SAHİH-İ MÜSLİM |
FİTNELER – KIYAMET ALAMETLERİ |
18- BİR ADAM, BİR DİĞER
ADAMIN KABRİNİN YANINDAN GEÇİP DE O ÖLENİN YERİNDE OLMAYI TEMENNİ EDECEĞİ ZAMAN
GELMEDİKÇE KIYAMET KOPMAYACAKTIR BABI
7230-53/1- Bize Kuteybe b. Said, Malik b. Enes'den kendisine Ebu
Zinad’DAN diye okunanlar arasında tahdis etti. O P(rec'den, o Ebu Hureyre’DEN
rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Adam bir
diğer adamın kabrinin yanından geçip de keşke onun yerinde ben olsaydım
diyeceği zaman gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
7115;
7231-54/2- Bize Abdullah
b. Ömer b. Muhammed b. Eban b. Salih ve Muhammed b. Yezid el-Rifai -lafız İbn
Eban'a ait olmak üzere- tahdis edip dediler ki: Bize İbn Fudayl, Ebu İsmail’DEN
tahdis etti, o Ebu Hazim'den, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nefsim elinde olana yemin
ederim ki adam kabrin yanından geçip de -dinden dolayı değil de sırf uğradığı
bela yüzünden- kabir üzerine yuvarlanıp ah keşke bu mezar sahibinin yerinde ben
olsaydım diye temennide bulunmadıkça dünyanın sonu gelmeyecektir" buyurdu.
Diğer tahric: İbn
Mace, 4037
7232-55/3- Bize İbn Ebu
Ömer el-Mekki de tahdis etti, bize Mervan, Yezid’DEN -ki o b. Keysan' dır-
tahdis etti, o Ebu Hazim'den, o Ebu Hureyre’DEN şöyle dediğini rivayet etti:
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Nefsim elinde olana yemin ederim
insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki katil hangi sebepten dolayı
öldürdüğünü bilmeyecek, maktul de hangi sebepten dolayı öldürüldüğünü
bilmeyecektir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7233-56/4- Bize Abdullah
b. Ömer b. Eban ve Vasıl b. Abdula'la da tahdis edip dediler ki: Bize Muhammed
b. Fudayl, Ebu İsmail el-Eslemi’DEN tahdis etti, o Ebu Hazim'den, o Ebu
Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti: RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki insanlar
üzerinden katil niçin öldürdüğünü, maktul niçin öldürüldüğünü bilemeyeceği bir
zaman gelmedikçe dünyanın sonu gelmeyecektir." Bunun üzerine: Bu nasıl
olacak diye soruldu. O: "Here (ölüm) katil de maktul de ateştedir"
buyurdu.
İbn Eban'ın rivayetinde
dedi ki: O (yani Ebu İsmail'den dediği) Yezid b.
Keysan'dır. Ayrıca
"el-Eslemi" nisbetini zikretmemiştir.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (7232)
"Bize Mervan b. Yezid -ki o b. Keysfın'dır- Ebu Hazim'den, o Ebu
Hureyre’DEN katil ne diye öldürdüğünü bilmeyeceğinin sözkonusu edildiği hadiste
... " diğer rivayette (7233) "Bize Muhammed b. Fudayl, Ebu İsmail
elEslemı'den tahdis etti, o Ebu Hazim'den dedi. Sonra Müslim dedi ki: Eban'ın
rivayetinde dedi ki: O (yani Ebu İsmail’DEN dediği) Yezid b. Keysandır. Ayrıca
el-Eslemı nisbetini zikretmemiştir demektedir." İbare nüshalarda bu
şekildedir. Yezid b. Keysan ise Ebu İsmail'in kendisidir.
İfadede ise bir taktim
ve tehir vardır. Maksadı ise şudur: İbn Eban'ın rivayetinde dedi ki: Ebu İsmail
Yezid b. Keysan'ın kendisidir.
Ama lafzın zahiri Yezid
b. Keysan'ın bunu Ebu İsmail'den rivayet etmiş olduğu şeklinde yalnış bir
izlenim vermektedir. Bu ise bir yanlışlıktır. Aksine Yezid b. Keysan, Ebu
İsmail ile aynı şahıstır.
Bazı nüshalarda da
"yezid b. Keysan'dan -yani Ebu İsmail'den-" diye kaydedilmiştir ki bu
da bizim sözünü ettiğimiz yoruma açıklık getirmektedir. Zaten imamlar da
zikrettiğim şekilde delileri ile bunu açıklamış bulunmaktadırlar.
Ebu Ali el-Gassani dedi
ki: Şunu bilelim ki Yezid b. Keysan'ın künyesi Ebu İsmail'dir. Beşir b.
