DEVAM:
13. Ganimete İhanet Edilmesi
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ، عَنْ
ثَوْرِ بْنِ
زَيْدٍ
الدِّيلِيِّ،
عَنْ أبِي
الْغَيْثِ
سَالِمٍ
مَوْلَى
ابْنِ مُطِيعٍ،
عَنْ أبِي
هُرَيْرَةَ
أنَّهُ قَال
:َ خَرَجْنَا
مَعَ رَسُولِ
اللَّهِ r عَامَ
خَيْبَرَ،
فَلَمْ
نَغْنَمْ
ذَهَباً وَلاَ
وَرِقاً،
إِلاَّ
الأَمْوَالَ
الثِّيَابَ
وَالْمَتَاعَ،
قَالَ :
فَأَهْدَى
رِفَاعَةُ
بْنُ زَيْدٍ
لِرَسُولِ
اللَّهِ r
غُلاَماً
أَسْوَدَ،
يُقَالُ لَهُ
مِدْعَمٌ،
فَوَجَّهَ
رَسُولُ
اللَّهِ r إِلَى
وَادِي
الْقُرَى,
حَتَّى إِذَا
كُنَّا
بِوَادِي
الْقُرَى،
بَيْنَمَا
مِدْعَمٌ يَحُطُّ
رَحْلَ
رَسُولِ
اللَّهِ r، إِذْ
جَاءَهُ
سَهْمٌ
عَائِرٌ
فَأَصَابَهُ
فَقَتَلَهُ،
فَقَالَ
النَّاسُ :
هَنِيئاً
لَهُ الْجَنَّةُ.
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ r : « كَلاَّ
وَالَّذِي
نَفْسِي
بِيَدِهِ،
إِنَّ
الشَّمْلَةَ
الَّتِي
أَخَذَ
يَوْمَ خَيْبَرَ
مِنَ
الْمَغَانِمِ
لَمْ
تُصِبْهَا الْمَقَاسِمُ،
لَتَشْتَعِلُ
عَلَيْهِ
نَاراً ».
قَالَ :
فَلَمَّا
سَمِعَ
النَّاسُ
ذَلِكَ،
جَاءَ رَجُلٌ
بِشِرَاكٍ
أَوْ
شِرَاكَيْنِ
إِلَى
رَسُولِ
اللَّهِ r،
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ r : «
شِرَاكٌ،
أَوْ
شِرَاكَانِ
مِنْ نَارٍ »(
Ebu Hureyre
anlatiyor: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile beraber Huneyn savaşının
yapıldığı sene yola çıktık. Bu savaşta ganimet olarak mal, elbise ve eşyadan
başka ne altın ne de gümüş elde edilmişti.
Rifaa b. Zeyd,
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e siyah bir köle hediye etti. Bu köleye Mid'am
derlerdi. Hz. Peygamber Vadiül Kura'ya doğru yöneldi, oraya varınca Mid'am, Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın bineğinden takımlarını indiriyordu. Birden
nerden geldiği belli olmayan bir ok ona isabet etti ve hemen öldürdü. Halk
«Cennet ona mübarek olsun» deyince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
«— Asla, Nefsim
elinde olan (Allah)'a yemin ederim ki Hayber savaşında ganimetler taksim
edilmeden bir elbise almıştı, bu onu cehenneme atacaktır» buyurdu. Oradakiler
bu sözleri duyunca, adamın biri Nebi s.a.v.'e bir veya iki terlik kayışı
getirdi. 3unun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
«- Çalınan mal
bir veya iki terlik kayışı da olsa, cehennemden bir parçadır» buyurdu.
Diğer tahric:
Buhari, Eyman ve'n-Nuzur; Müslim, iman