1 - باب
مِيرَاثِ
الصُّلْبِ
1.
Çocukların Mirastaki Payları
حَدَّثَنِي
يَحْيَى،
عَنْ مَالِكٍ
: الأَمْرُ
الْمُجْتَمَعُ
عَلَيْهِ
عِنْدَنَا،
وَالَّذِي
أَدْرَكْتُ
عَلَيْهِ
أَهْلَ الْعِلْمِ
بِبَلَدِنَا
فِي
فَرَائِضِ
الْمَوَارِيثِ،
أَنَّ
مِيرَاثَ
الْوَلَدِ مِنْ
وَالِدِهِمْ،
أَوْ
وَالِدَتِهِمْ،
أَنَّهُ
إِذَا
تَوَفَّى
الأَبُ أَوِ
الأُمُّ،
وَتَرَكَا
وَلَداً
رِجَالاً
وَنِسَاءً،
فَلِلذَّكَرِ
مِثْلُ حَظِّ
الأُنْثَيَيْنِ،
فَإِنْ كُنَّ
نِسَاءً
فَوْقَ
اثْنَتَيْنِ
فَلَهُنَّ
ثُلُثَا مَا
تَرَكَ،
وَإِنْ
كَانَتْ
وَاحِدَةً
فَلَهَا
النِّصْفُ،
فَإِنْ
شَرِكَهُمْ
أَحَدٌ
بِفَرِيضَةٍ
مُسَمَّاةٍ،
وَكَانَ فِيهِمْ
ذَكَرٌ
بُدِئَ
بِفَرِيضَةِ
مَنْ شَرِكَهُمْ،
وَكَانَ مَا
بَقِىَ
بَعْدَ ذَلِكَ
بَيْنَهُمْ
عَلَى قَدْرِ
مَوَارِيثِهِمْ،
وَمَنْزِلَةِ
وَلَدِ
الأَبْنَاءِ
الذُّكُورِ
إِذَا لَمْ يَكُنْ
دُونَهُم
وَلَدٌ،
كَمَنْزِلَةِ
الْوَلَدِ
سَوَاءٌ،
ذُكُورُهُمْ
كَذُكُورِهِمْ،
وَإِنَاثُهُمْ
كَإِنَاثِهِمْ،
يَرِثُونَ
كَمَا
يَرِثُونَ،
وَيَحْجُبُونَ
كَمَا
يَحْجُبُونَ،
فَإِنِ
اجْتَمَعَ
الْوَلَدُ
لِلصُّلْبِ،
وَوَلَدُ
الاِبْنِ,
وَكَانَ فِي
الْوَلَدِ
لِلصُّلْبِ
ذَكَرٌ،
فَإِنَّهُ
لاَ مِيرَاثَ
مَعَهُ
لأَحَدٍ مِنْ
وَلَدِ
الاِبْنِ،
فَإِنْ لَمْ
يَكُنْ فِي
الْوَلَدِ
لِلصُّلْبِ
ذَكَرٌ،
وَكَانَتَا
ابْنَتَيْنِ،
فَأَكْثَرَ
مِنْ ذَلِكَ
مِنَ
الْبَنَاتِ
لِلصُّلْبِ،
فَإِنَّهُ
لاَ مِيرَاثَ
لِبَنَاتِ
الاِبْنِ
مَعَهُنَّ،
إِلاَّ أَنْ
يَكُونَ مَعَ
بَنَاتِ
الاِبْنِ ذَكَرٌ،
هُوَ مِنَ
الْمُتَوَفَّى
بِمَنْزِلَتِهِنَّ،
أَوْ هُوَ
أَطْرَفُ
مِنْهُنَّ،
فَإِنَّهُ
يَرُدُّ
عَلَى مَنْ
هُوَ بِمَنْزِلَتِهِ،
وَمَنْ هُوَ
فَوْقَهُ
مِنْ بَنَاتِ
الأَبْنَاءِ،
فَضْلاً إِنْ
فَضَلَ، فَيَقْتَسِمُونَهُ
بَيْنَهُمْ،
لِلذَّكَرِ
مِثْلُ حَظِّ
الأُنْثَيَيْنِ,
فَإِنْ لَمْ
يَفْضُلْ
شَيْء، فَلاَ
شَيْءَ
لَهُمْ،
وَإِنْ لَمْ
يَكُنِ الْوَلَدُ
لِلصُّلْبِ
إِلاَّ
ابْنَةً وَاحِدَةً،
فَلَهَا
النِّصْفُ،
وَلاِبْنَةِ
ابْنِهِ،
وَاحِدَةً
كَانَتْ أَوْ
أَكْثَرَ مِنْ
ذَلِكَ مِنْ
بَنَاتِ
الأَبْنَاءِ،
مِمَّنْ هُوَ
مِنَ الْمُتَوَفَّى
بِمَنْزِلَةٍ
وَاحِدَةٍ، السُّدُسُ،
فَإِنْ كَانَ
مَعَ بَنَاتِ
الاِبْنِ
ذَكَرٌ، هُوَ
مِنَ
الْمُتَوَفَّى
بِمَنْزِلَتِهِنَّ،
فَلاَ
فَرِيضَةَ،
وَلاَ سُدُسَ
لَهُنَّ،
وَلَكِنْ
إِنْ فَضَلَ
بَعْدَ
فَرَائِضِ
أَهْلِ
الْفَرَائِضِ
فَضْلٌ،
كَانَ ذَلِكَ
الْفَضْلُ
لِذَلِكَ
الذَّكَرِ،
وَلِمَنْ هُوَ
بِمَنْزِلَتِهِ
وَمَنْ
فَوْقَهُ
مِنْ بَنَاتِ
الأَبْنَاءِ،
لِلذَّكَرِ
مِثْلُ حَظِّ
الأُنْثَيَيْنِ،
وَلَيْسَ
لِمَنْ هُوَ
أَطْرَفُ
مِنْهُمْ
شَيْءٌ،
فَإِنْ لَمْ يَفْضُلْ
شَيْءٌ فَلاَ
شَيْءَ
لَهُمْ،
وَذَلِكَ
أَنَّ
اللَّهَ تَبَارَكَ
وَتَعَالَى
قَالَ فِي
كِتَابِهِ : (
يُوصِيكُمُ
اللَّهُ فِي
أَوْلاَدِكُمْ
لِلذَّكَرِ
مِثْلُ حَظِّ
الأُنْثَيَيْنِ
فَإِنْ كُنَّ
نِسَاءً
فَوْقَ
اثْنَتَيْنِ
فَلَهُنَّ
ثُلُثَا مَا
تَرَكَ
وَإِنْ كَانَتْ
وَاحِدَةً فَلَهَا
النِّصْفُ )
[النساء : 11] (
قَالَ
مَالِكٌ :
والأَطْرَفُ
هُوَ
الأَبْعَدُ.