Süleyman'ın künyesi ise Ebu İsmail el-Eslemı'dir. Her ikisi de Ebu Hazim’DEN rivayet
nakletmektedir. Bu sebeple her ikisi de Ebu Hazim’DEN ortak bir takım hadisler
rivayet etmişlerdir. Onlardan birisi de bu hadis-i şeriftir. Bunu Müslim ilk
olarak Yezid b. Keysan'dan rivayet ettikten sonra bunu ayrıca Ebu İsmail
el-Eslemi'nin de rivayeti olarak kaydetmiştir. Ancak Eban'ın rivayeti
müstesnadır. O rivayetini Ebu İsmail Yezid b. Keysan'dan diye kaydetmiştir.
Bundan dolayı nesebinde "el-Eslemi" nisbetini zikretmemiştir. Allah
en iyi bilendir.
7234-57/5- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe ve İbn Ebu Ömer -lafız Ebu Bekir'e ait olmak üzere- tahdis edip
dediler ki: Bize Süfyan b. Uyeyne, Ziyad b. Sa'd'dan tahdis etti, o Zühri'den,
o Said'den rivayet ettiğine göre o Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinlemiştir:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ka'be'yi Habeşlilerden
baldırları incecik kişi tahrip edecektir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
1591; Nesai, 2904
AÇIKLAMA: "Kdbe'yi
Habeşlilerden baldırları incecik kişi tahrip edecektir." Buradaki
"zussuvaykatayn: baldırları incecik kişi" kelimesi bu kişinin
bacaklarının oldukça ince olduğunu anlatmak için kullanılan bir tabirdir.
Genellikle siyahilerin baldırlarının niteliği budur. Bu da yüce Allah'ın;
"Güvenilir bir harem" (Kasas, 57) buyruğu ile çelişmemektedir. Çünkü
bu buyruk, kıyametin kopmasının ve dünyanın yıkılmasının yaklaşacağı zamana
kadar güvenilir bir haremdir anlamındadır. Bir görüşe göre ise bu buyruğun
genel ifadesinde "bacakları incecik kişi"nin gerçekleştirecekleri
tahsis edilmiştir. Kadı Iyaz birinci görüş daha açıktır demiştir.
7235-58/6- Bana Harmele
b. Yahya da tahdisetti ... Ebu Hureyre dedi ki: Ras{Hullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Habeşlilerden baldırları incecik kişi Kdbe'yi tahrib
edecektir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
1596
7236-59/7- Bize Kuteybe
b. Said tahdis etti ... Ebu Hureyre'den rivayete göre Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Habeşlilerden baldırları incecik kişi yüce Allah'ın
beytini (Kdbe'yi) tahrip edecektir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7237-60/8- Bize Kuteybe
b. Said de tahdis etti ... Ebu Hureyre'den rivayete göre Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Kahtan’DAN bir adam çıkıp da insanları sopası ile
(önüne katıp) sürmedikçe kıyamet kopmayacaktır" buyurdu.
Diğer tahric:
Buhari,3517, 7117
7238-61/9- Bize Muhammed
b. Beşşar el-Abdi tahdis etti, bize Abdulkebir b. Abdulhamid Ebu Bekr el-Hanefi
tahdis etti, bize Abdulhamid b. Cafer tahdis edip dedi ki: Ömer b. el-Hakem'i
Ebu Hureyre'den tahdis ederken dinledim, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den: "Kendisine el-Cehcah denilen bir adam hükümdar olmadıkça
gündüzler ve geceler gitmeyecektir" buyurdu.
Müslim dedi ki: Bunlar
Abdulmecid'in oğlu olan Şerik, Ubeydullah, Umeyr ve Abdulkebir adlarında dört
kardeştir.
Diğer tahric: Tırmizi,
2228
AÇIKLAMA: "Kendisine
el-Cehcah denilen bir adam ... " Cehcah ismi iki he iledir.
Bazılarında ise eliften
sonraki he hazfedilerek "cehca" şeklindedir. Meşhur olan ise
birincisidir.
7239-62/10- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe ve İbn Ebu Ömer -lafız İbn Ebu Ömer'e ait olmak üzere-
dediler ki: Bize Süfyan Zühri’DEN tahdis etti, o Said'den, o Ebu Hureyre’DEN
rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: (Sizler
yüzleri kat kat deri ile kaplanmış kalkanı andıran bir kavimle savaşmadıkça
kıyamet kopmayacaktır. Yine sizler ayakkabılan kıldan olan bir kavim ile
savaşmadıkça kıyamet kopmayacaktır. "
Diğer tahric: Buhari,
2929; Ebu Davud, 4304; l"ırmizi, 2215; İbn Mace, 4096;
AÇIKLAMA: "Yüzleri
kat kat deri ile kaplanmış kalkanı andıran" buradaki "el-mecann:
kalkanlar" mim harfi fethalı, sondaki nun şeddelidir. Tekili kalkan demek
olan mim harfi kesreli "micenn"in çoğuludur.
"Mutraka: kat kat
deri ile kaplanmış" lı harfi sakin, re harfi şeddesizdir.
