SAHİH-İ MÜSLİM |
FİTNELER – KIYAMET ALAMETLERİ |
13- KIYAMETTEN ÖNCE
MEYDANA GELECEK ALAMETLER HAKKINDA BİR BAB
7214-39/1- Bize Ebu
Hayseme Zuheyr b. Harb, İshak b. İbrahim ve İbn Ebi Ebu Ömer el-Mekki -lafız
Zuheyr'e ait olmak üzere- tahdis etti. İshak: Bize Sufyan b. Uyeyne, Furad
el-Kazzaz’DAN haber verdi derken diğer ikisi tahdis ettidedi. O Ebu Tufeyl'den,
o Huzeyfe b. Esid el-Gifari'den şöyle dediğini rivayet etti: Bizler
birbirimizle müzakere ederken Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımıza geldi
ve: "Neyi müzakere ediyorsunuz" buyurdu. Biz: Kıyameti anıyoniz
dedik. O: "Kıyametten önce on alamet görmediğiniz sürece asla
kopmayacaktır" buyurdu ve dumanı, deccal'i, dabbeyi, güneşin batısından
doğmasını, meryem oğlu İsa'nın inişini, Ye'cüc ile Me'cüc'ü, biri meşrikde,
biri meğribde, biri arap yarımadasında olmak üzere üç hazf'i (kara parçalarının
yerin dibine geçmesini) zikrettive bunların sonuncusu ise Yemen'den çıkacak ve
insanları mahşerlerine kovalayacak olan bir ateştir.
7215-40/2- Bize
Ubeydullah b. Muaz el-Anberi tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize Şu'be,
Furad el-Kazzaz'dan, o Ebu't-Tufayl'den, o Ebu Seri ha Huzeyfe b. Esid'den
şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüksekçe bir
odada idi. Biz de O'ndan aşağıda idik. Bize yukarıdan baktı ve:
"Neyi
anıyorsunuz" buyurdu. Biz: Kıyameti dedik. O şöyle buyurdu: "Şüphesiz
on alamet meydana gelmedikçe kıyamet de kopmayacaktır: Doğuda bir hazI, batıda
bir hazI, arap yarımadasında bir hazI, duman, deccal, dabbetul arz, Ye'cuc ve
Me'cuc, güneşin batısından doğması ve bir de Aden'in dibinden çıkacak ve
insanları yola koyulmaya mecbur eden bir ateş. "
Şu'be dedi ki: Bana
Abdulaziz b. Rufayl de Ebu't-Tufayl’DEN tahdis etti, o Ebu Seriha'dan bunun
aynısını nakletti. Ama Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in adını
zikretmeyerek o iki raviden biri onuncusunda: Meryemoğlu İsa'nın inişi derken
diğeri: İnsanları denize atan bir rüzgar dedi.
7216-41/3- Bunu bize
Muhammed b. Beşşar da tahdis etti, bize Muhammed -yani b. Cafer- tahdis etti,
bize Şu'be, Furad el-Kazzaz'dan şöyle dediğini tahdis etti: Ebu't-Tufayl'i Ebu
Seriha'dan şöyle dedi diye tahdis ederken dinledim: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yüksekçe bir odada idi. Biz de altında konuşuyorduk. Sonra hadisi
aynı şekilde zikretti.
Şu'be dedi ki:
Zannederim: Onlar konakladığı zaman onlarla birlikte O'da konaklar, kaylule
yaptıkları (dinlendikleri) yerde onlarla birlikte dinlenir.
Şu'be dedi ki: Bir adam
da bu hadisi bana Ebu't-Tufayl'den tahdis etti, o Ebu Seriha’dan diye ama (Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e nisbet ederek) onu merfu olarak rivayet etmedi.
Bu iki adamdan birisi: Meryem oğlu İsa'nın inişi derken diğeri: Onları denize
atacak bir rüzgar dedi.
7217- .. ./4- Bunu bize
Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Ebu Numan, el-Hakem b. Abdullah
el-İdi tahdis etti, bize Şu'be, Furad'dan şöyle dediğini tahdis etti:
Ebu't-Tufayl'i, Ebu Seriha'dan şöyle dedi diye tahdis ederken dinledim: Biz
konuşurken Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den (bulunduğu) yüksek
yerden bize baktı deyip, Muaz ve İbn Cafer'in hadislerine yakın olarak hadisi
zikretti.
İbnu'l Müsenna ayrıca
dedi ki: Bize Ebu Numan el-Hakem b. Abdullah tahdis etti, bize Şu'be, Abdulaziz
b. Rufey'den tahdis etti, o Ebu't-Tufeyl'den, o Ebu Seriha’DAN hadisi buna
yakın olarak nakletti. Dedi ki: Onuncusu ise Meryemoğlu İsa'nın nüzuludur.
Şu'be dedi ki: Abdulaziz
bunu merfu olarak rivayet etmedi.
AÇIKLAMA: (7214)
"Huzeyfe b. Esid" hemze fethalı sin kesrelidir,
"İbn Uyeyne Furad'dan,
o Ebu't-Tufeyl'den, o Huzeyfe b. Esid'den" şeklindeki bu isnad
Darakutni'nin istidrakte bulunduğu hadislerdendir. O şöyle demiştir: Bu hadisi
Furad, Ebu't-Tufayl'den diye başka bir surette sahih bir yolla merfu olarak
kimse rivayet etmemiştir. Bunu Abdulaziz b. Rufey ve Abdulmelik b. Meysere
mevkuf olarak rivayet etmişlerdir. Darakutni'nin sözleri bunlardır.