îmam Malik der ki: Bizce üzerinde ittifak edilen ve
beldemizde kendilerine yetiştiğim alimlerin uyguladıkları mirastaki belirli
haklar konusundaki hüküm şöyledir:
Anne ve baba ölüp
erkek ve kız çocuklar bırakmışlarsa erkeğe, iki kızın hissesi kadar hisse
verilir. Kız çocuklar, iki veya daha fazla olur (erkek kardeşleri de yok)sa terekenin üçte ikisini alırlar. Kız çocuk
bir tane ise terekenin yarısını alır. Çocuklar içerisinde erkek çocuk olup
bunlarla mirasa ortak belirli hissesi olanlardan biri varsa, önce bunların
hisseleri verilir. Bu işlemden sonra kalan mal çocuklar arasında hisseleri
oranında taksim edilir.
Ölenin çocuğu
yoksa erkek çocuklarının çocukları, kendi çocukları yerindedir. Oğlunun erkek
çocukları, ölünün erkek çocukları, kız çocukları da, kız çocukları gibidir.
Aralarında (terekeden hak alma bakımından) fark yoktur. Aynen onlar gibi varis
olurlar ve başkasını mirastan mahrum ederler.
Ölünün çocukları
içerisinde erkek çocuğu varken oğlunun çocukları da bulunsa, oğlunun
çocuklarından hiç biri mirastan hak alamaz. Şayet ölünün erkek çocuğu yoksa, kız çocukları da iki ve daha fazla iseler, bu
kızlarla birlikte oğlunun kızları varis olamazlar. Ancak oğlunun kızlarının
içerisinde bir erkek varsa o zaman varis olurlar. Kızlarla ölene uzaklığı aynı
veya kızlardan ölüye daha uzak olan bu erkek çocuk, şayet mal kalmış ise bu artan
mala kendi hizasındaki ve daha yukardaki kızların
varis olmalarını sağlar. Artan bu malı aralarında erkeğe iki kız hissesi
verilmek suretiyle taksim ederler. Artan mal yoksa oğulun
çocukları hiç mal alamazlar.
Ölünün sadece bir
kızından başka çocuğu yoksa, bu kız terekenin
yarısını alır. Bu takdirde, ölüye aynı uzaklıkta olan bir veya daha çok oğulun kızları, terekenin altıda birini alırlar. Oğulun kızlariyle birlikte bir de
erkek çocuğu varsa ve ölüye uzaklık dereceleri aynı ise, oğulun
belli (altıda bir) hisseleri olmaz. Belli hissesi olanlar hisselerini aldıktan
sonra mal kalmış ise, erkeğe iki kızın hissesini vermek suretiyle, bu malı o
erkek ve o erkeğin hizasında veya daha yukardaki
kızlarla birlikte taksim ederler. Daha uzak derecelerde olan kızların mirastan
hakları yoktur. Eğer terekeden bir şey kalmamışsa ötekiler de bir şey
alamazlar. Yüce Allah'ın kitabındaki şu buyruk, bu hükme esas teşkil
etmektedir;
«Çocuklarınızın durumu hakkında Allah size şöyle
emrediyor: Erkeğe iki kızın hissesi kadar verilir. Eğer kızlar ikiden çok
iseler, onlar terekenin üçte ikisini alırlar. Şayet tek ise yarı alır.»[Nisa, 13]
2 - باب
مِيرَاثِ
الرَّجُلِ
مِنِ
امْرَأَتِهِ وَالْمَرْأَةِ
مِنْ
زِوْجِهَا.
2.
Kocaya Karısından, Kadına Kocasından Düşen Miras
قَالَ
مَالِكٌ :
وَمِيرَاثُ
الرَّجُلِ
مِنِ امْرَأَتِهِ،
إِذَا لَمْ
تَتْرُكْ
وَلَداً،
وَلاَ وَلَدَ
ابْنٍ
مِنْهُ، أَوْ
مِنْ
غَيْرِهِ النِّصْفُ،
فَإِنْ
تَرَكَتْ
وَلَداً، أَوْ
وَلَدَ ابْنٍ
- ذَكَراً
كَانَ أَوْ
أُنْثَى -
فَلِزَوْجِهَا
الرُّبُعُ،
مِنْ بَعْدِ
وَصِيَّةٍ
تُوصِي بِهَا
أَوْ دَيْنٍ(860).