Rivayette lugat
kitaplarında, garibu'l-hadis kaynaklarında meşhur olan fasih söyleyiş budur. Tı
harfi fethalı, re harfi şeddeli (mutarraka) de nakledilmiş 01, makla birlikte
bilinen birincisidir. İlim adamları der ki: Bu tür kalkanlar deriler üst üste
geçirilerek yapılır.
İlim adamlarının dediklerine
göre hadisin manası: Türklerin yüzlerinin enleri ve yanaklarının etli oluşları
bakımından kat kat kalkanlara benzetmektedir.
7240-63/11- Bana Harmele
b. Yahya da tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus, İbn Şihab'dan
haber verdi, bana Said b. el-Müseyyeb'in haber verdiğine göre Ebu Hureyre dedi
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizinle
ayakkabıları kıldan, yüzleri kat kat deri ile kaplanmış kalkan gibi olan bir
ümmet sizinle savaşmadıkça kıyamet kopmayacaktır. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7241-64/12- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne, Ebu Zinad’DAN tahdis
etti, o A'rec'den, o Ebu Hureyre’den hadisi Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e ulaştırarak şöyle buyurduğunu rivayet etti: ''Ayakkabıları kıldan
olan bir kavim ile savaşmadığınız sürece kıyamet kopmayacaktır. Yine sizler
gözleri küçük, burunları basık (yassı) bir kavim ile savaşmadığınız sürece
kıyamet kopmayacaktır."
Diğer tahric: Buhari,
2929; İbn Mace, 4097
AÇIKLAMA: "Burunları
basık (yassı)" buradaki "zülf: basık (yassı)" zel ve dal
harfleri ile iki ayrı söyleyiştir. Meşhur olan zel harfi söyleyişidir. Bu
hususta her iki söyleyişi nakledenler arasında el-Meşarik ve el-Metali adlı
eserlerin sahipleri de bulunmaktadır. Bunların dediklerine göre cumhur bunu zel
ile rivayet etmiş bazıları ise del (dülf şeklinde) rivayet etmişlerdir. Doğrusu
ise zel ile rivayettir. Zel harfi de ötreli, lam harfi sakin
"ezlef"in çoğuludur. Anlamı ise geniş olmakla birlikte kısa ve
burunları basık demektir. Bunun, burun yumuşağının kalın olması anlamında
olduğu söylendiği gibi geniş olması anlamında olduğu da söylenmiştir. Hepsi
birbirine yakın açıklamalardır.
7242-65/13- Bize Kuteybe
b. Said tahdis etti... Ebu Hureyre'den rivayete göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Müslümanlar, yüz/eri kat kat deri ile
kap/anmış ka/kanı andıran kıl elbise giyinen ve kılda yürüyen bir kavim olan
Türklerle savaşmadıkça kıyamet kopmayacaktır. "
Diğer tahric: Ebu
Davud, 4303; Nesai, 3177
7243-66/14- Bize Ebu
Kureyb Muhammed b. el-Ala tahdis etti, bize Veki' ve Ebu Üsame, İsmail b. Ebu
Halid'den tahdis etti, o Kays b. Ebu Hazim'den, o Ebu Hureyre'den şöyle
dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kıyamete yakın bir zamanda ayakkabıları kıldan olan, yüzleri kat kat deri
ile kaplanmış kalkanı andıran yüzleri kırmızı gözleri küçük bir kavim ile
savaşacaksınız. "
Diğer tahric: Buhari,
3591
AÇIKLAMA: (7242)
"Kıldan elbise giyen ve kılda yürüyen" yani diğer rivayette (7243)
açıkça ifade ettiği gibi "ayakkabıları kıldan olan" bir kavimdir.
Bunların bizim zamanımızda bu halde oldukları görülmüştür. Diğer rivayette
(7243) "kırmızı yüzlü" denilmektedir ki bu kırmızı karışımı yüzleri
beyaz tenli demektir. Bu rivayette "gözlerinin küçük" oldukları da
sözkonusu edilmektedir.
Bütün bunlar Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in mucizeleridir.
Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in sözkonusu ettiği küçük gözlü, kırmızı tenli, yassı basık
burunlu, yüzleri kat kat deri ile kaplanmış kalkanı andıran türden geniş kıl
ayakkabılar giyen kimseler olmak şeklindeki bütün nitelikleri ile bu Türklerle
savaş gerçekleşmiştir. Bunların zamanımızda bütün bu niteliklere sahip
oldukları görülmüş, müslümanlar onlarla defalarca savaşmıştır. Halen onlarla
savaşılmaktadır. Yüce ve keremi bol Allah'tan onların durumu hakkında
başkalarının durumu hakkında ve diğer durumlarında güzel akıbeti ihsan
buyurmasını, onlara lütuf ve himayesini sürekli kılmasını dileriz.
Hevadan asla konuşmayan,
konuştuğu vahiyden başka bir şeyolmayan Rasulü'ne de Allah salat ve selam
buyursun.
