DEVAM:
19. Temettü Haccı
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ عَبْدِ اللَّهِ
بْنِ
دِينَارٍ،
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ،
أَنَّهُ
كَانَ
يَقُولُ :
مَنِ
اعْتَمَرَ
فِي أَشْهُرِ
الْحَجِّ فِي شَوَّالٍ،
أَوْ ذِي
الْقَعْدَةِ،
أَوْ فِي ذِي
الْحِجَّةِ،
قَبْلَ
الْحَجِّ،
ثُمَّ أَقَامَ
بِمَكَّةَ
حَتَّى
يُدْرِكَهُ
الْحَجُّ،
فَهُوَ
مُتَمَتِّعٌ
إِنْ حَجَّ،
وَعَلَيْهِ
مَا اسْتَيْسَرَ
مِنَ
الْهَدْيِ،
فَإِنْ لَمْ
يَجِدْ،
فَصِيَامُ
ثَلاَثَةِ
أَيَّامٍ فِي
الْحَجِّ،
وَسَبْعَةٍ
إِذَا رَجَعَ.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَذَلِكَ
إِذَا
أَقَامَ حَتَّى
الْحَجِّ،
ثُمَّ حَجَّ
مِنْ عَامِهِ.
Abdullah b.
Ömer'den: Kim hac ayları ile Şevval, Zilkade ve Zilhicce aylarında hacdan önce
umre yapar, sonra da Mekke'de kalarak hac zamanı haccını yaparsa, bu kimse
temettu haccı yapmış olur. Onun için kolayına gelen cinsten bir kurban kesmesi,
bulamazsa hacda üç gün ve dönünce de yedi gün oruç tutması lazımdır.
İmam Malik der
ki: «Yukarıdaki durum, şayet umreden sonra hac zamanına kadar Mekke'de ikamet
edilir ve aynı yıl hac yapılırsa, geçerlidir.»
قَالَ
مَالِكٌ فِي
رَجُلٍ مِنْ
أَهْلِ مَكَّةَ،
انْقَطَعَ
إِلَى
غَيْرِهَا
وَسَكَنَ
سِوَاهَا,
ثُمَّ قَدِمَ
مُعْتَمِراً
فِي أَشْهُرِ
الْحَجِّ،
ثُمَّ
أَقَامَ
بِمَكَّةَ
حَتَّى
أَنْشَأَ
الْحَجَّ
مِنْهَا :
إِنَّهُ
مُتَمَتِّعٌ يَجِبُ
عَلَيْهِ
الْهَدْيُ
أَوِ
الصِّيَامُ،
إِنْ لَمْ
يَجِدْ
هَدْياً،
وَأَنَّهُ لاَ
يَكُونُ مِثْلَ
أَهْلِ
مَكَّةَ.
İmam Malik der
ki: Mekkeli olup da oradan ayrılarak başka yerde ikamet eden, sonra da hac
aylarında umreye girerek Mekke'ye gelip hac zamanına kadar orada kalan ve hac
zamanı gelince de haccını yapan kimse temettü haccı yapmış olur, onun için
kurban kesmesi, kurban bulamazsa oruç tutması gerekir. Çünkü bu kimse Mekkeli
gibi değildir.
وَسُئِلَ
مَالِكٌ عَنْ
رَجُلٍ مِنْ
غَيْرِ أَهْلِ
مَكَّةَ،
دَخَلَ
مَكَّةَ
بِعُمْرَةٍ
فِي أَشْهُرِ
الْحَجِّ،
وَهُوَ
يُرِيدُ الإِقَامَةَ
بِمَكَّةَ،
حَتَّى
يُنْشِئَ الْحَجَّ،
أَمُتَمَتِّعٌ
هُوَ ؟
فَقَالَ : نَعَمْ
هُوَ
مُتَمَتِّعٌ،
وَلَيْسَ
هُوَ مِثْلَ
أَهْلِ
مَكَّةَ،
وَإِنْ
أَرَادَ
الإِقَامَةَ،
وَذَلِكَ
أَنَّهُ دَخَلَ
مَكَّةَ
وَلَيْسَ
هُوَ مِنْ
أَهْلِهَا،
وَإِنَّمَا
الْهَدْيُ،
أَوِ الصِّيَامُ
عَلَى مَنْ
لَمْ يَكُنْ
مِنْ أَهْلِ
مَكَّةَ،
وَأَنَّ
هَذَا
الرَّجُلَ
يُرِيدُ الإِقَامَةَ،
وَلاَ
يَدْرِي مَا
يَبْدُو لَهُ
بَعْدَ
ذَلِكَ، وَلَيْسَ
هُوَ مِنْ
أَهْلِ
مَكَّةَ.
İmam Malik'e: «—
Mekkeli olmayıp hac aylarında umreye girerek Mekke'ye gelen ve hac zamanına
kadar Mekke'de kalıp haccı ifa etmek isteyen kimse temettü haccı mı yapmış
sayılır?» diye soruldu. îmam Malik şu cevabı verdi:
«— Evet, temettü
haccı yapmış sayılır, o her ne kadar Mekke'de kalmışsa da Mekkeli gibi
değildir, oraya dışarıdan gelmiştir. Onun için Mekkeli olmayanlara gereken
kurbanlık, kurban bulamazsa oruç böyle kimseler için farz olur. Böyle biri
Mekkeli olmadığı için, daha sonra durumu kendisine ne göstereceğini bitmez.»