وَمِيرَاثُ
الْمَرْأَةِ
مِنْ
زَوْجِهَا، إِذَا
لَمْ يَتْرُكْ
وَلَداً،
وَلاَ وَلَدَ
ابْنٍ الرُّبُعُ،
فَإِنْ
تَرَكَ
وَلَداً،
أَوْ وَلَدَ
ابْنٍ -
ذَكَراً
كَانَ أَوْ
أُنْثَى -
فَلاِمْرَأَتِهِ
الثُّمُنُ
مِنْ بَعْدِ
وَصِيَّةٍ
يُوصِي بِهَا
أَوْ دَيْنٍ،
وَذَلِكَ أَنَّ
اللَّهَ
تَبَارَكَ
وَتَعَالَى
يَقُولُ فِي
كِتَابِهِ : (
وَلَكُمْ
نِصْفُ مَا
تَرَكَ
أَزْوَاجُكُمْ
إِنْ لَمْ
يَكُنْ
لَهُنَّ
وَلَدٌ فَإِنْ
كَانَ
لَهُنَّ
وَلَدٌ
فَلَكُمُ
الرُّبُعُ
مِمَّا
تَرَكْنَ
مِنْ بَعْدِ
وَصِيَّةٍ يُوصِينَ
بِهَا أَوْ
دَيْنٍ
وَلَهُنَّ
الرُّبُعُ
مِمَّا
تَرَكْتُمْ
إِنْ لَمْ
يَكُنْ
لَكُمْ وَلَدٌ
فَإِنْ كَانَ
لَكُمْ
وَلَدٌ
فَلَهُنَّ
الثُّمُنُ
مِمَّا
تَرَكْتُمْ
مِنْ بَعْدِ
وَصِيَّةٍ
تُوصُونَ
بِهَا أَوْ
دَيْنٍ ) [النساء
: 12].
imam Malik der ki: Ölü bir kadının kocasından veya
başkasından olma çocukları veya oğlunun çocukları yoksa, terekesinin yarı
hissesi kocasınındır. Erkek veya kız kendisi veya oğlu çocuk bırakmışsa, kocası
terekesinin dörtte birini alır. Bu hükümler, yaptığı vasiyetler yerine
getirildikten ve borçları ödendikten sonra yerine getirilir.
Ölü bir kocanın
çocuğu veya oğlunun çocuğu yoksa, karısı terikesinin dörtte bir hissesini alır. Kocanın veya oğlunun
erkek veya kız çocukları varsa karısı terekenin sekizde birini alır. Karısına
bu haklar, kocasının yaptığı vasiyetler yerine getirildikten ve borçları
ödendikten sonra verilir. Çünkü Yüce Allah, kitabında şöyle buyurmuştur:
«Karılarınızın çocukları yoksa geriye
bıraktıklarının yarısı sizindir. Bunlar yaptıkları vasiyetler yerine getirildikten
ve borçları ödendikten sonradır. Sizin çocuklarınız yoksa bıraktıklarınızın
dörtte biri karılarınızındır. Şayet çocuklarınız varsa terekenin sekizde biri
onların olur. Bu da yaptığınız vasiyet yerine getirildikten ve borçlar ödendikten
sonradır.»[Nisa, 11]
3 - باب
مِيرَاثِ
الأَبِ
وَالأُمِّ
مِنْ وَلَدِهِمَا
3.
Anne Ve Babaya Çocuklarından Düşen Miras
قَالَ
مَالِكٌ :
الأَمْرُ
الْمُجْتَمَعُ
عَلَيْهِ
عِنْدَنَا الَّذِي
لاَ
اخْتِلاَفَ
فِيهِ،
وَالَّذِي أَدْرَكْتُ
عَلَيْهِ
أَهْلَ
الْعِلْمِ بِبَلَدِنَا،
أَنَّ
مِيرَاثَ
الأَبِ مِنِ
ابْنِهِ،
أَوِ
ابْنَتِهِ،
أَنَّهُ إِنْ
تَرَكَ
الْمُتَوَفَّى
وَلَداً،
أَوْ وَلَدَ
ابْنٍ
ذَكَراً،
فَإِنَّهُ
يُفْرَضُ
لِلأَبِ السُّدُسُ
فَرِيضَةً،
فَإِنْ لَمْ
يَتْرُكِ
الْمُتَوَفَّى
وَلَداً،
وَلاَ وَلَدَ
ابْنٍ
ذَكَراً،
فَإِنَّهُ
يُبَدَّأُ
بِمَنْ
شَرَّكَ
الأَبَ مِنْ
أَهْلِ
الْفَرَائِضِ،
فَيُعْطَوْنَ
فَرَائِضَهُمْ،
فَإِنْ
فَضَلَ مِنَ
الْمَالِ
السُّدُسُ
فَمَا
فَوْقَهُ
كَانَ
لِلأَبِ،
وَإِنْ لَمْ
يَفْضُلْ
عَنْهُمُ
السُّدُسُ
فَمَا
فَوْقَهُ، فُرِضَ
لِلأَبِ
السُّدُسُ
فَرِيضَةً.