7244-67/15- Bize Zuheyr
b. Harb ve Ali b. Hucr -lafız Zuheyr'e ait olmak üzere- tahdis edip dediler ki:
Bize İsmail b. İbrahim el-Cureyrl’DEN tahdis etti. O Ebu Nadra'dan şöyle
dediğini rivayet etti: Cabir b. Abdullah'ın yanında idik. Şöyle dedi:
Iraklılara bir kafiz ve bir dirhemin toplanmayacağı zaman yakındır. Biz: Bu
nereden dedik. O: Acemler tarafından onlar bunu vermeyecekler dedi. Sonra
şunları ekledi: Şam halkına da bir dinarın ve bir müdyün toplanmayacağı zaman
yakındır dedi. Biz: Bu nereden dedik. O:
Rumlar tarafından dedi.
Sonra kısa bir süre sustu. Sonra dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Ümmetimin son zamanlarında malı sayarak değil avuçla avuçlayacak
bir halife olacaktır" buyurdu.
(Ravi) dedi ki: Ben, Ebu
Nadra ve Ebu'l Ala'ya: Sizce bu Ömer b. Abdulaziz midir dedim. Her ikisi de
hayır dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7245- .. ./16- Bize
İbnu'l Müsenna da tahdis etti, bize Abdulvehhab tahdis etti, bize Said -yani
el-Cureyrı- bu isnad ile buna yakın olarak tahdis etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7246-68/17- Bize Nadr b.
Ali el-Cahdamı tahdis etti. Bize Bişr -yani b. el-Mufaddal- tahdis etti. (H.)
Bize Ali b. Hucr es-Sa'di de tahdis etti, bize İsmail -yani b. Uleyye- tahdis
etti (Bişr ile) ikisi Said b. Yezid'den, o Ebu Nadra'dan, o Ebu Said’DEN şöyle
dediğini rivayet etti: ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
"Halifelerinizden malı sayarak değil avuç ile avuçlayacak bir halife
(olacaktır)" buyurdu.
İbn Hucr'un rivayetinde
malı (yahsu yerine) yahsi: avuçlayarak denilmiştir.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7247-69/18- Bana Zuheyr
b. Harb da tahdis etti, bize Abdussamed b.
Abdulvaris tahdis etti,
bize babam tahdis etti, bana Davud, Ebu Nadra'dan tahdis etti, o Ebu Said ve
Cabir b. Abdullah'dan şöyle dediklerini rivayet etti:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Ahir zamanda malı saymaksızın paylaştıracak bir halife
olacaktır" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7248- .. ./19- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Muaviye, Davud b. Ebu Hind'den
tahdis etti, o Ebu Nadra'dan, o Ebu Said'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den aynısını rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (7244)
"Iraklılara herhangi bir kafizin ve bir dirhemin toplanmayacağı zaman
yakındır. .. " Bu hadisin şerhi birkaç yaprak önce geçmiş bulunmaktadır.
Yuşiku: yakındır, ye harfi ötreli, şin harfi kesreli olup çabuk gelecektir
anlamındadır.
"Sonra kısa bir
süre sustu." Buradaki "eskete: sustu" fiili dyarımızdaki bütün
nüshalarda başında elif (hemze) iledir. Kadı Iyaz ise ravilerin bunu hem
hemzeli hem hemzesiz rivayet ettiklerini zikretmiş ve çoğunluğun bunu yazmayıp
hazfettiklerine işaret etmiştir. Zaten (hemzesiz) sekete ile eskete sustu
anlamında iki ayrı söyleyiştir. Hemzeli söyleyişin başını önüne eğdi anlamında
olduğu söylendiği gibi yüzünü çevirde anlamında olduğu da söylenmiştir.
"Huneyye: biraz, kısa bir süre" hemzesiz ve ye harfi şeddelidir. Kadı
Iyaz dedi ki: Bunu es-Sedafi bize hemze ile rivayet etmiş olmakla birlikte o
yanlıştır. Buna dair açıklama da Namaz Kitabı'nda geçmiş bulunmaktadır.
"Ümmetimin son
zamanlarında malı saymayarak avuçlayacak bir halife gelecektir." Bir diğer
rivayette (7246) "yahsİ. .. avuçlayarak verecek" fiili
"yahsu" diye kaydedilmiştir. Dil bilginleri der ki: Bu fiilin ye'li
yahut vav'lı söylenişi iki ayrı söyleyiştir. Bu hadiste bu her iki söyleyiş de
kullanılmıştır. İkinci rivayette mastar birinci rivayetteki fiiline göre
kullanılmıştır. Bu da yüce Allah'ın: "Allah sizi yerden bir bitkiyi
bitirir gibi bitirdi" (Nuh, 17) buyruğunda olduğu gibi caizdir.
