SAHİH-İ MÜSLİM

FİTNELER – KIYAMET ALAMETLERİ

 

4- İKİ MÜSLÜMAN KILIÇLARI İLE KARŞI KARŞIYA GELİRSE BABI

 

7181-14/1- Bana Ebu Kamil Fudayl b. Husayn el-Cahderi tahdis etti, bize Hammad b. Zeyd, Eyyub ve Yunus’DAN tahdis etti, ikisi Hasan'dan, o Ahnef b. Kays’DAN şöyle dediğini rivayet etti: Ben bu adamın yanına gitmek isteyerek dışarı çıktım. Ebu Bekre benimle karşılaştı. Nereye gitmek istiyorsun ey Ahnef dedi. Ben: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in amcasının oğluna -Ali'yi kastediyor- yardım etmek istiyorum dedi. Bana: Ey Ahnef dön dedi. Çünkü ben, ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "İki müslüman kılıçlan ile karşı karşıya gelirlerse öldüren de öldürülen de cehennemdedir" buyururken dinledim. Bunun üzerine ben: Ey Allah'ın Resulü! Öldüreni anladım, öldürülen neden dedim -yahut denildi- O: "Çünkü o da arkadaşını öldürmek istemişti" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 2875, 7083; Ebu Davud, 4268, 4269; Nesai, 4133, 4134

 

 

 

7182-15/2- Bunu bize Ahmed b. Abde ed-Dabbi de tahdis etti, bize Hammad, Eyyub, Yunus ve el-Muaila b. Ziyad'dan tahdis etti, onlar Hasan'dan, onlar Ahnef b. Kays'dan, o Ebu Bekre’DEN şöyle dediğini rivayet etti: Resuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İki müslüman kılıçlan ile birbirlerine karşı çıkacak olurlarsa öldüren de öldürülen de cehennemdedir" buyurdu.

 

 

 

7183-,../3- Bana Haccac b. eş-Şair de tahdis etti, bize Abdurrezzak kitabından tahdis etti, bize Ma'mer, Eyyub’DAN bu isnad ile Ebu Kamil'in Hammad’DAN diye sonuna kadar rivayet ettiği hadise yakın olarak haber verdi.

 

 

 

7184-16/4- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Gunder, Şu'be'den tahdis etti. (H.) Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Mansur'dan tahdis etti, o Rib'i b. Hiraş'dan, o Ebu Bekre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: "İki müslümanın biri diğerine karşı silah taşıması halinde her ikisi de cehennemin kenarına oldukça yaklaşmış olurlar. Onlardan biri arkadaşını öldürürse ikisi birlikte oraya girerler. "

 

 

Diğer tahric: Buhari, 7083 -muallak olarak-; Nesai, 4127, 4128 -mevkuf olarak-; İbn Mace, 3965

 

AÇIKLAMA:          (7181) "İki müslüman kılıçlan ile karşı karşıya gelirlerse öldüren de öldürülen de cehennemdedir." Burada: "karşı karşıya gelmek"in anlamı her biri diğerinin yüzüne yani onun şahsına ve tamamına darbe indirecek olursa demektir.

 

Öldüren'in de öldürülenin de cehennemliklerden olması ise bu hususta (savaşmasını haklı kılacak) te'vili olmayan, çarpışmaları / savaşmaları taassub ve benzeri batıl davalar dolayısı ile olan kimseler hakkında yorumlanır. Cehennemde olmasının anlamı ise cehennemi hak eder, bununla cezalandırılabilir de. Yüce Allah onu af edebilir de anlamındadır. Hak ehlinin mezhebi budur. Bunun te'vili daha önce defalarca geçmiş bulunmaktadır. Benzer hadislerde geçen bu gibi bütün ifadeler de buna göre te'vil edilir.

 

Şunu da bilelim ki ashab-ı kiram (radıyallahu anhum) arasında meydana gelmiş kanlı olaylar bu tehdidin kapsamına girmemektedir. Hak ve sünnet ehlinin kanaati onlar hakkında hüsn-ü zan beslemek, aralarında meydana gelen olaylar ile ilgili yorum yapmaktan uzak durmak, onların savaşmalarını uygun bir şekilde te'vil etmek ve bu savaşmalarında te'vil yapan müçtehidler olup, masiyet maksadını da kabksız dünyevi maksat gütmediklerini de kabul etmek şeklindedir. Onların her bir kesimi kendisinin haklı olduğuna, kendisine muhalefet edenin de bağiy (meşru otoriteye karşı başkaldıran) olduğuna inanmışlardır. Bundan dolayı yüce Allah'ın emrine dönmesi için onunla savaşmayı kendisi için vacip görmüştür. Onların birileri isabetli birileri ise hatasında mazur kabul edilen hatalı birileri idiler. Çünkü bu yaptıkları içtihad sebebi ile yapılmıştı. Müctehid ise hata etmesi halinde vebal albna girmez. Ali (radıyallahu anh) ise bu savaşlarda haklı ve isabetli idi. Ehl-i Sünnet mezhebinin kanaati budur. Her iki tarafın ileri sürdükleri davanın haklı olma şüphe ve ihtimali vardı. O kadar ki ashab-ı kiramdan bir topluluk bunlar hakkında şaşkına dönmüşler, her iki kesimden de uzak kalarak savaşmamışlardır. Şayet kesin olarak doğrunun hangi tarafda olduğundan emin olsalardı hiçbir zaman ona yardımcı olmaktan geri kalmazlardı. -Allah hepsinden razı olsun-