وَمِيرَاثُ
الأُمِّ مِنْ
وَلَدِهَا
إِذَا تَوَفَّى
ابْنُهَا
أَوِ
ابْنَتُهَا،
فَتَرَكَ
الْمُتَوَفَّى
وَلَداً أَوْ
وَلَدَ ابْنٍ
- ذَكَراً
كَانَ أَوْ
أُنْثَى -
أَوْ تَرَكَ
مِنَ الإِخْوَةِ
اثْنَيْنِ
فَصَاعِداً -
ذُكُوراً
كَانُوا أَوْ
إِنَاثاً -
مِنْ أَبٍ
وَأُمٍّ،
أَوْ مِنْ
أَبٍ، أَوْ
مِنْ أُمٍّ
فَالسُّدُسُ
لَهَا،
وَإِنْ لَمْ
يَتْرُكِ
الْمُتَوَفَّى
وَلَدَاً،
وَلاَ وَلَدَ
ابْنٍ، وَلاَ
اثْنَيْنِ
مِنَ
الإِخْوَةِ
فَصَاعِداً،
فَإِنَّ
لِلأُمِّ الثُّلُثَ
كَامِلاً،
إِلاَّ فِي
فَرِيضَتَيْنِ
فَقَطْ،
وَإِحْدَى
الْفَرِيضَتَيْنِ
: أَنْ
يُتَوَفَّى
رَجُلٌ
وَيَتْرُكَ
امْرَأَتَهُ
وَأَبَوَيْهِ،
فَلاِمْرَأَتِهِ
الرُّبُعُ،
وَلأُمِّهِ
الثُّلُثُ
مِمَّا بَقِىَ،
وَهُوَ
الرُّبُعُ
مِنْ رَأْسِ
الْمَالِ.
وَالأُخْرَى :
أَنْ
تُتَوَفَّىَ
امْرَأَةٌ
وَتَتْرُكَ زَوْجَهَا
وَأَبَوَيْهَا،
فَيَكُونُ
لِزَوْجِهَا
النِّصْفُ،
وَلأُمِّهَا
الثُّلُثُ
مِمَّا
بَقِيَ،
وَهُوَ
السُّدُسُ
مِنْ رَأْسِ
الْمَالِ،
وَذَلِكَ
أَنَّ
اللَّهَ تَبَارَكَ
وَتَعَالَى
يَقُولُ فِي
كِتَابِهِ : (
وَلأَبَوَيْهِ
لِكُلِّ
وَاحِدٍ
مِنْهُمَا
السُّدُسُ مِمَّا
تَرَكَ إِنْ
كَانَ لَهُ
وَلَدٌ
فَإِنْ لَمْ
يَكُنْ لَهُ
وَلَدٌ
وَوَرِثَهُ
أَبَوَاهُ
فَلأُمِّهِ
الثُّلُثُ
فَإِنْ كَانَ
لَهُ
إِخْوَةٌ
فَلأُمِّهِ
السُّدُسُ )
[النساء : 11]
فَمَضَتْ
السُّنَّةُ
أَنَّ
الإِخْوَةَ اثْنَانِ
فَصَاعِداً.
îmam Malik der ki: Bu konuda bizce ittifak edilen ve
beldemizde (Medine'de) kendilerine yetiştiğim alimlerin uyguladıkları hüküm
şudur:
Ölü kız veya oğulun erkek çocukları veya oğlunun erkek çocukları varsa,
babanın terekedeki hakkı altıda bir olarak takdir edilir. Artan mal varsa,
altıda bir ile artan mal da babanın olur. Artan mal altıda bir veya daha fazla
değilse babaya belirli hak olarak altıda bir verilir.
Ölü kız veya oğul,
erkek olsun kız olsun çocuk veya oğlunun çocuklarını veya ana baba bir veya
ana bir baba bir, iki ve daha fazla erkek veya kız kardeş bırakmışlarsa
annelerine bu ölü çocuklarından altıda bir miras verilir.
Ölü, kendi veya
oğlunun çocuğunu, iki ve ikiden fazla kardeş bırakmamışsa aşağıdaki iki hal
müstesna anne terekenin üçte birini alır:
1. Bir kişi ölür
ve geride karısını, anne ve babasını bırakırsa, karısı dörtte birini alır,
annesi ise karısı hissesini aldıktan sonra geride kalan malın üçte birini alır.
Bu, terekenin tümünün dörtte biri eder.
2. Bir kadın ölür
ve geride kocasıyla birlikte anne ve babasını bırakırsa, koca terekenin
yarısını, annesi de kocası hakkını aldıktan sonra artanın üçte birini alır. Bu
da terekenin tamamının altıda biri eder.
Zira Yüce Allah
şöyle buyurmuştur:
«... Ölenin çocuğu varsa, anne babadan her birine
bırakılan malın altıda biri verilir. Çocuğu olmayıp ona anne ve babası mirasçı
olmuşsa üçte biri ananındır. Kardeşleri varsa o vakit altıda biri ananındır.»*[Nisa, 12]
Kardeşlerin iki
ve daha fazla olması esasına göre uygulama yapılmıştır.
4 - باب
مِيرَاثِ
الإِخْوَةِ
لِلأُمِّ
4.