Buradaki yahsu fiili
ellerle avuçlamak demektir. Sözü edilen bu halifenin malı bu şekilde
avuçlayarak verecek olması, malların ve ganimetlerin fetihlerin çok olması ile
birlikte kendisinin de cömert bir kişi olacağından dolayıdır.
7249-70/20- Bize
Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar -lafız İbnu'l Müsenna'ya ait olmak üzere-
tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Ebu
Seleme'den şöyle dediğini tahdis etti: Ebu Nadra'yı Ebu Said el-Hudn’DEN tahdis
edip şöyle derken dinledim: Bana benden daha hayırlı olan bir kişinin haber
verdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hendeği kazmaya
başladığı zaman Ammar'ın başmı (üzerindeki tozu) silmeye koyuldu ve bu arada:
"İbn Sümeyye'ye yazık. Seni baği (haksızca baş kaldıran) bir topluluk
öldürecek" buyuruyordu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7250-71/21- Bana
Muhammed b. Muaz b. Abbad el-Anberi ile Hureym b. Abdula'la da tahdis edip dedi
ki: Bize Halid b. el-Haris tahdis etti. (H.) Bize İshak b. İbrahim, İshak b.
Mansur, Mahmud b. Gayian ve Muhammed b. Kudame de tahdis edip dediler ki: Bize
en-Nadr b. Şumeyl haber verdi (Halid ile) ikisi Şu'be'den, o Ebu Mesleme'den bu
isnad ile buna yakın olarak hadisi rivayet ettiler. Ancak Nadr'ın hadisinde
şöyle denilmektedir: Bana benden daha hayırlı olan Ebu Katade haber verdi.
Halid b. el-Haris ise hadisi rivayetinde dedi ki: Zannederim o -yani Ebu
Katade- derken yine Halid'in hadisi rivayetinde "(bu'se: yazık)"
lafzmı "veyse" diye yahut da "yaveyse ibn Sümeyye: İbn
Sümeyye'ye yazık" diyordu şeklindedir.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7251-72/22- Bana Muhammed
b. Amr b. Cebele de tahdis etti, bize Muhammed b. Cafer haber verdi. (H.) Bize
Ukbe b. Mukrem el-Ammi ve Ebu Bekr b. Nafi de tahdis etti. Ukbe, bize Gunder
tahdis etti derken Ebu Bekr haber verdi dedi. Bize Şu'be tahdis edip dedi ki:
Halid'i Said b. Ebu'lHasen’DEN diye tahdis ederken dinledim. O annesinden o Um
Seleme’den rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Ammar'a: "Seni baği (haksızca baş kaldıran) bir topluluk
öldürecektir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7252- .. ./23- Bana
İshak b. Mansur da tahdis etti, bize Abdussamed b. Abdulvaris haber verdi, bize
Şu'be tahdis etti, bize Halid el-Hazza, Said b. Ebu'l-Hasen ve el-Hasen’DEN
tahdis etti, ikisi annelerinden, o Um Seleme'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den aynısını rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7253-73/24- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize İsmail b. İbrahim, İbn Avn’DAN tahdis
etti, o Hasen'den, o annesinden o Um Seleme’DEN şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ammar'ı baği (haksızca baş
kaldıran) topluluk öldürecektir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (7249)
"İbn Sümeyye'ye yazık. Seni baği bir topluluk öldürecektir." Bir
rivayette ise (7250) "veys -yahut- ya veys: yazık, vah yazık",
şeklinde, bir rivayette (7251) ''Ammar'a: Seni baği (haksızca baş kaldıran)
topluluk öldürecektir" buyurulmaktadır ..
Birinci rivayette (yazık
anlamındaki lafız olan) "bu'se" ötreli be ile ve ondan sonra hemze
iledir. Bu kelime ise hoşlanılmayan hal ve zorluk, sıkıntı anlamını ifade eder.
Yani İbn Sümeyye'nin karşı karşıya kalacağı zorluk ve sıkıntı ne kadar büyük ve
ne kadar zorlu olacaktır. İkinci rivayet ise fethalı vav ve sakin ye ile
"veyse" şeklindedir. Buhari'deki rivayette ise merhamet ve acıma
ifade eden "veyhe" şeklindedir. "Veyse" onun küçültme
ismidir. Yani bu hususta ondan daha az bir hususu ifade eder.
Herevi dedi ki:
"Veyh" hak etmediği bir helake düşen kişiye bu söz ile ona
merhametini, acımasını dile getirerek söylenir ve böylelikle onun için ağıt
anlamlı bir ifade kullanılmış olur. "veyı" ise helak olmayı hak eden
kişi hakkında kullanılır. Fena dedi ki: "Veyh ve veys" her ikisi de
"veyı" anlamındadır.
Ali (r.a.)’DAN
"veyh" bir rahmet kapısı veyl ise bir azap kapısıdır dediği
nakledilmiştir. Yine (Fena) dedi ki: Veyh helak olmak kertesine yaklaşmış olan
kimseye, o işten vaZgeçmesini söylemek için kullanılan bir sözdür. Veyl ise
helakin içine düşen kimse için kullanılır. Allah en iyi bilendir.
