SAHİH-İ MÜSLİM

ZÜHD

 

باب الإحسان إلى الأرملة والمسكين واليتيم

3- DUL KADINA, YOKSULA VE YETİME İYİLİK YAPMAK BABI

 

41 - (2982) حدثنا عبدالله بن مسلمة بن قعنب. حدثنا مالك عن ثور بن زيد، عن أبي الغيث، عن أبي هريرة،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال "الساعي على الأرملة والمسكين، كالمجاهد في سبيل الله - وأحسبه قال - وكالقائم لا يفتر؛ وكالصائم لا يفطر".

 

7393-41/1- Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb tahdis etti, bize Malik, Sevr b. Zeyd'den tahdis etti, o Ebu'l-Gays'dan, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Dul kadın ve yoksul kimse için çalışıp kazanan bir kimse, yüce Allah yolunda mücahid gibidir. -Zannederim şöyle de buyurdu- ve aralıksız namaz kılan, oruç açmaksızın oruç tutan kimse gibidir. "

 

 

Diğer tahric: Buhari, 5353, 6006, 6007; Tirmizi, 1969; Nesai, 2776; İbn Mace,.2140;

 

AÇIKLAMA:          "Dul kadın ve yoksul için çalışıp kazanan Allah yolunda cihad eden gibidir. " Burada sai’DEN maksat onların ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıp kazanan kimse demektir. Ermele: dul kadın ister evlenmiş olsun ister evlenmemiş olsun kocası olmayan kadın demektir. Kocasından ayrılan kadın olduğu da söylenmiştir. İbn Kuteybe dedi ki: Dul kadına bu ismin veriliş sebebi fakirlik demek olan ve kocasız kaldığı için ihtiyaçlarının karşılanmaması anlamına gelen "irmai" ile karşı karşıya kalışından ötürüdür. Nitekim adamın azığının bitip tükenmesi halini anlatmak için "ermele" fiili kullanılır.

 

 

 

42 - (2983) حدثني زهير بن حرب. حدثنا إسحاق بن عيسى. حدثنا مالك عن ثور بن زيد الديلي، قال: سمعت أبا الغيث يحدث عن أبي هريرة، قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "كافل اليتيم له أو لغيره، أنا وهو كهاتين في الجنة" وأشار مالك بالسبابة والوسطى.

 

7394-42/2- Bana Zuheyr b. Harb tahdis etti, bize İshak 'b. İsa tahdis etti, bize Malik, Sevr b. Zeyd ed-Dili 'den şöyle dediğini tahdis etti: Ebu'l Gays'ı Ebu Hureyre'den şöyle dedi diye tahdis ederken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kendisinin yahut başkasının yetimine bakan kişi ile ben ve o, cennette şu ikisi gibi olacağız" buyurdu ve Malik de şehadet parmağı ile orta parmağını işaret etti. 

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          "Kendisinin ya da başkasının yetimine bakan bir kimse ... " kafilul yetim: yetime bakan nafaka, giyim, edeb öğretIne, terbiye ve diğer hususları ile ilgilenen, bunları üstlenen kimse demektir.

 

Bu fazilet, yetime gerek kendi malından gerek şer'i bir velayet yetkisi ile yetimin kendi malından yapan kimseler için de hasıl olur. Hadisteki "kendisinin yahut başkasının" buyruğuna gelince, kişinin kendi yetimi, yetimin dedesi, annesi, ninesi, kardeşi, kızkardeşi, amcası, dayısı, halası, teyzesi ve buna benzer yetim akrabalarının yetimidir. Başkasına ait olan yetimden kasıt ise yetimin yabancı olması halidir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

4- MESCİDLERİ BİNA ETMENİN FAZİLETİ BABI