Ana Bir Kardeşlerin Mirastaki Payları
قَالَ
مَالِكٌ :
الأَمْرُ
الْمُجْتَمَعُ
عَلَيْهِ
عِنْدَنَا :
أَنَّ
الإِخْوَةَ
لِلأُمِّ لاَ
يَرِثُونَ
مَعَ
الْوَلَدِ
شَيْئاً،
وَلاَ مَعَ
وَلَدِ
الأَبْنَاءِ -
ذُكْرَاناً
كَانُوا أَوْ
إِنَاثاً -
شَيْئاً
وَلاَ
يَرِثُونَ
مَعَ الأَبِ،
وَلاَ مَعَ
الْجَدِّ
أبِي الأَبِ
شَيْئاً،
وَأَنَّهُمْ
يَرِثُونَ
فِيمَا سِوَى
ذَلِكَ، يُفْرَضُ
لِلْوَاحِدِ
مِنْهُمُ
السُّدُسُ -
ذَكَراً
كَانَ أَوْ
أُنْثَى -
فَإِنْ
كَانَا اثْنَيْنِ،
فَلِكُلِّ
وَاحِدٍ
مِنْهُمَا
السُّدُسُ،
فَإِنْ
كَانُوا
أَكْثَرَ
مِنْ ذَلِكَ
فَهُمْ شُرَكَاءُ
فِي
الثُّلُثِ
يَقْتَسِمُونَهُ
بَيْنَهُمْ
بِالسَّوَاءِ،
لِلذَّكَرِ
مِثْلُ حَظِّ
الأُنْثَيَيْنِ،
وَذَلِكَ
أَنَّ
اللَّهَ
تَبَارَكَ
وَتَعَالَى
يَقُولُ فِي
كِتَابِهِ : (
وَإِنْ كَانَ
رَجُلٌ
يُورَثُ
كَلاَلَةً
أَوِ
امْرَأَةٌ
وَلَهُ أَخٌ
أَوْ أُخْتٌ
فَلِكُلِّ
وَاحِدٍ
مِنْهُمَا
السُّدُسُ
فَإِنْ كَانُوا
أَكْثَرَ
مِنْ ذَلِكَ
فَهُمْ شُرَكَاءُ
فِي
الثُّلُثِ )
[النساء : 12]
فَكَانَ
الذَّكَرُ
وَالأُنْثَى
فِي هَذَا
بِمَنْزِلَةٍ
وَاحِدَةٍ(
îmam Malik der ki: Bu konuda bizce ittifak edilen
hüküm şöyledir: Ana bir kardeşler, kız olsun erkek olsun ölünün ve oğullarının
çocuklarıyla mirasa konamazlar. Baba ve babanın babası dede ile de mirasçı
olamazlar. Bunun dışındaki hallerde varis olurlar. Erkek ya da kız olsun bir
tane ana bir kardeşe (terekeden miras olarak) altıda bir hisse verilir. îki ana bir kardeş olması halinde her biri altıda bir
alırlar. Şayet ikiden fazla olurlarsa terekenin üçte birinde ortak olurlar.
Bunu erkeğe iki kız hissesi vermeksizin aralarında eşit olarak paylaşırlar.
Çünkü yüce Allah
şöyle buyurmuştur:
«... Eğer miras bırakan erkek ya da kadın, çocuğu
ve babası olmayan kişiler olur da onun erkek veya kızkardeşi
bulunursa, bunlardan her birine altıda bir düşer. Eğer onlar ikiden çok iseler
zarara uğratılmaksızın üçte birde ortak olurlar...»[Nisa,
12]
Bu konuda erkekle
kız arasında bir fark yoktur, aynı hisseyi alırlar.
5 - باب
مِيرَاثِ
الإِخْوَةِ
لِلأَبِ
وَالأُمِّ
5.
Ana Baba Bir Erkek Kardeşlerin Mirastaki Payları
قَالَ
مَالِكٌ :
الأَمْرُ
الْمُجْتَمَعُ
عَلَيْهِ
عِنْدَنَا :
أَنَّ
الإِخْوَةَ
لِلأَبِ
وَالأُمِّ
لاَ
يَرِثُونَ
مَعَ
الْوَلَدِ
الذَّكَرِ
شَيْئاً،
وَلاَ مَعَ
وَلَدِ الاِبْنِ
الذَّكَرِ
شَيْئاً،
وَلاَ مَعَ
الأَبِ
دِنْيَا
شَيْئاً،
وَهُمْ يَرِثُونَ
مَعَ
الْبَنَاتِ
وَبَنَاتِ
الأَبْنَاءِ،
مَا لَمْ
يَتْرُكِ
الْمُتَوَفَّى
جَدًّا أَبَا
أَبٍ، مَا
فَضَلَ مِنَ
الْمَالِ
يَكُونُونُ
فِيهِ
عَصَبَةً،
يُبْدَأُ
بِمَنْ كَانَ
لَهُ أَصْلُ
فَرِيضَةٍ
مُسَمَّاةٍ،
فَيُعْطَوْنَ
فَرَائِضَهُمْ،
فَإِنْ
فَضَلَ
بَعْدَ
ذَلِكَ
فَضْلٌ،
كَانَ
لِلإِخْوَةِ
لِلأَبِ
وَالأُمِّ
يَقْتَسِمُونَهُ
بَيْنَهُمْ،
عَلَى
كِتَابِ
اللَّهِ -
ذُكْرَاناً
كَانُوا أَوْ
إِنَاثاً -
لِلذَّكَرِ
مِثْلُ حَظِّ الأُنْثَيَيْنِ،
فَإِنْ لَمْ
يَفْضُلْ شَي
ْءٌ فَلاَ
شَيْءَ
لَهُمْ(
قَالَ
: وَإِنْ لَمْ
يَتْرُكِ
الْمُتَوَفَّى
أَباً، وَلاَ
جَدًّا أَبَا
أَبٍ، وَلاَ
وَلَداً،
وَلاَ وَلَدَ
ابْنٍ -
ذَكَراً
كَانَ أَوْ
أُنْثَى -
فَإِنَّهُ
يُفْرَضُ
لِلأُخْتِ
الْوَاحِدَةِ
لِلأَبِ
وَالأُمِّ
النِّصْفُ،
فَإِنْ كَانَتَا
اثْنَتَيْنِ
فَمَا فَوْقَ
ذَلِكَ مِنَ الأَخَوَاتِ
لِلأَبِ
وَالأُمِّ،
فُرِضَ
لَهُنَّ
الثُّلُثَانِ،
فَإِنْ كَانَ
مَعَهُنَّ
أَخٌ ذَكَرٌ،
فَلاَ
فَرِيضَةَ
لأَحَدٍ مِنَ
الأَخَوَاتِ،
وَاحِدَةً
كَانَتْ أَوْ
أَكْثَرَ مِنْ
ذَلِكَ،
وَيُبْدَأُ
بِمَنْ
