SAHİH-İ MÜSLİM |
FİTNELER – KIYAMET ALAMETLERİ |
4 - باب إذا
تواجه
المسلمان
بسيفيهما
4- İKİ MÜSLÜMAN
KILIÇLARI İLE KARŞI KARŞIYA GELİRSE BABI
14 - (2888) حدثني
أبو كامل،
فضيل بن حسين
الجحدري.
حدثنا حماد بن
زيد عن أيوب
ويونس، عن
الحسن، عن
الأحنف بن
قيس. قال : خرجت
وأنا أريد هذا
الرجل. فلقيني
أبو بكرة فقال
أين تريد؟ يا
أحنف! قال قلت:
أريد نصر ابن
عم رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. يعني عليا.
قال فقال لي:
يا أحنف! ارجع.
فإني سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول
"إذا تواجه
المسلمان
بسيفيهما،
فالقاتل
والمقتول في
النار" قال
فقلت، أو قيل:
يا رسول الله!
هذا القاتل. فما
بال المقتول؟
قال "إنه قد
أراد قتل
صاحبه".
7181-14/1- Bana Ebu
Kamil Fudayl b. Husayn el-Cahderi tahdis etti, bize Hammad b. Zeyd, Eyyub ve
Yunus’DAN tahdis etti, ikisi Hasan'dan, o Ahnef b. Kays’DAN şöyle dediğini
rivayet etti: Ben bu adamın yanına gitmek isteyerek dışarı çıktım. Ebu Bekre
benimle karşılaştı. Nereye gitmek istiyorsun ey Ahnef dedi. Ben: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in amcasının oğluna -Ali'yi kastediyor- yardım
etmek istiyorum dedi. Bana: Ey Ahnef dön dedi. Çünkü ben, ResuluIlah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "İki müslüman kılıçlan ile karşı karşıya
gelirlerse öldüren de öldürülen de cehennemdedir" buyururken dinledim.
Bunun üzerine ben: Ey Allah'ın Resulü! Öldüreni anladım, öldürülen neden dedim
-yahut denildi- O: "Çünkü o da arkadaşını öldürmek istemişti"
buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
2875, 7083; Ebu Davud, 4268, 4269; Nesai, 4133, 4134
15 - (2888) وحدثناه
أحمد بن عبدة
الضبي. حدثنا
حماد عن أيوب
ويونس
والمعلى بن
زياد عن
الحسن، عن
الأحنف بن
قيس، عن أبي
بكرة. قال : قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "إذا
التقى المسلمان
بسيفيهما،
فالقاتل
والمقتول في النار".
7182-15/2- Bunu bize
Ahmed b. Abde ed-Dabbi de tahdis etti, bize Hammad, Eyyub, Yunus ve el-Muaila
b. Ziyad'dan tahdis etti, onlar Hasan'dan, onlar Ahnef b. Kays'dan, o Ebu Bekre’DEN
şöyle dediğini rivayet etti: Resuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"İki müslüman kılıçlan ile birbirlerine karşı çıkacak olurlarsa öldüren de
öldürülen de cehennemdedir" buyurdu.
15-م - (2888)
وحدثني حجاج
بن الشاعر.
حدثنا
عبدالرزاق من
كتابه. أخبرنا
معمر عن أيوب،
بهذا
الإسناد، نحو
حديث أبي كامل
عن حماد. إلى
آخره.
7183-,../3- Bana Haccac
b. eş-Şair de tahdis etti, bize Abdurrezzak kitabından tahdis etti, bize
Ma'mer, Eyyub’DAN bu isnad ile Ebu Kamil'in Hammad’DAN diye sonuna kadar
rivayet ettiği hadise yakın olarak haber verdi.
16 - (2888) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا غندر عن
شعبة. ح
وحدثنا محمد
بن المثنى
وابن بشار.
قالا: حدثنا
محمد بن جعفر.
حدثنا شعبة عن
منصور، عن ربعي
بن حراش، عن
أبي بكرة ، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال "إذا
المسلمان،
حمل أحدهما
على أخيه
السلاح، فهما
على جرف جهنم.
فإذا قتل
أحدهما
صاحبه،
دخلاها جميعا".
