SAHİH-İ MÜSLİM

FİTNELER – KIYAMET ALAMETLERİ

 

3- FİTNELERİN YAĞMUR DAMLALARININ DÜŞTÜĞÜ GİBİ iNMESİ BABI

 

7174-9/1- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakid, İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer -lafız İbn Ebu Şeybe'ye ait olmak üzere- tahdis etti, İshak, bize Süfyan b. Uyeyne, Zührı’DEN haber verdi derken diğerleri tahdis etti dedi. O Urve'den, o Üsame’DEN rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'nin kalelerinden birisinin üzerine çıktı. Sonra: "Benim gördüğümü siz de görüyor musunuz? Gerçek şu ki ben evlerinizin arasında fitnenin yağmur damlalarının düştüğü gibi düştüğünü görüyorum" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 1878,2467,3597, 7060

 

 

 

7175- .. ./2- Bize Abd b. Humeyd de tahdis etti, bize Abdurrezzak haber verdi, bize Ma'mer, Zühri'den bu isnad ile buna yakın olarak haber verdi.

 

 

AÇIKLAMA:          "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine kalelerinden birisine çıktı ... " Utum: kaleler: hemze ve harfleri ötreli olarak saray ve kale anlamındadır. Çoğulu "atam" denilir. Eşrafe üstüne çıktı demektir. Burada yağmur damlalarının düşmesine benzetmesi çokluk ve genelliği itibari iledir. Yani bu fitneler pek çok olacak, insanların hepsini kapsayacak, belli bir kesim özel olarak bunlara maruz kalmayacak. Bu da Cemel, Sıffin, Harre vakası, Osman (radıyallahu anh)'ın öldürülmesi, Hüseyin (radıyallahu anhuma)nın öldürülmesi ve daha taşka cereyan edecek savaşlara bir işarettir. Bunda Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in açık bir mucizesi vardır.

 

 

 

 

7176-10/3- Bana Amr en-Nakid, Hasan el-Hulvanı ve Abd b. Humeyd tahdis etti. Abd bana Yakub -ki o b. İbrahim b. Sa'd'dır- haber verdi derken diğer ikisi tahdis etti dedi. Bize babam Salih'den tahdis etti, o İbn Şihab'dan rivayet etti, bana İbnu'l Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman'ın tahdis ettiklerine göre Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Öyle fitneler olacaktır ki bunlarda oturan ayakta durandan hayırlı olacaktır. Ayakta duran yürüyenden hayırlı olacaktır. Yürüyen koşandan hayırlı olacaktır. Kim onları arzu ederse onlar kendisini yıkar. Kim onlarda sığınacak bir yer bulursa oraya sığınsın. "

 

Diğer tahric: Buhari, 3601

 

 

 

7177-11/4- Bize Amr en-Nakid, Hasan el-Hulvanı ve Abd b. Humeyd tahdis etti. Abd, bima Yakub haber verdi derken, diğer ikisi tahdis etti dedi. Bize babam Salih'den tahdis etti, o İbn Şihab'dan rivayet etti, bana Ebu Bekr b. Abdurrahman, Abdurrahman b. Muti' b. el-Esved'den tahdis etti, o Nevfel b. Muaviye'den, Ebu Hureyre'nin bu hadisini aynı şekilde rivayet etti. Ancak Ebu Bekr: "namazlardan öyle bir namaz vardır ki kim onu vaktinde eda edemezse ailesini ve malını kaybetmiş gibi olur" ibaresini eklemektedir.

 

 

 

7178-12/5- Bana İshak b. Mansur tahdis etti ... -Ebu Hureyre dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Öyle fitneler olacaktır ki onlarda uyuyan uyanık olandan hayırlı olacaktır, uyanık olan ayakta durandan hayırlı olacaktır, ayakta duran yürüyenden hayırlı olacaktır. Kim sığınacak yahut korunacak bir yer bulursa sığınsın. "

 

 

Diğer tahric: Buhari, 7081

 

AÇIKLAMA:          (7176) "Öyle fitneler olacaktır ki onlarda ayakta duran ... ona sığınsın."

 

Bir diğer rivayette (7178) "öyle fitneler olacaktır ki onlarda uyuyan uyanık olandan hayırlı olacaktır. .. "

 

(7176) "Teşerrafe: arzu ederse" iki meşhur şekilde rivayet edilmiştir. Birincisine göre te, şin ve re harfleri fethalı, ikincisi ise yuşrifu şeklinde ye ötreli, şin sakin, re kesreli rivayetidir. Fiil bir şeyiarzu etmek, ona göz dikmekten gelmektedir. Bu da bir kimsenin bu işi yapmaya kalkışması, onu yapmayı arzu etmesi ve bu maksatla kendisini öne çıkarmaya çalışması demektir. "Testeşrifihu: kendisini yıkar" fiili de onu devirir, onu yere yıkar demektir. Bunun da "işraf"den gelip helak olma kertesine gelme anlamınageldiği de söylenmiştir. Nitekim ölüm kertesine gelen hastanın halini anlatmak için eşfe ve eşrafe filleri kullanılır.

 

RasUlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Kim onlardan bir sığınacak yer bulursa" yani bir koruyucu bulursa onlardan kurtulmak için sığmacak, uzak kalacak bir yer bulursa oraya sığınsın. Yani oraya çekilsin demektir.