شَرِكَهُمْ بِفَرِيضَةٍ
مُسَمَّاةٍ،
فَيُعْطَوْنَ
فَرَائِضَهُمْ،
فَمَا فَضَلَ
بَعْدَ
ذَلِكَ مِنْ
شَيْءٍ،
كَانَ بَيْنَ
الإِخْوَةِ
لِلأَبِ
وَالأُمِّ،
لِلذَّكَرِ
مِثْلُ حَظِّ
الأُنْثَيَيْنِ،
إِلاَّ فِي
فَرِيضَةٍ
وَاحِدَةٍ
فَقَطْ، لَمْ
يَكُنْ
لَهُمْ
فِيهَا
شَيْءٌ،
فَاشْتَرَكُوا
فِيهَا مَعَ
بَنِي
الأُمِّ فِي
ثُلُثِهِمْ،
وَتِلْكَ الْفَرِيضَةُ
هِيَ
امْرَأَةٌ
تُوُفِّيتْ،
وَتَرَكَتْ
زَوْجَهَا
وَأُمَّهَا،
وَإِخْوَتَهَا
لأُمِّهَا،
وَإِخْوَتَهَا
لأُمِّهَا
وَأَبِيهَا،
فَكَانَ
لِزَوْجِهَا النِّصْفُ،
وَلأُمِّهَا
السُّدُسُ،
وَلإِخْوَتِهَا
لأُمِّهَا
الثُّلُثُ،
فَلَمْ يَفْضُلْ
شَيْءٌ
بَعْدَ ذَلِكَ،
فَيَشْتَرِكُ
بَنُو الأَبِ
وَالأُمِّ
فِي هَذِهِ
الْفَرِيضَةِ،
مَعَ بَنِي الأُمِّ
فِي
ثُلُثِهِمْ،
فَيَكُونُ
لِلذَّكَرِ
مِثْلُ حَظِّ
الأُنْثَى،
مِنْ أَجْلِ أَنَّهُمْ
كُلَّهُمْ
إِخْوَةُ
الْمُتَوَفَّى
لأُمِّهِ،
وَإِنَّمَا
وَرِثُوا
بِالأُمِّ،
وَذَلِكَ
أَنَّ
اللَّهَ
تَبَارَكَ
وَتَعَالَى
قَالَ فِي كِتَابِهِ
: ( وَإِنْ
كَانَ رَجُلٌ
يُورَثُ كَلاَلَةً
أَوِ
امْرَأَةٌ
وَلَهُ أَخٌ
أَوْ أُخْتٌ
فَلِكُلِّ
وَاحِدٍ
مِنْهُمَا
السُّدُسُ
فَإِنْ
كَانُوا
أَكْثَرَ
مِنْ ذَلِكَ فَهُمْ
شُرَكَاءُ
فِي
الثُّلُثِ )
[النساء:12] فَلِذَلِكَ
شُرِّكُوا
فِي هَذِهِ
الْفَرِيضَةِ،
لأَنَّهُمْ
كُلَّهُمْ
إِخْوَةُ
الْمُتَوَفَّى
لأُمِّهِ(
imam Malik der ki: Bu konuda bizce ittifak edilen
hüküm şöyledir: Ana baba bir erkek kardeşler, ölünün ve oğlunun erkek çocuklariyle ve ölüye bitişik baba ile terekeden hiç bir
hisseye varis olamazlar. Ölünün hayatta dedesi (babasının babası) yoksa, kızlarla ve oğlunun kızlarıyla artan mala erkek
kardeşler asabe sıfatıyla varis olurlar. Önce belirli
hisseleri olanlara hakları verilir. Bu işlemden sonra artan mal olursa bu mal,
ana baba bir erkek kardeşlerin olar. Bunu aralarında Allah'ın kitabına uygun
şekilde taksim ederler. Erkek kardeşlerle birlikte kız kardeşler de bulunursa
erkeğe, iki kız hissesi kadar hisse verilir.Belirli
hisse sahiplen hisselerini aldıktan sonra mal kalmazsa, kardeşlere hiç mal
verilmez.
îmam Malik der ki; Ölünün babası, babasının babası
(dede), erkek ya da kız kendinin ve oğlunun çocukları yoksa, anne baba bir kız
kardeşe tek başına olması halinde terekenin yarısı verilir. Ana baba bir kız
kardeşler, iki ve daha fazla olurlarsa, kendilerine üçte iki verilir. Bunlarla
birlikte bir erkek kardeşleri varsa, bir tane ya da çok olsunlar hiç biri
belirli hisse alamazlar.
Önce kendileriyle
mirasa iştirak edenlerden belirli hissesi olanlara hisseleri verilir. Bu
işlemden sonra mal artarsa, bu mal ana baba bir kardeşler arasında erkeğe, iki
kız hissesi olmak üzere paylaştırılır. Buradan sadece bir hal hariçtir. Bu
halde onlara hiç mirastan pay verilmez ve ana bir kardeşlere, aldıkları üçte bir
hissede ortak olurlar. Bu meselenin tasviri şu şekildedir:
Bir kadın ölmüş
ve geride kocasını,anasını, ana bir kardeşlerini ve
ana baba bir kardeşlerini bırakmıştır. Terekenin yarısı kocasının, altıda biri
annesinin, üçte biri de ana bir kardeşlerinin olur. Bu işlemden sonra mal artmıyacağından ana baba bir kardeşler ana bir kardeşlerin
bu üçte bir hisselerinde ortak olurlar. Bu malı aralarında erkeğe, iki kız
hissesi vermek suretiyle taksim ederler. Zira hepsi de ölünün ana bir
kardeşidirler. Sadece anneleri aracılığıyla varis olmuşlardır.