Müslim, Darakutni'nin de
dediği gibi İbn Rufey'in rivayetini mevkuf olarak zikretmiştir. Ama bu hadise
gölge düşürmez. Çünkü Abdulaziz b. Rufey, hafız ve sika olduğu üzerinde ittifak
olunmuş birisidir. Bu sebeple onun ziyadesi makbuldur.
Kıyametin alametleri
hakkında Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in:
"Kıyametten önce on
alamet görmediğiniz sürece kopmayacaktır" buyurup aralarında dumanı ve
deccal'i... sözkonusu etmesine gelince. Bu hadis-i şerif duman, insanların
canlarını alan müminleri de bir tür nezleli gibi bir hale düşüren bir dumandır
ve henüz gerçekleşmemiştir. Ancak kıyametin kopmasına yakın meydana gelecektir
diyenlerin görüşlerini desteklemektedir. Daha önce "hilkatin başlangıcı
kitabında" böyle diyenlerin görüşü ileİbn Mesud'un bunu reddedişine dair
açıklamalar ile İbn Mesud'un: Duman, Kureyşlilerin karşı karşıya kaldıkları bir
kıtlıktan ibarettir. Öyle ki onlar kendileri ile sema arasında duman gibi bir
şey görüyorlardı diye açıklamıştır. Bir topluluk İbn Mesud'a uygun kanaat
sahibi olmuşlardır. Diğer görüşü ise Huzeyfe, İbn Ömer ve Hasan kabul etmiş
olup, Huzeyfe bunu Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye ve yerde kırk
gün kalacağı şeklinde rivayet etmiştir. Bu rivayetlerin arasını cem etmek için
iki ayrı dumanın sözkonusu olma ihtimali vardır.
Hadis-i şerifte sözü
geçen "dabbe" ise yüce Allah'ın: "Onlar aleyhine söz
gerçekleşeceği zaman biz de onlar için yerden bir dabbe çıkartacağız"
(Nemi, 82) buyruğunda sözü edilen dabbedir. Müfessirlerin dediklerine göre bu
Safa'daki bir çatlaktan çıkacak, pek büyük bir dabbe olacaktır. İbn Amr b.
el-As’DAN rivayete göre bu deccal hadisinde sözü geçen "Cessase" dir.
"Bunların
sonuncuları ise Yemen'den çıkacak bir ateştir. İnsanları mahşerlerine doğru
kovalayacaktır." Bir rivayette ise (7215) ''Aden'in dib tarafından çıkacak
bir ateştir" denilmektedir. Asıl nüshalarda bu şekilde "kuura: dib
tarafı" diye ötreli kaf ile kaydedilmiştir. Yani Aden topraklarının en
uzak tarafından çıkacaktır. Aden ise Yemen'de meşhur ve bilinen bir şehirdir.
elMaverdi dedi ki: Buna Aden adı "udun" dan verilmiştir ki bu da
ikamet etmek demektir. Çünkü tuba, suç işleyen kimseleri burada hapsederdi. Aden
dibinden ve Yemen’DEN çıkacak olan bu ateş ise hadis-i şerifte açıkça ifade
edildiği gibi insanları haşr edecek olan ateştir. Bundan sonra gelen (7218)
"Hicaz topraklarından çıkacak ve Busra'daki develerin boyunlarını
aydınlatacak bir ateş çıkmadıkça kıyamet kopmayacaktır" buyruğuna gelince,
Kadı Iyaz bunu da haşredici ateş olarak değerlendirmiş ve şöyle demiştir:
Muhtemelen bunlar insanları haşretmek için bir araya gelecek iki ayrı ateştir.
Yahut da bu ateş ilk olarak Yemen’DEN çıkacak ve bunun iyice zuhuru ve çokça
güçlenmesi Hicaz'da gerçekleşecektir. Kadı Iyaz'ın açıklamaları bunlardır.
Ama hadis-i şerifte
Hicaz’DAN çıkacak hadisin mahşer ile alakalı olduğuna dair bir ifade değildir.
Aksine bu kıyamet alametlerinden bağımsız bir alamettir. Zamanımızda Medine'de
altı yüz elli dört yılında bir ateş çıktı. Bu, Medine'nin doğu tarafında
Harre'nin arkasında çıkan oldukça büyük bir ateş idi. Bütün Şam'da ve diğer
şehirlerde bunun bilgisi tevatür derecesine ulaştı. Medine ahalisinden o ateşi
görenlerden bazısı da bana bunu haber verdi.
(7215) "Ebu
Seriha" isminde sin fethalı, re harfi kesrelidir.
"İnsanları yola
koyulmaya mecbur eden" buradaki terhalu: yola koyulmaya mecbur eden te
harfi fethalı, re harfi sakin hade fethalıdır. Bunu bu şekilde zaptettik.
Cumhur da böylece zaptetmiş bulunmaktadır. Kadi lyaz da kendi bölgelerindeki
rivayetlerinden böylece nakletmiştir. Anlamına gelince, onları yola koyulmaya
mecbur eder ve onları yerlerinden harekete koyulmak zorunda bırakır. Onlar da
ateşin önünde yola koyulmaya başlarlar. Ateşin insanları yola koyulmaya mecbur
edip, onları toplamaları ile ilgili açiklama daha önceden geçmiş bulunmaktadır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
14- HİCAZ
TOPRAKLARINDAN BİR ATEŞ ÇIKMADIKÇA KIYAMET KOPMAYACAKTIR BABI