"Fie: taife, kesim,
fırka" anlamındadır.
İlim adamları der ki: Bu
hadis, Ali (r.a.)'ın haklı ve isabetli olduğu, diğer kesimin ise baği (haksızca
baş kaldıran) ama içtihad etmiş bir topluluk olduğu hususunda açık bir
delildir. Müctehid olduklan için bu yaptıklarında günahları yoktur. Nitekim biz
bu hususu daha önce -biri bu babta olmak üzere- birkaç yerde kaydetmiş
bulunmaktayız.
Yine bu hadiste
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in değişik açılardan bir mucizesi
vardır. Bunlardan birisi Ammar' ın maktul olarak öleceği, onu müslümanların
öldüreceği, öldürenlerin baği olduklan, ashab-ı kiramın da savaşacakları, biri
baği olan diğeri böyle olmayan iki fırkaya bölünecekleri ifade edilmektedir.
Bütün bunlar da hevadan asla konuşmayan konuştuğu ancak vahiy olan Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in dediği şekilde sabahın aydınlığı gibi
gerçekleşmiş hususlardır.
7254-74/25- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Ebu Üsfune tahdis etti, bize Şu'be, Ebu
Teyyah'dan tahdis edip dedi ki: Ben Ebu Zür'ayı Ebu Hüreyre'den, o Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurdu diye rivayet ederken dinledim:
"Benim ümmetimi Kureyş'ten bu taife helak edecektir." Ashab: O halde
bize ne buyurursun dediler. O: "Keşke insanlar onlardan uzak kalsalar"
buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
4604
7255- .. ./26- Bize
Ahmed b. İbrahim ed-Devraki ve Ahmed b. Osman en-Nevfeli de tahdis edip dedi
ki: Bize Ebu Davud tahdis etti, bize Şu'be bu isnad ile bu manada tahdis etti.
AÇIKLAMA: "Ümmetimi
Kureyş'ten bu taife helak edecektir." Buhari'nin rivayetinde:
"Ümmetimin helaki Kureyş'ten yeni yetme bir kaç kişinin eli ile
olacaktır" şeklindedir. Bu rivayet, Müslim'in rivayetinde Kureyş'ten bir
taifenin kastedildiğini açıkça göstermektedir.
Bu hadis de
mucizelerdendir. ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in haber verdiği gibi
gerçekleşmiştir.
7256-75/27- Bize Anır
en-Nakid ve İbn Ebu Ömer -lafız İbn Ebu Ömer'e ait olmak üzere- tahdis edip
dediler ki: Bize Süfyan, Zühri’DEN tahdis etti, o Said b. el-Müseyyeb'den, o
Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti:
ResuluIlah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kisra öldü, artık ondan sonra kisra
olmayacaktır. Kayser de helak olursa ondan sonra kayser olmayacaktır. Nefsim
elinde olana yemin ederim ki o ikisinin de hazineleri Allah yolunda
harcanacaktır. "
Diğer tahric: Tırmizi,
2216
AÇIKLAMA: "Kisra
öldü, ondan sonra kisra olmayacaktır. .. " Şafii ve diğer ilim adamları
der ki: Hadisin anlamı şudur: Artık -onun (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
zamanında olduğu gibi- Irak'da Kisra, Şam (Suriye)'de de Kayser olmayacaktır
demektir. Böylelikle O (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kisra ve Kayser'in bu iki
bölgedeki mülklerinin kesintiye uğrayacağını öğrebniş olmaktadır. Nitekim
dediği gibi olmuştur. Kisra'nın mülkü sona ermiş ve yeryüzünün tamamında
büsbütün zeval bulmuş, mülkü paramparça olmuş, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in bedduası ile yok olup gibniştir. Kayser ise Şam topraklarından
çekilmiş, kendi ülkesinin uzak yerlerine çekilmiş oldu. Müslümanlar her ikisinin
topraklano! fethettive buralar müslümanların eline geçti. Hamd Allah'a
mahsustur. Yine müslümanlar onların hazinelerini Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in haber verdiği gibi Allah yolunda infak ettiler. İşte bu da apaçık
bir mucizedir.
Kisra kaf harfi fethalı,
diğeri kesreli olmak üzere meşhur iki söyleyişi (kesra ve kisra) vardır.
Bir rivayette (2756)
"onların hazineleri Allah yolunda harcanacaktır" diğer rivayette
(2758) ''onların hazineleri Allah yolunda paylaştırılacaktır", bir başka
rivayette de (7260) "ebyad (beyaz)daki kisranın hazinesi"
denilmektedir ki bu da onun beyaz sarayında yahut beyaz saraylarında ve beyaz
köşklerinde ki (hazineleri) demektir ..
