14 – باب
مِيرَاثِ
مَنْ جُهِلَ
أَمْرُهُ
بِالْقَتْلِ
أَوْ غَيْرِ
ذَلِكَ
14. Öldürme Ve Başka
Sebeplerle Durumu Belli Olmayanlar:
حَدَّثَنِي
يَحْيَى،
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ رَبِيعَةَ
بْنِ أبِي
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ،
عَنْ غَيْرِ
وَاحِدٍ مِنْ
عُلَمَائِهِمْ
: أَنَّهُ
لَمْ
يَتَوَارَثْ
مَنْ قُتِلَ
يَوْمَ
الْجَمَلِ،
وَيَوْمَ
صِفِّينَ،
وَيَوْمَ
الْحَرَّةِ،
ثُمَّ كَانَ
يَوْمَ
قُدَيْدٍ،
فَلَمْ
يُوَرَّثْ
أَحَدٌ
مِنْهُمْ
مِنْ
صَاحِبِهِ
شَيْئاً،
إِلاَّ مَنْ
عُلِمَ
أَنَّهُ
قُتِلَ قَبْلَ
صَاحِبِهِ(
Rabîa b. Ebî
Abdirrahman'ın alimlerin çoğundan rivayet ettiğine göre Cemel, Sıffîn ve Harre savaşlarında
öldürülenler birbirlerine varis olamadılar. Sonra Kudeyd savaşı o-du, onlar da
birbirlerine varis olamadılar. Şu kadar var ki akrabasından önce öldüğü
bilinenlerin aralarında veraset geçerli olur.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَذَلِكَ
الأَمْرُ
الَّذِي لاَ
اخْتِلاَفَ
فِيهِ، وَلاَ
شَكَّ عِنْدَ
أَحَدٍ مِنْ
أَهْلِ
الْعِلْمِ
بِبَلَدِنَا،
وَكَذَلِكَ
الْعَمَلُ فِي
كُلِّ
مُتَوَارِثَيْنِ،
هَلَكَا
بِغَرَقٍ،
أَوْ قَتْلٍ،
أَوْ غَيْرِ
ذَلِكَ مِنَ الْمَوْتِ،
إِذَا لَمْ
يُعْلَمْ
أَيُّهُمَا
مَاتَ قَبْلَ
صَاحِبِهِ،
لَمْ يَرِثْ
أَحَدٌ
مِنْهُمَا مِنْ
صَاحِبِهِ
شَيْئاً،
وَكَانَ
مِيرَاثُهُمَا
لِمَنْ
بَقِيَ، مِنْ
وَرَثَتِهِمَا
يَرِثُ كُلَّ
وَاحِدٍ
مِنْهُمَا
وَرَثَتُهُ
مِنَ
الأَحْيَاءِ.
İmam Malik der
ki: ihtilaf edilmeyen ve beldemizin (Medine'nin) tüm alimlerince kesin olan
hüküm şudur:
Suda boğulma veya
öldürülmek ya da ölümün diğer çeşitleriyle ölen ve birbirinin varisi olan
herkes hakkında da uygulanan hüküm böyledir.Hangisinin önce öldüğü bilinmediği
zaman katiyen biri diğerine varis olamaz. Mirasları öteki varislerinin olur.
Hayatta kalan varisleri bunların her birine varis olabilirler.
وَقَالَ
مَالِكٌ : لاَ
يَنْبَغِي
أَنْ يَرِثَ
أَحَدٌ
أَحَداً
بِالشَّكِّ،
وَلاَ يَرِثُ
أَحَدٌ
أَحَداً
إِلاَّ بِالْيَقِينِ
مِنَ
الْعِلْمِ
وَالشُّهَدَاءِ،
وَذَلِكَ
أَنَّ
الرَّجُلَ
يَهْلَكُ هُوَ
وَمَوْلاَهُ
الَّذِي
أَعْتَقَهُ
أَبُوهُ،
فَيَقُولُ
بَنُو
الرَّجُلِ
الْعَرَبِىِّ
: قَدْ
وَرِثَهُ
أَبُونَا،
فَلَيْسَ
ذَلِكَ
لَهُمْ أَنْ
يَرِثُوهُ
بِغَيْرِ
عِلْمٍ وَلاَ
شَهَادَةٍ إِنَّهُ
مَاتَ
قَبْلَهُ،
وَإِنَّمَا
يَرِثُهُ
أَوْلَى
النَّاسِ
بِهِ مِنَ
الأَحْيَاءِ.
İmam Malik der
ki: Hangisinin önce öldüğü belli olmayan bir kişinin diğer bir kişiye varis
olması doğru olmaz. Hangisinin önce öldüğü ilmen ve şahitlerle kesinleşirse
birbirlerine varis olurlar. Zira bir köle ve efendisi -ki bu köleyi efendisinin
babası azat etmiştir- ölünce efendisinin çocukları «onun varisi babamızdır»
derler, azatlı kölenin önce öldüğü bilinmiyor ve şahitlik de edilmiyorsa bu
çocukların o köleye varis olma hakları yoktur. Ona sadece hayatta kalan en
yakın akrabaları varis olurlar.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَمِنْ
ذَلِكَ
أَيْضاً الأَخَوَانِ
لِلأَبِ
وَالأُمِّ
يَمُوتَانِ،
وَلأَحَدِهِمَا
وَلَدٌ،
وَالآخَرُ
لاَ وَلَدَ
لَهُ،
وَلَهُمَا
أَخٌ
لأَبِيهِمَا،
فَلاَ يُعْلَمُ
أَيُّهُمَا
مَاتَ قَبْلَ
صَاحِبِهِ،
فَمِيرَاثُ
الَّذِي لاَ
وَلَدَ لَهُ،
لأَخِيهِ
لأَبِيهِ،
وَلَيْسَ
لِبَنِي أَخِيهِ
لأَبِيهِ
وَأُمِّهِ
شَيْءٌ.
İmam Malik der
kiAşağıdaki mesele de buna benzer:
Ana baba bir, iki
kardeş ölmüştür. Birinin çocuğu var, diğerinin çocuğu yoktur. Her ikisinin de
baba bir erkek kardeşleri vardır. Bunlardan hangisinin önce öldüğü de
bilinmemektedir. Çocuğu olmayan kardeşin mirası, baba bir kardeşinin olur. Ana
baba bir kardeşinin çocuklarının mirastan hiç hakları yoktur.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَمِنْ
ذَلِكَ
أَيْضاً أَنْ تَهْلَكَ
الْعَمَّةُ
وَابْنُ
أَخِيهَا، أَوِ
ابْنَةُ الأَخِ
وَعَمُّهَا،
فَلاَ
يُعْلَمُ
أَيُّهُمَا
مَاتَ
قَبْلُ،
فَإِنْ لَمْ
يُعْلَمْ
أَيُّهُمَا
مَاتَ
قَبْلُ، لَمْ
يَرِثِ
الْعَمُّ
مِنِ ابْنَةِ
أَخِيهِ
شَيْئاً،
وَلاَ يَرِثُ
ابْنُ الأَخِ
مِنْ
عَمَّتِهِ
شَيْئاً.
İmam Malik der
ki: Yukarıdakilere benzeyen bir başka mesele de şudur:
Hala ve erkek
kardeşinin oğlu veya erkek kardeşinin kızıyla amcası ölmüş olup hangisinin önce
öldüğü bilinmemektedir. Bu durumda amca, erkek kardeşin kızına; erkek kardeşin
oğlu halaya varis olamazlar.