Çünkü Yüce Allah,
kitabında şöyle buyurur:
«... Eğer miras bırakan erkek ya da kadın, çocuğu
ve babası olmayan kişiler olur da onun erkek veya kızkardeşi
bulunursa, bunlardan her birine altıda bir düşer. Eğer onlar ikiden fazla
iseler, zarara uğratılmaksızın üçte birde ortak olurlar...»[Nisa, 12] îşte bu ayeti kerimeden dolayı, üçte bir hissede ortak
olurlar. Zira hepsi de ölünün ana bir kardeşidirler.
6 - باب
مِيرَاثِ
الإِخْوَةِ
لِلأَبِ
6.
Baba Bir Kardeşlerin Mirastaki Payları
قَالَ
مَالِكٌ :
الأَمْرُ
الْمُجْتَمَعُ
عَلَيْهِ
عِنْدَنَا،
أَنَّ
مِيرَاثَ
الإِخْوَةِ
لِلأَبِ،
إِذَا لَمْ
يَكُنْ
مَعَهُمْ
أَحَدٌ مِنْ
بَنِي الأَبِ
وَالأُمِّ،
كَمَنْزِلَةِ
الإِخْوَةِ
لِلأَبِ وَالأُمِّ
سَوَاءٌ،
ذَكَرُهُمْ
كَذَكَرِهِمْ،
وَأُنْثَاهُمْ
كَأُنْثَاهُمْ،
إِلاَّ
أَنَّهُمْ
لاَ
يُشَرَّكُونَ
مَعَ بَنِي الأُمِّ
فِي
الْفَرِيضَةِ،
الَّتِي
شَرَّكَهُمْ
فِيهَا بَنُو الأَبِ
وَالأُمِّ،
لأَنَّهُمْ
خَرَجُوا مِنْ
وِلاَدَةِ
الأُمِّ
الَّتِي
جَمَعَتْ أُولَئِكَ(
قَالَ
مَالِكٌ :
فَإِنِ
اجْتَمَعَ
الإِخْوَةُ
لِلأَبِ
وَالأُمِّ،
وَالإِخْوَةُ
لِلأَبِ،
فَكَانَ فِي
بَنِي الأَبِ
وَالأُمِّ ذَكَرٌ،
فَلاَ
مِيرَاثَ
لأَحَدٍ مِنْ
بَنِي
الأَبِ،
وَإِنْ لَمْ
يَكُنْ بَنُو
الأَبِ وَالأُمِّ
إِلاَّ
امْرَأَةً
وَاحِدَةً،
أَوْ
أَكْثَرَ
مِنْ ذَلِكَ
مِنَ
الإِنَاثِ لاَ
ذَكَرَ
مَعَهُنَّ،
فَإِنَّهُ
يُفْرَضُ لِلأُخْتِ
الْوَاحِدَةِ
لِلأَبِ
وَالأُمِّ
النِّصْفُ،
وَيُفْرَضُ
لِلأَخَوَاتِ
لِلأَبِ
السُّدُسُ تَتِمَّةَ
الثُّلُثَيْنِ،
فَإِنْ كَانَ
مَعَ
الأَخَوَاتِ
لِلأَبِ
ذَكَرٌ،
فَلاَ فَرِيضَةَ
لَهُنَّ،
وَيُبْدَأُ
بَأَهْلِ الْفَرَائِضِ
الْمُسَمَّاةِ
فَيُعْطَوْنَ
فَرَائِضَهُمْ،
فَإِنْ
فَضَلَ
بَعْدَ ذَلِكَ
فَضْلٌ كَانَ
بَيْنَ
الإِخْوَةِ
لِلأَبِ،
لِلذَّكَرِ
مِثْلُ حَظِّ
الأُنْثَيَيْنِ،
وَإِنْ لَمْ
يَفْضُلْ
شَيْءٌ فَلاَ
شَيْءَ
لَهُمْ،
فَإِنْ كَانَ
الإِخْوَاتُُ
لِلأَبِ
وَالأُمِّ
امْرَأَتَيْنِ
أَوْ
أَكْثَرَ
مِنْ ذَلِكَ
مِنَ الإِنَاثِ،
فُرِضَ
لَهُنَّ
الثُّلُثَانِ،
وَلاَ
مِيرَاثَ
مَعَهُنَّ
لِلأَخَوَاتِ
لِلأَبِ،
إِلاَّ أَنْ
يَكُونَ
مَعَهُنَّ
أَخٌ لأَبٍ،
فَإِنْ كَانَ
مَعَهُنَّ
أَخٌ لأَبٍ
بُدِئَ
بِمَنْ شَرَّكَهُمْ
بِفَرِيضَةٍ
مُسَمَّاةٍ،
فَأُعْطُوا
فَرَائِضَهُمْ،
فَإِنْ
فَضَلَ بَعْدَ
ذَلِكَ
فَضْلٌ،
كَانَ بَيْنَ
الإِخْوَةِ
لِلأَبِ،
لِلذَّكَرِ
مِثْلُ حَظِّ
الأُنْثَيَيْنِ،
وَإِنْ لَمْ
يَفْضُلْ
شَيْءٌ فَلاَ
شَيْءَ لَهُمْ،
وَلِبَنِي
الأُمِّ مَعَ
بَنِي الأَبِ
وَالأُمِّ،
وَمَعَ بَنِي
الأَبِ،
لِلْوَاحِدِ
السُّدُسُ،
وَلِلاِثْنَيْنِ
فَصَاعِداً
الثُّلُثُ،
لِلذَّكَرِ
مِثْلُ حَظِّ
الأُنْثَى،
هُمْ فِيهِ
بِمَنْزِلَةٍ
وَاحِدَةٍ
سَوَاءٌ.
imam Malik der ki: Bu konuda bizce üzerinde ittifak
edilen hüküm şöyledir: Baba bir kardeşlerle birlikte ana baba bir kardeşler
bulunmadığı takdirde, bunların mirastaki payları ana baba bir kardeşlerin
mirası gibi olup aralarında hiç bir fark yoktur. Erkekleri erkeklerine,
kadınları kadınlarına benzerler. Şu kadar var ki, ana baba bir erkek
kardeşlerin ortak oldukları, ana bir kardeşlerin üçte bir hissesine, bunlarla
birlikte baba bir kardeşler ortak olamazlar. Zira baba bir kardeşler, onları biraraya getiren ananın çocukları değildirler.
imam Malik der ki: Ana baba bir kardeşlerle baba bir
kardeşler birlikte bulunurlarsa, ana baba bir kardeşlerin içerisinde erkek
varsa, baba bir kardeşlerden hiçbiri varis olamazlar. Ana baba bir çocuklar
bir veya daha fazla iseler ve birlilıte erkek de
bulunmuyorsa, ana baba bir kız kardeşe terekenin yarı hissesi verilir. Baba
bir kız kardeşlere de altıda bir hisse verilir. Bu işlem, üçte ikiyi tamamlamak
içindir. Baba bir kardeşlerle birlikte erkek kardeş bulunursa, belirli hisseye
sahip olamazlar. Önce belirli hisseye sahip olanlardan başlayarak bunların
hakları verilir. Bu işlemden sonra artan mal olursa erkeğe, iki kız hissesi
olmak üzere baba bir kardeşler arasında pay edilir. Şayet mal kalmazsa onlara
hiç bir hak verilmez.
Ana baba bir kız
kardeşler, iki veya daha çok iseler bunlara terekenin üçte ikisi verilir.
Bunlarla birlikte baba bir kız kardeşler varis olamazlar. Şu kadar var ki,
bunlarla birlikte baba bir erkek kardeş varsa, o zaman varis olurlar. Bu
takdirde mirasta ortak oldukları belirli hak sahiplerinden önce başlanır ve
hisseleri verilir. Bu işlemden sonra mal artarsa erkeğe, iki kız hissesi olmak
üzere bu malı baba bir kardeşler aralarında taksim ederler. Şayet hiç mal
kalmazsa, hiç hak alamazlar.
Ana bir çocuklar,
ana baba bir ve baba bir çocuklarla bulunduklarında bir kişi ise altıda bir,
iki ve daha fazla iseler erkeğe, bir kız hissesi olmak üzere üçte bir hisse
verilir. Erkek burada bir kız mesabesindedir. Bundan dolayı payları eşittir.
7 - باب
مِيرَاثِ
الْجَدِّ
7.
Dedenin Mirastaki Payı
حَدَّثَنِي
يَحْيَى،
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ يَحْيَى
بْنِ
سَعِيدٍ،
أَنَّهُ
بَلَغَهُ أَنَّ
مُعَاوِيَةَ
بْنَ أبِي
سُفْيَانَ
كَتَبَ إِلَى
زَيْدِ بْنِ
ثَابِتٍ
يَسْأَلُهُ عَنِ
الْجَدِّ،
فَكَتَبَ
إِلَيْهِ
زَيْدُ بْنُ
ثَابِتٍ :
إِنَّكَ كَتَبْتَ
إِلَيَّ
تَسْأَلُنِي
عَنِ الْجَدِّ
وَاللَّهُ
أَعْلَمُ،
وَذَلِكَ
مِمَّا لَمْ
يَكُنْ
يَقْضِي
فِيهِ إِلاَّ
الأُمَرَاءُ،
يَعْنِي
الْخُلَفَاءَ،
وَقَدْ حَضَرْتُ
الْخَلِيفَتَيْنِ
قَبْلَكَ،
يُعْطِيَانِهِ
النِّصْفَ
مَعَ الأَخِ
الْوَاحِدِ،
وَالثُّلُثَ
مَعَ الاِثْنَيْنِ،
فَإِنْ
كَثُرَتِ
الإِخْوَةُ
لَمْ
يُنَقِّصُوهُ
مِنَ
الثُّلُثِ.
Yahya b. Said'e rivayet edildiğine göre Ebu
Süfyan oğlu Mu-aviye, Zeyd b. Sabit'e mektup yazarak dedenin mirasdaki
payını sordu. Zeyd b. Sabit de ona şöyle cevap yazdı:
«Bana yazdığın mektupta benden dedenin mirasını
soruyorsun. En doğrusunu Allah bilir. Bu mesele, Halifelere kadar hakkında
hüküm verilmemiş bir meseledir. Senden önce iki halifenin yanında bulundum.
Onlar bir erkek kardeşle bulunursa dedeye terekenin yarısını, iki erkek
kardeşle bulunursa üçte birini veriyorlardı. Kardeşler daha fazla olurlarsa,
dedenin üçte bir hissesini azaltmıyorlardı.»