M U V A T T A

 Bablar Konular Numaralar

KİTABU’Z-ZEKAT

<< 565 >>

DEVAM: 2. ALTIN VE GÜMÜŞ'ÜN ZEKATI

 

وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عُمَرَ بْنِ حُسَيْنٍ، عَنْ عَائِشَةَ بِنْتِ قُدَامَةَ، عَنْ أَبِيهَا، أَنَّهُ قَالَ : كُنْتُ إِذَا جِئْتُ عُثْمَانَ بْنَ عَفَّانَ أَقْبِضُ عَطَائِي سَأَلَنِي : هَلْ عِنْدَكَ مِنْ مَالٍ وَجَبَتْ عَلَيْكَ فِيهِ الزَّكَاةُ ؟ قَالَ : فَإِنْ قُلْتُ : نَعَمْ، أَخَذَ مِنْ عَطَائِي زَكَاةَ ذَلِكَ الْمَالِ ، وَإِنْ قُلْتُ : لاَ ، دَفَعَ إِلَىَّ عَطَائِي(

 

Kudame'nin kızı Aişe babasından naklediyor. Osman b. Affan'a aylığımı almaya gittiğim zaman: «Zekat farz olmuş malın var mı?» diye sorardı. Şayet «evet» dersem zekatın tutarını aylığımdan keser, «hayır!» dersem aylığımı kesintisiz verirdi.

 

 

Diğer tahric: Malik, Mevkuf olarak rivayet eder. Darakutnî derki: "Doğrusu Muvatta'daki gibi, Mevkuf oluşudur