
مَاتَ
الْعَبْدُ أَوْ
عَجَزَ،
وَلَيْسَ هَذَا
مِنْ سُنَّةِ
الْمُسْلِمِينَ،
وَذَلِكَ
أَنَّهُ إِنْ
تَحَمَّلَ
رَجُلٌ
لِسَيِّدِ
الْمُكَاتَبِ
بِمَا
عَلَيْهِ
مِنْ كِتَابَتِهِ،
ثُمَّ
اتَّبَعَ
ذَلِكَ
سَيِّدُ الْمُكَاتَبِ
قِبَلَ
الَّذِي
تَحَمَّلَ لَهُ
أَخَذَ
مَالَهُ
بَاطِلاً،
لاَ هُوَ ابْتَاعَ
الْمُكَاتَبَ،
فَيَكُونَ
مَا أُخِذَ
مِنْهُ مِنْ
ثَمَنِ شَيْءٍ
هُوَ لَهُ،
وَلاَ
الْمُكَاتَبُ
عَتَقَ
فَيَكُونَ
فِي ثَمَنِ
حُرْمَةٍ
ثَبَتَتْ
لَهُ، فَإِنْ
عَجَزَ
الْمُكَاتَبُ
رَجَعَ إِلَى
سَيِّدِهِ،
وَكَانَ
عَبْداً مَمْلُوكاً
لَهُ،
وَذَلِكَ
أَنَّ
الْكِتَابَةَ
لَيْسَتْ
بِدَيْنٍ
ثَابِتٍ
يُتَحَمَّلُ
لِسَيِّدِ
الْمُكَاتَبِ
بِهَا،
إِنَّمَا
هِيَ شَيْءٌ
إِنْ
أَدَّاهُ
الْمُكَاتَبُ
عَتَقَ،
وَإِنْ مَاتَ
الْمُكَاتَبُ
وَعَلَيْهِ
دَيْنٌ لَمْ
يُحَاصَّ
الْغُرَمَاءَ
سَيِّدُهُ
بِكِتَابَتِهِ،
وَكَانَ
الْغُرَمَاءُ
أَوْلَى بِذَلِكَ
مِنْ سَيِّدِهِ،
وَإِنْ
عَجَزَ
الْمُكَاتَبُ
وَعَلَيْهِ
دَيْنٌ
لِلنَّاسِ،
رُدَّ
عَبْداً مَمْلُوكاً
لِسَيِّدِهِ،
وَكَانَتْ
دُيُونُ النَّاسِ
فِي ذِمَّةِ
الْمُكَاتَبِ،
وَلاَ يَدْخُلُونَ
مَعَ
سَيِّدِهِ
فِي شَيْءٍ مِنْ
ثَمَنِ
رَقَبَتِهِ(
* Malik der ki:
"Bizce ittifakla kabul edilen hüküm şöyledir: "Bir köleyle efendisi
Mukatebe anlaşması yapsa kölenin ölmesi yada borcunu ödemekten aciz olması
halinde Müslümanlar arasındaki uygulama başka birinin kölenin borcunu üzerine
olması şeklinde değildir. Çünkü bir kölenin efendisine olan borcunu efendisi o
borcu kabul eden birisinden alırsa haksız yere almış olur. O köleyi de o şahsa
satmış olmaz. Mukatebin borcuna karşılık alınmış olan mala malı veren
adamındır. Mukateb azad olmuş olmaz. Dolayısıyla o mal efendinin azad edemediği
bir kölenin karşılığında almış olduğu mal sayılır. Mukateb borcunu ödemekten
aciz kalırsa efendisinin mülkiyetine köle olarak döner. Çünkü kitabet borcu
efendiye başkası tarafından ödenebilecek sabit bir borç değildir. Kitabet borcu
öyle bir borçtur ki Mukateb onu ödediği halde azad olmuş olur. Mukateb borçlu
olarak ölürse efendisi alacaklılara kitabet alacağına karşılık ortak olmaz. Bu
konuda alacaklılar efendiden önce gelirler. Kitabet borcunu ödeyemeyen kölenin
başka borçları da varsa efendisinin mülkiyetine köle olarak döner, borçları bu
kölenin zimmetinde kalır. Alacaklılar alacaklarını kölenin bedeline mahsub
ederek efendi ile köle de ortak olamazlar."