7257- .. ./28- Bana
Harmele b. Yahya da tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus haber
verdi. (H.) Bana İbn Rafi' ve Abd b. Humeyd de Abdurrezzak'dan tahdis etti,
bize Ma'mer haber verdi (Yunus ile) ikisi Zühri'den Süfyan'ın isnadı ile ve
onun hadisi ile aynı manada rivayet etti.
Diğer tahric: Harmele
b. Yahya'nın hadisini Buhari, 3618; İbn Rafı'in hadisini Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7258-76/29- Bize
Muhammed b. Rafi' tahdis etti. Bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer,
Hemmam b. Münebbih'den şöyle dediğini tahdis etti:
Bu(nlar) Ebu Hureyre'nin
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) diye tahdis ettikleridir. Sonra
aralarında şu hadisin yer aldığı çeşim hadisler zikretti: Yine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kisra helak oldu. Sonra onun
ardından Kisra olmayacaktır. Kayser de helak olacaktır. Sonra da onun ardından
Kayser olmayacaktır. Andolsun onların hazineleri Allah yolunda
paylaştırılacaktır. "
Diğer tahric: Buhari,
3027
7259-77/30- Bize Kuteybe
b. Said tahdisetti, bize Cerir, Abdulmelik b. Vmeyr'den tahdis etti, o Cabir b.
Semura'dan şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Kisra helak olursa ondan sonra Kisra olmayacaktır" buyurdu
ve sonra da Ebu Hureyre'nin hadisini aynı şekilde zikretti.
Diğer tahric: Buhari,
3121, 3619, 6629;
7260-78/31- Bize Kuteybe
b. Said ve Ebu Kamil el-Cahderi tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Avane, Simak b.
Harb’DEN tahdis etti, o Cabir b. Semura’DAN şöyle dediğini rivayet etti:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim:
"Müslümanlardan -yahut müminlerden- bir topluluk kesinlikle ebyadda (beyaz
sarayında) ki Kisra dlinin hazinelerini feth edecektir."
Kuteybe
"müslümanlardan" dedi ve şek etmedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7261- .. ./32- Bize
Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b.
Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Sim ak b. Harb'den şöyle dediğini tahdis etti:
Cabir b. Semura'yı şöyle derken dinledim: RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'i şöyle buyururken dinledim deyip Ebu Avane'nin hadisi ile aynı manada
rivayet etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7262- .. ./33- Bize
Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Abdulaziz -yani b. Muhammed- Sevr'den -ki o
b. Zeyd ed-Dili'dir- tahdis etti, o Ebu'l-Gays'dan, o Ebu Hureyre’DEN rivayet
ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Siz bir
tarafı karada bir tarafı denizde bulunan bir şehri hiç duydunuz mu" ashab:
Evet ey Allah'ın Resulü dediler. Şöyle buyurdu: "İshakoğullarından yetmiş
bin kişi o şehire gaza yapmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Oraya gelecekleri
vakit inecekler, hiç bir silahla savaşmayacaklar, bir ok atmayacaklar. La ilahe
illallah vallahu ekber diyecekler ve iki yanından birisi düşecektir. "
Sevr dedi ki: Benim
bildiğim ancak şöyle dediğinden ibarettir: "Denizde olan (düşecektir).
Sonra ikinci defa La ilahe illallah vallahu ekber diyecekler. Onun diğer yanı
düşecektir. Sonra üçüncü defa La ilahe illallah vallahu ekber diyecekler bu
sefer (kapılan) kendilerine açılacak ve onlar oraya girecekler, ganimet de
alacaklar. Onlar ganimetleri paylaştırmakta iken kendilerine feryad eden birisi
gelerek: Şüphesiz deccal çıktı diyecek. Onlar da her şeyi bırakıp geri
dönecekler. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7263- .. ./34- Bana
Muhammed b. Merzuk da tahdis etti, bize Bişr b. ümer ez-Zehrani tahdis etti,
bana Süleyman b. Bilal tahdis etti, bize Sevr b. Zeyd ed-Dili bu isnad ile
aynısını tahdis etti.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bir kısmı karada bir kısmı denizdeki şehir hakkında:
"İshakoğullarından yetmiş bin kişi gaza edecektir" buyruğu ile ilgili
olarak Kadı Iyaz şöyle demektedir: Müslim'in Sahihi'nin bütün asıl nüshalarında
bu şekilde "İshakoğullarından" diye kaydedilmiştir. Bazıları ise
şöyle demiştir: Bilinen ve mahfuz olan "İsmail oğullarından" şeklinde
olduğudur. Nitekim hadisin ve bağlamının delalet ettiği de budur. Çünkü bu
sözleri ile ancak arapları kastetmiştir. Sözünü ettiği bu şehir ise
Konstantiniyye (İstanbul)' dir.
7264-79/35- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Muhammed b. Bişr tahdis etti, bize
Ubeydullah, Nafi'den tahdis etti, o İbn Ömer'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) 'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Andolsun yahudilerle
savaşacaksınız ve onları alabildiğine öldüreceksiniz. Hatta taş dahi: Ey
müslüman! Bu bir yahudidir. Gel de onu öldür diyecektir."