7184-16/4- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Gunder, Şu'be'den tahdis etti. (H.) Bize
Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b.
Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Mansur'dan tahdis etti, o Rib'i b. Hiraş'dan, o
Ebu Bekre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu
rivayet etti: "İki müslümanın biri diğerine karşı silah taşıması halinde
her ikisi de cehennemin kenarına oldukça yaklaşmış olurlar. Onlardan biri
arkadaşını öldürürse ikisi birlikte oraya girerler. "
Diğer tahric: Buhari,
7083 -muallak olarak-; Nesai, 4127, 4128 -mevkuf olarak-; İbn Mace, 3965
AÇIKLAMA: (7181)
"İki müslüman kılıçlan ile karşı karşıya gelirlerse öldüren de öldürülen
de cehennemdedir." Burada: "karşı karşıya gelmek"in anlamı her
biri diğerinin yüzüne yani onun şahsına ve tamamına darbe indirecek olursa demektir.
Öldüren'in de
öldürülenin de cehennemliklerden olması ise bu hususta (savaşmasını haklı
kılacak) te'vili olmayan, çarpışmaları / savaşmaları taassub ve benzeri batıl
davalar dolayısı ile olan kimseler hakkında yorumlanır. Cehennemde olmasının
anlamı ise cehennemi hak eder, bununla cezalandırılabilir de. Yüce Allah onu af
edebilir de anlamındadır. Hak ehlinin mezhebi budur. Bunun te'vili daha önce
defalarca geçmiş bulunmaktadır. Benzer hadislerde geçen bu gibi bütün ifadeler
de buna göre te'vil edilir.
Şunu da bilelim ki
ashab-ı kiram (radıyallahu anhum) arasında meydana gelmiş kanlı olaylar bu
tehdidin kapsamına girmemektedir. Hak ve sünnet ehlinin kanaati onlar hakkında
hüsn-ü zan beslemek, aralarında meydana gelen olaylar ile ilgili yorum yapmaktan
uzak durmak, onların savaşmalarını uygun bir şekilde te'vil etmek ve bu
savaşmalarında te'vil yapan müçtehidler olup, masiyet maksadını da kabksız
dünyevi maksat gütmediklerini de kabul etmek şeklindedir. Onların her bir
kesimi kendisinin haklı olduğuna, kendisine muhalefet edenin de bağiy (meşru
otoriteye karşı başkaldıran) olduğuna inanmışlardır. Bundan dolayı yüce
Allah'ın emrine dönmesi için onunla savaşmayı kendisi için vacip görmüştür.
Onların birileri isabetli birileri ise hatasında mazur kabul edilen hatalı
birileri idiler. Çünkü bu yaptıkları içtihad sebebi ile yapılmıştı. Müctehid
ise hata etmesi halinde vebal albna girmez. Ali (radıyallahu anh) ise bu
savaşlarda haklı ve isabetli idi. Ehl-i Sünnet mezhebinin kanaati budur. Her
iki tarafın ileri sürdükleri davanın haklı olma şüphe ve ihtimali vardı. O
kadar ki ashab-ı kiramdan bir topluluk bunlar hakkında şaşkına dönmüşler, her
iki kesimden de uzak kalarak savaşmamışlardır. Şayet kesin olarak doğrunun
hangi tarafda olduğundan emin olsalardı hiçbir zaman ona yardımcı olmaktan geri
kalmazlardı. -Allah hepsinden razı olsun-
"Ben iki saftan
birisine götürülünceye kadar zorlanacak olursam ... ve o cehennemliklerden
olur." Yani seni iki taraftan birisine katılmana zorlayan bir kimse seni
zorladığı ve fitneye seni sürüklediği için kendi günahını kazanır. Senin ondan
başkalarını öldürmek sureti ile kazandığın günahını da o kazanır ve böylelikle
o cehennemliklerden olur. Yani cehennemi hak eder.
Bu hadiste, zorlanan
kimseden böyle bir yerde bulunmanın kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Öldürmeye
gelince, başkasını öldürmek için zorlamakla (ikrah ile) öldürmek mübah olmaz.
Aksine bu durumda emrolunan işi yapmaya zorlanan kişi (katil) de icma ile
günahkar olur. Kadı Iyaz ve başkaları bu hususta icma bulunduğunu
nakletmişlerdir. Mezhep alimlerimiz de şunu söyler:
Zinaya ikrahın hükmü de
böyledir. Bu hususta günah kalkmaz. Bir kadın kendisi ile zina edilmesine imkan
verinceye kadar zorlanacak olursa hüküm böyledir. Ama bağlanacak olup da bunu
yapmak isteyene karşı kendisini savunma imkanıolmazsa günah sözkonusu olmaz,
Allah en iyi bilendir.
Arkadaşını
(karşısındakini) öldürmeyi istediği için maktul de cehennemdedir. " Bu
cumhurun kabul ettiği doğru kanaatin lehine bir delildir. Şöyle ki: Bir kimse
masiyet işlemeyi niyet edip o niyeti üzere ısrar edecek olursa, onu yapmasa
dahi sözlü olarak ifade etmese dahi günahkar olur. Mesele açık bir şekilde İman
Kitabı'nda geçmiş bulunmaktadır.
(7184) "Her ikisi
de cehennem'in kenarına gelir." Nüshaların bir çoğunda bu şekilde
"curuf: kenar" kelimesi cim harfi ve re harfi ötreli (curuf) ve sakin
olarak (curf diye) rivayet edilmiştir. Bazılarında ise ha harfi ile "harf:
kenar, kıyı" rivayet edilmiştir. Her iki lafız da birbirine yakındır. Yani
içine düşmeye oldukça yaklaşmış, kenarına gelmiş olur.
"Bize Ebu Bekr b.
Ebu Şeybe tahdis etti ... Mansur'dan, onun isnadı ile merfu olarak hadisi
rivayet etti." Bu hadis de Darakumi'nin istidrakte bulunduğu ve: Hadisi Seyri
Mansur’DAN merfi olarak rivayet etmemiştir dediği hadislerdendir. Ancak böyle
bir istidrak kabul olunamaz. Çünkü Şu'be hafız bir imamdır. Onun merfu olarak
yaptığı bu ziyade daha önce defalarca açıklandığı gibi makbuldür.
17 - (157) وحدثنا
محمد بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
حدثنا معمر عن
همام بن منبه.
قال: هذا ما
حدثنا أبو
هريرة عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فذكر أحاديث
منها : وقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "لا تقوم
الساعة حتى
تقتتل فئتان
عظيمتان.
وتكون بينهما
مقتلة عظيمة.
ودعواهما
واحدة".
7185-17/5- Bize Muhammed
b. Rafi'de tahdis etti, bize Abdurrezzak tahdis etti, bize Ma'mer, Hemmam b.
Münebbih'den şöyle dediğini tahdis etti: Bu(nlar) Ebu Hureyre'nin bize
Resulutlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den diye tahdis ettikleridir. Sonra
aralarında şu hadisin de yer aldığı çeşitli hadisler zikretti: Yine Resulutlah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Davalan bir olduğu halde iki
büyük fırka çarpışıp aralarında büyük bir savaş olmadıkça kıyamet
kopmayacaktır. "
Diğer tahric: Buhari,
3609
18 - (157) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
يعقوب (يعني
ابن عبدالرحمن)
عن سهيل، عن
أبيه، عن أبي
هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال "لا
تقوم الساعة
حتى يكثر
الهرج" قالوا:
وما الهرج؟ يا
رسول الله!
قال "القتل.
القتل".
7186-18/6- Bize Kuteybe
b. Said tahdis etti ... Ebu Hureyre'den rivayete göre Resulutlah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Here çoğalmadıkça kıyamet kopmayacaktır.
"
Ashab: Herc nedir ey
Allah'ın Rasulü! diye sordular. O: "Öldürmektir, öldürmektir"
buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: " ...
kıyamet kopmayacaktır." Bu mucizelerden birisidir. Burada dile getirilen
husus birinci asırda meydana gelmiştir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
5- BU ÜMMETİN HELAKİ
BİRBİRLERİNİN VASITASI İLE OLACAKTIR BABI