 

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "O fitnelerde oturan ayakta durandan hayırlı olacaktır. .. " buyruğunun manası ise bu fitnelerintehlikelerinin büyüklüğünü Beyan etmek, onlardan uzaklaşıp kaçmaya, herhangi bir şekilde onlara teşebbüste bulunmaya bir teşviktir, kötülüğünün ve fitnesinin de onunla alakalı olmak oranında olacağına dair bir açıklamadır.

 

 

 

 

7179-13/6- Bana Ebu Kamil el-Cahderi Fudayl b. Husayn tahdis etti.

Bize Hammad b. Zeyd tahdis etti, bize Osman eş-Şehham tahdis edip dedi ki: Ben ve Ferkad es-Sebahi, Müslim b. Ebu Bekr'in yanina -o kendisine ait bir arazide bulunuyorken- gittim. Huzuruna girdik ve ona: Sen babanı fitneler hakkında bir hadis naklederken dinlemiş miydin dedik. O: Evet, Ebu Bekre'yi tahdis ederken dinledim dedi: Dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şüphesiz yakında çeşitli fitneler olacaktır. Şunu bilin ki sonra bir fitne daha olacaktır ki o fitnede oturan onda yürüyenden hayırlı olacaktır. O fitnede yürüyen ona doğru koşandan hayırlı olacaktır. Şunu bilin ki o fitne indiği yahut meydana geldiği vakit develeri olan kimse develerinin yanına gitsin, koyunları olan kimse koyunlarının yanına gitsin, arazisi olan arazisine gitsin." Bunun üzerine bir adam: Ey Allah'ın Resulü! Develeri, koyunları ve arazisi olmayan kişi hakkında ne buyurursun dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kılıcını alıp onun keskin tarafını bir taş ile ezsin. Sonra da kurtulabilirse kurtulsun. Allah'ım tebliğ ettim mi? Allah'ım tebliğ ettim mi? Allah'ım tebliğ ettim mi?" buyurdu. Bunun üzerine bir adam:

 

Ey Allah'ın Rasulü! Peki ya ben? İki saftan birisine yahut iki gruptan birisine götürülünceye kadar zorlanacak olursam sonra bir adam kılıcı ile beni vursa yahut bir ok gelip beni öldürse durumum ne olur dersin dedi.' Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O kişi hem kendisinin hem senin günahını yüklenir ve cehennemliklerden olur" buyurdu.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 4256

 

 

 

7180- .. ./7- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb de tahdis edip dedi ki: Bize Veki' tahdis etti. (H.) Bana Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Ebu Adiyy'in oğlu tahdis etti (Veki' ile) ikisi Osman eş-Şehham'dan bu isnad ile tahdis etti. İbn Ebu Adiyy'in hadisi rivayeti Hammad'ın sonuna kadar hadisine yakındır. Veki'in hadisi ise "kendisini kurtarabilirse" sözünde nihayete ermekte olup ondan sonrasını zikretmedi. 

 

 

AÇIKLAMA:          (7179) "Kılıcını alır keskin tarafını bir taş ile ezer. " Denildiğine göre bundan maksat hadisin zahirinden anlaşıldığı gibi gerçek manada kılıcını kırmaktır. Böylelikle kendisinin karşısında savaşma kapısını kapatmış olur.

 

Bunun mecazi bir ifade olduğu, maksadın savaşmayı terk etmek olduğu da söylenmiştir. Ama birinci açıklama daha sahihtir.

 

Bu hadis, bundan önce geçen ve bundan sonra gelecek hadisler fitne halinde durum ne olursa olsun savaşılmayacağı görüşünde olanların gösterdikleri delillerdendir.

 

İlim adamları ise fitne halinde savaşmak hususunda ihtilaf etmişlerdir.

Bir kesim: Müslümanların fitne zamanlarında kişi evinde iken onun yanına girilse ve onu öldürmek isteseler dahi savaşmaz ve kendisini savunması dahi caiz olmaz. Çünkü onu öldürmek isteyen kişi kendi kanaatine göre bir te'vil yapan bir kimsedir. Sahabi Ebu Bekr'e (radıyallahu anh)'ın ve başkalarının görüşü budur.

 

İbn Ömer, İmran b. Husayn (radıyallahu anhum) ve başkaları da: Kendisi fitneye müdahil olmaz. Ama canına kastedilmek istenirse kendisini savunur.

Bu iki görüş İslam'da görülen fitnelerin tamamına girmeyi terk etmek üzerinde ittifak etmektedir. Ashab-ı kiramın, tabiinin büyük çoğunluğu ile İslam alimlerinin genelinin kanaatine göre ise fitne zamanlarında haklı olana yardım etmek ve bağilerle savaşmak sureti ile onun yanında yer almak gerekir. Nitekim yüce Allah: "Haddi aşan kesim ile savaşınız" (Hucurat, 9) buyurrriaktadır.

 

Sahih olan da budur. Hadis-i şerifler ise kimin haklı olduğu kendisi için belli olmayan kimseler hakkında yahut da her ikisi de zalim olan herhangi birisi bir te'vile dayanarak savaşmayan kimseler hakkında yorumlanır. Şayet birinci kesimin dediği gibi olursa o taktirde fesat başgösterir, bağiy ehli (haksızca savaşa kalkışanlar) ile batıkıların eli ve dili uzar. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

4- İKİ MÜSLÜMAN KILIÇLARI İLE KARŞI KARŞIYA GELİRSE BABI