DEVAM: 1.BAB: NAMAZ
VAKİTLERİ
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ نَافِعٍ مَوْلَى
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ، أَنَّ
عُمَرَ بْنَ
الْخَطَّابِ
كَتَبَ إِلَى
عُمَّالِهِ :
إِنَّ
أَهَمَّ
أَمْرِكُمْ
عِنْدِي
الصَّلاَةُ،
فَمَنْ حَفِظَهَا
وَحَافَظَ
عَلَيْهَا
حَفِظَ دِينَهُ،
وَمَنْ
ضَيَّعَهَا
فَهُوَ لِمَا
سِوَاهَا
أَضْيَعُ.
ثُمَّ كَتَبَ
: أَنْ
صَلُّوا الظُّهْرَ
إِذَا كَانَ
الْفَيْءُ
ذِرَاعاً،
إِلَى أَنْ
يَكُونَ
ظِلُّ
أَحَدِكُمْ
مِثْلَهُ،
وَالْعَصْرَ
وَالشَّمْسُ
مُرْتَفِعَةٌ
بَيْضَاءُ
نَقِيَّةٌ،
قَدْرَ مَا
يَسِيرُ
الرَّاكِبُ
فَرْسَخَيْنِ
أَوْ
ثَلاَثَةً
قَبْلَ غُرُوبِ
الشَّمْسِ،
وَالْمَغْرِبَ
إِذَا غَرَبَتِ
الشَّمْسُ،
وَالْعِشَاءَ
إِذَا غَابَ
الشَّفَقُ
إِلَى ثُلُثِ
اللَّيْلِ، فَمَنْ
نَامَ فَلاَ نَامَتْ
عَيْنُهُ،
فَمَنْ نَامَ
فَلاَ نَامَتْ
عَيْنُهُ,
فَمَنْ نَامَ
فَلاَ
نَامَتْ عَيْنُهُ,
وَالصَّبْحَ
وَالنُّجُومُ
بَادِيَةٌ
مُشْتَبِكَةٌ
Abdullah b.
Ömer'in azadlısı Nafi der ki: Ömer b; el-Hattab r.a. valilerine şunu yazdı:
«Bana göre en
önemli vazifeniz namazdır. Kim onu —devam ederek— vaktinde kılarsa, dinini
korumuş olur. Kim de namazlarını ihmal ederse, diğer vazifelerini haliyle daha
çok ihmal eder.»
Daha sonra da
şunları yazdı:
«Öğle namazını,
bir şeyin gölgesi fey-i zevalin dışında bir arşın oluşundan itibaren, gölgeniz
bir misli oluncaya kadar kılın.
İkindi namazını,
henüz güneş yüksekte, beyazken kılın. Namazdan sonra, güneş batmadan önce bir
atlının iki veya üç fersah gidebileceği kadar bir zaman olsun.
Akşamı, güneş
batınca kılın.
Yatsıyı,
kırmızılığın (akşam şafağının) [12] kaybolmasından itibaren gecenin üçte birine
kadar kılın. Yatsıyı kılmadan yatanların gözüne uyku girmesin .Yatsıyı kılmadan
yatanların. gözüne uyku girmesin. Yatsıyı kılmadan yatanların gözüne uyku
girmesin. Sabah namazını, yıldızlar batmadan parlakken kılın.»
Bu Hadis Sadece
Muvatta da var.
İzah:
Fey-i zeval,
güneş tam tepede iken herhangi bir cismin en kısa gölgesidir. Bir Arşın,
takriben 60 santimdir.
Bir Fersah, üç
mildir. Bir mil, takriben 1609 metredir.
Şafak (akşam
şafağı, gurup), akşamdan sonra ufukta gözüken kırmızılıktır.
Yatsı namazı
tan yeri ağarıncaya (fecr-i sadık doğuncaya) kadar kılınabi-lir. Fakat yatmadan
önce kılınması sünnet ve efdaldir. Ayrıca uykuda kalıp kaçırma ihtimali vardır.
Bu yüzden Ömer r.a. yatsıyı kılmadan yatanları kınıyor ve onlara beddua ediyor.