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7265- .. ./36- Bunu bize
Muhammed b. el-Müsenna ve Ubeydullah b. Said de tahdis edip dediler ki: Bize
Yahya, Ubeydullah’dan bu isnad ile tahdis etti ve hadisinde: "Bu bir
yahudidir, arkamdadır" demiştir.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7266-80/37- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Ebu Üsame tahdis etti, bana Ömer b. Hamza
haber verip dedi ki: Salim'i şöyle derken dinledim: Bize Abdullah b. Ömer'in
haber verdiğine göre Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizlerle
yahudiler savaşacaksınız. Hatta taş: Ey müslüman! İşte bu arkamdaki bir
yahudidir gel ve onu öldür diyecektir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7267-81/38- Bize Harmele
b. Yahya tahdis etti, bize İbn Vehb haber verdi, bana Yunus İbn Şihab'dan haber
verdi, bana Salim b. Abdullah'ın tahdis ettiğine göre Abdullah b. Ömer de
kendisine şunu haber verdi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Yahudiler sizinle savaşacak ve siz de onlara galip kılınacaksınız. Hatta
taş: Ey müslüman! İşte bu arkamdaki bir yahudidir. Haydi onu öldür
diyecektir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7268-82/39- Bize Kuteybe
b. Said tahdis etti, bize Yakub -yani b. Abdurrahman- Suheyl'den tahdis etti, o
babasından, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre RasUlullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Müslümanlar yahudilerle savaşmadıkça
kıyamet kopmayacaktır. (Bu savaşta) müslümanlar onları öldürecek. Öyle ki
yahudi taşın ve ağacın arkasına saklanacak. Taş yahut ağaç: Ey müslüman, ey
Allah'ın kulu! Bu arkamdaki bir yahudidir; gel de onu öldür diyecektir. Gargad
ağacı müstesnadır. Çünkü o yahudilerin ağaçlarındandır. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Gargad.
ağacı müstesna, çünkü o yahudi ağaçlarındandır. " Gargat Beytü'l-Makdis
topraklarında bilinen dikenli bir ağaç türüdür. Deccal de yahudiler de orada
öldürülecektir. Ebu Hanife ed-Dineveri dedi ki: Avsece ağacı büyüdüğü taktirde
gargade olur.
7269-83/40- Bize Yahya
b. Yahya ve Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, Yahya, bize Ebu'l Ahvas haber
verdi derken Ebu Bekr tahdis etti dedi.(H.) Bize Ebu Kamil el-Cahderi de tahdis
etti, bize Ebu Avane tahdis etti (Ebu'l Ahvas ile) ikisi Simak'den, o Cabir b.
Semura'dan şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'i: "Muhakkak kıyametin kopmasından önce yalancılar olacaktır"
buyururken dinledim.
Ebu'l Ahvas'ın hadisinde
şunu ekledi: Dedi ki: Bunun üzerine ben de ona: Bunu Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den bizzat sen mi dinledin dedim. O: Evet dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7270- .. ./41- Bana
İbnu'l Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer
tahdis etti, bize Şu'be, Simak’DEN bu isnad ile aynısını tahdis etti.
Simak dedi ki: Kardeşimi
de şöyle derken dinledim: Cabir: Bu sebeple onlardan sakının" dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
7271-84/42- Bana Züheyr
b. Harb ve İshak b. Mansur tahdis etti, İshak b. Abdirrahman -ki o b.
Mehdi'dir- Malik'ten haber verdi derken Züheyr tahdis etti dedi. O Ebu
Zinad'dan, o P{rec'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Hepsi Allah'ın Rasulü
olduğunu ileri süren otuza yakın pek yalancı deccal gönderilmedikçe kıyamet
kopmayacaktır. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Hepsi
Allah'ın Rasulü olduğunu ileri süren otuza yakın yalancı deccal gönderilmedikçe
kıyamet kopmayacaktır." Burada "gönderilmek" ortaya çıkmak,
zuhur etmek anlamındadır. Kitabın baş taraflarında deccal ile ilgili açıklama
ve bunun "decel"den gelip bunun da olmayan bir şeyi göstermek
anlamında olduğu daha başka açıklamalar da belirtilmiş idi.
Bu türden bu asırlarda
çok kimse ortaya çıktı, şanı yüce Allah onları helak etti, izlerini söküp attı.
Onlardan geri kalanlara da böyle yapacaktır .
7272- .. ./43- Bize
Muhammed b. Rafi' tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Hemmam
b. Münebbih'den haber verdi, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den aynısını rivayet etti. Ancak o "(yubase: gönderilmedikçe
yerine)" yenbaise lafzını kullanmıştır.
Diğer tahric: Buhari,
3609; Tirmizi, 2218;
Sonraki sayfa için aşağıdaki
link’i kullan: