DEVAM:
10. Kadının Muhayyerliği
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ نَافِعٍ،
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ,
أَنَّهُ كَانَ
يَقُولُ فِي
الأَمَةِ
تَكُونُ
تَحْتَ
الْعَبْدِ
فَتَعْتِقُ :
إِنَّ
الأَمَةَ
لَهَا
الْخِيَارُ،
مَا لَمْ
يَمَسَّهَا.
Nafî'den rivayet
edildi: Bir köle ile evli olup da hürriyetine kavuşan cariye hakkında Abdullah
b. Ömer:
«Kocası kendisine
yaklaşmadan önce cariyenin nikahı fesh etme hakkı vardır» dedi.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَإِنْ
مَسَّهَا
زَوْجُهَا،
فَزَعَمَتْ
أَنَّهَا
جَهِلَتْ
أَنَّ لَهَا
الْخِيَارَ,
فَإِنَّهَا
تُتَّهَمُ
وَلاَ
تُصَدَّقُ
بِمَا
ادَّعَتْ
مِنَ
الْجَهَالَةِ،
وَلاَ
خِيَارَ
لَهَا بَعْدَ
أَنْ
يَمَسَّهَا.
İmam Malik der
ki: (Azad edilen bir) cariye ile kocası birleştikten sonra cariye muhayyer
olduğunu bilmediğini iddia ederse, iddiası kabul edilmez, artık muhayyer de
olmaz.