قَالَ
مَالِكٌ :
إِذَا كَاتَبَ
الْقَوْمُ
جَمِيعاً
كِتَابَةً
وَاحِدَةً،
وَلاَ رَحِمَ
بَيْنَهُمْ
يَتَوَارَثُونَ
بِهَا،
فَإِنَّ
بَعْضَهُمْ
حُمَلاَءُ
عَنْ بَعْضٍ،
وَلاَ
يَعْتِقُ
بَعْضُهُمْ
دُونَ
بَعْضٍ،
حَتَّى
يُؤَدُّوا
الْكِتَابَةَ
كُلَّهَا،
فَإِنْ مَاتَ
أَحَدٌ مِنْهُمْ
وَتَرَكَ مَالاً
هُوَ
أَكْثَرُ
مِنْ جَمِيعِ
مَا عَلَيْهِمْ
أُدِّيَ
عَنْهُمْ
جَمِيعُ مَا
عَلَيْهِمْ،
وَكَانَ
فَضْلُ
الْمَالِ
لِسَيِّدِهِ،
وَلَمْ
يَكُنْ
لِمَنْ
كَاتَبَ
مَعَهُ مِنْ
فَضْلِ
الْمَالِ
شَيْءٌ،
وَيَتْبَعُهُمُ
السَّيِّدُ
بِحِصَصِهِمُ
الَّتِى بَقِيَتْ
عَلَيْهِمْ مِنَ
الْكِتَابَةِ
الَّتِي
قُضِيَتْ
مِنْ مَالِ
الْهَالِكِ،
لأَنَّ
الْهَالِكَ
إِنَّمَا
كَانَ
تَحَمَّلَ
عَنْهُمْ،
فَعَلَيْهِمْ
أَنْ
يُؤَدُّوا
مَا عَتَقُوا
بِهِ مِنْ
مَالِهِ،
وَإِنْ كَانَ
لِلْمُكَاتَبِ
الْهَالِكِ
وَلَدٌ حُرٌّ
لَمْ يُولَدْ
فِي الْكِتَابَةِ،
وَلَمْ
يُكَاتَبْ
عَلَيْهِ،
لَمْ
يَرِثْهُ لأَنَّ
الْمُكَاتَبَ
لَمْ
يُعْتَقْ
حَتَّى مَاتَ(
* Malik der ki:
"Bir grup köle birlikte bir kitabet anlaşması yapsalar aralarında da
birbirlerine varis olacak akrabalık bağları yoksa bu köleler ödernede
birbirlerinden sorumludurlar. Kitabet borcunun tamamını ödeyinceye kadar hepsi
köle olarak kalırlar. Bir kısmı azad olmadan diğer bir kısmı azad olmaz.
İçlerinden biri ölür ve geride diğer kölelerin kitabet borçlarından daha fazla
mal bırakırsa o kölelerin borcunun tamamı bu maldan ödenir. Geriye fazla bir
şey kalmamışsa o da efendisinin olur. Bu fazlalığı beraber kitabet anlaşması
yaptıkları diğer arkadaşları alamazlar. Diğer m ükateblerin kitabet borçları
ölenin malından hisselerine göre ödendikten sonra sıra efendiye gelir. Çünkü
ölen onların borcunun ödeme sorumluluğunu üzerine almıştır. Onlara ölenin
malından azad olabilecekleri kadar ödemeleri lazım gelir. Ölen Mukatebin
kitabet anlaşması yapılırken doğmamış ve kitabet anlaşmasına girmemiş hür bir
çocuğu varsa babasına vaiis olamaz. Çünkü Mukateb köle ölünceye kadar azad
edilmemiştir."