"Ben iki saftan birisine götürülünceye kadar zorlanacak olursam ... ve o cehennemliklerden olur." Yani seni iki taraftan birisine katılmana zorlayan bir kimse seni zorladığı ve fitneye seni sürüklediği için kendi günahını kazanır. Senin ondan başkalarını öldürmek sureti ile kazandığın günahını da o kazanır ve böylelikle o cehennemliklerden olur. Yani cehennemi hak eder.

 

Bu hadiste, zorlanan kimseden böyle bir yerde bulunmanın kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Öldürmeye gelince, başkasını öldürmek için zorlamakla (ikrah ile) öldürmek mübah olmaz. Aksine bu durumda emrolunan işi yapmaya zorlanan kişi (katil) de icma ile günahkar olur. Kadı Iyaz ve başkaları bu hususta icma bulunduğunu nakletmişlerdir. Mezhep alimlerimiz de şunu söyler:

 

Zinaya ikrahın hükmü de böyledir. Bu hususta günah kalkmaz. Bir kadın kendisi ile zina edilmesine imkan verinceye kadar zorlanacak olursa hüküm böyledir. Ama bağlanacak olup da bunu yapmak isteyene karşı kendisini savunma imkanıolmazsa günah sözkonusu olmaz, Allah en iyi bilendir.

 

Arkadaşını (karşısındakini) öldürmeyi istediği için maktul de cehennemdedir. " Bu cumhurun kabul ettiği doğru kanaatin lehine bir delildir. Şöyle ki: Bir kimse masiyet işlemeyi niyet edip o niyeti üzere ısrar edecek olursa, onu yapmasa dahi sözlü olarak ifade etmese dahi günahkar olur. Mesele açık bir şekilde İman Kitabı'nda geçmiş bulunmaktadır.

 

(7184) "Her ikisi de cehennem'in kenarına gelir." Nüshaların bir çoğunda bu şekilde "curuf: kenar" kelimesi cim harfi ve re harfi ötreli (curuf) ve sakin olarak (curf diye) rivayet edilmiştir. Bazılarında ise ha harfi ile "harf: kenar, kıyı" rivayet edilmiştir. Her iki lafız da birbirine yakındır. Yani içine düşmeye oldukça yaklaşmış, kenarına gelmiş olur.

 

"Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti ... Mansur'dan, onun isnadı ile merfu olarak hadisi rivayet etti." Bu hadis de Darakumi'nin istidrakte bulunduğu ve: Hadisi Seyri Mansur’DAN merfi olarak rivayet etmemiştir dediği hadislerdendir. Ancak böyle bir istidrak kabul olunamaz. Çünkü Şu'be hafız bir imamdır. Onun merfu olarak yaptığı bu ziyade daha önce defalarca açıklandığı gibi makbuldür.

 

 

 

 

7185-17/5- Bize Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih'den şöyle dediğini tahdis etti: Bu(nlar) Ebu Hureyre'nin bize Resulutlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye tahdis ettikleridir. Sonra aralarında şu hadisin de yer aldığı çeşitli hadisler zikretti: Yine Resulutlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Davalan bir olduğu halde iki büyük fırka çarpışıp aralarında büyük bir savaş olmadıkça kıyamet kopmayacaktır. "

 

Diğer tahric: Buhari, 3609

 

 

 

7186-18/6- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti ... Ebu Hureyre'den rivayete göre Resulutlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Here çoğalmadıkça kıyamet kopmayacaktır. "

 

Ashab: Herc nedir ey Allah'ın Rasulü! diye sordular. O: "Öldürmektir, öldürmektir" buyurdu.

 

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

AÇIKLAMA:          " ... kıyamet kopmayacaktır." Bu mucizelerden birisidir. Burada dile getirilen husus birinci asırda meydana gelmiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

5- BU ÜMMETİN HELAKİ BİRBİRLERİNİN VASITASI İLE OLACAKTIR BABI