20 - باب
نِكَاحِ
الْمُشْرِكِ
إِذَا
أَسْلَمَتْ
زَوْجَتُهُ
قَبْلَهُ
20. Karısı Kendisinden
Önce Müslüman Olan Müşrikin Nikahı
حَدَّثَنِي
مَالِكٌ،
عَنِ ابْنِ
شِهَابٍ، أَنَّهُ
بَلَغَهُ :
أَنَّ
نِسَاءً
كُنَّ فِي
عَهْدِ
رَسُولِ اللَّهِ
r
يُسْلِمْنَ
بِأَرْضِهِنَّ،
وَهُنَّ غَيْرُ
مُهَاجِرَاتٍ،
وَأَزْوَاجُهُنَّ
حِينَ
أَسْلَمْنَ
كُفَّارٌ،
مِنْهُنَّ
بِنْتُ الْوَلِيدِ
بْنِ
الْمُغِيرَةِ،
وَكَانَتْ
تَحْتَ
صَفْوَانَ
بْنِ
أُمَيَّةَ،
فَأَسْلَمَتْ
يَوْمَ
الْفَتْحِ،
وَهَرَبَ
زَوْجُهَا
صَفْوَانُ
بْنُ
أُمَيَّةَ
مِنَ
الإِسْلاَمِ،
فَبَعَثَ
إِلَيْهِ
رَسُولُ
اللَّهِ r ابْنَ
عَمِّهِ
وَهْبَ بْنَ
عُمَيْرٍ،
بِرِدَاءِ
رَسُولِ
اللَّهِ r،
أَمَاناً
لِصَفْوَانَ
بْنِ
أُمَيَّةَ، وَدَعَاهُ
رَسُولُ
اللَّهِ r إِلَى
الإِسْلاَمِ،
وَأَنْ
يَقْدَمَ
عَلَيْهِ،
فَإِنْ
رَضِىَ
أَمْراً
قَبِلَهُ،
وَإِلاَّ
سَيَّرَهُ
شَهْرَيْنِ،
فَلَمَّا
قَدِمَ صَفْوَانُ
عَلَى
رَسُولِ
اللَّهِ r بِرِدَائِهِ،
نَادَاهُ
عَلَى
رُؤُوسِ
النَّاسِ فَقَالَ
: يَا
مُحَمَّدُ،
إِنَّ هَذَا
وَهْبَ بْنَ
عُمَيْرٍ
جَاءَنِى
بِرِدَائِكَ،
وَزَعَمَ
أَنَّكَ
دَعَوْتَنِي
إِلَى
الْقُدُومِ
عَلَيْكَ،
فَإِنْ
رَضِيتُ
أَمْراً قَبِلْتُهُ،
وَإِلاَّ
سَيَّرْتَنِي
شَهْرَيْنِ.
فَقَالَ رَسُولُ
اللَّهِ r :
«انْزِلْ
أَبَا وَهْبٍ
». فَقَالَ : لاَ
وَاللَّهِ
لاَ أَنْزِلُ
حَتَّى
تُبَيِّنَ
لِي. فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ r : « بَلْ
لَكَ تَسِيرُ
أَرْبَعَةَ
أَشْهُرٍ ». فَخَرَجَ
رَسُولُ
اللَّهِ r قِبَلَ
هَوَازِنَ
بِحُنَيْنٍ،
فَأَرْسَلَ
إِلَى
صَفْوَانَ بْنِ
أُمَيَّةَ
يَسْتَعِيرُهُ
أَدَاةً وَسِلاَحاً
عِنْدَهُ،
فَقَالَ
صَفْوَانُ :
أَطَوْعاً
أَمْ كَرْهاً
؟ فَقَالَ : «
بَلْ طَوْعاً
».
فَأَعَارَهُ
الأَدَاةَ
وَالسِّلاَحَ
الَّتِي
عِنْدَهُ،
ثُمَّ خَرَجَ
صَفْوَانُ مَعَ
رَسُولِ
اللَّهِ r وَهُوَ
كَافِرٌ،
فَشَهِدَ حُنَيْناً
وَالطَّائِفَ،
وَهُوَ
كَافِرٌ وَامْرَأَتُهُ
مُسْلِمَةٌ،
وَلَمْ
يُفَرِّقْ
رَسُولُ
اللَّهِ r
بَيْنَهُ
وَبَيْنَ
امْرَأَتِهِ،
حَتَّى أَسْلَمَ
صَفْوَانُ،
وَاسْتَقَرَّتْ
عِنْدَهُ
امْرَأَتُهُ
بِذَلِكَ
النِّكَاحِ(
İbn Şihab'dan
şöyle rivayet olundu: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zamanında kocaları
henüz kafir olan bazı kadınlar hicret etmeksizin müslüman olmuşlardır.
Onlardan biri de Mugıyra oğlu Velid'in kızıdır ki Ümeyye oğlu Safvan'm karısı
idi. Mekke'nin fethi günü müslüman oldu. Kocası Safvan İslama girmedi ve
kaçtı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Safvan'a, amcası Ümeyy oğlu
Vehb'i —güven altında olduğuna işaret olmak üzere hırkasını vererek— peşinden
gönderdi ve islam'a davet etti. Vehb'e şöyle talimat verdi. Safvan razı olursa
İslam'ı kabul edecek, gelmek istemezse ona iki ay müddet tanınmıştır.
Safvan, elinde
hırka ile Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gelince cemaat
arasında:
«— Ya Muhammed!
İşte şu Umeyr oğlu Vehb, hırkanı bana getirerek beni çağırdığım, razı olursam
îslama gireceğimi, olmazsam bana iki ay süre tanıyacağını söyledi» deyince
Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
«— Ey Ebu Vehb!
Bineğinden inebilirsin.» buyurdu. Safvan:
«— Hayır. Bana
kararını açıklamadan vallahi inmem» deyince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem:
«— Sana dört ay
süre tanıdım» buyurdu.
Bunun üzerine
Resuluîlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hevazin kabilesini Islama davet etmek
üzere Huneyn'e hareket etti. Orada Safvan'a haber göndererek emanet olmak üzere
silah ve bazı malzeme getirmesini söyledi. Safvan gelince:
«— Bunları kendi
rızamla mı vereceğim, yoksa zorla mı alacaksın?» dedi. Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'da:
«—Kendi rızanla»
buyurunca, yanındaki silah ve malzemeyi verdi.
Daha sonra Safvan
—kendisi kafir, karısı müslüman olarak— Resulullah ile birlikte Huneyn ve Taif
savaşlarına katıldı. Müslüman oluncaya kadar da Resuî-i Ekrem Sallallahu
Aleyhi ve Sellem karısını ondan ayırmadı. İslam'a girdikten sonra eski
nikahlarıyla hayatlarını sürdürdüler.
İbn Abdilber
der ki: Sahih bir yoldan muttasıl olduğunu bilmiyorum. Bu, siyer bilginlerince
bilinen bir hadistir. Îbn Şihab, bu bilginlerin imamıdır. Bu hadisin şöhreti,
isnadından daha güçlüdür.